GÜNDEM - 07 Mart 2016 Pazartesi 09:41

Ahmet Hakan ve Deniz Baykal arasında özür polemiği

A
A
A
Ahmet Hakan ve Deniz Baykal arasında özür polemiği

Ahmet Hakan ve Deniz Baykal arasındaki tartışma gittikçe alevleniyor. Ahmet Hakan bugünkü köşe yazısında Baykal’ın kendisine yazdığı mektuba cevap verdi.

CHP eski Genel Başkanı ve Antalya milletvekili Deniz Baykal ile kendisi hakkında AK Parti'ye geçeceği üzerine "bahis" açan Hürriyet yazarı Ahmet Hakan arasındanki "özür" polemiği devam ediyor.

Ahmet Hakan Deniz Baykal ile ilgili olarak AK Parti'ye geçeceği iddia etmiş ve "Orta vadede Deniz Baykal’ı 'AK Parti Antalya milletvekili' olarak göreceğimize bahse girmeye varım" demişti.

Bu cümlelerin üzerine Baykal kendisine bir mektup göndermiş ve özür dilemesini istemişti. Ahmet Hakan bugünkü köşe yazısında hem Baykal’ın yazdığı mektubu hem de kendi cevabını yayınladı. 

Hakan köşe yazısında ‘Bu ne hoşgörüsüzlük, bu ne abartılı tepki, bu ne gereksiz alınganlık, bu ne tahammülsüzlük böyle’ ifadelerini kullandı.

İşte Ahmet Hakan’ın köşe yazısındaki o bölüm:

BAYKAL’IN MEKTUBU VE MEKTUBA BENİM CEVABIM

Bu Deniz Baykal’ın bana gönderdiği mektuptur:

“Sayın Ahmet Hakan, Bahis iddianızdan vazgeçmek sizin hakkınızdır. Ben özür talebinde ısrar ediyorum. Ama sulandırmadan gerçek bir özür... Çünkü darbelere, sürgünlere, parti kapatmalarına, yedi yıllık siyasi hak yasaklarına rağmen bir an bile mevki makam hesabı yapmadan CHP ilkeleri doğrultusunda 45 yıldır sürdürülen bir siyasi ahlak çizgisinin onurunu korumak benim görevimdir. Bunu önemsizleştirmek, itibarsızlaştırmak değil tam tersine bu örnekleri özendirmek ve saygı görmesini sağlamak da toplumun görevi olmalıdır. Saygılarımla.

Deniz BAYKAL”

Bu da benim Deniz Baykal’a yazdığım mektuptur:

“Sayın Deniz Baykal, Bu ne hoşgörüsüzlük, bu ne abartılı tepki, bu ne gereksiz alınganlık, bu ne tahammülsüzlük böyle! Sonuçta gayet esprili bir dille yazılmış, bir cümlelik minicik bir takılmadır benim yaptığım. Neden gülüp geçmek yerine, “herkes benim kim olduğumu bilir” demek yerine, “bu iddiaya cevap bile verilmez” diye tavır koyma yerine... Bu denli hiddetli bir yaklaşım sergileyerek “özür dileyeceksin özür” şeklinde bir yaklaşıma giriyorsunuz ki? O denli hoyrat, o denli nobran ve o denli her türlü takılmaya kapalısınız ki... İnsan ister istemez... “İktidarda Tayyip Erdoğan değil de Deniz Baykal olsa... Bugün ‘basın özgürlüğü ve hoşgörü’ alanında yaşanılanlardan çok daha kötüsü yaşanabilir” demeden edemiyor. Olmuyor Sayın Baykal olmuyor. Yakışmıyor. Saygılarımla.

Ahmet HAKAN”
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Kimlik dolandırıcılığı gerçeği trafik cezasından ortaya çıktı Ankara’da yaşayan Rümeysa Sivri Nalbat, hiç gitmediği Bitlis’ten gelen trafik cezası hakkında suç duyurusunda bulundu. Ankara’da ikamet eden ev hanımı Rümeysa Sivri Nalbat’a 34 BEM 307 plakalı otomobilden Elektronik Denetleme Sistemleri (EDS) cezası geldi. Nalbat’ın girişimleri neticesinde aracın kiralık olduğu ortaya çıktı. Adını haritalardan bilen, hayatı boyunca hiç Bitlis’e gitmeyen ve kullanmadığı araç ile kendisine trafik cezası gelmesini şaşkınlıkla karşılayan Nalbat, ceza ile ilgili suç duyurusunda bulundu. Hayatından hiç Bitlis’e gitmediğini ve araç kiralamadığını söyleyen Rümeysa Sivri Nalbat, "19 Nisan Cuma günü evimize bir ceza geldi. Bitlis’te Güroymak’ta bir ceza yediğim yazıyordu. Cezayı araştırdığımızda benim kimliğim adına bir araç kiralandığı ortaya çıktı. Hayatımda Bitlis’e gitmedim ve böyle bir araç kiralamadım. Onun için de bugün gelip bir suç duyurusunda bulunduk. Benim TC kimlik numaramdan ve ismim adresim yazıyordu. Bitlis’te bir araç kiraladığım yazıyordu. Ceza makbuzuna baktığımızda ceza 9 Mart’ta gelmiş görünüyor ve 9 Mart’ta ben evimdeydim. Ayrıca ben kimliğimi hiçbir zaman kaybetmedim. Kimliğim her zaman yanımdaydı. Hayatımda hiçbir zaman Bitlis’e gitmedim" dedi. Eşi Enes Nalbat ise, eşinin adına gelen ceza hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ifade ederek, sahte kimliğin herhangi bir olaya karışmadan bu olaydan kurtulmak istediklerini belirtti.