POLİTİKA - 17 Eylül 2022 Cumartesi 14:45

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ: '7’li masa da 7 düvel de Türkiye’nin gelişmesine ve Tayyip Erdoğan’a karşı'

A
A
A
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ: '7’li masa da 7 düvel de Türkiye’nin gelişmesine ve Tayyip Erdoğan’a karşı'

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan Prof. Dr. Aziz Sancar Eğitim ve Sanat Merkezi'nin açılışını yaptı. Açılışta konuşan Bakan Bozdağ, “Türkiye büyüdükçe, geliştikçe 7’li masa da 7 düvel de Türkiye’nin gelişmesine ve Tayyip Erdoğan yürüyüşüne karşı" dedi.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan Prof. Dr. Aziz Sancar Eğitim ve Sanat Merkezi'nin açılışı yapıldı. Açılış törenine Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da katıldı. Bakan Bozdağ, açılışta yaptığı konuşmada, AK Parti dönemindeki önemli eğitim, kültür ve sanat yatırımları yapıldığını ifade ederek, bu dönemde pek çok haksız hukuksuz eşitsizliğin de ortadan kaldırıldığını vurguladı. Bakan Bozdağ, konuşmasında “Türkiye büyüdükçe, geliştikçe 7’li masada da 7 düvel de Türkiye’nin gelişmesini ve Tayyip Erdoğan yürüyüşüne karşı” diyerek 2023 öncesi Türkiye’nin hedef ülke haline getirilmeye çalışıldığını vurguladı.

“Eğitim her işin başıdır, en büyük payı daima eğitime ayırdık”

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, açılışta yaptığı konuşmada eğitimin önemine vurgu yaparak 20 yılık dönemde en önemli yatırımların eğitime yapıldığını aktardı. Bakan Bozdağ, "Eğitim her işin başıdır. Eğer eğitimimiz iyi olursa yetiştirdiğimiz insanlarımız daha iyi olur. Bilgiye hükmetme ve bilgiden teknolojiyi üretme gücüne ve kudretine sahip oluruz. Peygamberimizin beşikten mezara kadar ilim, ilim Çin'de de olsa gidin alın, şeklinde yer alan hadisleri ve bizim medeniyet ve kültürümüzün bize öğretileri dikkate alındığında ilme ve bilgiye büyük değer vermenin, değer verenleri büyük ve güçlü kıldığını da anlarız. Bugün baktığınızda yeraltı zenginlikleri çok olan, doğalgazı petrolü madenleri bulunan nice ülkeler var. İşte Arap ülkelerine bakın, yeraltı servetlerinin büyük bir kısmı orada, Afrika ülkelerine bakın, yine keza orada ama dünyanın en güçlü ülkelerine bakın onlar yeraltı servetlerinin çok az bir kısmına diğerleriyle mukayese edildiğinde sahipler. Ama dünyada Amerika güçlü, Avrupa güçlü neden diye sorduğumuzda da görüyoruz ki bilgiye sahipler. En büyük güç maden değil, en büyük güç petrol ve gaz değil. En büyük güç, işin doğrusu bilgi, bilgiyi üretme, çoğaltma yayma ve bunu endüstriyel teknolojiye imkana dönüştürme başarısıdır.

Tarihte de böyle, bugün de böyle, gelecekte de böyle büyük olmanın yolu buradan geçiyor. Sizin petrolümüz var işte Venezuela'da görüyorsunuz, satacak yer bulamıyorsunuz, fakirlik diz boyu. İşte başka ülkelerde görüyorsunuz. Huzur yok, güven yok, bir kıymeti var mı? Sizin refahınıza Irak'ta bir katkısı var mı? Libya'da bir katkısı var mı? Suriye'de bir katkısı var mı? Yok. Venezuela'da bir katkısı var mı? Orada da yok. Demek ki esas güç bilgide, onun için bu eğitim merkezlerinin bilim yuvalarının çoğaltılması, Türkiye'nin esas güç kaynağını keşfedip bunu güçlendirmek için büyük gayret ortaya koyduğunun da somut göstergesidir. AK Parti iktidarları olarak biz ilk besmele çektiğimiz günden bugüne hükümet bütçelerinde en büyük payı daima eğitime ayırdık. Bir numaralı payı eğitime verdik” dedi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ: '7’li masa da 7 düvel de Türkiye’nin gelişmesine ve Tayyip Erdoğan’a karşı'

“Eğitimdeki haksızlığa biz son verdik, CHP koşa koşa anayasa mahkemesine gitti”

Eğitimde ve kamudaki özellikle başörtü haksızlığına AK Parti’nin son verdiğini açıklayan ve eski dönemlerde yasaklar nedeniyle binlerce insanın mağdur olduğunu belirten Bakan Bozdağ, “Ortaöğretimde, yükseköğretimde yine kadınlarımız aleyhine olan kıyafet tercihinden kaynaklı ayrımcılığa, eşitsizliğe, haksızlığa son verdik. Anayasamız kanun önünde herkes din, dil, ırk, renk, cinsiyet, felsefi, inanç, mezhep ayrımı gözetilmeksizin eşittir derken, kamu hizmetlerinin sunulmasında devlet organları ve idare makamları eşitlik ilkesine uygun davranmak zorundadır ifadesini kullanırken, hiçbir kimse eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz diye çok net hükümler olmasına rağmen yıllar yılı Türkiye'de kadın öğrenciler arasında ayrım yapıldı. Başı örtülü olana ortaöğretimde de yükseköğretimde de eğitim-öğretim hakkından yararlanması, Anayasa ve yasalarımıza rağmen haksız idari kararlar ve tedbirlerle, bu kararları teyit eden haksız mahkeme kararlarıyla, zulmün adı adalet oldu, eşitsizliğin adı eşitlik oldu. Haksızlığın adı hak oldu, yıllar yılı bu uygulandı. Bu ülkede başörtüsü zulmüne son vereceğim diyen partilere kapatma davaları açıldı. Gerekçelerinde bunlara yer verildi.

En sonunda 2008 yılında Milliyetçi Hareket Partisi ile AK Parti birlikte mecliste değişiklik yaptık. ‘Kamu hizmetlerinin yararlanılmasında da idare makamları eşitlik ilkesine uygun davranmak zorundadır’ Anayasa’nın 10’uncu maddesine bir ibare ekledik ve 42’nci maddesine de dedik ki kanunda açıkça yazılı olmadıkça hiç kimse eğitim öğretim hakkından yoksun bırakılamaz dedik. Kötü mü demişiz? Ama ertesi gün gazeteler 411 el kaosa kalktı dedi. CHP şimdi muhafazakarlarla da helalleşmek için dolanıyor ya onlar da koşa koşa Anayasa Mahkemesi’ne gitti ve Anayasa Mahkemesi yapılan düzenlemenin hem yürürlüğünü durdurdu hem de iptal etti ve arkasından 14 Mart 2008’de AK Parti'ye bu nedenlerle gerekçe gösterilerek kapatma davası açıldı. Türkiye nereden nereye geldiğini görmek için yaşanan değişimleri, yaşanan zorlukları birlikte değerlendirmek lazım. Ne yaptık şimdi soruyorum. Orta öğretimde bu haksızlığa son verdik mi? Verdik elhamdülillah. Üniversitede kadınlarımız arasındaki eşitsizliğe son verdik mi? Verdik. Bugün Türkiye'nin ortaöğretim kurumlarında da, yükseköğretim kurumlarında da, başı açık, başı örtülü bütün kadın öğrencilerimiz birlikte eğitim görüyorlar, birbirlerinden memnunlar. Aralarında herhangi bir ayrım gayrım yok. Ayrım gayrımı yapan o köhnemiş zihniyeti de siyasetin çöplüğüne attık. Allah'ın izniyle yeniden bunların dirilmesi neden imkan gözükmüyor. Tabii sadece burada değil, çalışma hayatında da aynı şeyler söz konusu. Kadın birisi, ebe, öğretmen, doktor, hakim, savcı, herhangi bir kamu görevlisi kamuda herhangi bir yerde işçi olma hakkı var mıydı? Yoktu. Şimdi herkese eşit çalışma hakkını da biz sağladık. Hukuk devletinin, Anayasa’nın eşitlik ilkesini hayata tam anlamıyla biz soktuk” ifadelerine yer verdi.

“7’li masada da 7 düvel de Türkiye’nin gelişmesine ve Tayyip Erdoğan’a karşı”

Türkiye’nin gelişmesine karşı olanların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ona destek verenlere karşı olduğunu da aktaran Bozdağ, “Türkiye, bilgiye hükmettikçe ve buradan yerli üretimi çoğalttıkça, savunma sanayindeki yerlilik oranı 20’den, yüzde 80’e çıkarıp ihracatta da 5 milyar dolarlık bir rakamı sadece bu alanda yakalayınca herkes Tayyip Erdoğan düşmanı kesildi. Eğer Tayyip Erdoğan'ı durduramazsak Türkiye'yi durduramayız. Türkiye'yi durdurmanın yolunun Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı durdurmaktan geçtiğini çok iyi biliyorlar. Onun için dikkat buyurun, Biden'ından, Macron’una 7 düvel bir araya geldi. 2023’e kilitlendi. Terör örgütleri bir araya geldi, 2023’e kilitlendi. Yedili masa bir araya geldi, 2023’e kilitlendi. Hepsinin ortak hedefi Cumhurbaşkanımızın yürüyüşünü durdurmak. Ben buradan Güzelvadi’nin yerli hanımlarına, beylerine soruyorum. Biden da aynı şeyi istiyor. Macron da aynı şeyi istiyor, diğerleri de aynı şeyi istiyor. Türkiye'nin düşmanlarının istediği bir hedefe doğru yönelmek mi bu milletin hayrına yoksa bu milletin istikametini görüp, o istikameti tahkim etmek mi bu milletin hayrına” dedi.

“Her çocuğun Aziz Sancar gibi başarılı olması için hazırız”

Açılışta değerlendirmelerde bulunan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, merkez hakkında bilgi vererek, “Burada taziye evine kadar her şey var. Buradaki her bir çocuğun Aziz Sancar gibi başarılı olması için hazırız. Sancar Hoca azimle başarıyı yakaladı. Adını bilerek bu tesise koyduk. Buradaki her bir çocuk Aziz Sancar olabilir. Güzelvadi’nin gençleri kazanana kadar, model olana kadar vazgeçmek yok” ifadelerini kullandı.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ: '7’li masa da 7 düvel de Türkiye’nin gelişmesine ve Tayyip Erdoğan’a karşı'

“Gaziantep’te kadınlar ile çocuklara dokunan çalışmalar yapılıyor”

Gaziantep Valisi Davut Gül ise “Gaziantep’te büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyeleri kadınlar ile çocuklara direkt hizmet ederek onlara dokunan çalışmalar yapıyor. Kentte 6 bin yeni derslik yapılıyor. Gençlere, kadınlara, çocuklara hizmet eden bu yapılarla insanlarımız bu fırsatları değerlendirecek her biri yeni Aziz Sancar hocamız olacak” diye konuştu.

İsmini Nobel Kimya Ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar’dan alan GASMEK’in 34’üncü tesisi, meslek eğitim kursları grubunda 20 farklı branşta 520 kişiye, eğitim destek kurslarında 290 öğrenci olmak üzere 810 kişiye hizmet verecek. 50 kişi kapasiteli kütüphane, 120 kişi kapasiteli konferans salonu olan tesis içerisinde tam donanımlı 1 tekstil atölyesi barındırıyor. Merkezde, 200 kişi kapasiteli kadın ve erkek taziye evi, 6 yaş grubu çocuklara yönelik 160 öğrenci kapasiteli 4 sınıf ve 1 yemek salonundan oluşan Mahalle Kreşi (Anaokul) bulunuyor.

Konuşmalar sonrası protokol tarafından açılış kurdelesi kesilerek tesis hizmete açıldı. Açılış sonrası protokol üyeleri tesisi ziyaret ederken açılışa Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yanı sıra Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep Valisi Davut Gül, AK Parti Gaziantep Milletvekilleri Ahmet Uzer, Nejat Koçer, Derya Bakbak, Mehmet Sait Kirazoğlu, Müslüm Yüksel, Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Oğuzeli Belediye Başkanı Mehmet Sait Kılıç, AK Parti İl Başkanı Eyup Özkeçeci, kent protokolü ile çok sayıda vatandaşlar katıldı.

Said Vakkas Yağcı - İbrahim Halil Aslan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenler Belediyesi’nin düzenlediği ’6. Esenler Film Festivali’ ödülleri sahiplerini buldu Esenler Belediyesi tarafından bu yıl 6.’sı düzenlenen ’Esenler Film Festivali’nde "Kısa Film Yarışması" ve "Kısa Film Yapım Desteği" ödülleri sahiplerini buldu. Esenler Belediyesi tarafından düzenlenen 6. Esenler Film Festivali, kapanış ve ödül törenine ev sahipliği yaptı. "Dijital Hayat" temasıyla sinemaseverlere unutulmaz bir deneyim yaşatan festivalde, "Kısa Film Yarışması" ve ‘Kısa Film Yapım Desteği’ ödülleri sahiplerine verildi. Beyoğlu’ndaki bir sinemada gerçekleşen festivale, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, Yönetmen Senarist ve Yapımcı Reis Çelik, Görüntü Yönetmeni Cevahir Şahin, Yazar Cihan Aktaş, Oyuncu Hakan Karsak, Oyuncu Nursel Köse ve sanatseverler katıldı. Açılış konuşmalarının ardından kürsüye salondakilere seslenen Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, "İnsanı diğer canlardan ayıran temel özellik adalet anlayışı, doğruyla yanlışı birbirinden ayırt etme yeteneğidir. İşte insan yanlışla doğruyu birbirinden ayırt etme yeteneğine sahip olduğu için akım sahiptir. Akıl sahibi olduğu için de nefes aldığı günden itibar yaşadığı her bir hayatın hikâyesinde sorumluluklar taşır. Bu sorumlulukları taşırken bazınız duygularımızla hareket ederiz. Bazılarımız akıllarımızla hareket ederiz. Bazılarımız inançlarımızla, değerlerimizle hareket ederiz. Ama hepimizin dayandığı ve baktığı bir yer vardır. Hepimiz bir şehir arayışındayız. İyiyi aramak isteriz. Güzele ulaşmak isteriz. Doğruya ulaşmak isteriz. Hakikate ulaşmak isteriz. Hepimiz hep iyi ve güzelin yanında yer alarak kendimizi orada bir yer biçeriz. Bunu bazen iş ortamında ararız. Bazen beyaz perdede ararız. Bazen okulda ararız, bazen makalede ararız, bazen resim yaparken ararız. Ama kendimizi resim yaparken de en iyinin güzeli yanında isteriz. Makale yazarken de kendimizi iyi bir güzelin yanında yazarız. Beyaz perdede sinemayı izlerken de kendimizi iyi ve güzel olanın yanında buluruz" dedi. Göksu’nun konuşmalarının ardından festivale katılan yarışmacıların ödülleri takdim edildi.
Ankara HAK-İŞ: "Mevcut asgari ücret tespit komisyonundan sağlıklı bir ücret çıkmaz" HAK-İŞ Konfederasyonu Yönetim Kurulundan, asgari ücretin açıklanmasının ardından yapılan açıklamada, "Mevcut asgari ücret tespit komisyonundan sağlıklı bir ücret çıkmaz" dedi. HAK-İŞ Konfederasyonu Yönetim Kurulundan yapılan açıklamada, "HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun mevcut yapısından çalışanları memnun edecek ve toplumu rahatlatacak sağlıklı bir asgari ücret çıkarılmayacağını her platformda dile getirdik. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun mevcut yapısı, 1970’li yılların koşullarına göre şekillenmiş, çağın gerisinde kalmış ve çoğulcu temsilden uzak bir yapıdır. Milyonlarca emekçiyi ilgilendiren ve bu yönüyle Türkiye’nin en büyük toplu iş sözleşmesi olarak değerlendirilebilecek asgari ücretin, çok daha güçlü, kapsayıcı ve temsil kabiliyeti yüksek bir komisyon yapısı içerisinde belirlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Komisyonun; konfederasyonların temsil gücünü yansıtan, sosyal diyalogu esas alan ve toplumsal uzlaşıyı önceleyen bir yapıya kavuşturulması, sürecin sağlıklı işlemesi açısından zorunludur" ifadelerine yer verildi. Asgari ücretin Türkiye’de çalışanların yaklaşık yarısının geçim ücreti olduğuna değinilerek, "Asgari ücret, ülkemizde artık yalnızca ‘asgari’ bir ücret değil; çalışanların yaklaşık yarısının geçim ücreti haline gelmiştir. HAK-İŞ olarak asgari ücretin; bir kişiyi değil, dört kişilik bir ailenin insanca yaşam koşullarını esas alması gerektiğini savunuyoruz. Gıda, kira, ulaşım, enerji ve eğitim gibi zorunlu harcamaların merkeze alındığı, gerçekçi ve kapsayıcı kriterlere dayanan bir yaklaşım ile daha güçlü, daha gerçekçi ve daha adil kriterlere ihtiyaç olduğu açıktır. Öte yandan, asgari ücrete endeksli olarak kamuda yer alan çok sayıda düzenleme, ücret artışlarını baskılayan bir mekanizma haline gelmiştir. Mevcut bağlantılar ortadan kaldırılmadan, asgari ücretin özgür, gerçekçi ve çalışanların ihtiyaçlarını karşılayacak bir düzeyde belirlenmesi mümkün değildir. Asgari ücret, emeğin yaşam standardını koruyan temel bir güvence olarak ele alınmalıdır" denildi. Komisyonun yapısının yeniden ele alınması beklentisine dikkat çekilen açıklamada, "HAK-İŞ Konfederasyonu olarak beklentimiz; Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısının demokratik, katılımcı ve çoğulcu bir anlayışla yeniden ele alınmasıdır. Asgari ücreti belirleme yetkisinin, dünyadaki örneklerde olduğu gibi işçi ve işveren temsilcilerinde olduğu, objektif ve güvenilir verilerle çalışan bağımsız bir mekanizmanın oluşturulması talebimizi yineliyoruz. Ancak bu şekilde hem çalışanların beklentilerini karşılayan hem de toplumsal huzuru güçlendiren bir asgari ücret politikasının hayata geçirilmesi mümkün olacaktır. 2026 yılı için belirlenen asgari ücretin emek camiamıza, çalışma hayatımıza ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyoruz" ifadeleri kullanıldı.