GÜNDEM - 23 Haziran 2021 Çarşamba 10:36

81 il'e 'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele' genelgesi

A
A
A
81 il'e 'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele' genelgesi

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, 81 il müdürlüğüne “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele” konulu iç genelge gönderdi. Genelgeye göre, nüfusu 100 binin üzerindeki belediyelere konukevi açma konusunda bilgilendirme ve rehberlik sağlanacak, afet ve acil durumlarda kamu kurumlarının tesisleri konukevi olarak kullanılabilecek. Ayrıca kadına yönelik şiddetle mücadeleye erkeklerin daha yoğun katılımını sağlamak üzere farkındalık ve bilinçlendirme çalışmaları yapılacak.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, aile kurumunun temellerini sarsan aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadelenin her zaman öncelikli meselelerinden biri olduğunu belirterek, “Koruyucu ve önleyici hizmetlerle kurumsal altyapıyı güçlendiriyoruz” dedi.

Bakan Yanık, “Bakanlık olarak hazırladığımız genelge ile şiddetle mücadelede kurumlar arası koordinasyon ve işbirliğinin güçlendirilmesini hedefliyoruz. 3 bin 500 ASDEP personelimizi bu alanda aktif kullanarak mücadeleyi sahada bir üst aşamaya taşıyoruz. Ayrıca kadına yönelik şiddetle mücadeleye erkeklerin daha yoğun katılımını sağlamak üzere farkındalık ve bilinçlendirme çalışmaları yapacağız” ifadelerini kullandı.
Genelgede şiddet mağdurlarına daha etkin hizmet sunulmasını, şiddetle mücadelede kurumlar arası koordinasyon ve işbirliğinin etkinleştirilmesini ve şiddetin önlenmesinde toplumsal farkındalığın artırılmasını hedefleyen tedbirler de yer alıyor. Genelgeye göre şiddet mağdurları SHM’lerde oluşturulan özel birim vasıtasıyla desteklenecek. ŞÖNİM ve kadın konukevlerinin kapasiteleri artırılarak daha etkin hizmet sunması sağlanacak. Sosyal Hizmet Merkezleri bünyesinde oluşturulan şiddetle mücadele irtibat noktalarının işlevselliği artırılarak, daha geniş kitlelere hizmet sunması sağlanacak.

ASDEP personeli kadına şiddetle mücadelede etkin görev alacak
Genelgeye göre Aile Sosyal Destek Programı (ASDEP) personeli, saha çalışmalarında şiddet mağdurları veya şiddet görme riski taşıyan kişileri tespit ederek, risk odaklı çalışma anlayışı ile gerekli yönlendirmeleri yapacak ve gerekli durumlarda müdahale edecek. Alo 183 Sosyal Destek Hattı’nın bilinilirliği artırılacak. Mağdurun ekonomik açıdan güçlenmesi için gerekli adımlar atılacak. Bu kapsamda Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri tarafından Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları başta olmak üzere sosyoekonomik destek sunan tüzel kişilerle gerekli işbirliği sağlanacak. Şiddet mağduru kadınların istihdama katılımı için mevcut kurslarda, kontenjanlarda ve uygulamalarda öncelik tanınacak. Nüfusu 100 binin üzeri olan il ve ilçe belediyelere konukevi açma konusunda bilgilendirme ve rehberlik sağlanacak.

Afet ve acil durumlarda kamu kurumlarının tesisleri konukevi olarak kullanılabilecek
Genelgeye göre haklarında barınma yeri sağlanması kararı verilen kişilere salgın hastalık, afet ve acil durumlarla mücadele dönemleri de dahil olmak üzere ilde bulunan konukevlerine ihtiyaç halinde ek olarak kamu kurum ve kuruluşlarına ait sosyal tesis, yurt gibi yerlerde barınma hizmeti sunulacak. Sosyal hizmet müdahalesinin mağdura hızlı şekilde ulaştırılması ve etkin koordinasyonun sağlanabilmesi için kurumlar arası veri entegrasyon çalışmaları tamamlanarak, kadına yönelik şiddetle mücadele ortak veri tabanı oluşturulacak. Kadına yönelik şiddet olaylarında şiddetin tekrar yaşanmasının önlenmesi amacıyla riskin zamanında tespit edilmesini sağlayan Risk Analiz Modülü geliştirilecek ve etkin biçimde uygulanacak.

Mağdur ihtiyaç duyacağı tüm sosyal hizmet alanları hakkında bilgilendirilecek
Bakanlığın hizmet birimlerine gelen tüm başvurularda şiddet mağduruna hızlı ve kolay erişimin sağlanmasına yönelik gerekli tedbirlerin alınması sağlanacak. Şiddet mağdurlarına sunulan hizmetlerde mağdurun ve çevresinin bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilmesi ve ihtiyaç duyabileceği tüm sosyal hizmet alanları hakkında bilgilendirilmesi sağlanacak. Hakkında önleyici tedbir kararı bulunanların Aile Eğitim Programı'na katılımı sağlanacak.

Boşanma süreci danışmanlığı daha etkin uygulanacak
Genelgeye göre boşanma sürecindeki çiftlerin boşanma danışmanlığı hizmetlerinden etkin yararlanmaları için Aile Mahkemeleri tarafından il müdürlüklerine yönlendirilmelerini sağlayacak işbirliği ortamı oluşturulacak. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele İl Koordinasyon, İzleme ve Değerlendirme Komisyonlarının daha etkin biçimde toplanması sağlanacak. İl ve ilçe düzeyinde toplantılar dönemsel olarak takip edilecek. Ulusal ve yerel düzeyde kadına yönelik şiddetin önlenmesi için toplumsal duyarlılığın ve topyekün mücadelenin sağlanması amacıyla bilinçlendirme ve farkındalık çalışmalarına daha fazla ağırlık verilecek.

Kadına şiddetle mücadeleye erkeklerin katılımı sağlanacak
Şiddetin önlenmesinde erkek katılımını sağlamak için çocuk, genç ve yetişkin olmak üzere tüm yaş grubundan erkeklere yönelik bilinçlendirme ve farkındalık artırma çalışmaları yapılacak.

Ömer Faruk Karataş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Depremlerde camilerin yıkılmasına yol açan minare yıkımlarının çözümü fiber Depremlerde camilerin yıkılmasına yol açan minare yıkımlarının çözümü fiber. Bu yıl 15.’si düzenlenen dünyanın ilk uluslararası Cami Yapı Ekipmanları fuarı dün kapılarını ziyaretçilerine açtı. Yerli ve yabancı çok sayıda katılımcının yer aldığı fuar da en çok ilgiyi ise depremde minare yıkılmalarının önüne geçecek olan çelik konstrüksiyon ve fiber kaplamalı minare görüyor. Türkiye’de yaşanan 6 Şubat depremlerinin ardından 11 ilde birçok cami yıkıldı veya hasar aldı. Bunların birçoğunda minarelerin yıkılması ve camilere hasar vermesi sonucunda gerçekleşti. Ortalama 30 metre yüksekliğinde yapılan betonarme minarelerin ağırlığı takriben 150 ton civarında oluyor. Bu da yıkıldığı esnada hem camilere hem de yakının da bulunan ev ve insanlara zarar veriyor. Konu üzerine araştırma yapan bir firma minare yapımında artık çelik konstrüksiyon üzerine fiberglass kaplama tekniğini kullanıyor. Hem bu şekilde minarelerin muhtemel bir deprem anında yıkılmasının önüne geçiliyor hem de minare ağırlığını 150 tondan 8 tona indiriyor. Konuyla ilgili açıklama yapan firmanın yetkilisi Salih Karadağ, “Biz yaklaşık 20 yıldır betonarme minare yapmaktayız. Son 2 yıldır beton görünümlü fiberglas sistemine geçtik. Depreme daha dayanıklı içinde ki çelik konstrüksiyonun dışında ki görseline varıncaya kadar bu sistemde devam etmekteyiz. Bu sistemin depreme dayanıklı olduğunu belirledik. Betonarme minare ve fiber minare arasında ki en büyük fark ikisi arasında ki ağırlık farkıdır. 30 metre yüksekliğinde bir minarenin ortalama ağırlığı 150 ton civarındayken fiber minare de bu ağırlık 8 ton civarında. Deprem de betonarme minarelerin yıkılmasıyla birlikte camiler yıkıldı veya bu minarelerin üzerlerine düşmesi sonucu insanlarımız da hayatını kaybetmişti. Fiber minaremiz de ise bu olay ortadan kalkmış oluyor. Minarelerimiz çelik olduğu için depremde yıkılmaz en kötü senaryoda üzerine bir şey dahi düşse yıkılmak yerine demiri eğilir. Aynı minare betonarme olarak yıkıldığında 150 ton ile yerde şiddetinde bir deprem etkisi oluştururken bunun kendi ağırlığı 8 ton olduğu için bir sıkıntı oluşturmayacak” açıklamasında bulundu. Hat sanatını ecdadımızın bıraktığı yerden devam ediyor Fuar’da ayrıca hat sanatı noktasında da sergilenen ürünler özellikle yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Hat sanatının camilerin vazgeçilmez bir unsuru olduğunu belirten Müslüm Korkutata, “Hat sanatı camilerimizin vazgeçilmez unsuru ecdadımızın bıraktığı yerden bunu geliştirmeye devam ediyoruz. Bu kulvarda çok iyi sanatkarlar yetiştirdi ülkemiz. Hem ülke için de hem de ülke dışında bu konuda çok iddialı durumdayız. Medeniyet eski dönemler de camilerin mabetlerin ekseninde gelişiyordu. Osmanlı İslam’ın uzun süre sancaklığını yaptı bayrağını taşıdı. Camilerimiz bu işin sembolü halindeydi. Günümüzde de camilerimiz aynı fonksiyonda roller üstlenmiş durumda” dedi.
Erzurum Rektör Çomaklı, araştırma üniversiteleri destek programına katıldı Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Yerleşkesi Kültür Merkezinde, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın katılımıyla düzenlenen Araştırma Üniversiteleri Destek Programı (ADEP) değerlendirme toplantısına katıldı. Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) 2021’de belirlediği Araştırma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Programının 23 üniversiteyle başarıyla yürütüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Özvar, program kapsamındaki üniversitelerin performanslarının kurul bünyesinde oluşturulan İzleme ve Değerlendirme Komisyonu tarafından yıllık olarak takip edildiğini hatırlatarak sıralamaların her yıl kasım itibarıyla kamuoyu ile paylaşıldığını dile getirdi. Araştırma üniversiteleri arasında yaşanan tatlı rekabetin uluslararası üniversite derecelendirme kuruluşları tarafından her yıl yayınlanan dünya üniversite sıralamalarına, özellikle son 2 yılda olumlu biçimde yansıdığını memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden Özvar, bunun için emeği geçenlere teşekkür etti. 12. Kalkınma Planında yer alan yükseköğretimle ilgili hedeflerden birisinin de Dünya Akademik Başarı Sıralamalarında ilk 500’de yer alan üniversite sayısını 2028’de 10’a çıkarmak olduğunu söyleyen Özvar: "Ben inanıyorum ki araştırma üniversitelerimizin tamamı, fiziksel altyapıları ve sahip oldukları akademik insan kaynağı ile önümüzdeki 5 yılda ilk 500 içerisinde yer alma potansiyeline sahiptirler. Son yıllarda artan uluslararası öğrenci hareketliliğinde bu tür değerlendirmelerin fevkalade önemli olduğunu görüyoruz" dedi. Başkan Özvar: "Destek Programı Uygulamasına Israrla Devam Edeceğiz" ADEP kapsamında üniversitelere 2024’te 400 milyon lira ödenek tahsis edildiğini belirten Özvar, üniversitelerin kendi kaynaklarından aktaracakları rakamlarla 327 projeye, 503,9 milyon lira bütçe aktarımı yapılacağını belirtti. Yükseköğretim Kurulu olarak kalite odaklı anlayışı temel misyon edindiklerini ve bu amaçla araştırma üniversitelerine yönelik destek programlarının uygulanmasına ısrarla devam edeceklerinin vurgulayan Özvar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tüm üniversitelerimizin araştırma kapasite ve kalitesinin artırılmaya ihtiyacı var. Son 5 yıllık veriler, daha nitelikli yayın sayısında ciddi bir artış olduğunu gösteriyor. Ancak dünyadaki büyük bilim çevreleriyle mukayese edildiğinde hala bilhassa Q1, Q2 yayınları konusunda ciddi mesafe kat etmemiz gerekiyor. Yıllık 45-46 bin düzeyinde olan bilimsel doküman sayısını yayın kalitesinden ödün vermeden biraz daha artırılmasına ihtiyaç vardır. Bunu yapacak kurumların başında araştırma üniversitelerimiz gelmektedir” ifadelerini kullandı. Şenel: "Üniversitelerimizin Ar-Ge Faaliyetlerini Genişletmesini İstiyoruz" ADEP ile araştırma üniversitelerine, yıllık performanslarını dikkate alarak bilimsel araştırma projeleri için kaynak tahsisi yaptıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel ise bu çerçevede, araştırma üniversitelerine 2022’de 100 milyon lira olarak tahsis ettikleri ödenek tutarını 2023’te 250 milyon liraya yükselttiklerini belirterek şöyle devam etti: "Bu yıl için bu rakam 400 milyon lira olarak Bütçe Kanunu ile belirlenmiş oldu. Cumhurbaşkanımızın olurlarıyla üniversitelerimizin performansları ve uygulama sonuçlarını dikkate alarak ödenek tahsislerini yakın zamanda gerçekleştirmeyi ve ödeneği üniversitelerimize aktarmayı planlıyoruz. Ödenek artışlarıyla araştırma üniversitelerimizin Ar-Ge faaliyetleri ve nitelikli insan gücü yetiştirmesine yönelik imkanlarını genişletmesini, milli politika ve hedeflerimize hizmet edecek çalışmalarını artırarak sürdürmesini bekliyoruz." Rektör Çomaklı: “Araştırma Üniversitesi Ünvanı ile Çalışmalarımıza Kararlılıkla Devam Ediyoruz” Toplantıya ilişkin açıklamada bulunan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı ise: “Araştırma Üniversiteleri Destek Programı (ADEP), ülkemizin araştırma ve geliştirme potansiyelini artırmayı, bilimsel üretkenliği desteklemeyi ve ulusal ve uluslararası düzeyde rekabetçiliği artırmayı hedefleyen önemli bir girişimdir. Bu kapsamda düzenlenen değerlendirme toplantısı, katılımcı üniversitelerin araştırma alanındaki çalışmalarını değerlendirme ve gelecek stratejilerini belirleme fırsatı sunmaktadır. Atatürk Üniversitesi, bilim ve araştırma alanında ulusal ve uluslararası düzeyde tanınan bir kurum olarak, ADEP’in temel amaçlarına uygun şekilde hareket etmekte ve ülkemizin bilimsel gelişimine katkı sağlamaktadır. Üniversitemiz, geniş kapsamlı araştırma projeleri, uluslararası iş birlikleri ve yenilikçi çalışmalarıyla bilim dünyasında kendine sağlam bir yer edinmiştir” şeklinde konuştu. Atatürk Üniversitesinin araştırma alanındaki başarılarını vurgulayan Çomaklı: “Üniversitemizin bilimsel üretkenliğini artırmak ve ulusal düzeydeki rekabetçiliğini güçlendirmek için tüm mensuplarımız ile çalışmalarımıza kararlılıkla devam etmekteyiz. Araştırma Üniversitesi statüsünün gerek finansal açıdan gerekse akademik alanda tanımış olduğu haklar bizim daha da geniş bir yelpazede çalışma yapmamıza vesile oluyor. Bu açıdan ADEP Değerlendirme Toplantısında alınan kararlar ve belirlenen stratejiler doğrultusunda, Atatürk Üniversitesi, araştırma alanındaki başarısını daha da ileriye taşıyacak ve ülkemizin bilimsel ve teknolojik kalkınmasına önemli katkılar sunmaya devam edecektir” dedi. Toplantı; katılımcıların, araştırma politikaları ve stratejileri hakkında bilgi paylaşımında bulunmalarıyla sona erdi.