GÜNDEM - 20 Ağustos 2021 Cuma 18:47

28 Şubat mağduru Kanmaz: 'Kesinlikle cezaevinden tahliye edilmelerini istemiyoruz'

A
A
A
28 Şubat mağduru Kanmaz: 'Kesinlikle cezaevinden tahliye edilmelerini istemiyoruz'

28 Şubat post modern darbesinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nden disiplinsizlik gerekçesiyle ihraç edilen ve 2011 yılında çıkan 6191 sayılı kanun ile emekli olan Adaleti Savunanlar Derneği Konya Şube Başkanı Mehmet Kanmaz, “Artık cezaevinde cezalarını çekecekler, cezaevinde müebbet cezasıyla bize yapmış oldukları zulümleri düşünecekler. Herhangi bir şekilde onların yaşlarından dolayı veya başka bir hastalıklarından dolayı kesinlikle cezaevinden tahliye edilmesini istemiyoruz” dedi.

28 Şubat davasında alınan müebbet hapis cezası kararları Yargıtay tarafından onandı. Hükmün kesinleşmesinin ardından davada yargılanan 14 sanık hakkında infaz süreci başlatılarak emekli Orgeneraller Çevik Bir ve Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu sanıklar, gözaltına alınmasının ardından cezaevine gönderildi.

28 Şubat sürecinde yaşadıklarını anlatan Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) Konya Şube Başkanı Mehmet Kanmaz, “28 Şubat sürecinde yaşadığımız, 2013’den bu tarafa gelen yargılama neticesinde 105 kişi ile başlayan bu iddianame suçluları en son 21 kişiye düşmüştü ve bunlardan 7 kişi de zaman aşımından dolayı tahliye kararı verilmişti. En son dün alınan karar neticesinde Yargıtay’ımızın 28 Şubat çalışma grubunun cuntasında 14 generalin tutuklanmasına ve cezaevinde müebbet hapis yatmasına karar verildi. Bu bizim için çok önemli. Ülkemiz son 110 yıldan beri hep darbe sürecini yaşadı ama 28 Şubat diğer darbelere benzemedi. Çünkü batı çalışma grubu silahla müdahale etmedi. O zamanın millet idaresiyle yönetime gelen hükümeti bir şekilde devirerek diğer siyasi partilerimizi kullanarak maalesef iktidarı değiştirdi. İktidarı değiştirdikten sonra özellikle milletimizin değerleriyle mücehhez olan kurumları, kuruluşları sivil toplum kuruluşları ve bunların içerisinde öğretmeniyle, hanım kardeşlerimizle, üniversite öğrencilerimizle 28 Şubat 97, 98 ve 99 dönemlerinde ülke içerisinde müthiş bir kaos yaşandı” dedi.

“Gerçek inancımızdan dolayı silahlı kuvvetlerden ihraç edildik”

Adaleti Savunanlar Derneği Konya Şube Başkanı Kanmaz, “Yine o dönemde Yargıtay’ımız Danıştay’ımız o dönemin hukukçuları maalesef genelkurmayın brifinglerine katılarak, talimatları uygulayarak 28 Şubat'ın içerisinde mücadele eden kardeşlerimizi sadece düşünceye göre yargılayıp ve maalesef 400 civarındaki bu kardeşlerimiz halen cezaevinde çile çekiyor. Silahla en ufak bir şey yapmamış. Çünkü bizim geçmişimiz olsun, şu anda olsun biz Türk milleti içerisinde Türk Silahlı Kuvvetleriyle beraber peygamber ocağı olarak görüp onla mücadele eden insanlarız. Bizim en ufak bir terör hadisemiz yoktur. Bizim görevimiz çok sevdiğimiz silahlı kuvvetlerimizin içinde görev alırken dışarıdan gelen düşmana karşı mücadele etmek. Ama 28 Şubat döneminde yapılan bu uygulama neticesinde kesinlikle bir suçu olmadan sadece disiplinsizlik düşüncesiyle ama gerçek inancımızdan dolayı bin 400 civarındaki silahlı kuvvetler mensubu silahlı kuvvetlerden ihraç edildi” şeklinde konuştu.

“FETÖ o dönemde kendisine inancı olmayan subay ve astsubayları bir şekilde ihraç etti”

ASDER Konya Şube Başkanı Kanmaz, “Geriye doğru baktığımız zaman bunun da büyük bir proje olduğunu, FETÖ’nün o dönemde kendisine inancı olmayan subay ve astsubayları bir şekilde ihraç ederek daha sonra 2000'li yıllarda da balyoz iddianamesiyle tasfiye ederek kendilerinin önünü açmışlar. Rabbim tabii ki bunlara müsaade etmedi ama 2016 değil de 2019 veya 2020 yılında o dönem yaşansaydı bunlar sessiz ve kansız bir şekilde ülkeyi ele geçireceklerdi. Ama Rabbim müsaade etmedi, 15 Temmuz'u yaşadık 250 şehidimiz 3 bin 200 tane gazimiz var” ifadelerini kullandı.

“Bunlar artık cezaevinde ceza çekecekler bize yapmış oldukları zulümleri düşünecekler”

Dernek olarak mücadele ettiklerini anlatan Kanmaz, “Biz Cumhurbaşkanlığına bir liste verdik. Biz göreve yine hazırız diye. Çünkü biz başımıza gelen tüm sıkıntıya biz sabrettik biz dedik ki bizi biz yapan değerlerle AK Partimiz bizim haklarımızı alır dedik. 2011 yılında bizimle ilgili bir yasa çıktı ama eksik çıktı. Biz yine hamd ediyoruz ki arkadaşlarımızın birçoğunun mağduriyetleri bir şekilde giderildi. Biz istedik ki Yargıtay’ımız bu konuda 2013 yılında açılan 28 Şubat batı cuntasının yargılama neticesinde bizim de haklarımızı alır düşüncesinde mücadele ettik. Aylarca 28 Şubat yargılamalarına katıldık Ankara’daki 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne ama sonuca baktığımız zaman bizi sevindiren bir tarafı var üzüntü olan bir tarafı var. Sevinen tarafımız 14 tane batı çalışma içerisinde bulunan cunta bunun başında bulunan Çevik Bir olmak üzere bunlar artık cezaevinde ceza çekecekler, cezaevinde müebbet cezasıyla artık bize yapmış oldukları zulümleri düşünecekler. Biz bundan dolayı çok memnunuz. Herhangi bir şekilde onların yaşlarından dolayı veya başka bir hastalıklarından dolayı kesinlikle cezaevinden tahliye edilmesini istemiyoruz. Çünkü bu şekilde olup cezaevlerinde 28 Şubat mağduru olan büyük abilerimiz kardeşlerimiz var şuanda onlar orada çile çekiyor. Bizim beklentimiz şudur, uğramış olduğumuz mağduriyetten dolayı müşteki idik bu nedenle oluşan haklarımızın verilmesini istiyoruz. Yani bizim önümüzün açılmasını istiyoruz. Yani biz özetle yargılanmak istiyoruz. Eğer bizi yargılamıyorlarsa da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde AK Parti, MHP, diğer partileriyle bizim haklarımızın verilmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.

“Dikkat ederseniz biz hiçbir zaman sokaklara taşmadık”

Kendilerinin o dönemden bugüne mağdur olduklarını anlatan Başkan Mehmet Kanmaz, “Çünkü biz mağduruz. Bu bin 400 civarındaki kardeşimiz onun artısında karalama mağduru olan 3 bin kardeşimiz bu şekilde mağdur ama hiç birinden ses çıkmıyor. Dikkat ederseniz biz hiçbir zaman sokaklara taşmadık. Biz ülkemizde silahlı kuvvetlerimizle beraber bu ülkenin değerleriyiz, biz mücadelemize devam edeceğiz. Biz inanıyoruz ki önümüzdeki günlerde meclis açıldığı zaman bizlerin haklarının alınması konusunda meclisimiz bizim için bir karar verecektir” ifadelerini kullandı.

İbrahim Yetkin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TBMM Genel Kurulu’nda Maden Kanunu Değişikliği Teklifi kabul edildi Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Kabul edilen maddelere göre, Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK) koduna göre raporlama zorunluluğu sadece IV. Grup maden işletme ruhsatları açısından devam edecek. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, arama ruhsatı alarak bulduğu madenler için UMREK Koduna göre rapor hazırlama şartı aranmaksızın MTA tarafından hazırlanan raporlar ile buluculuk hakkını kazanacak. İçme-kullanma suyu temin edilen rezervuarlar ve sulak alanlar ile Kıyı Kanunu kapsamında kalan kıyı ve sahil şeritleri hariç olmak üzere denizler, baraj gölleri, suni göller ve tabii göllerin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yenilenebilir enerji kaynak alanı olarak ilan edilen alanlarında imar planı yapılmaksızın yenilenebilir enerji üretim santralleri kurulabilecek. Doğal Gaz Piyasası Kanunu’na "doğal gazın sıvılaştırılması" tanımı eklenecek. Yüzen LNG tesislerinin işletilmesi ve yer değişikliği kapsamında sağlanacak istisnalar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının görüşü alınarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından bu düzenleme uyarınca yayımlanan usul ve esaslara göre belirlenecek. Mevcut depolama tesisleri, mevcut tesislerdeki kapasite artışları veya yeni yapılacak tesisler, kullanım oranları veya rekabet koşulları dikkate alınarak düzenlemenin sisteme erişime ilişkin hükümlerinden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının görüşü alınarak Kurul kararı ile belirli süre muaf tutulabilecek. Depolama şirketleri verecekleri hizmetlere ilişkin birim bedelleri ve tesis kapasitelerini yayımlamak zorunda olacak. Yurt içinde üretilen veya ithal edilen doğal gazın sıvılaştırılarak yurt dışına ihraç edilmesi ya da yurt içinde yeniden satışı amacıyla kurulacak sıvılaştırma tesislerini işletecek tüzel kişilerin Kuruldan lisans almaları gerekecek. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun’da yapılan değişiklikle, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) yarışmalarına ilişkin usul ve esaslar, ilgili yarışma şartnamesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından belirlenecek. Yarışma sonucunda oluşan fiyat veya bedel, yarışma şartnamesinde belirlenecek süre boyunca YEK Destekleme Mekanizması kapsamında değerlendirilecek. 10 yıllık süresini bitiren lisanssız üretim faaliyeti kapsamındaki tesisler, talep halinde ve lisans alma bedeli ile lisans süresi boyunca elektrik piyasasında oluşan saatlik piyasa takas fiyatını, tesis tipi bazında uygulanan güncel YEK Destekleme Mekanizması fiyatından fazla olması halinde aradaki fiyat farkının YEK Destekleme Mekanizmasına katkı bedeli olarak ödeyerek lisanslı üretim faaliyetine geçebilecek.
İstanbul Turkcell’in Yeni Yönetim Kurulu belli oldu Olağan Genel Kurulu tamamlanan Turkcell’de yeni yönetim kurulu belirlendi. Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Kazancı görevine devam ederken, yönetim kuruluna Arda Ermut, Prof. Dr. Mehmet Naci İnci ve Prof. Dr. İdris Sarısoy atandı. Turkcell’in 2 Mayıs 2024’te gerçekleştirilen Olağan Genel Kurul toplantısının ardından yeni yönetim kurulu belirlendi. Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamaya göre Turkcell Yönetim Kurulu Üyesi Sir Julian Horn-Smith ile Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeleri Afif Demirkıran ve Hüseyin Arslan görevinden ayrıldı. Bu isimlerin yerlerine Arda Ermut Turkcell Yönetim Kurulu Üyesi olurken, Prof. Dr. Mehmet Naci İnci ve Prof. Dr. İdris Sarısoy Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi olarak atandı. Turkcell’in yeni yönetim kuruluyla ilgili açıklamalarda bulunan Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Kazancı, “Türkiye’nin Turkcell’i olarak 30 yıldır en yeni teknolojileri vatandaşlarımızla buluşturmanın ve ülkemiz için çalışmanın gururunu yaşıyoruz. Türkiye Yüzyılı’nı Dijitalin Yüzyılı yapma hedefimizi gerçekleştirmek için yeni yönetim kurulumuzla çalışacağız. Bu vesileyle, görev süreleri sona eren yönetim kurulu üyelerimize özverili çalışmaları ve emekleri için teşekkürlerimi sunuyorum. Yönetim kurulumuza yeni katılan üyelerimize görevlerinin hayırlar getirmesini diliyorum. Daha da güçlü bir takım olarak, üretmeye ve ülkemiz için yatırım yapmaya devam edeceğiz” dedi. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi eski Başkanı olan Ermut, Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olduktan sonra 2005 yılında Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri olarak göreve başladı. 2005’te Uzman olarak katıldığı Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nda çeşitli yöneticilik görevlerinin ardından 2015’te Kurum Başkanlığına atanmıştır. Bu görevlerinde Türkiye’ye çeşitli uluslararası doğrudan yatırımların kazandırılmasında rol oynayan Ermut, 2015-2019 yılları arasında Viyana Ekonomik Forumu ve SunExpress Yönetim Kurulu Üyeliği, 2019-2021 yılları arasında Türkiye Basketbol Federasyonu Asbaşkanlığı ve dört yıl boyunca Dünya Yatırım Ajansları Birliği’nde (WAIPA) Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerinde bulunmuştur. 2019-2021 yılları arasında Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Üyesi ve Türk Hava Yolları İcra Kurulu’nda da üç üyeden biri olarak görev yapmıştır. Arda Ermut, 2018-2020 yılları arasında Türkiye Varlık Fonu (TVF) Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapmış olup, Mart 2021 itibariyle Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak atanmıştır. Ermut, çoğunluk hisselerinin Türkiye Varlık Fonu tarafından satın alınması sonrasında Türk Telekom’da 2022-2024 yılları arasında Yönetim Kurulu Üyeliği yapmıştır. Yeni Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Naci İnci, lisans eğitimini 1987 yılında Marmara Üniversitesi Fizik Bölümü’nde, doktora eğitimini ise 1992 yılında fiber optik sensörler alanında İngiltere’deki Heriot-Watt Üniversitesi’de tamamladı. Stanford Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü’nde 1993-1994 yılları arasında optik haberleşme alanında doktora sonrası çalışmalar yapan İnci; 1994 senesinde Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nde yardımcı doçent, 1996’da ise doçent oldu. 1999-2005 yılları arasında Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nde öğretim üyeliği yapan Mehmet Naci İnci, üniversitenin diğer lisans ve lisansüstü programlarının kurulmasında çeşitli görevler üstlendi. 2005 yılında Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nde profesör olan İnci, 2013-2020 yılları arasında Bölüm Başkanlığı yaptı. Prof. Dr. Mehmet Naci İnci 2021 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Rektörü olarak görev yapmaktadır. Araştırma alanları arasında endüstriye yönelik uygulamalı optik, quantum optiği, doğrusal olmayan optik, kuantum bilişimi, optoelektronik, fiber optik sensörler, fiber optik telekomünikasyon, katıhal fiziği, optik profilometri, fotonik kristaller ve nano-yapıların fotoniği öne çıkmaktadır. Yeni Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi İdris Sarısoy ise, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü’nden 1998 yılında mezun oldu. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Anabilim Dalı’nda başladığı yüksek lisans eğitimini “Türkiye`de Kamu Kesimi Açıkları ve Finansman Politikaları” başlıklı teziyle 2000 yılında tamamladı. 2001’de Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Anabilim Dalı’nda başladığı doktora eğitimini hazırladığı “Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelere Sağlanan Vergi Teşvikleri ve Türkiye Uygulaması” adlı doktora tezi ile 2006 yılında bitirdi. 2002’de Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü’nde başladığı akademik kariyerine 2003’te Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü’nde devam etti. 2007-2014 yılları arasında Bülent Ecevit Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü’nde Doktor Öğretim Üyesi olarak çalıştı. 2014’ten itibaren Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde Doçent Doktor olarak çalışmaya başlayan Sarısoy, 2020’den bu yana Profesör Doktor olarak aynı bölümde görevine devam etmektedir. Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Konseyi Üyesi de olan Sarısoy, ağırlıklı olarak vergi konularında olmak üzere, yoksulluk, yabancı sermaye yatırımları, seçim beyannameleri ve sağlık ekonomisi alanlarında akademik araştırmalar yürütmektedir.