DÜNYA - 12 Nisan 2024 Cuma 08:36 | Son Güncelleme : 12 Nisan 2024 Cuma 09:53

ABD, Japonya ve Filipinler liderlerinden üçlü zirve

A
A
A
ABD, Japonya ve Filipinler liderlerinden üçlü zirve

ABD Başkanı Joe Biden, Japonya Başbakanı Fumio Kishida ve Filipinler Devlet Başkanı Ferdinand Marcos Jr Beyaz Saray’da üçlü bir zirve gerçekleştirdi. Liderler tarafından yayınlanan ortak bildiride Çin’in Güney Çin Denizi'ndeki tehlikeli ve saldırgan tutumundan ve hukuka aykırı hak iddialarından “ciddi endişe duyulduğu” vurgulandı.

ABD Başkanı Joe Biden, Japonya Başbakanı Fumio Kishida ve Filipinler Devlet Başkanı Ferdinand Marcos Jr Beyaz Saray’da üçlü bir zirve gerçekleştirdi. Biden ilk niteliğindeki zirvenin başlangıcında yaptığı açıklamada Hint-Pasifik stratejisini yeni bir boyuta taşımak istediğini belirterek, "Birlik olduğumuzda herkes için daha iyi bir gelecek kurabiliriz" dedi. Kishida üç ülkenin Pasifik Okyanusu ile birbirine bağlı “doğal ortaklar” olduğunu vurgularken, Marcos ise, “Çağımızın karmaşık sorunlarıyla yüzleşmek herkesin ortak çaba göstermesini, ortak bir amaca adanmışlığı ve kurallara dayalı uluslararası düzene sarsılmaz bir bağlılığı gerektirmektedir” ifadelerini kullanıldı.

Ortak bildiri yayınlandı

Basına kapalı olarak gerçekleşen görüşmenin ardından Beyaz Saray tarafından “Japonya, Filipinler ve Amerika Birleşik Devletleri Liderlerinin Ortak Vizyon Bildirisi” yayınlandı. Ülke liderlerinin “eşit ortaklar ve güvenilir dostlar” olarak bir araya geldiği belirtilen bildiride, “Özgür ve açık bir Hint-Pasifik ve uluslararası hukuka dayalı bir uluslararası düzen vizyonuyla birleştik. Bu vizyonu önümüzdeki on yıllar boyunca birlikte geliştireceğimize söz veriyoruz. Temelde, birlikte çalışarak kendi uluslarımızın, Hint-Pasifik bölgesinin ve dünyanın güvenlik ve refahını geliştirebileceğimize inanıyoruz” ifadeleri kullanıldı.

Bildiride Çin vurgusu dikkat çekti

Çin’in Güney Çin Denizi'ndeki tehlikeli ve saldırgan tutumundan ve hukuka aykırı hak iddialarından “ciddi endişe duyulduğu” vurgulanan bildiride, “Sahil Güvenlik ve deniz milisi gemilerinin Güney Çin Denizi'nde tehlikeli ve zorbaca kullanılmasına ve diğer ülkelerin açık deniz kaynaklarından faydalanmasını engelleme çabalarına kararlılıkla karşı çıkıyoruz. Çin’in Filipin gemilerinin açık denizlerde seyrüsefer özgürlüğünü kullanmasını tekrar tekrar engellemesi ve İkinci Thomas Sığlığı'na giden ikmal hatlarını kesintiye uğratması gibi tehlikeli ve istikrarı bozucu davranışlarından duyduğumuz ciddi endişeyi yineliyoruz” denildi. Çin’in Doğu Çin Denizi'nde statükoyu güç veya baskı yoluyla tek taraflı olarak değiştirme girişimlerine “şiddetle karşı çıkıldığı” aktarılırken, Tayvan Boğazı'nda barış ve istikrarın küresel güvenlik ve refahın vazgeçilmez bir unsuru olduğu vurgulandı. Bildiride, “Tayvan konusundaki temel duruşumuzda herhangi bir değişiklik olmadığını belirtiyor ve meselelerin barışçıl yollarla çözülmesi çağrısında bulunuyoruz” ifadelerine yer verildi.

Kuzey Kore’ye kınama, Ukrayna'ya destek

Tarafların Kore Yarımadası'nın nükleer silahlardan tamamen arındırılması yönündeki kararlılığı bir kez daha yinelenirken, Kuzey Kore’nin barış ve güvenliğe yönelik ciddi tehdit oluşturan balistik füze denemelerinin “şiddetle kınandığı” vurgulandı. Bildiride, “Kuzey Kore'yi ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarına uymaya ve füzelerini Ukrayna’ya karşı kullanan Rusya dâhil herhangi bir ülkeye sağlamaktan kaçınmaya çağırıyoruz” denildi. Tarafların Ukrayna'nın egemenliğine, bağımsızlığına ve uluslararası alanda tanınan toprak bütünlüğüne yönelik sarsılmaz desteğini yinelediği kaydedilirken, “Rusya'nın Ukrayna işgali bağlamındaki nükleer silah kullanma tehditleri kabul edilemez . Rusya'nın Ukrayna'da herhangi bir nükleer silaha başvurmasının tamamen hukuksuz olacağını kesin bir dille ifade ediyoruz” denildi. Ayrıca tarafların demokrasi, insan hakları, çevre, iklim değişikliği ile mücadele ve ekonomi gibi farklı alanlarda üçlü işbirliğini geliştirme konusunda da mutabık kaldığı ifade edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Mıhlama için izdiham: Süleymanpaşa’da 1 tonluk lezzet seli Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde düzenlenen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali’nin ilk gününde yaklaşık 1 ton mıhlama kısa sürede tükenirken, etkinlik alanında zaman zaman izdiham yaşandı. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde Karadenizliler Derneği tarafından organize edilen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali, ilk gününden yoğun ilgi gördü. Festival kapsamında vatandaşlara yaklaşık 1 ton mıhlama ikram edilirken, lezzetten tatmak isteyenler erken saatlerden itibaren etkinlik alanına akın etti. Kazanlarda hazırlanan mıhlama karıştırılırken ortaya çıkan görüntüler adeta görsel şölene dönüştü. Mıhlama dağıtımı öncesinde oluşan uzun kuyruklar dikkat çekerken, dağıtımın başlamasıyla birlikte kalabalık zaman zaman kontrolden çıktı, yoğunluk üst seviyeye ulaştı. Oluşan kalabalık nedeniyle festival yetkilileri, hazırlanan mıhlamanın yetip yetmeyeceği konusunda endişe yaşadı. İzdiham havadan görüntülendi Mıhlama için oluşan metrelerce kuyruk ve kalabalık, dron ile görüntülendi. Havadan çekilen görüntülerde, etkinlik alanındaki yoğunluk net şekilde gözler önüne serildi. Festivalin ilk günü, yoğun katılım ve renkli görüntülerle hafızalara kazındı. "6 bin kişiye mıhlama dağıtacağız" Tekirdağ Karadeniz İlleri Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Muharrem Akyüz, "Hamsi ve Mıhlama festivalimizin bugün ikinci günündeyiz. Arkamda görüyorsunuz izdiham oluştu. Bu daha ikinci gün mıhlama dağıtımı. Sağ olsun Süleymanpaşalılar bizlere tevazu gösteriyorlar. Bizi çok memnun ettiler ve çok kalabalık oldu. Mıhlama yetecek mi yetmeyecek mi bunun endişesi içerisindeyiz. Katılan herkese çok teşekkür ediyorum. 6 bin kişilik mıhlama hazırladık, 6 bin kişiye ücretsiz mıhlama dağıtacağız. Yarın da 10 bin kişiye ücretsiz hamsi dağıtacağız" dedi.
Ankara Yoğurt, ayran, turşu gibi ürünler 2026’da gıda trendleri arasında Türk mutfak kültüründe önemli bir yere sahip olan yoğurt, ayran ve turşu gibi ürünlerin tüketim trendinin arttığını belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Sena Nur Doğan, "İnsanlar bu gıdaları artık yalnızca sindirim için değil, bağışıklık, ruh hali ve enerji üzerindeki etkileri nedeniyle tercih ediyor; böylece kültürel tarifler modern dokunuşlarla yeniden popülerleşiyor" dedi. Bireylerin artık yalnızca beslenmeye değil sağlıklarını korumaya, yaşam kalitesini artırmaya, zihinsel ve bedensel dengeyi sağlamaya ve çevre bilinciyle hareket etmeye odaklandığını vurgulayan Medicana International Ankara Hastanesi Feel Well Beslenme ve Yaşam Tasarımı bölümü Diyetisyen Sena Nur Doğan, 2026 yılına nostaljik tatlar ve geleneksel pişirme tekniklerinin damga vuracağını söyledi. Proteinin beslenmenin merkezindeki yerini daha da sağlamlaştıracağına belirten Diyetisyen Sena Nur Doğan şu bilgileri paylaştı: "Bu yılın en güçlü sağlık temalarından biri bağırsak sağlığı. Mikrobiyom dostu ürünler, prebiyotik lifler, fermente gıdalar ve doğal probiyotik içeren seçenekler giderek daha fazla tercih ediliyor. Yoğurt, ayran, turşu gibi kültürümüzde var olan gıdalar modern beslenme trendlerinin yıldızı haline geliyor. 2026’da sağlıklı beslenme ‘yasaklar’ üzerinden ilerleyen katı bir sistem olmaktan çıkıyor. Yerini; tat duyusunu tatmin eden, dokularla oynayan, nostaljik lezzetleri modern yorumlarla yeniden sunan bir beslenme kültürü alıyor. Fermente gıdalar, bakliyatlar, ev yapımı soslar, eski pişirme teknikleri ve yerel malzemelerle hazırlanan yemekler güçlü bir geri dönüş yapıyor." Sığır yağı talebi artıyor Sığır yağının raflarda daha sık görüleceğini aktaran Diyetisyen Sena Nur Doğan, "Bir zamanlar geleneksel yemek pişirmenin temel unsurlarından biri olarak yüksek dumanlanma noktası ve zengin aromasıyla değer verilen sığır yağı, alternatif yağ arayışındaki tüketiciler tarafından yeniden keşfediliyor. Ancak sığır yağı doymuş bir yağdır. Yüksek doymuş yağ alımı, kalp ve damar hastalıkları riskiyle ilişkilidir; bu nedenle az miktarda tüketilmesi en sağlıklısıdır" ifadelerini kullandı. Proteinli içecekler daha da popülerleşiyor İçeceklerin artık yalnızca bir tamamlayıcı değil, başlı başına fonksiyonel bir ürün haline geldiğini ifade eden Diyetisyen Sena Nur Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Elektrolit destekli sular, proteinli içecekler, prebiyotik içeren soğuk çaylar, mantar özleri ve zihinsel dengeyi hedefleyen bitkisel karışımlar her zamankinden daha popüler. Tüketici, içtiği her ürünün kendisine ne sağladığını bilmek istiyor. Bu durum, üreticileri daha sade içeriklere, daha net amaçlara ve daha şeffaf etiketlere yönlendiriyor. Günümüz gıda trendleri, sağlıklı beslenmenin yalnızca makro ve mikro besin dengesiyle sınırlı olmadığını; keyif, sürdürülebilirlik, duygusal iyilik hali, kültürel bağlar ve pratik yaşamla uyumlu bir bütünlük sunması gerektiğini gösteriyor. 2026; bedeni besleyen, zihni destekleyen ve gezegene saygı duyan daha bütüncül bir beslenme yılı olacak."