GÜNDEM - 16 Haziran 2019 Pazar 18:18

Adnan Menderes Arapça ezan yasağının kaldırılmasının yıl dönümünde anıldı

A
A
A
Adnan Menderes Arapça ezan yasağının kaldırılmasının yıl dönümünde anıldı

Milli Yerli İslami Düşünce Platformu üyeleri, Arapça ezan yasağının kaldırılmasının 69. yıl dönümünde yasağı kaldıran eski başbakanlardan Adnan Menderes'i mezarı başında andı.

Adnan Menderes'in Topkapı'daki anıt mezarında gerçekleştirilen anma törenine Milli Yerli İslami Düşünce Platformu Başkanı Ali Gürbüz Akyüz, Gazeteci ve Yazar Abdurrahman Dilipak, eski AK Parti Düzce Milletvekili Celal Erbay, eski Adalet Partisi Adana Milletvekili Hasan Aksay ve çok sayıda Milli Yerli İslami Düşünce Platformu üyesi katıldı. Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan anma programında konuşan Milli Yerli İslami Düşünce Platformu Başkanı Ali Gürbüz Akyüz, “Bir bahadır sağ elini havaya kaldırarak, söz milletindir demiştir. Haykırmıştır. Haykırışını devam ettirmiştir. İlk yaptığı iş Ezan-ı Muhammed’i aslına rücv ettirmiştir. İnsanlar 18 yıllık ezan hasretine kavuşmuştur. Diğer insanlarda huzur içerisinde Allah-u Ekber sedalarıyla kurbanlar keserek, ezanın iadesi hususunda şehit Adnan Menderes’e dua etmişler” diye konuştu. 

Gazeteci ve Yazar Abdurrahman Dilipak ise, “Ezanın Türkçe'ye çevrilmesi aslında hepimizin şahsına karşı bir meydan okumaydı. Biz burada Menderes ile bütünleşmiş oluyoruz. Aslında Menderes sizin iradenize teslim olmuştu. Ve ezanın aslına döndürülmesi sadece bir başlangıçtı. Birilerinin öfkeleri hala dinmiş değil. Tarih, övgü ya da sövgü kitabı olmamalı. Bugün burada toplanmamız, geçmişten aldığımız dersle geleceğimizi nasıl inşa edeceğimize ilişkin bizde bir idrak oluşturmalı ve bu anlamda sorumluluğumuzu kuşanmalıyız” şeklinde konuştu. 

Konuşmaların ardından yapılan dua ile program son buldu.  

Emrah Kuş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifika belgesi olan firmalar bunlara dikkat Uluslararası ticarette gümrük süreçleri ve Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası (YYS) yerinde izleme konusunda açıklamalarda bulunan Gümrük Müşaviri Barış Çakır, “YYS belgesine sahip olan firmaların bu belgeyi güncel ve sürdürülebilir kılmaları son derece önemlidir. Özellikle belirli aralıklarla yapılan yerinde izleme ve saha denetimleri, firmaların belgeyi güncel tutmaları ve uyum sağlamaları açısından hayati bir rol oynamaktadır” dedi. Asset GLI Risk ve Yasal Uyum Koordinatörü Barış Çakır, uluslararası ticarette gümrük süreçleri ve YYS yerinde izleme konusunda açıklamalarda bulundu. Dünya genelinde dış ticaret, sürekli değişen dinamiklerle karşı karşıya kaldığını belirten Çakır, “Her ülkenin güvenlik endişeleri, politik duruşları ve potansiyel tehditler ticaretin düzenlenmesinde ve denetlenmesinde sürekli yeni düzenlemelerin gündeme gelmesini sağlıyor. Bu durum, gümrük düzenlemelerinin ve uluslararası ticaretin belirleyici unsurlarının sürekli gözden geçirilmesini gerektiriyor” dedi. “Belgenin güncel tutulması hayati bir rol oynamakta” Çakır, “Son yıllarda, uluslararası ticarette artan güvensizlik ortamı, ticaretin emniyet ve güvenlik önlemlerini daha da ön plana çıkardı. Bu çerçevede, Ticaret Bakanlığı tarafından 2013 yılında başlatılan ve ülkemizde Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası (YYS) olarak bilinen uygulama, ticarette kolaylaştırma ve daha az denetlenme hakkı tanımakta ve ticaretin hızlanmasını amaçlamaktadır. Ancak, YYS belgesine sahip olan firmaların bu belgeyi güncel ve sürdürülebilir kılmaları son derece önemlidir. Özellikle belirli aralıklarla yapılan yerinde izleme ve saha denetimleri, firmaların belgeyi güncel tutmaları ve uyum sağlamaları açısından hayati bir rol oynamaktadır” diye konuştu. “YYS başvuru belgelerinin tekrar ibrazı kritik bir adımdır” Çakır, yerinde izleme ve saha denetimi sürecinde, firmaların ilk olarak sunmuş oldukları başvuru formlarının güncel versiyonlara uygun olması gerektiğini ifade ederek, “Ayrıca, yazılı usullerin uygulanması aşamasında, firmaların tesis bilgilerinin güncel ve eksiksiz olması büyük önem taşımaktadır. YYS başvuru belgelerinin tekrar ibrazı da kritik bir adımdır. Başvuru sırasında sunulan belgelerin, YYS şartlarını karşılayıp karşılamadığı kontrol edilmekte ve güncel halleriyle tekrar sunulması istenmektedir. Bu süreçlerin yönetilmesinde, bölge müdürlüklerinin başvuru ve inceleme süreçleri oldukça kritiktir. Belgelerin eksiksiz ve uyumlu olması için bölge müdürlükleri tarafından detaylı kontroller yapılmaktadır. Eğer eksik bilgi veya belge tespit edilirse, firmadan bu eksikliklerin giderilmesi talep edilir” şeklinde konuştu. “Belgenin sürdürülebilir kılınması, ticaretin güvenilir bir şekilde devam etmesini sağlayacaktır” Genel Müdürlük incelemesi ise sürecin en kapsamlı noktasını oluşturduğunu söyleyen Barış Çakır, “Ek-2 soru formu ve diğer yazılı beyanların uyumluluğu Genel Müdürlük tarafından titizlikle incelenir. Eksik bilgi veya belge tespit edilirse, firmadan eksikliklerin giderilmesi talep edilir ve süreç bu şekilde devam eder. Son olarak, saha denetimi aşamasında müfettişler tarafından fiziki şartların incelenmesi ve değerlendirilmesi büyük önem taşır. Bu süreçte, yazılı beyanlarla fiziki şartların uyumlu olup olmadığı kontrol edilir ve sürecin sonlandırılmasına karar verilir. Ticarette kolaylaştırma ve hızlanma adına büyük öneme sahip olan YYS statüsü için süreçlerin profesyonellerce yönetilmesi ve belgenin sürdürülebilir kılınması, ticaretin güvenilir bir şekilde devam etmesini sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.
İstanbul Münevver Karabulut’un babası, Cem Garipoğlu’nun otopsi fotoğraflarını yorumladı Süreyya Karabulut, otopsi raporlarında yer alan fotoğrafların Garipoğlu’na ait olduğu konusunda şüpheleri olduğunu söyledi. Cem Garipoğlu tarafından katledilen Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, 10 yıl sonra ortaya çıkan otopsi fotoğrafları hakkında ilk kez konuştu. Sunuculuğunu Nur Tuğba Namlı ve Hakan Ural’ın yaptığı, Kanal D’nin sevilen programı “Neler Oluyor Hayatta”nın bugünkü son bölümünde çok konuşulacak bir telefon bağlantısı gerçekleştirildi. “Fotoğraflara inanmıyorum” Süreyya Karabulut, otopsi raporlarında yer alan fotoğrafların Garipoğlu’na ait olduğu konusunda şüpheleri olduğunu söyledi. Dava sürecinde adli tıp kurumunda yapılan şaibeli işlemlere dikkat çekerek şunları söyledi: “Fotoğraflarla bu iş olur mu? Fotoğraflarla bu iş olmaz. Dublörünü yapar yollarlar. Geçmişte adli tıp kurumunda uğradığım haksızlıktan sonra, ben nasıl odur diyeyim yani. İnanmıyorum. Kumpasın içindeyim.“ “Mezarın açılmasını istiyorum” Fotoğraflarla şüphelerinin giderilmediğini söyleyen Süreyya Karabulut, mezarın açılması gerektiğini şu sözlerle dile getirdi: “İşi ört bas etmek isteyen güçlü bir aile var karşımda. Ben nasıl inanayım, nasıl güveneyim? Bir an önce mezarın açılmasını talep ediyorum. Ben fotoğraflardan tatmin olmadım. Mezarın açılmama kararındaki ısrar, beni daha da şüpheye düşürüyor. İlahi adalet diye bir şey var. Er ya da geç adalet yerini bulacak. Mezarın açılması için mücadele etmeye devam edeceğim.“
Antalya Safari kazasında can pazarı: 12’si turist 15 yaralı Antalya’nın Manavgat ilçesinde, aynı şirkete ait safari tur araçlarının çarpışması sonucu meydana gelen kazada 11’i İngiliz, 1’i İrlanda vatandaşı olmak üzere 12 turist ve 3 personel yaralandı. Kazanın ardından olay yerinde tam anlamıyla can pazarı yaşanırken, araçtan yola fırlayan yaralılara Jandarma, 112 Sağlık ekibi ve itfaiye personellerinin yanı sıra vatandaşlar ve tura çıkan diğer turistler yardıma koştu. Kazayı gören ve yardıma koşan genç kadın, araçların alabildiğine hızlı olduğunu, arkadan gelen aracın önündeki araca çarptıktan sonra yoldan çıkarak devrildiğini, böylesine büyük bir kazada can kaybının olmamasının sevindirici olduğunu söyledi. Kaza, Manavgat ilçesi Değirmenli Mahallesi yolu üzeri Delioğlanlı Mevkiinde yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Alanya’nın Okurcalar, Avsallar ve Türkler Mahallelerindeki otellerden aldığı turistleri taşıyan Ferhat Arslan’ın kullandığı 34 BSC 865 plakalı yarı açık tur minibüsü aynı istikamette gitmekte olan Özcan Akkaya’nın kullandığı 34 BSC 990 plakalı yarı açık safari tur minibüsüne arkadan çarptı. Ferhat Arslan’ın kullandığı 34 BSC 865 plakalı tur minibüsü, önündeki minibüse çarptıktan sonra yoldan çıkarak yolun sağında bulunan betonarme aydınlatma direğinin üzerine devrildi. Kazada, arkadan çarpan aracı kullanan Ferhat Arslan, araçta personel olarak bulunan Levent Toslak ve Ziya Öztürk ile araçta yolcu olarak bulunan İngiliz turistler Cipriah Florih Locatus, Andreaa Locatus, Saya Anays Locatus, Luley Bulorky, Tina Taylor, Mr Kacper Marcın, Luley Bulorky, Uljana Golubeva, Evelına Matveeva, Laura Ellen Carlton, Bobby Luke Carlton, Gillian Smith ve İrlanda vatandaşı Julia Marıe yaralandı. Kazanın ardından olay yerine Manavgat İlçe Jandarma Komutanlığı Merkez ve Sarılar Jandarma Karakolları, Jandarma Trafik, 112 Sağlık ekipleri ve Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi Manavgat Birimine bağlı ekipler sevk edildi. Devrilen araçtan yola savrulan ve acı içerisinde kıvranan yaralılara ilk müdahale olay yerine gelen ekipler tarafından olay yerinde yapıldıktan sonra Manavgat’ta bulunan hastanelere kaldırıldılar. Yaralılardan 53 yaşındaki İngiliz vatandaşı Luley Bulorky’in hayati tehlikesinin olduğu bildirildi.