EĞİTİM - 02 Mart 2023 Perşembe 08:53

8. Avrasya Yükseköğretim Zirvesi (EURIE) başladı

A
A
A
8. Avrasya Yükseköğretim Zirvesi (EURIE) başladı

Dünyanın en büyük yükseköğretim zirvelerinden biri olarak kabul edilen ve bu yıl sekizincisi düzenlenen Avrasya Yükseköğretim Zirvesi (EURIE 2023) İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezinde başladı.

Avrasya Üniversiteler Birliği'nin (EURAS) bu yıl 8'incisini düzenlediği Avrasya Yükseköğretim Zirvesi (EURIE) İstanbul'da başladı. 72 ülkeden 320 kurumun katılım sağladığı ve milyonlarca ziyaretçiyi ağırlayacak olan Zirve’de ayrıca alanlarında uzman 154 konuşması seminer ve panel düzenleyecek. Zirve ile birlikte Türkiye’nin yükseköğretim sektörünü dünyaya tanıtmaya devam etmek, bu sektörde bir cazibe merkezi haline getirerek akademik iş birliklerini artırmak hedefleniyor.

İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezinde 3 gün boyunca misafirlerini ağırlayacak olan EURIE 2023’ın açılış törenine YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. H. Haldun Göktaş, Hizmet İhracatçıları Birliği ve Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat, TİM Başkanı Mustafa Gültepe, YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Muhsin Kar, Avrupa Üniversiteler Birliği Başkanı Michael Murphy, Arap Üniversiteler Birliği Genel Sekreteri Amr Ezzat Salama, Asya ve Pasifik Üniversiteler Birliği Başkanı Sabur Khan katılım sağladı.

Fiziki olarak katılım sağlayamadıkları için video gönderen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Ticaret Bakanı Dr. Mehmet Muş, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ise düzenlenen Zirve için her zaman destekçi olduklarını dile getirerek emeği geçen herkese teşekkürlerini sundular.

“Üniversiteler, ülkelerin kalkınmasında önemli”
Gönderdiği videoda, “Bilginin ve teknolojinin üretildiği nitelikli insan kaynağının yetiştiği üniversiteler, ülkelerin kalkınmasında önemli” diyen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Avrasya Üniversiteler Birliği öncülüğünde düzenlenen bu etkinliğin, üye ülkelerin yükseköğretim sistemlerinde kaliteyi daha ileriye taşıması ve verimli iş birliklerine vesile olmasını temenni ediyorum. Bilginin ve teknolojinin üretildiği nitelikli insan kaynağının yetiştiği üniversiteler, ülkelerin kalkınmasında önemli. Bu şuurla biz de son 20 yılda üniversitelerimizin gelişimini hızlandıracak önemli hamleler yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Bu noktadaki en temel önceliğimiz eğitimde fırsat eşitliğini temin etmek oldu. Bir yandan ülkemizdeki üniversite ve akademisyen sayısını arttırırken diğer yandan öğrencilerimizin ekonomik ve sosyal imkanları genişlettik. Böylece isteyen her gencimizin yükseköğretime erişmesini sağlıyoruz. Mesela 2012 yılında belli şehirlerimizde toplanmış yalnızca 76 üniversitemiz vardı. Bugün üniversiteleri ülkemizin tamamına yayarak sayılarını 208’ya çıkardık” şeklinde konuştu.

“Türkiye, hizmet sektöründe genç iş gücü ve hizmet sunumu sayesinde dünyada öne çıkan ülkeler arasındadır”
Yaptığı konuşmada hizmet sektörüne dikkat çeken Ticaret Bakanı Dr. Mehmet Muş, “Kendine özgü bir dinamiğe sahip ve eğitim sektörünü de içinde barındıran hizmet sektörleri, mal sektörünün de tamamlayıcısı olması yönüyle tüm dünyada önemle ele alınmaktadır. Her geçen gün farklılaşan üretim ve tüketim modelleri, teknolojik yenilikler, yeni iş yapma biçimleri ve ülkelerin bu alanda uyguladıkları politikalar dünya hizmet ticaretine yön vermeye devam etmektedir. Bu değişimi yakından takip edip bir parçası olmak sektördeki başarılarımızın sürdürülebilirliği açısından son derece önemlidir. 2010 yılından günümüze bakıldığında yıl bazında mal ticaretinde daha hızlı bir seyirde büyüyen Dünya Hizmet Ticareti 6 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşmıştır. Türkiye, hizmet sektörlerindeki deneyimi genç iş gücü ve hizmet sunumu kalitesiyle bu alanda dünyada öne çıkan ülkeler arasındadır. Ticaret Bakanlığı olarak uluslararası hizmet ticarette daha ileri noktalara taşımak için pek çok çalışma yürütüyoruz” dedi.

“Bilimin, bilginin daha çok üretilmesi ve paylaşılması lazım”
Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu ise gönderdiği videoda şu ifadelere yer verdi: “Öncelikle art arda yaşadığımız deprem felaketlerinde hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet, yaralarımızı acil şifa diliyorum. Yaşadığımız acıyı elbette unutmayacağız. Ama yaralarımızı sarmak için bir olacağız ve hep birlikte ortak mücadeleye devam edeceğiz. Gözümüzün bebeği ve bu toprakların olan kadim şehirlerimizi yeniden ayağa hep birlikte kaldıracağız. Eğitimde, kültürde, sanatta, sporda, sanayide, teknolojide her alanda adımlar atmaya, yol almaya devam edeceğiz. Spor Bakanlığı olarak bugüne kadar ülkemizin güçlü yürüyüşüne, nasıl destek verdiysek bu süreçte daha üstün bir çabayla çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bugün 8’incisi gerçekleşen bu kıymetli organizasyon inanıyorum ki her yıl olduğu gibi bu yıl da çok değerli. Buradaki kazanımlara ve değerli paylaşımlara her zaman olduğu gibi bugün de insanlığın çok ihtiyacı olduğuna inanıyoruz. Bilimin bilginin daha çok üretilmesi ve paylaşılması lazım.”

“Bugün İstanbul’da olmanız Türk akademisine destektir”
Bakan Çavuşoğlu ise “Avrasya'nın en büyük eğitim zirvesi olan bu anlamlı etkinlik artık gelenekseldir” diyerek başta Doç. Dr. Mustafa Aydın olmak üzere emeği geçen kurum ve yetkilileri tebrik ettiği konuşmada şunları söyledi:

“Milletçe büyük keder içindeyiz. Ancak uluslararası toplumların ülkemizde sergilediği dayanışma ve destek bizlere bu acı günlerde moral veriyor. İlk andan itibaren yardıma koşan ülkelerinize bir kez de sizlerin nezdinde kalpten teşekkür ediyorum. Bugün İstanbul'da olmanız, depremde kıymetli üyelerini kaybeden Türk akademisine de büyük bir destektir. Bundan sonra da deprem felaketinden etkilenen üniversitelerimize her türlü desteği vereceğinize eminim” şeklinde konuştu.

“Bu yıl zirvemizde afet yönetimi konusu masaya yatırılacak”
Türkiye’nin kısa süre önce çok büyük bir felaket yaşadığını belirten ve bu yüzden öncelikle bunun üzüntüsünü yaşadıklarını ifade eden Avrasya Üniversiteler Birliği Başkanı Doç. Dr. Mustafa Aydın açılış konuşmasında şöyle konuştu:

“Binlerce insanımız bu felakette hayatlarını kaybetti, şehit oldu. Acımız çok taze ve yaşadığımız acının tanımlanabilir bir tarifi yok. Bu felaket sonrasında bizleri destekleriyle yalnız bırakmayan pek çok ülke oldu. Bu ülkelerin mensubu dostlarımız da bugün aramızdalar. Onların vasıtalarıyla ülkelerine göstermiş oldukları dostluk, duyarlılık ve destekleri için çok teşekkür ediyorum. Şimdi birlik ve yardımlaşma zamanı diyoruz. Bu yıl zirvemize özel düzenlenen panelde uzman akademisyenler ‘Afet Yönetimi’ konusunu masaya yatıracak, değerli çalışmalar yapacaklar. Yeniden meydana gelebilecek felaketlerde üniversitelerimizin rollerini belirlemesinde büyük katkı sağlayacağına inanıyorum.

“Küresel iş birlikleriyle sorunlar karşısında çözüm üretebiliriz”
Doç. Dr. Aydın, gelecek ve başarı için küresel işbirlikleri ile ilerlenmesi gerektiğini aktardığı konuşmasında ayrıca, “Bugün dünyamız ekonomik, sosyal, siyasi, enerji kaynakları, doğal felaketler, iklim değişikliği, finansal krizler gibi pek çok konuda büyük zorluklar ve sorunlarla karşı karşıya. Ne yazık ki ortaya çıkan bu sorunlar ülkelerin tek başlarına çözebilecekleri büyüklüğü çoktan aşmış durumda. Dünyamız bizim dünyamız ve bu sorunlar insanlığın ortak sorunlarıdır. Bu nedenle mevcut sorunlara küresel iş birlikleriyle yani hep birlikte çözüm üretmemiz kaçınılmaz” ifadelerini kullandı.

“Üniversitelerin topluma hizmet misyonu var”
Açılış konuşmasında “Üniversitelerin topluma hizmet misyonu da var” diyen YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. H. Haldun Göktaş ise “Kahramanmaraş merkezli depremi anmadan geçemeyeceğim. Çok ciddi bir depremle karşı karşıya kaldık. Üniversitelerin fonksiyonları arasında topluma hizmet misyonu da var. Depremin ilk gününden itibaren üniversite kampüslerinde ciddi hasarlar olmadığını gördük. Yakınları göçük altında yer alan görevlilerimiz bile üniversitelerimizde halka hizmet etti. Diğer ülkeler ise bize yardıma koştu. Uluslararası toplumun sıcaklığını bu depremde hissettik. Bugün bu zirvede olmaktan da mutluluk duyuyorum. Doğal afet, iklim krizi gibi konulara çözüm olmak için üniversiteler önemlidir” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Engelli tiyatro topluluğundan Maden Müzesi’nde özel oyun Zonguldak’ta engelli tiyatro topluluğu, Müzeler Günü dolayısıyla Zonguldak Maden Müzesi’nde özel gösterimde sahne aldı. Kilimli Gençlik Merkezi özel oyuncular tiyatro topluluğu, Müzeler Günü çerçevesinde Türkiye’nin ilk ve tek müzesi olan Maden Müzesi’nde “Safinaz’ın İzdivacı” oyununu sergiledi. Avrupa Endüstri Mirası Rotası üyesi olan müzedeki ziyaretçilere, engelli tiyatro topluluğunun performansı alkış aldı. Tiyatro yazarı ve yönetmeni Nuray Dibek tarafından oluşturulan topluluk; müzede sahne almanın heyecanını yaşadı. Maden Müzesi’nde oyun sergilemenin farklı bir çalışma olduğunu ve kendilerine katkı sağladığını anlatan Dibek, “Bir Zonguldaklı olarak Maden Müzesi’nde tiyatro gösterisi yaptığımız için çok mutluyuz. Farklı bir çalışma oldu. Farklı çalışmaların bizlere katkısı çok büyük. Kilimli Gençlik Merkezi özel oyuncular tiyatrosu olarak engelli bireylerden oluşan tiyatro ekibiyiz. Ve böylesi günlerde göz önünde olduğumuz zaman farklı çalışmalarla daha çok farkındalık oluşturuyoruz. Bu anlamda etkinlik bize çok katkı sağladı. Umarım sesimizi duyurabilmişizdir. İlgi umduğumuzdan daha iyiydi. Engelliler Haftası’na da denk geldiği için engelli bireylerden oluşan seyircilerimiz de vardı. Üniversite öğrencilerimiz, müzeye gelen ziyaretçilerimiz hep buradaydı. Bu tarz çalışmalarla göz önünde olmak istiyoruz. Ne kadar çok farkındalık oluşturursak engelleri o kadar aşarız diye düşünüyoruz. Git gide bu tür etkinlikler sayesinde toplumda yer aldığımızı düşünüyoruz” ifadelerine yer verdi. Dibek, müzenin hem Zonguldak hem de Türkiye için büyük bir önem taşıdığını aktararak kendilerine imkan sağlayarak etkinliği gerçekleştirmelerine destek olanlara teşekkür etti.
İstanbul Alibeyköy’de 33 kişinin yaralandığı kazanın olduğu yerde keşif yapıldı Alibeyköy’de 33 kişinin yaralandığı tramvay ile halk otobüsünün çarptığı kazaya ilişkin yürütülen soruşturma çerçevesinde olay yerinde keşif yapıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, 5 Aralık 2022’de Eyüpsultan’da meydana gelen kazaya ilişkin yürütülen soruşturma tamamlanmış, 33 kişinin yaralandığı kazaya neden olduğu iddia edilen vatman Semi Özcan hakkında 1 yıldan 6 yıl 9 aya kadar hapis cezası talebiyle dava açılmıştı. Soruşturma çerçevesinde bugün olay yerinde keşif yapıldı. Keşfe hakim, Metro İstanbul’un avukatı, vatman Semi Özcan ile avukatı ve müşteki Hamza Ertürk katıldı. Hakim müşteki Hamza Ertürk’ü vatman Sami Özcan’ı dinledi. Olay yerinde inceleme yapıldı. Şüphelinin yargılanmasına önümüzdeki günlerde İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlanacak. “Burada bir îdari hata olabilir diye düşünüyorum” Yaşanan olayda yaralanan Hamza Ertürk, “Şöyle bir şeyde söyleniyordu, sinyalizasyon arızası olduğuna dair bir anormallik var. Normalde sürücüye de kalmadan kavşaklarda otomatik yavaşlama sisteminin olması lazım. Burada bir îdari hata olabilir diye düşünüyorum. Vatmanın bilinci açıktı. Kendisi bizden şöyle bir şey talep etti. Hemşire hanım kalkalım dedi. Vatman durdurdu, ’telefonumu bulmam lazım’ dedi. Hemşire hanım ’telefonunuzu nasıl bulalım. Sizi bir an önce hastaneye götürmemiz lazım’ dedi. O ısrarla telefonunun bulunmasını istedi. Ben de bunun üzerine ’telefon numaranı hatırlıyorsan söyle arayalım, en azından birinin dikkatini çeker’ dedim. Telefon numarasını hatırladı, bu da bilincinin açık olduğunun göstergesi. Ben omzumdan yaralandım, ameliyat geçirdim oraya platin takıldı. 7 ay süren bir fizik tedavi sürecim oldu. Hala tam olarak iyileşmedi, kolumu tam kapasite kullanamıyorum. Bu tarz her gün yüzlerde insanı taşıyan İstanbul gibi metropol bir şehirde insan canı bu kadar ucuz olmamalı. Burada bir sinyalizasyon hatası varsa çözülmeli. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı” şeklinde konuştu.
Sivas Uzmanından sürü köpekleri için kene uyarısı Uzman Kangal köpeği yetiştiricisi Hüseyin Yıldız, köpeklere uygulanan kene ilacına ilişkin bilgiler verdi. Yanlış uygulamaların köpekler üzerinde travmalara neden olduğunu söyleyen Yıldız, kene ilacının uygulama şeklini anlattı. İlkbaharın gelmesiyle birlikte artan kene popülasyonu, hayvanlarda da etkili olmaya başlıyor. Küçükbaş, büyükbaş ve köpeklere de tutunan keneler, tutunduğu bölgede kan emerek hayatını sürdürüyor. Tutunduğu hayvanın direncini oldukça düşüren keneler için, uzmanlar ilaç uyarısında bulunuyor. Sürü köpeklerinin mutlaka ilaçlanması gerektiğini söyleyen uzman Kangal köpeği yetiştiricisi Hüseyin Yıldız, “Köpeklerde kene taraması yapılmaya başlandı. Özellikle bu mevsimde tarama yapılmadığı zaman kene ile ilerde mücadele etmek zorlaşabilir” dedi. İlkbahar aylarında kenelerin oldukça arttığını söyleyen Hüseyin Yıldız, “Bahar dönemi; kenelerin hayat bulduğu, bitkilerin fazlalaştığı ve kenelerin tutunduğu bir yer. Bunlar hayvanlara da maalesef sirayet ediyor. Bu mevsimde korunmadığı sürece etkinliğini artırır. Keneler hayvanlardan kan emer. Tedirgin eder, rahatsız olurlar. Köpeklerde kene taraması yapılmaya başlandı. Özellikle bu mevsimde tarama yapılmadığı zaman kene ile ilerde mücadele etmek zorlaşabilir. Kene, tutunduğu bölgede kan emerek büyüyor. Hayvan da bundan rahatsız olduğu için mücadeleyi bir insan bilinciyle yapmıyor. Ayaklarıyla vuruyor, dişi ile almaya çalışıyor. Aldığı zaman da hayvanda travma geliştiriyor. Hem de kenenin yapıştığı ve hayvan tarafından uzaklaştırıldığı bölgede yaralar meydana gelebiliyor. Bu yaralar, lokal antibiyotik gerektiren yaralara meydan veriyor. Hayvanın vücut ısısı artıyor ve titremeler meydana geliyor. Özellikle beyinde hasara neden olma durumu söz konusu olabiliyor. Çok rahatsız edici bir durumla karşı karşıya olduğu için müdahaleyi çok erken yapmak gerekiyor” dedi. Hayvanlara kene tutunmadan önce önlem alınması gerektiğine dikkat çeken Yıldız, şu ifadelere yer verdi, “Mevsiminde tarama ve uygulama çok önemli. Bu tür çözeltiler mevsiminde yapılmazsa çözeltinin etkinliğini kaybettirir. Güneş ışığına çok fazla maruz kalan hayvanlarda yaralara neden olabilir. Bu çözeltilerin uygulandığı mevsim önemlidir. Daha karanlık, yağmurlu ve serin bir havada yapılmalı. Tüy dökme döneminde, soğuk havada, mevsimin tam netleşmediği uygulamak çok önemli. Mevsimin netleşmediği dönem bu uygulama yapılırsa netleşmeyen haşere grubunu da engellemiş oluyorsunuz. Bu aslında bir önlemdir.”