GÜNDEM - 08 Mayıs 2021 Cumartesi 14:41

8 buçuk yılda 22 bin mısra şiir yazdı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hayranlığı eşini bile kıskandırıyor

A
A
A
8 buçuk yılda 22 bin mısra şiir yazdı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hayranlığı eşini bile kıskandırıyor

Malatyalı şair Nusret Başyiğit, 8 buçuk yılda vatan sevgisiyle yazdığı 22 bin 184 mısradan oluşan 2 bin 23 şiiri evinin salonunda sergiliyor. Başyiğit’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a olan hayranlığıysa eşini bile kıskandırıyor.

Malatya’da bir hastanede hizmetli personel olarak çalışan 47 yaşındaki Nusret Başyiğit, yaklaşık 8 buçuk yıldır şiir yazıyor. Başyiğit, şiirlerini vatan sevgisini konu alarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a atfen yazıyor. Amatör olarak başladığı şiir yazmada kendini geliştiren Başyiğit, geride kalan 8 buçuk yılda 22 bin 184 mısradan oluşan 2 bin 23 şiir yazmayı başardı. Yazdığı şiirleri metrelerce uzunluğundaki 2 ruloda arşivleyen Başyiğit, son olarak çareyi şiirlerini evinin salonunda sergilemekte buldu. Evinin salonundaki perdelere ve kapıya kadar şiirlerini asan Başyiğit’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan hayranlığıysa 5 çocuğunun annesi Ayşegül Başyiğit’i bile kıskandırıyor.

Evinin salonunu şiirlerine ayırdı

Şair Nusret Başyiğit, evinin salonunda sergilediği şiirlerini gören vatandaşların fotoğraf çekinmek istediğini belirterek “Malatyalıyım, şiir yazmaya çalışıyorum. Şairim demeyelim, üstatlarımız bize kızar. 2 bin 23 hedefimize yazdığımız 2 bin 23 şiirimize yaklaşık 8 buçuk yıl önce başladım. İlk önce 6 bin mısralık 200 metre uzunluğunda rulo halinde, el yazması ‘candır, cenettir benim ülkem’ isimli bir şiir yazdım. Onu bitirdikten sonra sayın Cumhurbaşkanımızın ve bu kutlu davaya gönül vermiş bütün insanları bir fotoğrafla, şiirle bütünleştirerek 2 bin 23 hedefimize 2 bin 23 şiir yazdım. Bu şiirlerimizi hem 520 metre uzunluğunda rulo halinde yaptık hem de evimizin salonunda sergiledik. Değerli dostlarımız gelip, bakıp okuyorlar. Beğenmeyende oluyor. Ben işin en rahat kısmını burada seçtim, 8 buçuk yılda yazdığım şiirleri yazmak çok zordu. En rahat kısmı bu oldu çünkü ruloları indirip, kaldırması zor oluyor. Yer bulmak zor oluyor, eşime nazım geçtiği için evi kiraladık sayılır. Evimizin salonunu boşalttık, bu şekilde şiirlerimizi sergiliyoruz. Şimdiye kadar gören hiç kimseden olumsuz bir tepki almadık, zaten hedefimiz belli. Kutlu davamıza 2 bin 23 şiir yazdık. Şiirlerimiz toplam 22 bin 184 mısra oldu. Özellikle fotoğraf çekmek için gelen çok oluyor. Onlara da kapımız açık isteyen gelip fotoğraf çekebilir” dedi.

“Perdelere kadar şiir asmış daha ne diyebilirim”

Şair Nusret Başyiğit’in eşi Ayşegül Başyiğit, eşinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan hayranlığını kıskandığını belirterek “5 çocuk annesiyim, 22 yıllık evliyim. Eşim şairdir. Evin içinde şiir yazıyor. Geceleri uyanıyoruz, bakıyoruz ki şiir yazıyor. Sürekli yazıyor. Bu durumdan mutluyum ama sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a olan sevgisini kıskanıyorum. Eşimin ban bir iki defa şiir yazdığı oldu. Yazıyor bazen. Şiirlerini bu sefer evimizin salonunda sergiledi. Bende destek oluyorum. Bu duruma kızmıyorum, hayat müşterek. Birbirimizi anlayışla karşılamalıyız. Salonda da güzel durdu, güzel oldu. Gelen misafirlerimizde beğeniyorlar. Perdelere kadar şiir asmış daha ne diyebilirim. Sözün bittiği yer diyelim” ifadelerini kullandı.

Veysel Korkmaz
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Suyun 50 kilometrelik yolculuğu başladı, yüzde 50 kayıp kaçak moral bozdu Sivas Belediyesi ve Devlet Su İşleri (DSİ) 19. Bölge Müdürlüğü iş birliğiyle yürütülen proje kapsamında, 50 kilometre uzaklıkta ki Pusat Özen barajdan kentin içme suyunu karşılayan 4 Eylül barajına yapılan ishale hattı tamamlandı. Geçtiğimiz yıllarda etkili olan kuraklık nedeniyle kentin içme suyu ihtiyacının bir kısmını karşılayan 4 Eylül barajında su seviyesi dip noktaya gelmişti. Kentte alınan geçici önlemler kapsamında ara ara su kesintileri yapılmıştı. Bu soruna çözüm arayan Sivas Belediyesi, Devlet Su İşleri (DSİ) 19. Bölge Müdürlüğü iş birliğiyle kolları sıvamış ve yaklaşık 50 kilometre uzaklıkta bulunan Pusat Özen Barajından 4 Eylül Barajına su takviyesi yapılabilmesi için ishale hattı tamamlandı. Proje tamamlanarak baraja su verilmeye başlandı. Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun ise projenin tamamlanmasının su sıkıntısının yaşanmayacağı anlamına gelmediğini ifade etti. “Şehirdeki kayıp ve kaçak oranı yüzde 50 civarında” Başkan Uzun, hatlarda çok ciddi anlamda kayıp ve kaçakların olduğunu belirterek; “Hatlarda ki kaçaklar için bir mücadele sürecini başlatacağız. Ben bunlarla ilgili özellikle Türkiye’nin bazı önde gelen kişileriyle, firmalarıyla şu an görüşmeler yapıyorum. Şehrin özellikle su yönetimini sağlıklı bir şekilde kurabileceğimiz bir sistem oluşturacağız. Bunun için de SKADA ismini vermiş olduğumuz bir sistem kuracağız. Bu sistemle birlikte suyun yönetimini inşallah gerçekleştireceğiz. Sivas’ın önümüzdeki yüz yıllık dönemde herhangi bir su kesintisi yaşamadan sağlıklı bir su yönetim sistemi oluşturmak istiyoruz. Şu an itibariyle herhangi bir sıkıntı görmüyoruz. Ama 2029-30 yılları arasında dünyada çok şiddetli kuraklıklar bekleniyor. Yani dünyada bir küresel ısıma var ve bunu getirmiş olduğu bir küresel iklim kriziyle kesinlikle karşılaşacağız. Sivas’taki doğal afetlerin başında da kuraklık geliyor. Hatlardan başlayarak kayıp ve kaçaklarla mücadele etmek istiyoruz. Şu an şehirdeki kayıp ve kaçak oranı yüzde elli civarında. Tabii bu hemen bizim 22 günde çözeceğimiz bir sorun değil. Bununla ilgili çok ciddi anlamda çalışmalar gerekiyor. Ama önümüzdeki günlerde şu an araştırmalarımızı yapıyoruz. Uzmanlarla bir araya geleceğiz. Ve şehrin su yönetimini sağlıklı bir hale getireceğiz” dedi. “Şehir gelecekte özellikle ciddi anlamda sorunlar yaşayabilir” Kentin gelecek yıllarda ciddi anlamda su sorunu yaşayabileceğini ifade eden Uzun, “ Şu an itibariyle barajın kendisini toparladığını görüyoruz. 2022 tarihinde artık o en alt çamur tabakası dediğimiz en alt tabakadan su çekilirken şimdi artık barajın biraz toparladığını görüyoruz. Tabii bu ishale hattıyla birlikte Pusat Özlem Barajı’ndan da düzenli bir su aktarımı var ama bu da tabii şehrin su sorununu bitirmedi. Bunu özellikle ifade etmek istiyorum şöyle bir algı oluşmasın. İshale hattı tamamlandı ama şehrin sorunu bitmedi. Şehir gelecekte özellikle ciddi anlamda sorunlar yaşayabilir. Hatta Pusat Özen Barajı’na da çok yüklenmemek gerekiyor. Sonuçta burası tarımsal sulama amaçlı kurulan bir baraj. Buradaki üretimin de özellikle çevresinde aksamaması gerekiyor. Bunun için yapılması gereken en önemli husus tabii ki kayıp ve kaçakla mücadele. Kayıp ve kaçakla bizim hedefimiz. Şu an yüzde 50 olan, kayıp kaçak oranını eğer yüzde otuzlar gibi bir seviyeye çekebilirsek çok büyük bir başarı elde etmiş olacağız” şeklinde konuştu.
Trabzon Prof. Dr. Tevfik Özlü: “Astım ve KOAH hastaları çöl tozuna dikkat etmeli” Son günlerde Afrika ve Arabistan çöllerinden rüzgar ile taşınan tozun ülke üzerindeki hava kalitesini etkilediğine dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Astım ve KOAH başta olmak üzere akciğer hastalarımız bu konuda dikkatli olmalılar. Çünkü havada izin verilen miktarların üzerinde bulunan toz ve gazların solunması akciğer hastalarımızın dengesini bozabilir, astım ve KOAH alevlenmelerine neden olabilir” dedi. Medical Park Karadeniz Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, Afrika çöl tozları hakkında uyarılarda bulundu. Son günlerde Afrika ve Arabistan çöllerinden kalkan tozun ülke üzerindeki hava kalitesini etkilediğine değinen Prof. Dr. Özlü, “Astım ve KOAH başta olmak üzere akciğer hastalarımız bu konuda dikkatli olmalılar. Çünkü havada izin verilen miktarların üzerinde bulunan toz ve gazların solunması akciğer hastalarımızın dengesini bozabilir, astım ve KOAH alevlenmelerine neden olabilir. Bu hastaların hava kirliliğinin arttığı dönemlerde acile başvuru ve ölüm oranlarının arttığına dair daha önce yaşanmış büyük hava kirliliği epizotlardan bildirilen veriler vardır” diye konuştu. “Astım ve KOAH hastalarında şikâyetler ortaya çıkabilir” Bu dönemde astım ve KOAH hastalarının şikâyetlerinin artabileceğini dile getiren Prof. Dr. Özlü, “Hastalarımızın şikâyetleri ortaya çıkabilir, var olan yakınmaları artabilir, mevcut tedavileri yetersiz kalabilir. Nefes darlığı, öksürük, balgam, hırıltılı solunum gibi yakınmalarınız ortaya çıkmışsa veya bu yakınmalarının şiddet ve sıklığında artma varsa, genel durumunuzda bir bozulma hissediyorsanız, uykudan uyandıran şikâyetleriniz oluyorsa hemen hekiminize başvurulmalıdır” şeklinde konuştu. “Tozun yoğun olduğu saatlerde dışarı çıkılmamalı” Tozun yoğun olduğu saatlerde dikkat edilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Özlü, “Özellikle tozun yoğun olarak hissedildiği saatlerde dışarıya çıkmayınız, pencerelerinizi kapalı tutunuz. Dışarıya çıkmanız mutlaka gerekli ise maske kullanınız” dedi. “Çöl tozu gözlerde kurumaya neden olabilir” Çöl tozlarının bireyi olumsuz etkileyebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Özlü, “Çöl tozları gözlerde ve ciltte kurumaya, tahrişe, kaşıntı ve kızarıklık gibi yakınmalara neden olabilir. Eşya ve yüzeylerde çizilmelere, tahriplere, boyalarda deformasyona da yol açabilir. Çöl tozları ile taşınan mantarlar solunabilir ve duyarlı konakçılarda akciğer enfeksiyonlarına neden olabilir” ifadelerini kullandı.