GÜNDEM - 26 Kasım 2020 Perşembe 12:10

Aile üyesi tarafından dünyada her gün 137 kadın öldürülüyor

A
A
A
Aile üyesi tarafından dünyada her gün 137 kadın öldürülüyor

Kadınların her türlü şiddete ve ayrımcılığa maruz kaldığını rakamlarla ortaya koyan raporları değerlendiren Prof. Dr. Özlem Arzu Azer dünya genelinde her gün 137, yılda ise 87 bin kadının aile bireyleri ve eşleri tarafından öldürüldüğünü söyledi. Erkeklerin kadınları özellikle karar verme merciinde istemediklerini vurgulayan Azer, “Bu yüzden kadınların parlamentolarda temsil oranı yüzde 21” dedi.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma günü kapsamında dünya genelinde kadınlara yönelik ayrımcılığa dair yapılan araştırmaları değerlendiren İstanbul Esenyurt Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Özlem Arzu Azer önemli açıklamalarda bulundu.

Prof. Dr. Özlem Arzu Azer, 2017 verilerine göre dünyada her gün 137, yılda ise yaklaşık 87 bin kadının kasten öldürüldüğünü, bunun 50.000 inin en yakınları olan aile fertleri tarafından öldürülürken 30.000 inin eski eş veya erkek arkadaşı tarafından öldürüldüğünü dile getirdi. Kadınlara uygulanan fiziki ve cinsel şiddetin yanı sıra ekonomik ve psikolojik şiddetin de altını çizen Azer, erkeklerin kadınları özellikle karar verme merciinde istemediklerinden dolayı kadınlar ve erkekler arasındaki en büyük uçurumun politikadaki temsil alanı olduğuna dikkat çekerek, “En son yapılan araştırmalara göre kadınların parlamentolardaki temsil oranı yüzde 21. Türkiye’de ise 17 bakandan sadece ikisi kadın. Bu rakamlar bize kadının temsilinin görünür pozisyonlarda ne kadar arka planda kaldığını gösteriyor” dedi.

“Kadınlar ikinci sınıf olarak görülüyor”

Özlem Arzu Azer, feminist filozof Simone de Beauvoir’ın de ifade ettiği gibi kadınların erkekler tarafından “öteki” statüsünü benimsetilmeye çalışıldığını söyleyerek, “Beauvoir’e göre ‘kadın aslında çok özerk ve özgür bir varlık. Buna rağmen erkeğin kendisine benimsetmeye zorladığı ‘öteki’ statüsünü kabul etmeye zorlandığı bir dünyada yaşıyor. Erkeğin ise ötekine karşı algısının üstünlüğü sonucunda kadın ikinci cins olarak kabul ediliyor. Din, dil, kültür, coğrafya farklılığına rağmen dünyanın her yerinde kadının ‘nesneleştirilmiş öteki’ algısının değişmediğini görüyoruz” dedi.

“Aile üyesi tarafından dünyada her gün 137 kadın öldürülüyor”

Kadınların uğramış olduğu ve halen toplumların en büyük problemi olarak önümüze çıkan kadınlara yönelik fiziki şiddet ile ilgili rakamları da paylaşan Azer, “BM’nin en son yayınlanan 2017’ye ait bir araştırma raporuna göre; dünyada günde 137 kadın aile üyesi tarafından öldürülüyor. Bu araştırmaya göre yıllık bazda baktığımızda yaklaşık 87 bin kadın kasten öldürülüyor. Öldürenler kim; aile üyeleri, eşi, erkek arkadaşı 50 bin kişi aile üyesi veya eşi tarafından öldürülürken yaklaşık 30 bin kişi de eski eş ya da erkek arkadaş tarafından öldürülüyor. Türkiye’ye baktığımızda Bakan Süleyman Soylu’nun açıklamalarına göre 20 Kasım 2020 tarihi itibariyle bu yıl 234 kadın öldürülmüş. Açıklandığı kadarıyla her yıl ortalama 300 kadın öldürülüyor” dedi.

“Yasalar yeterli ama uygulama ve uygulatma konusunda yetersiziz”

Kadın cinayetlerinin önüne geçmek için yasaların yeterli olduğunu fakat uygulamak konusunda daha önemli adımlar atılması gerektiğini söyleyen Azer, “Cinayetlerin önünü almamız için işlevsel politikalara ihtiyacımız var. Yasalarımız yeterli ama bunu mutlaka doğru uygulamak ve uygulatmak lâzım. BM Raporuna göre, dünyada şiddete uğrayan kadınların sadece yüzde 40’ı polis ya da sağlık merkezi gibi destek birimlerine gitmişler ve bu yüzde 40’ın içinde sadece yüzde 10’u polise gitmiş. Kadın şiddete uğrasa bile hakkını aramıyor ve korkuyor. Bunlarla mücadele etmek için yasaların varlığının yetmediğini görüyoruz, çünkü o yasalar bize imkân verdiği halde cezalar alınması gerekenden daha az oluyor. Gerçekten yasalar uygulanırsa şiddetin önünü alabiliriz. Kadınlar maruz kaldıkları şiddete karşı mücadele etmeleri gerekirken çeşitli zorluklarla karşılaşıyorlar. Doğdukları günden beri cinsiyet ayrımcılığı ile karşı karşıya olan kadınlar şiddete karşı seslerini çıkarmakta tereddüt etmekteler. Kadınlarımızın özgüvenli olmaya ihtiyaçları var. Karşılaştıkları haksızlıklar karşısında susmamalılar ve haklarını aramaları için bilinçlenmeliler. Küçük ya da büyük örgütlenmelerle ve dayanışmayla da büyük yollar kat edebiliriz” şeklinde konuştu.

“Kadının finansal kaynaklara erişimi kısıtlanıyor”

Kadınların sadece fiziki ya da cinsel şiddete maruz kalmadığını psikolojik, ekonomik hatta dijital şiddet oranlarının da çok fazla arttığını ifade eden Azer sorunun temelinde erkek egemen toplum yapısının olduğuna vurgu yaptı. Özellikle ekonomik anlamda uygulanan şiddet hakkında da konuşan Azer, kadınlara uygulanan ekonomik şiddetten dolayı finansal bağımlılık oluştuğunu söyleyerek, “Fiziksel şiddeti konuşuyoruz ama ekonomik şiddeti konuşmuyoruz. Ekonomik şiddet çok normalleştiriliyor. Halbuki kadının finansal kaynaklara erişimi kısıtlanıyor. Yani erkek tarafından finansal bağımlı hale getiriliyor. Çalışmak istiyorsa çalışması engelleniyor. Hatta üzerine kapı kilitlenip evde hapsedilen kadınlar var. Ekonomik şiddetle mücadele çok çok zor ama kadınların bilinçlenmesi gerekiyor, bu kavramların ne olduğunu bilerek haklarına sahip çıkmaları gerekiyor. Bu mücadele de önce kadının özgüveniyle başlar” ifadelerini kullandı.

Parlamento temsil oranı yüzde 21, CEO oranı yüzde 7.4

2020 Dünya Ekonomik Forumu’nun yayınladığı ‘Cinsler Arası Uçurum Raporu’na göre, kadın ve erkek arasındaki en büyük uçurumun politikada temsil alanında olduğunu da vurgulayan Azer sözlerine şu şekilde devam etti;

“İncelenen ülkeler arasında kadının parlamentolarda temsil oranı yüzde 21. Türkiye de ise 17 bakanın sadece iki tanesi kadın. Kadının temsil hakkının ne kadar arka planda kaldığını görüyoruz. Parlamentoda böyle de iş hayatında farklı mı? Kadın orta düzey yönetici olabiliyor birçok sektörde ama üst düzey yönetici yani karar alma mekanizmasında yer almasına geldiğimizde bu oranlar çok çok düşük. En son yayınlanan bir rapora göre dünyanın en büyük firmalarını kapsayan Fortune 500 firmalarındaki kadın CEO oranı yüzde 7.4. Kadınlar yükselmek istedikleri zaman cam tavanlara çarpıyor ve erkeklerden daha çok kendilerini göstermek zorundalar. Kadının yeteneğinin yarısı kadar bilgisi veya becerisi olan erkekler çok daha kolay yükselirken kadın cam tavanla karşılaşıyor. Tabii bu cam tavanda kadın bazen kendi kendini frenleyerek daha ileriye gidemeyeceğini de düşünüyor, ama daha çok bu cam tavanın arkasındaki dinamik erkek egemen toplum. Erkekler kadınları özellikle karar verme merciinde istemiyorlar” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Turkcell’in Yeni Yönetim Kurulu belli oldu Olağan Genel Kurulu tamamlanan Turkcell’de yeni yönetim kurulu belirlendi. Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Kazancı görevine devam ederken, yönetim kuruluna Arda Ermut, Prof. Dr. Mehmet Naci İnci ve Prof. Dr. İdris Sarısoy atandı. Turkcell’in 2 Mayıs 2024’te gerçekleştirilen Olağan Genel Kurul toplantısının ardından yeni yönetim kurulu belirlendi. Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamaya göre Turkcell Yönetim Kurulu Üyesi Sir Julian Horn-Smith ile Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeleri Afif Demirkıran ve Hüseyin Arslan görevinden ayrıldı. Bu isimlerin yerlerine Arda Ermut Turkcell Yönetim Kurulu Üyesi olurken, Prof. Dr. Mehmet Naci İnci ve Prof. Dr. İdris Sarısoy Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi olarak atandı. Turkcell’in yeni yönetim kuruluyla ilgili açıklamalarda bulunan Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Kazancı, “Türkiye’nin Turkcell’i olarak 30 yıldır en yeni teknolojileri vatandaşlarımızla buluşturmanın ve ülkemiz için çalışmanın gururunu yaşıyoruz. Türkiye Yüzyılı’nı Dijitalin Yüzyılı yapma hedefimizi gerçekleştirmek için yeni yönetim kurulumuzla çalışacağız. Bu vesileyle, görev süreleri sona eren yönetim kurulu üyelerimize özverili çalışmaları ve emekleri için teşekkürlerimi sunuyorum. Yönetim kurulumuza yeni katılan üyelerimize görevlerinin hayırlar getirmesini diliyorum. Daha da güçlü bir takım olarak, üretmeye ve ülkemiz için yatırım yapmaya devam edeceğiz” dedi. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi eski Başkanı olan Ermut, Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olduktan sonra 2005 yılında Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri olarak göreve başladı. 2005’te Uzman olarak katıldığı Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nda çeşitli yöneticilik görevlerinin ardından 2015’te Kurum Başkanlığına atanmıştır. Bu görevlerinde Türkiye’ye çeşitli uluslararası doğrudan yatırımların kazandırılmasında rol oynayan Ermut, 2015-2019 yılları arasında Viyana Ekonomik Forumu ve SunExpress Yönetim Kurulu Üyeliği, 2019-2021 yılları arasında Türkiye Basketbol Federasyonu Asbaşkanlığı ve dört yıl boyunca Dünya Yatırım Ajansları Birliği’nde (WAIPA) Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerinde bulunmuştur. 2019-2021 yılları arasında Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Üyesi ve Türk Hava Yolları İcra Kurulu’nda da üç üyeden biri olarak görev yapmıştır. Arda Ermut, 2018-2020 yılları arasında Türkiye Varlık Fonu (TVF) Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapmış olup, Mart 2021 itibariyle Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak atanmıştır. Ermut, çoğunluk hisselerinin Türkiye Varlık Fonu tarafından satın alınması sonrasında Türk Telekom’da 2022-2024 yılları arasında Yönetim Kurulu Üyeliği yapmıştır. Yeni Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Naci İnci, lisans eğitimini 1987 yılında Marmara Üniversitesi Fizik Bölümü’nde, doktora eğitimini ise 1992 yılında fiber optik sensörler alanında İngiltere’deki Heriot-Watt Üniversitesi’de tamamladı. Stanford Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü’nde 1993-1994 yılları arasında optik haberleşme alanında doktora sonrası çalışmalar yapan İnci; 1994 senesinde Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nde yardımcı doçent, 1996’da ise doçent oldu. 1999-2005 yılları arasında Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nde öğretim üyeliği yapan Mehmet Naci İnci, üniversitenin diğer lisans ve lisansüstü programlarının kurulmasında çeşitli görevler üstlendi. 2005 yılında Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nde profesör olan İnci, 2013-2020 yılları arasında Bölüm Başkanlığı yaptı. Prof. Dr. Mehmet Naci İnci 2021 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Rektörü olarak görev yapmaktadır. Araştırma alanları arasında endüstriye yönelik uygulamalı optik, quantum optiği, doğrusal olmayan optik, kuantum bilişimi, optoelektronik, fiber optik sensörler, fiber optik telekomünikasyon, katıhal fiziği, optik profilometri, fotonik kristaller ve nano-yapıların fotoniği öne çıkmaktadır. Yeni Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi İdris Sarısoy ise, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü’nden 1998 yılında mezun oldu. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Anabilim Dalı’nda başladığı yüksek lisans eğitimini “Türkiye`de Kamu Kesimi Açıkları ve Finansman Politikaları” başlıklı teziyle 2000 yılında tamamladı. 2001’de Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Anabilim Dalı’nda başladığı doktora eğitimini hazırladığı “Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelere Sağlanan Vergi Teşvikleri ve Türkiye Uygulaması” adlı doktora tezi ile 2006 yılında bitirdi. 2002’de Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü’nde başladığı akademik kariyerine 2003’te Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü’nde devam etti. 2007-2014 yılları arasında Bülent Ecevit Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü’nde Doktor Öğretim Üyesi olarak çalıştı. 2014’ten itibaren Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde Doçent Doktor olarak çalışmaya başlayan Sarısoy, 2020’den bu yana Profesör Doktor olarak aynı bölümde görevine devam etmektedir. Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Konseyi Üyesi de olan Sarısoy, ağırlıklı olarak vergi konularında olmak üzere, yoksulluk, yabancı sermaye yatırımları, seçim beyannameleri ve sağlık ekonomisi alanlarında akademik araştırmalar yürütmektedir.
Aydın Egeli Kadın Girişimciler 15 Mayıs’ta Kuşadası’nda buluşuyor Ege bölgesinde bulunan kadın girişimciler, Kuşadası Ticaret Odası organizasyonunda 15 Mayıs 2024 tarihinde Kuşadası’nda buluşuyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Kuşadası Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Akdoğan, Ege Bölgesinin Kadın Girişimcilerini Kuşadası’nda ağırlamaktan mutluluk duyacaklarını dile getirdi ve kadınların ekonomik hayatta aktif olmalarını her zaman desteklediklerini belirterek “Odamız Yönetiminde ve Meclisimizde kadın yöneticilerimizle birlikte çalışıyoruz. 15 Mayıs’ta gerçekleştireceğimiz bu organizasyonumuzun da bölgedeki iş kadınlarına fayda sağlayacağını düşünüyorum” Dedi. Akdoğan; aynı zamanda Aslı Şafak ve Adviye Bergemann gibi iki önemli ismin konuşmacı olarak katılacağı programda, sektörel yuvarlak masa görüşmeleri olacağını da söyledi. Turizm, sağlık, yeme-içme sektörü, taşımacılık, emlak, el sanatları gibi pek çok sektörde bir araya gelecek olan kadınların, bölgesel olarak tanışma ve network ağlarını geliştirme fırsatı bulabilecekleri “Egeli Kadın Girişimciler Buluşuyor” konulu etkinliğe, bölgede iş hayatında aktif olan tüm kadınları davet etti. Kuşadası Ticaret Odası organizasyonunda gerçekleşecek olan programda, sektörel toplantılar kısmında katılımcı sayısı sınırlı olduğundan 9 Mayıs 2024 tarihi, mesai bitimine kadar Kuşadası Ticaret Odası ile irtibata geçilmesi gerekiyor.