DÜNYA - 03 Ocak 2025 Cuma 23:39 | Son Güncelleme : 03 Ocak 2025 Cuma 23:40

ABD Temsilciler Meclisi'nde yapılan oylamada Mike Johnson yeniden başkan seçildi

A
A
A
ABD Temsilciler Meclisi'nde yapılan oylamada Mike Johnson yeniden başkan seçildi

ABD Temsilciler Meclisi'nde yapılan oylamada seçilmiş Başkan Donald Trump'ın desteklediği Cumhuriyetçi Mike Johnson, yeniden meclis başkanı seçildi.

ABD Temsilciler Meclisi'nde yapılan oylama ile meclis başkanı belli oldu. Oylamada, seçilmiş Başkan Donald Trump'ın desteklediği Mike Johnson, 215'e karşı 218 oyla yeniden meclis başkanı seçildi.


Meclis'te bir saat süren yoklama oylamasında seçilmek için gereken 218 oyu alamayan Johnson, iki Cumhuriyetçi rakibinin yarım saatten fazla süren müzakerelerin ardından oylarını değiştirmesi ile koltuğunu korudu. Meclisi, kontrol eden Cumhuriyetçiler, mecliste 219 sandalyeye sahip.

ABD basınında söz konusu oylama, aynı zamanda Cumhuriyetçilerin meclisteki birliğinin ve Trump'ın meclisteki nüfuzunun testi niteliğinde olduğunu belirtti.

Temsilciler Meclisi'nde 2023 yılında Cumhuriyetçi Meclis Başkanı Kevin McCarthy'nin partisi tarafından görevden alınmasının ardından 4 gün boyunca 15 tur oylama yapılmış ve yerine Johnson seçilmişti.

Trump, oylama öncesi yaptığı açıklamada, "Bugün Mike'ın kazanması Cumhuriyetçi Parti için büyük bir kazanç olacaktır" denişti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Uzmanından uyarı: "Mağazalarda denenen giysiler hasta edebilir" Mağaza kabinlerinde onlarca kişi tarafından denenen kıyafetlerin, hijyen kurallarına uyulmaması halinde uyuz, mantar ve çeşitli bakteriyel enfeksiyonlara davetiye çıkardığı belirtiliyor. Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Hatice Gamze Demirdağ, "Mağazada daha önce çok sayıda kişi tarafından denenmiş kıyafetleri giymek, egzama ve kızarıklık gibi sorunların yanı sıra bulaşıcı hastalık riskini de beraberinde getirmektedir" dedi. Alışveriş sırasında beden uyumunu kontrol etmek amacıyla denenen kıyafetler, hijyen şartlarına dikkat edilmediği takdirde çeşitli sağlık risklerini beraberinde getirebiliyor. Uzmanlar, deneme sırasında kıyafetler üzerinde bulunan deri döküntüleri, ter ve mikroorganizmaların bir kişiden diğerine geçebileceğine dikkat çekiyor. Özellikle yeterince havalandırılmayan deneme kabinlerinde kıyafetlerin birçok kişi tarafından denemesi, uyuz paraziti ve mantar gibi enfeksiyonların yayılmasına zemin hazırlıyor. Öte yandan, bakteri ve virüslerin tekstil yüzeylerinde belirli süreler boyunca canlı kalabildiği, bunun da bağışıklık sistemi zayıf bireyler açısından enfeksiyon riskini artırdığı ifade ediliyor. Vücutla doğrudan temas eden pantolon, tişört ve iç giyim ürünlerinin deneme süreçlerinde bulaş ihtimalini daha da yükselttiği vurgulanıyor. Salgın hastalık riski Yeni kıyafetlerin fabrikada üretim aşamasından mağazaya gelene kadar çok sayıda işlemden geçtiğini belirten Acıbadem Kent Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Hatice Gamze Demirdağ, "Bu süreçte kıyafetler renk veren boyalar, ütülü görünüm sağlayan kırışıklık giderici kimyasallar, yumuşatıcılar ve küf önleyici maddeler gibi birçok kimyasal ile temas eder" dedi. Demirdağ, "Mağazaya ulaştıklarında ise üzerlerinde hala sağlığa zararlı olabilecek bu kimyasal kalıntıları barındırırlar. Özellikle cildi hassas olan kişilerde, alerjik egzaması bulunanlarda, bebek ve çocuklar gibi hassas deri yapısına sahip bireylerde bu kimyasallara maruziyet sonucunda ciltte kaşıntı, kızarıklık, pullanma ve tahriş gibi etkiler görülebilmekte, hatta alerjik reaksiyonlara neden olabilmektedir. Bununla birlikte birçok insan bedenini tam olarak bilmediği için, mağazalarda deneme kabinlerinde bedenini bilse dahi farklı seçenekler olduğu gerekçesiyle 4-5 farklı ürünü denemektedir. Oysa bu ürünler daha önce en az 20-30 kişi tarafından denenmiş olabilmektedir. Mağazada daha önce çok sayıda kişi tarafından denenmiş kıyafetleri giymek, egzama ve kızarıklık gibi sorunların yanı sıra bulaşıcı hastalık riskini de beraberinde getirmektedir. Özellikle son yıllarda ülkemizde görülen uyuz salgını nedeniyle, uyuz parazitinin daha önce denenmiş kıyafetlerde bulunabildiği gözlemlenmektedir ve bu kıyafetlerin belirli bir süre giyilmesi uyuz hastalığına yakalanma riskini artırabilmektedir" diye ekledi. Ürünlerin üretimden satışa kadar olan sürecinin titizlikle yürütüldüğünü belirten satış danışmanı Tuğba Kara ise müşterilerin de satın aldıkları ürünleri ilk olarak yıkayıp ardından kullandıklarını söyledi.
Diyarbakır Bir yılda 400 bin kişi 3 bin yıllık kaleye çıktı Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde, Roma İmparatorluğu döneminde "askeri yerleşim" olarak kullanılan, arkeolojik kazılarla geçmişe ışık tutan 3 bin yıllık Zerzevan Kalesi, yılın 12’nci ayına kadar yerli ve yabancı 400 bin ziyaretçi ağırladı. İlçeye 13 kilometre uzaklıktaki Demirölçek Mahallesi yakınlarında 124 metre yükseklikte kayalık tepede bulunan ve askeri yerleşimde dünyada bulunan son Mithras tapınağının ortaya çıkarıldığı Zerzevan Kalesi, aralıksız olarak devam eden bilimsel kazılarla tarihe ışık tutuyor. 2020 yılında UNESCO Dünya Miras Geçici Listesine dahil edilen, kentin önemli turizm değerlerinden olan kale, yerli ve yabancı turistlerden de büyük ilgi görüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, valilik, Çınar Kaymakamlığı ve Diyarbakır Müzesi Müdürlüğü katkılarıyla 2014 yılında başlatılan kazılarda bugüne kadar bin dönüm alanda 15 metre yüksekliğinde ve bin 200 metre uzunluğunda sur kalıntısı, 21 metre yüksekliğinde gözetleme ve savunma kulesi, kilise, yönetim binası, konutlar, tahıl ve silah depoları, kaya mezarları, su kanalları ile 63 su sarnıcı, yer altı kilisesi, 400 kişinin sığacağı yer altı sığınağı, konutlar ve gizli geçitler, milattan sonra 4. yüzyılda Hristiyanlığın benimsenmesiyle önemini kaybeden, dönemin Mithras dinine ait yer altı tapınağı ve Mithras Tapınağı’na gizli dini tören ve ayinler için gelen davetlilerin konakladığı alan ile birçok eser gün ışığına çıkarıldı. Ortaya çıkartılan bu tarihi yapılar ile bu yıl, 400 bin yerli ve yabancı ziyaretçi kaleyi gezmeye geldi. Kazılar 2014’ten beri devam ediyor Kazı Başkanı Prof. Dr. Aytaç Coşkun, Zerzevan Kalesinde kazıların ilk defa 2014 yılında başladığını ve aralıksız olarak devam ettiğini söyledi. Alan önemli bir turizm destinasyonu olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Coşkun, hem Diyarbakır hem de bölge turizmi ve istihdamı için önemli olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Coşkun, bu yıl 400 bin rakamına ulaştıklarını belirterek, "Şu anda bazı alanlarımız kapalı restorasyondan dolayı. Buna rağmen önemli bir rakam. Yıl sonuna kadar bu rakam daha da artacaktır. Hem çevre düzenleme hem kazı çalışmaları devam ediyor. Önümüzdeki yılla birlikte yeni restore edilen alanlarında ziyarete açılmasıyla bu rakamın çok daha üzerine çıkacağız. Belki 700-800 binlere ulaşacak. Ama hedefimiz yılda 1 milyon ziyaretçinin Zerzevan Kalesine gelmesi. Hem Zerzevan Kalesi hem de Mithras kutsal alanı UNESCO Dünya Mirası Geçici listesinde. 2026 yılında dünya mirası olmasını da hedefliyoruz. Bu konuda da çalışmalarımız bütün hızıyla devam ediyor" dedi. ’’Tapınağın altında büyük bir şehir var’’ Kalenin dünyanın en iyi korunmuş Roma’nın sınır garnizonu olduğu ifade eden Prof. Dr. Coşkun, "Aslında toprağın altında büyük bir şehir var. Kazıldığı zaman hem dönemin askeri hem de siyasi yaşantısına dair on binlerce eser ortaya çıkarıldı ki bazı eserler ünik. Toprağın altından ameliyat aletlerinden aydınlatma araçlarına, pişirme kaplarından askeri teçhizata kadar, hem sivil hem de askerlerin kullandıkları takılara kadar her şey Zerzevan Kalesinde mevcut. Bu on binlerce eser, dönemin aydınlatılması açısından hem bölgenin tarihini değiştirdi hem de bölgenin turizmine de önemli katkı sundu" şeklinde konuştu. Ziyaretçilerden Sevtap Güzeltürk grup olarak 54 kişiyle Antalya’dan geldiklerini belirterek, "Turumuz Diyarbakır’da başladı. İki gün burada geçireceğiz. Antalya’da Roma ve Bizans uygarlığıyla neredeyse iç içeyiz. Burada çok daha farklı ve çok daha eski uygarlık. Hemen hepimiz çok etkilenmiş olarak dönüyoruz. Bir kez daha geleceğim. Bu gezi bizim için çok etkileyici oldu" diye konuştu. Doktor Cemile İnci ise kendilerini tarih kitaplarının içinde dolanıyormuş gibi hissettiklerini, Mezopotamya’nın etkileyici büyüsünü hissettiğini dile getirdi. Nesrin Ülk de "Zerzevan’a ikinci çıkışım. Burada çok önemli bir tarih yatıyor, çok güzel. Herkesin gelip görmesi lazım" ifadelerinde bulundu.