GENEL - 29 Ocak 2011 Cumartesi 11:30

"6 milyar dolar kaçtı"

A
A
A
"6 milyar dolar kaçtı"

Kısa vadeli veya Merkez Bankası'na gecelik faiz için gelerek vur-kaç ekonomisi yaratan yabancı fonların Türkiye'ye girmesini önlenmesini isteyen TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Son zamanlarda 6 milyar dolar düzeyinde sıcak para ülkemizden çıkmıştır" dedi.

TESK Başkanı Bendevi Palandöken, Türkiye'ye giren sıcak para ve yabancı yatırımlarla ilgili basın açıklaması yaptı. Açıklamada, kısa vadeli veya Merkez Bankası'na gecelik faiz için gelerek vur-kaç ekonomisi yaratan yabancı fonların Türkiye'ye girmesinin önlenmesini isteyen TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Son zamanlarda 6 milyar dolar düzeyinde sıcak para ülkemizden çıkmıştır. Mali piyasalarda balon etkisi yaratan, paramızın değerini düşürerek ithalatı ucuzlatan, rantçı kısa vadeli sıcak vadeli paranın yerine kalıcı ve istihdam odaklı yabancı sermayenin ülkeye girişi teşvik edilmelidir" dedi.

Yabancı sermayenin rekor kırdığı 2007 yılında 22 milyar dolara ulaşan girişin, 2010 yılında yüzde 68 düşerek 7 milyara gerilediğini söyleyen Palandöken, "2011 yılında ağırlıklı tüketim malları ve perakende sektörü olmak üzere 10-12 milyar dolar civarında yabancı sermaye girişi öngörülmektedir. Türkiye'deki alış veriş merkezi (AVM) sektörü yatırımı 30 milyar dolar. Bunun da 10 milyar doları yabancı sermayeyi temsil ediyor ve bu 10 milyar doların neredeyse yarısı son 5 yılda gerçekleşti.

Perakende sektörü için yasal bir düzenleme olmadığından, kendi ülkelerinde yapamadıklarını, ülkemizde ellerini kollarını sallayarak yapıyorlar. Kısa vadede yüksek karlar elde edip ekonomilerine kazandırıyorlar. Esnafımız alın teriyle elde ettiği kazancından yüzde 35'lere varan oranlarda vergi öderken, yabancılar borsada kazandığı milyarlarca dolar için bir kuruş vergi ödemiyorlar. Yabancı sermayenin 2009 yılında transfer ettiği kar tutarı 2,9 milyar dolar, 2010 yılında bu rakam 3 milyar doları bulurken, 2003-2010 yılları
arasında yabancı sermayenin kendi ülkelerine yaptıkları kar transferi 54 milyar dolara ulaştı" diye konuştu.

Büyümek için ülkenin tasarruflarının yetersiz, dış ticaret açığının yüksek olmasının kaynak ihtiyacı doğurduğunu belirten Palandöken, "Bu açığımız kısa vadeli fonlarla veya nerden geldiği belli olmayan dövizle kapatılamaz. Son dönemde Ortadoğu'daki doğalgaz ve petrol fiyatlarının artışı dolayısıyla biriken sermayenin ABD ve AB gibi alışılmış sermaye merkezlerine akışı son ekonomik krizle kısmen azalmıştır. Dolayısıyla Türkiye, yabancı sermayeyi de kapsayacak şekilde hazırlayacağı 'teşvik sistemiyle' en
fazla yatırım kalkınmada öncelikli olan Doğu ve Güneydoğu bölgelerimize yönlendirilmelidir. Buradan yapılan kalıcı yatırımlar, kurulacak fabrikalar esnafında işlerini hareketlendirerek istihdamı arttıracak, gelir tabana yayılacaktır" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ATO Başkanı Baran: "Ekonomiye dinamizm sağlayan yiyecek içecek sektörü kredi kartı komisyonu nedeniyle sıkıntılı" Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, restoran, lokanta ve kafe ile benzeri yiyecek içecek hizmeti sunan işletmelerde KDV uygulamalarına ilişkin boykot çağrılarının sektörün motivasyonunu olumsuz etkilemesine izin verilmemesi gerektiğini belirterek, "Restoran, lokanta ve kafelere ilişkin oluşturulacak olumsuz algı sektörü de müşterileri de olumsuz etkileyecektir. Kurunun yanında yaş da yanmasın" dedi. ATO’nun 60 No’lu Restoran, Lokanta, Kafe Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Abdurrahman Işıksever, ATO Meclis Divan Kâtibi ve 60 No’lu Restoran, Lokanta, Kafe Hizmetleri Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Emre Güner, Meclis Üyesi Ayşe Nilay Çelik, Komite Meclis Üyeleri Hakan Sancur ve Meriç Çağlayan ile Komite Üyesi Aykut Altıntaş, ATO’nun Yiyecek ve İçecek Sektörü Çalışma Grubu Üyeleri Servet Alkan ve Beril Anaç ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran’ı makamında ziyaret etti. Yiyecek içecek sektörünün son dönemde gerçekleşen denetimler ve boykotlar nedeniyle yaşadığı sıkıntıları ATO Başkanı Baran’a aktaran Işıksever, Başkent’teki lokanta, restoran ve kafelerin sorunları hakkında bilgi verdi. Ziyaretin ardından yazılı bir açıklama yapan Baran, yiyecek-içecek sektörünün pandemi sürecinden en fazla etkilenen sektörlerin başında geldiğini hatırlatarak, pandeminin ardından yaşanan Rusya-Ukrayna savaşı, gıda arzında ortaya çıkan sıkıntılar, iklim değişikliğinin etkileri ve enflasyonun sektörü etkilemeye devam ettiğini söyledi. Yiyecek-içecek sektörünün hizmet sektörünün önemli bir bölümünü oluşturduğunu belirterek, ekonomideki önemine değinen Baran, "Komitemiz, denetimler başta olmak üzere, yaşadıkları sorunları aktardı" dedi. Baran, insanın temel ihtiyacını karşılayan yiyecek-içecek sektörünün tüm dünyada ekonomik kalkınmaya kaynaklık eden tarımsal üretimden perakendeye, restoranlara kadar bağlantılı olduğu sektörlerle birlikte ekonomik gelişmeye dinamizm sağladığını vurguladı. Türkiye’de ekonominin yaklaşık üçte ikisini oluşturan hizmet sektörünün ekonomik yapının iskeleti durumunda olduğunu kaydeden Baran, hizmet sektörü içinde de yiyecek-içecek sektörünün yaptığı yatırımların çarpan etkisinin, sağladığı istihdam ve ödediği vergilerle önemli bir yere sahip olduğunun altını çizdi. Türkiye ekonomisinde yaşanan gelişmelerin yiyecek-içecek sektörünün işletme giderlerini artırdığını belirten Baran, sektörün bankaların kredi kartı komisyon oranlarının yüksekliği nedeniyle sıkıntıya girdiğini, Katma Değer Vergisi’nin farklı oranlarda uygulanması nedeniyle de kafa karışıklığı yaşadığını anlattı. Baran, sektörün kira, işçilik, enerji gibi işletme giderlerinin artmasından da etkilendiğini söyledi. "Restoran, lokanta ve kafelere ilişkin oluşturulacak olumsuz algı sektörü de müşterileri de olumsuz etkileyecektir" ATO Başkanı Baran, restoran, lokanta ve kafe ile benzeri yiyecek-içecek hizmeti sunan işletmelerde menü, fiyat, KDV uygulamalarına ilişkin denetimler ile boykot gibi çağrıların hem sektörün hem de müşterilerin moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemesine izin verilmemesi gerektiğini ifade ederek, "Hizmet sektörünün bel kemiği durumundaki yiyecek-içecek sektörünün sıkıntıya girmesi demek, sektör ile ilişkili onlarca sektörün, istihdam edilen binlerce çalışanın nihayetinde ticaretimizin sıkıntıya girmesi demek olur. Sektörde dürüst ve layıkıyla ticaretini sürdüren işletmelerimize haksızlık olur. Fahiş fiyat uygulayan, menü düzenlemelerine uymayan, KDV oranlarını farklı uygulayıp suiistimal ederek sektörü zora sokanlar elbette cezalandırılmalı. Ancak gecesini gündüzüne katarak dürüstçe çalışarak topluma yiyecek-içecek hizmeti sağlayan işletmelerimizi de dara düşürmememiz gerekiyor. Restoran, lokanta ve kafelere ilişkin oluşturulacak olumsuz algı sektörü de müşterileri de olumsuz etkileyecektir. Kurunun yanında yaş da yanmasın" dedi.
Mersin Özyiğit, 32 mahalle muhtarıyla buluştu Mersin’in merkez ilçe Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, muhtarlarla daima iletişim halinde olduklarını ve birlikte çalıştıklarını belirterek, “Sorunların çözümü noktasında tüm imkânlarımızla görev yapacağız. Sorunları çözmeye gücümüz var, yeteneğimiz var, bilgimiz var, altyapımız var. Hiçbir endişeye mahal vermeden hizmetleri yerine getirmeye devam edeceğiz" dedi. Özyiğit, Yenişehir Kaymakamı Nevzat Şengök ve şube müdürleri ile birlikte 32 mahalle muhtarıyla bir araya geldi. Özyiğit ve Yenişehir Kaymakamı Nevzat Şengök, önceki dönem mahalle muhtarlarına hizmetlerinden dolayı plaket ve teşekkür belgesi verdi. “Beraberlik ve dayanışma içerisinde güzel işleri birlikte yapacağız" Seçilen muhtarları tebrik ederek, çalışmalarından başarılar dileyen Özyiğit, “Yeni bir döneme başlıyoruz. Hep birlikte çok güzel bir kenti yönetiyoruz. Bunun gururunu ve mutluluğunu yaşıyorum. Bu güzel kent daha da güzel yapmak için birlikte mücadele edeceğiz. Birlikte, omuz omuza çalışacağız. Muhtarlarımız mahallede olan her sorunu bizimle paylaşacaklar. Sorunların çözümü noktasında tüm imkânlarımızla görev yapacağız. Sorunları çözmeye gücümüz var, yeteneğimiz var, bilgimiz var, altyapımız var. Hiçbir endişeye mahal vermeden hizmetleri yerine getirmeye devam edeceğiz. Büyük bir birlik, beraberlik ve dayanışma içerisinde güzel işleri birlikte yapacağız. İnşallah yolumuz açık olur, güzel olur. Geçen dönemin üzerine koyarak çalışacağız" diye konuştu. Yenişehir’in, Türkiye’nin en gözde ilçelerinden biri olduğunu söyleyen Kaymakam Şengök ise “Başkanımın dediği gibi bu bir bayrak yarışıydı. Dokuz tane muhtarımız bu bayrağı yeni arkadaşlarımıza devretti. İnşallah yeni seçilenlerle birlikte görevi devam eden muhtarlarımızla birlikte güzel işlere, güzel hizmetlere imza atmayı hepimiz el birliğiyle başarırız. Yenişehir ilçesi gelişmişlik endeksinde gösterildiği gibi Türkiye’nin en gözde ilçelerinden birisi. Hem eğitim açısından, hem kültürel faaliyetler bakımından ve insan unsuru olarak en gözde ilçe. Tabi beklentiler yüksek olunca hizmetlerin de yüksek olması kaçınılmaz. Vatandaşımız en iyi hizmetlere layık. Kamu kurum ve kuruluşlarla birlikte belediye ile birlikte bunu yapmak bizlerin görevi” şeklinde konuştu.