ÇEVRE - 14 Şubat 2012 Salı 11:55

4 Türk yunusu dünyanın dikkatini çekti

A
A
A
4 Türk yunusu dünyanın dikkatini çekti

Kaş’a bir gösteri merkezi için getirilen 4 yunusla ilgili tepkiler gün geçtikçe büyüyor. Yunuslar hala küçük ve paslı bir deniz kafesinde tutulurken, yurtiçi ve yurtdışında pek çok sivil toplum kuruluşu konuyla ilgili suç duyurularında bulundu.

Kaş’a getirilen yunusların durumu, Türkiye’den sonra dünyada da yankı bulmaya başladı. 2010 yılının Oscar’lı belgeseli The Cove’un yıldızı, aktivist ve deniz memelileri uzmanı Ric O’Barry ve Türkiye’den Yunuslara Özgürlük Platformu’nun ortaklaşa hazırladığı dilekçeyi ilk günden 1500 kişi imzaladı.

Care 2 Petition Site’ta (http://www.thepetitionsite.com/takeaction/894/733/349/) bulunan dilekçe, Başbakanlık’la birlikte, bu tesislere izin verdiği için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na, tesislerde uygulanan sözde tedaviler için Sağlık Bakanlığı’na, ruhsatlandırma ve kiralama işlemlerinden dolayı ilgili belediyelere de sesleniyor ve Türkiye’de deniz memelilerinin tutsak edildiği tüm tesislerin kapatılmasını hedefliyor.

Ekibi ile birlikte Türkiye’deki yunuslarla ilgili bir de blog (www.dolphinproject.org)  yazısı hazırlayan Ric O’Barry gelişmelerle ilgili şunları söyledi:

"T.C. Başbakanlık, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve yasadışı uygulamalara izin veren diğer tüm taraflar, Türkiye'deki ve dünyadaki binlerce insanın çağrısına artık kulak vermeliler ve gerekli hassasiyeti göstererek sorumluluklarını yerine getirmeliler. İlk adım; Kaş ve Bodrum'daki tutsak yunusları kurtarmak ve zaman kaybetmeden deniz memelilerini esir eden tüm yunus parklarının bir daha açılmamamak üzere kapatılmasını sağlamaktır. Son aşama da, gelecekte yunusların benzer veya aynı amaçlarla yakalanmasını önlemek ve yunusları koruma altına almak için uygun yasaların çıkarılmasını sağlamaktır.  Türkiye bu kez yunuslara yardım elini uzatabilir ve deniz memelilerinin korunmasına gerekli hassasiyeti gösteren bir ülke olarak dünya çapında ön plana çıkabilir. Bu tesisler, bir daha açılmamak üzere kapatılmalı, yunuslar rehabilitasyona alınmalı ve ait oldukları doğal yaşam ortamlarına, denizlere geri bırakılmalıdır"

Savcılığa şikayet edildi

Kaş’taki sivil toplum kuruluşları, 4 yunusu tutsak eden kişi ve işletmeciler hakkında, yunusları tutsak ederek ülkemizin taraf olduğu uluslararası BERN Sözleşmesi’ni ihlal ettikleri, yunusları yaralı halde paslı bir kafeste tuttukları için Hayvanları Koruma Kanunu’nu ihlal ettikleri ve sit alanına tesis kurdukları gerekçesi ile Kaş Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Kaşlılar, hukuksal platformdaki mücadeleleri sürerken, boykot ve bilinçlendirme çalışmalarına da ilçe çapında devam ediyor.

Avrupa Konseyi’ne şikayet

Yunuslara Özgürlük Platformu üyeleri, yunuslar için atılacak bir sonraki bir sonraki adımın Bern Sözleşmesi'nin sorumlu kuruluşu Avrupa Konseyi'ne şikayet olduğunu belirtiyor. Türkiye’nin taraf olduğu tüm uluslararası sözleşmeler gibi, BERN Sözleşmesi’nin de ülkemizde kanun hükmünde olduğunu belirten platform üyeleri, yapılan bu ihlallerin Türkiye’nin uluslararası düzeyde ceza almasına neden olabileceğinin altını çiziyor. Platformun hazırladığı şikayet dilekçesinin yurtiçi ve yurtdışından pek çok sivil toplum kuruluşu tarafından Avrupa Konseyi’ne gönderileceği tahmin ediliyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Sergen Yalçın sezon sonunda Antalyaspor’dan ayrılacağını açıkladı Antalyaspor Teknik Direktörü Sergen Yalçın, 2-1 mağlubiyetle sona eren Pendikspor karşılaşması sonrası yaptığı açıklamada, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık” dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında Antalyaspor, sahasında Pendikspor’a 2-1 mağlup oldu. Karşılaşmanın ardından basın toplantısında maçı değerlendiren Antalyaspor teknik patronu Sergen Yalçın, 3 puan kaybettikleri için üzgün olduklarını söyledi. Zor bir oyun olduğunu ve Pendikspor’un iyi mücadele ettiğini kaydeden Yalçın, 10 kişi kaldıktan sonra işlerinin zorlaştığını belirterek, “Aslında bayağı da bir pozisyon yakaladık. İkinci yarı maalesef oyunu çeviremedik. Böyle oyunlar da olabiliyor. Kaybettiğimiz için doğal olarak üzgünüz” dedi. Hakemi sert bir dille eleştirdi Karşılaşmanın hakemi Tugay Kaan Numanoğlu da sert bir dille eleştiren Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tugay Kaan Numanoğlu arkadaşımız olmasaydı belki biraz farklı bir maç olurdu. Özellikle ilk golü attıktan sonra oyuncumuz kafasına aldığı bir darbeyle yerde yatarken oyunu devam ettirip bana göre yüzde yüz ofsayt olan bir goldü. O çizgi nasıl çizildi bilmiyorum, kim çiziyorsa artık. Oyunun durması gerekiyordu. Çünkü oyuncumuz kafasına darbe aldı. Normal bir sakatlık değildi oyunu durdurmadı ve devamında bize golü yedirtti. Bu futbol sahalarında çok olan bir davranış değil. Oyunun devamında rakip oyuncular sakatlandığında hemen oyunu durdurup ve normal sakatlıklarda bile hemen doktorları sahaya davet etti sağ olsun bu arkadaş. Böyle hakemler Türk futbolunda olduğu sürece maalesef Türk futbol hiçbir şekilde güvenilirliği kalmayacaktır bundan sonrası için. Özellikle bu arkadaşı işaret ederek bunu söylüyorum. Gerçekten kendisi adına çok üzücü bir maç oynattı. Bırak oyuncuları oynasınlar. Kim kazanıyorsa kazansın. Seni ilgilendiren bir şey yok aslında. Sen normal maçını yönetebilirsin. Maalesef talihsiz bir gece geçirdi diye düşünüyorum." "Sezon sonu devam etmeme kararı aldık" Sezon sonu takımdan ayrılacağını da açıklayan Yalçın, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Tabii onların da bazı hedefleri, bizim de kendi adımıza hedeflerimiz var. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık. Oynayacağımız son üç maç Antalyaspor’da. Özellikle Sinan Başkan’a, yönetime değerli Antalyaspor taraftarına teşekkür ediyorum. Bizi burada çok iyi ağırladılar. Hiçbir sıkıntı yaşamadık. Güzel bir beş ay geçirdiğimizi düşünüyorum. İstediğimiz yere getirdiğimizi düşünüyorum. İnşallah önümüzdeki senelerde tekrar yollarımız karşılaşır” ifadelerini kullandı.
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.