EĞİTİM - 05 Ekim 2019 Cumartesi 13:07

7’nci Zeka ve Yetenek Kongresi Ankara’da başladı

A
A
A
7’nci Zeka ve Yetenek Kongresi Ankara’da başladı

Zeka ve yetenek kavramları kapsamdaki güncel tartışmaları ilgili kişilere ulaştıran, Zeka ve Yetenek Kongresi bu yıl yedinci kez gerçekleşti. Türkiye Zeka Vakfı ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Eğitim Fakültesi iş birliği ile 4-5-6 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek kongrenin ana sponsoru Uğur Okulları oldu.

ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen kongrede 7’nci Yetenek ve Zeka Kongresi’nin açılış konuşmasını gerçekleştiren Uğur Okulları İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Yücel, her çocuğun büyük bir potansiyel olduğunu ve keşfedilmesi gerektiğini vurguladı. Yücel: “Her biri ayrı potansiyele sahip çocuklarımızı keşfedebiliyor muyuz, destekleyebiliyor muyuz. 3 yıldır ana sponsor olarak yer aldığımız bu önemli kongrede bu farkındalığı destekliyoruz. Veli, öğretmen, okullar, devletimiz iş birliği ile bu yetenekleri yönlendirmeliyiz. Belki kalkınma planlarımız gibi ulusal eylem planları oluşturmalıyız. Geleceği, eskiye bakarak yakalayamayız” dedi.

                         7’nci Zeka ve Yetenek Kongresi Ankara’da başladı


Yücel, açılış konuşmalarının ardından basın mensuplarına kongreyi değerlendirdi. Devletin okul öncesi eğitimine verdiği katkının daha sonra 7 kat büyüyerek yeniden devlete döndüğünü söyleyen Yücel, “Kongre gayet iyi geçiyor. Çok önemli bir kongre olduğunu düşünüyorum. Ülkemizde potansiyeli keşfedilmemiş hatta potansiyeli erimekte olan çok zeki ve üstün zekalı çocuklarımız var. Bunların bir an önce ortaya çıkartılmalı ve eğitilmeleri lazım. Eğitilmeleri de yetmez takip edilmeleri lazım. Bütün dünya, Türkiye dahil yapay zekayı konuşuyoruz. Yapay zekanın esiri olmak var, bir yandan da yapay zekayı üretmek var. Biz bu üstün zekalı çocukları eğer ülkemizin dört bir tarafında yakalayabilirsek bu çocuklarımızla yapay zekayı üretiriz. Artık fındık, fıstık satarak ülkenin kalkınmasının imkanı yok. Gelecekte ekonomik anlamda sıçrama yapacak ülkeler arasında yapay zekayı kullanan şirketler ve ülkeler sayesinde olacak. Bu konuda da kongrede bir örnek verdim. Devlet, okul öncesi eğitime eğer 1 dolar yatırıyorsa bu iş 7 kat olarak ülke ekonomisine yansıyor. Ama aynı 1 doları çimento fabrikasına yatırdığı zaman 2 dolar olarak geri dönüyor. Asla ve asla eğitimle ekonomi ve kalkınmayı birbirinden ayırt etmememiz lazım. Dünyada hiçbir ülke yok ki eğitim sistemini çözmemiş olsun” şeklinde konuştu.

“Anadolu’da da mevcut okul kampüslerini kullanmayı istiyoruz”
Kongre salonu içerisinde Türkiye Zeka Vakfı Başkanı Emrehan Halıcı’yla konuşmasını anlatan Yücel, “Bu işi sadece Ankara merkezli değil, İstanbul’u da dahil ederek yürüteceğiz. Belki Anadolu’da da mevcut okul kampüslerini de kullanarak bu işi tüm öğretmen, veli, öğrencilerimize de açmak gibi bir fikrimiz var” ifadelerini kullandı.

“Çocuklarımıza insani değerleri öğretmemiz lazım”
Yücel, kendisinin de iki kız çocuğu babası olduğunu söyleyerek robotik eğitimin yanı sıra çocuklara insani değerlerin aşılanması gerektiğine de vurgu yaptı. Yücel, “Robotik, kodlama, algoritma diyoruz; şunu asla ve asla unutmamalıyız. Yaşadığımız orta doğu coğrafyasının en büyük problemlerinden biri de bu. Bize robotların öğretemeyeceği değerler, kazandıramayacağı beceriler var. Bunların arasında; çevre sevgisi, hayvan sevgisi, birlikte yaşam kültürü, farklılıklara saygı, kaybettiğin zaman rakibini tebrik etme gibi bu tip şeyleri çocuklarımıza küçük yaştan kazandırmamız lazım. Çocuklarımıza insani değerleri öğretmemiz lazım. İnsan olmayı çocuklarımıza öğretmemiz lazım. Bu olmazsa olmaz” dedi.

“Nitelikli eğitimin tüm Türkiye’ye yayılmasını sağlıyor”
Uğur Okulları Genel Müdürü Nevzat Kulaberoğlu, kongreyle birlikte tüm Türkiye’ye nitelikli eğitimin yayıldığını belirterek, “Türkiye Zeka Vakfı’nın 7 yıldır Orta Doğu Teknik Üniversitesi’yle birlikte düzenlemiş olduğu bir kongre. Türkiye’nin hemen hemen her yerinden eğitimle ilgilenen; eğitimciler, akademisyenler, veliler ve akademisyenler katılıyor. Bin 100’ün üzerinde bir katılımcı var. Katılımcıları ben; nitelikli, istekli ve idealist olarak betimliyorum. Çalıştaylar yapılıyor. Bu şekilde nitelikli eğitimin tüm Türkiye’ye yayılması sağlanmış oluyor. Bu bakımdan değerli bulduğumuz için 3 yıldır sponsorluğunu üstleniyoruz” ifadelerini kullandı.

“Herkese açık olması gereken bir kongre”
Kongrenin 4-6 Ekim tarihleri arasında 3 gün süreceğini hatırlatan Kulaberoğlu, “Katılımcılar burada eğitim kurumlarının, akademisyenlerinin ve alanında deneyimli eğitimcilerin atölye çalışmalarına katılabiliyorlar. Öğretmen arkadaşlarımız akademisyenlerle ve diğer meslektaşlarıyla deneyimlerini paylaşarak kendilerini geliştirebiliyorlar. Bu sayede iyi bir network oluyor. Bu kongrenin, ülkemizin başka illerinde yapılmasını da önerdik. Nisan ayında İstanbul’da Boğaziçi Üniversitesiyle birlikte benzer bir çalışma yapılacak. Ülkemizin her yerine yayılması gerekiyor. Sadece buna kaydolan idealistlerin bulunması gereken bir kongre değil, herkese açık olması gereken bir kongre” dedi.

ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde, ‘ZevkiZeka’ sloganıyla gerçekleştirilen kongreye, zekâ ve yetenek ile ilgili konularda çalışan akademisyenler, eğitimciler, ebeveynler, öğrenciler ve eğitim camiasından çok sayıda kişi katıldı.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Başı kesilerek su kanalına atılan cesedin kimliği belli oldu Kastamonu’da öldürüldükten sonra başı kesilerek su kanalına atılan cesedin 3 gündür kayıp olarak aranan inşaat ustasına ait olduğu kesinleşti. Kızının sosyal medyadaki paylaşımı ise yürekleri burktu. Olay, önceki gün Merkez ilçesine bağlı Dere köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, terk edilmiş bir araç bulan vatandaşlar, durumdan şüphelenerek ihbarda bulundu. İhbar üzerine köye gelen Kastamonu İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, terk edilmiş halde bulunan aracın yakınında su kanalının altına atılmış halde başı kesilmiş bir ceset buldu. Jandarma ekipleri Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde başlatılan soruşturma çerçevesinde olayla ilgili Ş.K., N.K. ve E.Ö.’yü gözaltına aldı. Cumhuriyet savcısı ve olay yeri inceleme ekiplerinin incelemesinin ardından ceset, Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı. Cesedin baş kısmı ise henüz bulunamadı. Bulunan cesedin kimliği tespit edildi Öte yandan, bulunan cesedin 3 gündür kayıp olarak aranan inşaat ustası Adem Yeşilgil’e ait olduğu ortaya çıktı. 3 gündür kendisinden haber alınamadığı öğrenilen Yeşilgil’in cesedi ailesi tarafından teşhis edildi. Yeşilgil’in cenazesinin, yaşadığı Kastamonu’nun Araç ilçesi İğdir köyünde helallik alınmasının ardından, bugün ikindi namazına müteakiben memleketi Sinop’un Durağan ilçesi Alpuğan Köyünde toprağa verileceği öğrenildi. Kızının paylaşımı yürek burktu Adem Yeşilgil’in sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ise yürek burktu. Kızı Hayriye Yeşilgil Doğan, babasının ölüm haberini duyurduğu sosyal medya paylaşımında, “Babam, babam kaç gündür biz senin yolunu bunun için mi bekledik. Babam bu kadar kolay mı, bizi bıraktın da gittin babam” ifadelerine yer verdi.
Muğla Muğla İl Müftülüğü’nden eğitim semineri Muğla İl Müftülüğü, gençlik çalışmalarını ve manevi danışmanlık hizmetlerini geliştirmek amacıyla "Gençlik Koordinatörleri ve Manevi Danışmanlar Eğitim Semineri" düzenledi. Seminer, Muğla İl Müftülüğü Konferans Salonu’nda gerçekleşti. Seminer, Kur’an tilaveti ile başladı ve açılış konuşmasını Muğla İl Müftüsü Yaşar Çapçı yaptı. Çapçı, gençlik koordinatörleri ve manevi danışmanların, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından gençlerle köprü kurulmasında önemli bir role sahip olduğunu vurgulayarak katılımcılara teşekkür etti. Birlik ve beraberlik içinde gençlere yönelik yapılan çalışmaların değerini vurgulayan Çapçı, GSB Yurtları ve Gençlik Merkezleri’nde milli ve manevi eğitimlerin verildiğini belirtti. Seminerde, Gençlik Hizmetlerinden Sorumlu İl Müftü Yardımcısı Erkan Saral, İl Gençlik Koordinatörü Cüneyt Çakır, Uluslararası Gençlik Merkezi Müdürü Dr. Oktay Tavas ve diğer konuşmacılar kendi alanlarıyla ilgili sunumlar gerçekleştirdi. Seminer, gençlik ve manevi danışmanlık hizmetlerinin geliştirilmesi ve koordinasyonun sağlanması adına önemli bir adım olarak değerlendirildi. Katılımcılar, bilgi ve deneyimlerini paylaşarak gençlerin daha sağlıklı bir gelecek için desteklenmesine yönelik çalışmalarda işbirliği ve dayanışma içinde olacaklarını ifade etti. Programın sonunda, katılımcılar arasında toplu fotoğraf çekimi yapılarak etkinlik sona erdi. Eğitime, Muğla İl Müftüsü Yaşar Çapçı başta olmak üzere İl Müftü Yardımcıları Erkan Saral ve Sema Özbakış, Uluslararası Gençlik Merkezi Müdürü Dr. Oktay Tavas, eğitimciler, gençlik koordinatörleri ve manevi danışmanlar katıldı.
Siirt Siirt Pervari balı hastalıklara şifa oluyor Siirt’te doğanın zengin florasından beslenen arıların ürettiği bal, hastalıklara karşı şifa kaynağı oluyor. Türkiye’nin en kaliteli balları arasında yer alan Siirt Pervari balı, tadı ve kokusu ile ön plana çıkıyor. Pervari ilçesinin zengin doğasında beslenen arıların ürettiği balın, kalp ve sindirim sistemi başta olmak üzere göz, mide, tansiyon ve damar hastalıklarına iyi geldiği belirtildi. Pervari balının günümüzdeki hastalıkların şifası olduğunu belirten bal üreticisi Cemal Tomris; günümüzde elden düşmeyen akıllı telefonlar ile yorulan gözlere balın iyi geldiğini belirtti. Tomris; "Balımız insan beyni ve sindirim sistemine iyi gelerek mideyi ferahlatıyor. Akıllı telefonlar çıktıktan sonra insanoğlu gözlerini yormaktadır. Bu noktada balı tüketmenizi tavsiye ederiz, çünkü bal göze kuvvet verir. Aynı şekilde beynimizde yorulmaktadır. Bu noktada da yine bal şifa olarak imdadınıza yetişir. Bağırsak tembelliğinde balı ılık suyla birlikte şerbet halinde içtiğiniz vakit bunun şifasını da göreceksiniz. Mide için ferahlık göz için kuvvet verir. Göz yorgunluğu için muazzam bir şifa kaynağıdır" dedi. "Hakiki bal dondurularak test edilebilir" Tomris, balın hakiki olup olmadığının dondurularak test edilebileceğini belirterek, "Doğal süzme balı donduğu zaman böyle tereyağı gibi olur. Orijinal ballar da donar, kalitesiz ballar da donar, ama donma şekli farklıdır. Orijinal ballar krem şeklinde tereyağı gibi olur ve cam gibi parlak bir yüzey oluşturur. Gerek kara kovan petekli, gerek ise süzme balın kilogram fiyatı 800 TL’dir’’ diye konuştu.