POLİTİKA - 31 Ocak 2020 Cuma 15:23

AK Parti Ankara Milletvekili Arslan, depremin ardından muhalefetin yaptığı açıklamaları eleştirdi

A
A
A
AK Parti Ankara Milletvekili Arslan, depremin ardından muhalefetin yaptığı açıklamaları eleştirdi

AK Parti Ankara Milletvekili Ali İhsan Arslan, muhalefetin depremin ardından yaptığı açıklamaları eleştirerek, “Samimi değilseniz, poz vererek rant peşindeyseniz; Elazığ’ın acısı tüm tazeliğini korurken, oradan Erzurum’a geçip kayak yapmanın vahametini dahi idrak edemezsiniz” dedi.

AK Parti Yenimahalle İlçe Danışma Meclisi toplantısına katılan Arslan, burada yaptığı konuşmada, 2020’nin ilk ayında menfi hadiselerin ön plana çıktığına dikkati çekerek, Manisa ve Ankara’da hissedilen depremlerin ardından Malatya ve Elazığ’da meydana gelen şiddetli depremlerde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.

Depremin ardından çadırda yaşamak zorunda kalanların zor bir süreçten geçtiğini ve birinci önceliklerinin depremzedelere el uzatmak, yaralarını sarmak olacağını vurgulayan Arslan, henüz enkazların bile kaldırılmadığı bir ortamda siyasi rant peşinde koşulmasının nahoş bir durum olduğunu, depremin ardından iktidarı yıpratmak adına türlü türlü tezviratlar yapıldığını ifade etti.

Milletvekili Arslan, “Depremzedelere yardım etmek gibi bir derdiniz varsa her şeyden önce samimi olacaksınız. Şov yapmaktan, deprem mahallinde kahkahalar eşliğinde poz vermekten uzak duracaksınız. Ama samimi değilseniz, poz vererek rant peşindeyseniz; Elazığ’ın acısı tüm tazeliğini korurken, oradan Erzurum’a geçip kayak yapmanın vahametini dahi idrak edemezsiniz” diye konuştu.

Arslan, depremin ardından muhalefetin yaptığı açıklamaları eleştirdi. Arslan,"Devletimiz ilk andan itibaren tüm şehirlere, mahallelere, köylere ivedilikle yetişti, sağlıkçısından arama kurtarma ekibine, Kızılay’ından güvenlik güçlerine kadar tüm devlet unsurları vatandaşların yanında yer aldı" dedi.

Başkalarının acizlikleri üstünden siyasi rant devşirmeye çalışmadık”

“Bizler hiçbir zaman felaketi menfaate çevirmeye, başkalarının acizlikleri üstünden siyasi rant devşirmeye çalışmadık, çalışmayız” diyen Arslan, şiarlarının samimiyetle, kalben, vicdanen bu milletin meselelerini çözmek, gelecek nesillere büyük ve güçlü bir Türkiye bırakmak olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın deprem bölgesini ziyaret ederek vatandaşların sorunlarını yerinde gördüğünü aktaran Arslan, ilgili bakanların da depremin ilk saatlerinde itibaren sahada olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanından Bakanlara kadar, devletin tüm yetkililerinin, tüm kurum ve kuruluşlarının halkın sorunlarıyla yakinen ilgilendiğini söyleyen Arslan, “Bunu Elazığ’da da somut olarak bir kez daha gördük. Bizler, bu ülkede bir kişinin ayağına diken battığında ciğeri yanan insanlarız” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin afetlere, felaketlere en hazır, sosyal yardım kanalları en iyi işleyen, sosyal politikaları en sağlam ülkelerden biri olduğunun altını çizen Arslan, “En ücra köylerde bir vatandaşımız için ambulans helikopter kaldırabilen bir devletimiz var artık. AK Parti, hamdolsun, hayal bile edilemeyenleri gerçeğe dönüştürmüş bir partidir” şeklinde konuştu.

Doğal afet, deprem, savaş ve terörün Sünni-Alevi, Kürt-Türk ayrımı yapmadığını, şu parti ya da bu parti gözetmediğini sözlerine ekleyen Arslan, AK Parti’nin siyaset anlayışı sadece felaket anında değil, millete her türlü hizmette insan odaklı" dedi.

Elazığ depreminin ardından Türkiye’nin dört bir tarafındaki vatandaşların kalplerinde aynı acıyı hissettiğini, milletin birlik ve beraberlik içinde hareket ettiğini görmekten mutluluk duyduğunu aktaran Arslan, “Milletimizle ne kadar gurur duysak azdır. Doğal afetler, savaşlar, felaketler, terör tehdidi karşısında, gerçekten tek millet olduğumuzu, hem de büyük bir millet olduğumuzu gösterme konusunda son derece başarılıyız. Aynı duyarlılığı, aynı hassasiyeti normal zamanlarda da gösterebilmeliyiz” diye konuştu.

Arslan, birlikte yaşama kültürünün bu coğrafyanın kaderi olduğuna vurgu yaparak, “Hangi görüşe, hangi ideolojiye, hangi partiye gönül verirsek verelim öncelikle kalbimiz Türkiye’den yana olmalı. Birlikte yaşamayı asırlardır başarabilen, dünyaya örnek bir milletiz” değerlendirmesinde bulundu.

Milletvekili Arslan, Batılı ülkelerin sömürgeci geçmişini anımsatarak, Suriye rejiminin zulmünden kaçan mültecilere kapılarını kapatan Avrupa ülkelerini eleştirerek, “Çağdaş, güya medeni Batı, demokrasinin sadece reklamını yaparken, biz demokrasi kültürünü bizzat yaşıyor, yaşatıyoruz. Bu birikim, bu tecrübe AK Parti’nin adeta şiarı. Biz, kurulduğumuz günden beri, kimseyi ötekileştirmeden, kimseyi dışlamadan siyaset yaptık” ifadelerini kullandı.

82 milyona hizmet etme derdinde olduklarını ifade eden Arslan, “Müşterek bir kaderimiz var bu ülkede. Hepimiz ortak bir gelecek kurmak için canla başla çalışıyoruz. Cefasını birlikte çektiğimiz gibi, sefasını da birlikte süreceğimiz bir ülke inşa ediyoruz. Demokrasi kültürü, bir arada yaşama tecrübesi bizim en büyük zenginliğimiz, gücümüz” diye konuştu.

“Suriyelilerin denize girmesini yasaklayan CHP zihniyeti, tırnaklarıyla kazıyarak bir canı enkazdan çıkaran Suriyeli Mahmud’u görünce inşallah utanmıştır” diyen Arslan, Türkiye’nin gerçeğini ve milleti anlamak için kurtarma çalışmaları sırasında UMKE görevlisi Emine Kuştepe ile enkaz altındaki depremzede Azize Çelik arasında geçen konuşmaya kulak kabartmak gerektiğini söyledi.

“İdlib’te yaşanacak insani kriz, tüm bölgeyi olumsuz etkileyecek”

Ankara Milletvekili Arslan, bölgede ve dünyada çatışmaların, istikrarsızlığın, küresel güçler arasındaki kavgaların, gittikçe arttığı bir dönemin yaşandığına işaret ederek, İdlib’te yaşanan insanı krize değindi.
Suriye rejiminin ateşkesi çiğneyerek, İdlib’te sivilleri hedef almaya devam etmesinin son derece kaygı verici olduğuna vurgu yapan Arslan, “Rusya’nın Astana ve Soçi’deki taahhütlerine sahip çıkmasını; İdlib’te sivillere yönelik saldırıların durmasını için Şam rejimi üzerindeki nüfuzunu kullanmasını temenni ediyoruz. Aksi takdirde İdlib’te yaşanacak insani kriz, tüm bölgeyi olumsuz etkileyecek, göç dalgası farklı sorunları tetikleyecektir. Bölgenin yeni trajedilere, yeni krizlere değil, tam tersine ivedi çözümlere ihtiyacı var” değerlendirmesinde bulundu.

Ortadoğu, Akdeniz ve İslam ülkelerinin istikrar, güvenlik ve huzura; halkların iradesine saygı duyan yönetimlere muhtaç vaziyette olduğunu sözlerine ekleyen Arslan, ancak Libya meselesinde olduğu gibi Batılı devletlerin emperyalist hesaplar yaparak, meşru hükümeti devirmeye kalkanlara örtülü destek verdiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye için büyük bir şans olduğunu ifade eden Arslan, şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanımız sayesinde Türkiye, artık kurulan oyunlarda basit bir oyuncu değil, tam tersine oyun kurucu oldu. Türkiye, Tayyip Erdoğan ile küresel güçlerin peşine takılan değil, tam tersine küresel güçleri peşine takan özne haline geldi. Münhasır bölge çıkışımız, akılla, bilgiyle, hukukla ortaya koyduğumuz mücadele dünyada ses getirdi, küresel güçler ne yapacaklarını şaşırdı, adeta çaresiz kaldılar."

Neşra Durmaz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Bayraktar: “Maden rezervlerimizi ekonomiye katmak adına Arap Birliği devletleriyle bir iş birliği alanımız olduğunu düşünüyorum” Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin önemli maden rezervlerine sahip olduğunu belirterek, “Bu rezervleri en hızlı şekilde ekonomiye katmak ve sanayimizi geliştirmek adına Arap Birliği devletleriyle önemli bir iş birliği alanımız olduğunu düşünüyorum” dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Arap Devletler Ligi Misyonu kapsamında 21 Arap ülkesinin büyükelçisiyle ile bir araya geldi. Bakanlık binasında gerçekleşen toplantıda, Arap Ligi Misyonu ülkeleriyle Türkiye arasında ’Enerji ve Tabii Kaynaklar’ alanında yapabilecek iş birlikleri ele alındı. Toplantıda büyükelçilerin sunumlarının ardından bir konuşma gerçekleştiren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebinin, Arap Ligi devletlerinin birçoğunda olduğu gibi arttığını kaydederek, “Bizim enerji talebimiz son 20 yılda doğal gazda ve elektrikte yaklaşık üç katına çıktı. Türkiye’nin nüfusu artıyor. Türkiye’nin ekonomisi büyüyor, sanayisi büyüyor. Dolayısıyla bunu desteklemek için enerji talebiyle bir anlamda büyümeye devam ediyor. Bizim öncelikli görevimiz enerji politikalarımızın temel önceliği bu anlamda artan talebi karşılayacak şekilde enerji, arz güvenliğini sağlamaktır” açıklamasında bulundu. “Önceliğimiz enerjide dışa bağımlılığı bitirmek” Bayraktar, Türkiye’nin enerjideki ithalatı oranlarına da dikkati çekerek, “Türkiye her yıl yaklaşık 70 milyar dolarlık bir enerji faturası ödüyor. Petrolünün neredeyse yüzde 90’ı, doğal gazın çok yakın bir zamana kadar neredeyse tamamını ithal ederek karşılıyor. Dolayısıyla ikinci önemli önceliğimiz arz güvenliğini sağlarken enerjideki dışa bağımlılığımızı bu ithalat kaleminde mümkün olduğu kadar azaltabilmek ve düşük bağımlılığımızı bitirebilmek. Bir diğer husus elbette son dönemin en önemli gelişmelerinden ve aslında enerji politikalarının da önemli ölçüleri şekillendiren husus iklim değişikliğiyle mücadele. Türkiye’nin elbette kalkınmasına bir engel olmadan iklim değişikliğiyle mücadelede, küresel ısınmayla mücadelede gösterileceği çabalarda da enerji politikalarımızı şekillendiriyoruz. Dolayısıyla bu üç temel husus yani arz güvenliği dışa bağımlılığı azalmak, ithalatı düşürmek ve iklim değişikliğiyle ilgili mücadelesi kapsamında Türkiye enerji politikalarını şekillendiriyor” değerlendirmesinde bulundu. Dışa bağımlılığı azaltmaya ilişkin Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyeline dikkati çeken Bayraktar, diğer Arap Devlet Ligi Misyonu ülkelerin birçoğunun da yenilenebilir enerji potansiyeli olduğunu kaydetti. Bakan Bayraktar, yenilenebilir enerji kaynaklarından olan güneş, rüzgar ve hidrolik kaynakları da diğer enerji kaynakların içerisine katmak istediklerinin aktardı. “Türkiye’deki 2,6 milyon eve yetecek kadar doğal gazı şu anda üretir hale geldik” Türkiye olarak, denizlerde petrol ve doğal gaz arama hedefiyle programlar geliştirdiklerini söyleyen Bayraktar, “Bu orta ve uzun vadeli program kapsamında da Karadeniz’de 2020 yılında bizim ülkemizin tarihinin en büyük doğal gaz keşfini yaptık. O doğal gaz keşfiyle beraber Türkiye kendisine 15 yıl yetecek kadar doğal gazı rezerv olarak keşfetti. Çok kısa bir süre içerisinde de bu rezervi üretme çabalarına girdik. Şu an itibariyle burada Türkiye’deki 2,6 milyon eve yetecek kadar doğal gazı şu anda üretir hale geldik. Karadeniz’de faaliyetimiz devam ediyor ve oradan 2028 yılına geldiğimizde günlük 60 milyon metreküplük bir üretim hedefi ile mevcut üretimimizi 10 katına çıkaracağız. Tabi farklı lokasyonlarda yeni teşvikler için bir doğal gaz ve petrol keşfi içinde çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. “Gabar Dağı’ndaki petrol üretimini 200 bin varile çıkaracak bir çalışmanın içerisindeyiz” Türkiye’de son dönemde gerçekleştirilen önemli keşiflerden bir tanesinin de petrol keşfi olduğunu dile getiren Bayraktar, “Irak’ın hemen kuzeyinde bizim Şırnak’ta Gabar bölgesinde yine önemli bir petrol keşfi yapıldı. Yaklaşık 1 milyar varillik bir rezervi olduğunu tahmin ettiğimiz bu sahada da şu anda üretimimiz devam ediyor. Yaklaşık 47 bin varillik büyük bir üretim var. Dolayısıyla bu üretim elbette ki Türkiye ihtiyacını sadece belki yüzde 5’ini karşılamaya gidiyor. Ama üretimi 200 bin varile çıkaracak bir çalışmanın içerisindeyiz” şeklinde konuştu. “Arap Birliği devletleriyle maden alanında önemli bir iş birliği alanımız olduğunu düşünüyorum” Bayraktar, Türkiye’nin çok önemli maden rezervlerine sahip olduğunu ifade ederek, “Önümüzdeki süreçte bu rezervleri en hızlı şekilde ekonomiye katmak ve sanayimizi geliştirmek ve oralarda sadece ham madde değil nihai ürün üretmek istiyoruz. Dolayısıyla bu anlamda Arap Birliği devletleriyle önemli bir iş birliği alanımız olduğunu düşünüyorum. Biz Türkiye olarak enerjideki bu üç temel hedefi, yani arz güvenliğini sağlayan, dışa bağımlılığını azaltmış, kendi kaynaklarını keşfetmiş bir ülke olmak yolunda bir çabanın içerisindeyiz. Fakat sadece bizim bu çabamız ile başarmamız belki de mümkün değil. Onun için en önemli ihtiyaç duyduğumuz şeylerden bir tanesi bir uluslararası iş birliği” diye konuştu. “Irak’taki kalkınma yolu projesinin bir enerji yolu projesine dönüştürmesini önemsiyoruz” Bayraktar, Türkiye olarak özellikle petrol boru hatları ve doğal gaz boru hatlarında, çevre ülkelerle yapılan iş birliklerini çeşitlendirmeye gayret ettiklerini de sözlerine ekleyerek, “Bu anlamda özellikle Irak’ta konuştuğumuz kalkınma yolu projesinin biz aynı zamanda bir enerji yolu projesine dönüştürmesini önemsiyoruz. Oradaki oluşturabileceğimiz petrol ve doğal gaz boru hatlarıyla elektrik iletim hatlarıyla da bölge kaynaklarının Türkiye’ye ve Türkiye’den de Avrupa’ya çok daha bölgesel kapsamı genişletebileceğimiz bir iş birliği içerisinde olabileceğimize inanıyorum” ifadelerine yer verdi. Toplantı, Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanı Alparslan Bayraktar’ın konuşmasının ardından basına kapalı olarak devam etti.
Ankara Özel yurtta kalmak istemeyen öğrenciler kiralık evlere talepleri yoğunlaştırdı Yeni eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte özel yurtta kalmak istemeyen öğrencilerin kiralık evlere talepleri yoğunlaştırdığını söyleyen Gayrimenkul Uzmanı Şule Alp Duman, "Üniversite kampüslerine yakın alanlarda bir çok bölgede kiralık ev sorunu yaşanmaya başladı. Öğrenciler şehirlerin kampüse yakın veya öğrencilerin yoğun olarak yaşadığı yerleri tercih ediyor" dedi. Yurt genelinde 2024-2025 eğitim-öğretim yılı dün ilk ders zilinin çalmasıyla birlikte başladı. Gerçekleştirilen 3 aylık tatilin ardından ilköğretim ve lise çağındaki öğrenciler tekrardan okullara dönerken, açılış tarihleri her üniversiteye ve fakülteye göre değişiklik gösteren üniversitelerin de ekim ayının başına yakın bir tarihte başlaması bekleniyor. Bu süreçte üniversite öğrencileri de barınma telaşı yaşarken, özel yurtta kalmak istemeyen gençler kiralık evlere talepleri yoğunlaştırıyor. Özellikle üniversite kampüslerine yakın alanlarda bir çok bölgede kiralık ev sorunu yaşanmaya başladığını belirten Gayrimenkul Uzmanı Şule Alp Duman, talebin yoğunlaştığı bölgelerdeki ev kiralarında artış görmenin mümkün olduğunu dile getirdi. Fırsatçıların önüne geçilmesinin çok önemli olduğuna dikkat çeken Duman, ilerleyen günlerde ilerleyen günlerde kiralık evlere olan talebin artmasını beklediklerini vurguladı. "Üniversite kampüslerine yakın alanlarda bir çok bölgede kiralık ev sorunu yaşanmaya başladı" Gayrimenkul Uzmanı Şule Alp Duman, "Yurtlara yerleşemeyen ve özel yurtta kalmak istemeyen öğrenciler ise gittikleri şehirlerde kiralık evlere talepleri yoğunlaştırdı. Bu da bölgelerdeki talebi arttırdı. Üniversite kampüslerine yakın alanlarda bir çok bölgede kiralık ev sorunu yaşanmaya başladı. Öğrenciler şehirlerin kampüse yakın veya öğrencilerin yoğun olarak yaşadığı yerleri tercih ediyor. Bu bölgelerdeki ev kiralarda ise artış görmek mümkün. Talep ne kadar fazla olursa artışında o kadar fazla olması bekleniyor. Öğrencilerimizin menfaatini korumak, bu bölgelerde bulunan ev sahiplerine ve kiraya veren aracı kurumlara düşüyor. Yaşanan hareketlilikten gayrimenkul uzmanlarımız ve ev sahiplerimiz memnun. Öğrencilerimizin ve velilerimizin de memnun olması için fırsatçıların önüne geçmemiz çok önemli. Özellikle üniversite öğrencilerimizin yeni yeni okuyacakları şehirlere gittiğini düşünürsek kiralık evlerdeki talebin daha da artacağını söyleyebiliriz. Yurtlarda barınma sorunu karşılamak istemeyen öğrencilerimiz 1 veya 2 arkadaşı ile birlikte bir ev tuttuklarında daha uygun fiyatlara sorunlarını giderebiliyor" şeklinde konuştu.
İstanbul Ak Portföy, yatırım fonlarında 460 milyar TL’yi aştı 700 milyar TL’yi aşan varlık büyüklüğü ve yenilikçi hizmetleriyle dünyanın en büyük 500 portföy yönetim şirketi arasında yer alan Ak Portföy, yatırım yönetimi alanındaki konumunu güçlendiriyor. Şirket, yatırım fonlarında 460 milyar TL’yi aşan varlık büyüklüğü ile de Türkiye’de sektörün liderlerinden biri konumunda. Türkiye’nin önde gelen portföy yönetim şirketlerinden olan ve aynı zamanda dünyanın 500 büyük portföy yönetim şirketi arasında yer alan Ak Portföy, yatırım sektöründeki dönüşümün öncülerinden bir olmaya devam ediyor. Sektörün istikrarlı büyümesine paralel olarak Türkiye tasarruf ve yatırım ekosisteminin gelişimi için sürekli çalıştıklarını belirten Ak Portföy Genel Müdürü Mehmet Ali Ersarı, “Küresel ölçekte portföy yönetimi pazarı toplam büyüklüğü 120 trilyon dolara ulaşmış durumda. Dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de tasarruf sahipleri artık yatırımlarını ağırlıklı olarak yatırım fonlarıyla yapıyor. Yatırımcıların değişen beklentilerini karşılamaya yönelik sunulan yepyeni ürünlerle, portföy yönetim sektörü köklü bir değişim geçiriyor. 2024, tasarruf sahiplerinin başta yatırım fonları olmak üzere sermaye piyasalarına artan ilgisiyle, büyüme ve değişimin yaşandığı önemli bir yıl oldu. Küresel ekonomik dönüşüm trendleri, özellikle teknolojik gelişmeler ve sürdürülebilirlik uygulamaları, yatırım yönetiminde yepyeni alanlar açtı” dedi. “Yatırım Yönetimi Sektörü’nün müşteri sayısı 5 milyonu aştı” Türkiye’de portföy yönetimi sektörü büyüklüğü 5 trilyon TL’yi aştığını ifade eden Ersarı, “Bu büyümenin lokomotifi olan yatırım fonları da 1 yılda yüzde 150 büyüyerek 3,6 trilyon TL’ye ulaştı. Şirket olarak biz de, son bir yılda, sektörün de üzerinde bir ivmeyle yatırım fonlarında 460 milyar TL’ye ve böylece toplamda da 700 milyar TL’nin üzerinde büyüklüğe ulaştık. Aynı zamanda yatırım fonlarındaki yatırımcı sayısının son 5 yılda 2 katına çıkarak 8 milyon gibi rekor bir seviyeye geldiğini ve tekil yatırımcı sayısının ise 5 milyona ulaştığını görüyoruz. Şirket olarak aynı dönemde yatırımcı sayımızı sektörün oldukça üzerinde bir artışla, 7 katına çıkararak 1,2 milyona ulaştırmayı başardık. Bu kapsamda, yatırım fonlarının kitlesel bir yatırım ürünü haline gelmesi konusunda da liderlik rolünü üstlenmiş durumdayız. Aileleriyle birlikte düşündüğümüz zaman, portföy yönetimi sektörü olarak yatırım fonları üzerinden belki de 20 milyona yakın insanımızın yaşamına dokunuyor, birikimlerine değer katıyoruz” şeklinde konuştu. Konuşmasına devam eden Ersarı, “Açtığımız bu yolda, sektörde yönetilen toplam fon sayısındaki büyümenin de dikkat çekici bir düzeye ulaştığını görüyoruz. Fon sayısı 2022 yılı başında 800’lerde iken bugün bu sayı 2000’li rakamlara ulaşmış durumda. Bu durum sektördeki ürün çeşitliliğinin ve yatırım fırsatlarının hızla büyüdüğünü net bir şekilde ortaya koyuyor. Ayrıca bu rakamlar, toplamda 1600 kişinin çalışmakta olduğu portföy yönetimi sektöründeki profesyoneller tarafından sunulan nitelikli ürünlerin ülkemizde geniş kitlelerin yatırım ihtiyaçlarını karşılama konusunda ne kadar etkili olabildiğini ispatlıyor” dedi. “Portföy yönetimini dijitalleştiren şirket” Hedeflerinin yatırım çözümlerini erişilebilir, güvenilir ve sürdürülebilir kılmak olduğunu belirten Ersarı, “Şirket olarak, Türkiye’de ilk kez Portföy Yönetimi Hizmeti’ni dijitalleştirerek Akbank Mobil’e taşımanın heyecanını yaşıyoruz. Süreçlerimizi bir finansal teknoloji şirketinin anlayışı ile yöneterek Dijital Portföy Yönetimi Hizmeti’ni modelledik ve geliştirdik. Böylece çevik bir çalışma yaklaşımıyla iş ortaklarımızla birlikte uluslararası çapta en iyi uygulamalardan birini ülkemize kazandırdık. Yatırım hizmetlerinin yaygınlaştırılması adına büyük ve önemli bir adım olan Dijital Portföy Yönetimi Hizmeti kapsamında, tasarruf sahipleri artık uçtan uca dijital bir deneyimle Akbank Mobil üzerinden 200 bin TL ve üzeri birikimleri için Ak Portföy uzmanlarından portföy yönetim hizmeti alabiliyor. Bu yenilikle birlikte tasarruf sahipleri, yatırımlarını Ak Portföy’ün uzmanlığında, profesyonel, yenilikçi ve stratejik bir yaklaşımla yönetebiliyor. Yeni kuşağın da artan ilgisiyle bu teknolojiler, portföy yönetimi ve yatırım danışmanlığı hizmetlerimizi tasarruf sahiplerimize sunduğumuz temel araçlar olacak. Hedefimiz, yenilikçi ve sürdürülebilir yatırım çözümleriyle, portföy yönetimi hizmetini geniş kitlelere ulaştırmak ve çıtayı en yukarıya taşımak. Bu doğrultuda dünyadaki en ileri yatırım ve teknoloji çözümlerini birleştiriyor, sürekli tasarruf sahiplerinin ihtiyaçlarına ve beklentilerine yanıt veren yepyeni ürün ve hizmetler sunarak bu alanı dönüştürmeye devam ediyoruz. Bugün 700 milyar TL’yi aşan varlık büyüklüğümüz ve koruduğumuz güçlü liderlik, yatırımcılarımızın şirketimize olan güveninin en önemli göstergesi” ifadelerini kullandı. “Sürdürülebilirlik temalı yatırım fonları” Ak Portföy, bir yandan yatırımcılarının tasarruflarını etkin bir şekilde değerlendirmesine yönelik seçenekler sunarken, bir yandan da sürdürülebilir bir geleceğin oluşturulmasına katkı sağladığını vurgulayan Ersarı, “Ak Portföy Geleceğin Yatırımları Fon Ailesi’nin üyelerinden Alternatif Enerji, Sağlık Sektörü, Elektrikli ve Otonom Araç Teknolojileri, Tarım ve Gıda Teknolojileri ve Yeni Teknolojiler Fonumuz, Türkiye’de ilk kez uluslararası kuruluşlar tarafından ESG kapsamında notlandırılan fonlar oldu. Şirket olarak, topluma ve geleceğe hizmet eden finansal çözümlere yatırım yapmaya ve sorumlu yatırım alanında sürdürülebilirlik çözümlerimizi yaygınlaştırmaya devam edeceğiz” diye konuştu. “Türkiye’nin İlk Girişim Sermayesi Fonu ilk çıkışını gerçekleştirdi” Girişim Sermayesi Yatırım Fonları hakkında açıklamalarda bulunan Ersarı, “Bildiğiniz gibi şirket olarak 2016 yılında yine bir ilki gerçekleştirerek Türkiye’nin ilk girişim sermayesi yatırım fonunu biz kurmuştuk. Büyük bir mutlulukla ifade etmek isterim ki, bu fon üzerinden ilk çıkışımızı da geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdik. Ülkemizde kurulu girişim sermayesi fonları arasında gerçekleşen bu ilk çıkışla birlikte yatırımcılarımıza da önemli bir getiri sunmayı başardık. 2016 yılında kurduğumuz bu fonumuzda da yer alan diğer şirketlerimize de hem yurt içinden, hem de uluslararası yatırımcılar, büyük ilgi göstermeye devam ediyorlar. Diğer bir ifadeyle, uluslararası yatırımcılar Türk girişimcisine inanıyor. Bizler de devam eden çıkışlarımız ve yapacağımız yeni yatırımlarımızla, girişim sermayesi iş koluna odağımızı geliştirerek devam ettirmeyi hedefliyoruz” dedi. Şirketin gelecek dönem vizyonu hakkında da bilgiler veren Ersarı, “Tasarruf sahiplerinin birikim ve yatırımlarına değer katarak, sermaye piyasalarının gelişimini desteklemeyi her zaman ana misyonumuz olarak görüyoruz. Önümüzdeki dönemde de tasarruf sahiplerimizin beklenti ve ihtiyaçlarını odağımıza alarak, yatırım yönetimini kolaylaştırarak, geniş kitlelerin gelecek hayallerini gerçeğe dönüştürecek yenilikçi ürün ve hizmetler sunmaya devam edeceğiz. Tasarruf sahiplerinin daha önce yatırım yapma imkânı bulamadıkları ve yatırım yapmaya istekli oldukları temaları, fonlar aracılığıyla kolayca yatırım yapabilecek şekilde geliştirmeyi sürdüreceğiz. Yatırımcılarımızın güveninden ve elde ettiğimiz başarılardan aldığımız güçle, portföy yönetim sektörümüzü global standartlara taşımaya, yeni ürün ve hizmetlerle sektöre öncülük etmeye kararlı bir şekilde devam edeceğiz. Biliyoruz ki, ülkemizin güçlü geleceğini inşa etmek, güçlü tasarruflarla geleceğin yatırımlarını bugünden şekillendirmekle mümkün” diyerek sözlerini tamamladı.
Sakarya Sakaryalı judocu Edirne’de altın madalyanın sahibi oldu Sakarya Büyükşehirli judocu Serra Artaç, Edirne’de düzenlenen Uluslararası Edirne 1922 Açık Judo Turnuvası’nda altın madalyaya uzanarak Sakarya’ya büyük bir gurur yaşattı. Sakarya Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü, sporun her dalında olduğu gibi önemli ulusal ve uluslararası müsabakalarda önemli başarılar elde etmeye devam ediyor. Judo sporunun Sakarya’daki en başarılı temsilcilerinden biri olan Büyükşehir takımından Serra Artaç, bu başarı tablosuna önemli bir katkıda bulundu. Artaç, Edirne’de düzenlenen Uluslararası Edirne 1922 Açık Judo Turnuvası’nda mindere çıktı. Başarılı sporcu, rakiplerini tek tek geçerek turnuvaya damga vuracak ve şehrini tarihe altın harflerle yazdıracak bir puana ulaştı. Rakiplerine karşı bariz üstünlük elde eden Artaç, 44 kiloda şampiyon oldu ve altın madalyayı kazandı. 9-11 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilen turnuvaya, Türkiye’nin yanı sıra uluslararası arenadan da birçok sporcu katılım gösterdi. Birbirinden zorlu mücadelelere sahne olan turnuvaya sporseverlerin ilgisi yoğun oldu. Büyükşehir’den yayımlanan tebrik mesajında, “Sakarya’mızın sporda yıldız isimleri, göğsümüzü kabartmaya devam ediyor. Büyükşehir’imizin sporcusu Serra Artaç Edirne’de şampiyonluğu nefes kesen bir performansla elde etti. Altın madalya Sakarya’mızın judodaki başarı tablosuna eklendi. Tebrikler Serra” denildi.