POLİTİKA - 14 Ekim 2015 Çarşamba 06:58

Akdağ: 'Terör örgütünün kafasını ezmeye devam edeceğiz'

A
A
A
Akdağ: 'Terör örgütünün kafasını ezmeye devam edeceğiz'

Eski Sağlık Bakanı, AK Parti Erzurum 1’inci sıra Milletvekili Adayı Prof. Dr. Recep Akdağ, vatandaşları baş üstünde tutmaya devam edeceklerini, terör örgütünün de kafasını ezmeye devam edeceklerini ve 3 ay içerinde 2 bin 500 teröristtin etkisiz hale getirildiğini belirtti.

Kars Devlet Su İşleri (DSİ)’de Memur-Sen’in düzenlediği ‘Öncü Medeniyet Güçlü Sendika- Büyük Türkiye’ adlı programa da katılan Eski Sağlık Bakanı Erzurum Milletvekili adayı Prof. Dr. Recep Akdağ, 7 Haziran seçimlerinde bir yol kazası yaşandığını ve Türkiye’de herkesin bu yol kazası sıkıntısını yaşadığını söyledi.
DSİ Konferans Salonu’nda STK Temsilcileri, Muhtarlar ve partililere seslenen Prof. Dr. Recep Akdağ, “Son seçimlerde bir yol kazası yaşandı Türkiye’de hepimiz bunun sıkıntısını yaşıyoruz. İşte uğraştık, didindik, bir koalisyon kuralım. Yani Sayın Bahçeli ile koalisyon kurmak, ne mümkün, Sayın Bahçeli ile bir masanın etrafında oturmak ne mümkün. Büyük bir terör saldırısı olmuş, yüze yakın kardeşimiz hayatını kaybetmiş. Hepsine Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar temenni ediyorum. Ailelerine de Allah sabırlar versin. Ülkenin Başbakanı, üstelik AK Parti Hükümeti'nin Başbakanı değil. Anayasa hükümetinin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Sayın Ahmet Davutoğlu diyor ki, ‘Biraraya gelelim. Şu meseleyi bir konuşalım’ ona da ‘hayır’ diyor. Önümüzdeki seçimler sadece Ahmet Davutoğlu’nun, AK Parti Milletvekili adayı, İşte Erzurum’dan milletvekili adayı 10 sene Sağlık Bakanlığı yapmış Recep Akdağ’ın yada Kars'taki milletvekili adayı arkadaşlarımızın Ahmet bey, Selahattin Bey, diğer arkadaşlar gibi, oradaki il teşkilatlarının vazifesi değil, bu hepimizin vazifesidir. Sonuçta herkesin ailesi var. Herkesin çoluk çocuğu var. Herkesin geleceğe dair umutları var olmalı. Herkesin geleceğe dair güven ihtiyacı var. Biz bunun peşindeyiz. Geleceğe ait umutlarımızın ve güven ihtiyacımızın peşindeyiz” dedi.

“3 AY İÇERİSİNDE 2 BİN 500’YE YAKIN TERÖRİST ETKİSİZ HELE GETİRİLDİ”

Son üç ay içerisinde bölücü terör örgütü PKK’ya verilmiş olan tahribat daha önceki 33 sene içerisinde her hangi bir 3 yıllık dönemde verilememiştir. Hatta herhangi bir 5 yıllık dönemde verilememiştir diyen Akdağ, “Bizim başarılı olduğumuz bir 2011-2012 var. 1,5 seneye yakın bir süre bin 500 terörist güvenlik kuvvetlerimizce etkisiz hale getirilmiştir. 3 ay içerisinde 2 bin 500’ye yakın terörist etkisiz hele getirildi. Bu kolay iş değil. Bu nasıl oluyor biliyor musunuz? Ülkenin başında aslanlar gibi bir Cumhurbaşkanı oturuyor. Allah ondan razı olsun. Mili Güvenlik Kurulu başta olmak üzere silahlı kuvvetler, emniyet, emniyet istihbaratı, askeri istihbarat, milli istihbarat, hükümetin ilgili bakanları büyük bir uyum içinde çalışıyorlar. Evet 150’ye yakın şehidimiz oldu. hepsi yüreğimizi dağladı. Daha dün Şenkaya’da üç adım ötede iki uzman çavuşumuz Allah’ın rahmetine kavuştu. Cenab-ı Hak mekanlarını cennet etsin. Onların şefaatine bizi nail eylesin. Ama 2 bin 500’ye yakın teröristten bahsediyoruz. Kandil’den bahsediyoruz. Kandil darmadağın oldu. Biz hiçbir dönemde bunu yapamıyorduk hatırlar mısınız. Hep şöyle konuşuluyordu. ‘Jetlerimiz gidiyor, dağı, taşı bombalıyor geliyor.’ Belki tam böyle değildi belki bu ifade biraz haksızlık olur ama insanımızdaki algı böyle miydi, değil miydi. Ama bakın bugün nerede sığınakları varsa, nerede mağaraları varsa, sadece Kandil’de değil. İşte bizim çevremizde Varto, Tendürek, bizim yanı başımızda Çemçe-Madur Vadisi, Erzurum’un Şenkaya, Göle arasındaki araziler, buralara yerleşmiş olan ne kadar terörist varsa hepsinin hakkından güvenlik güçlerimiz geliyor ve buna devam edecek” diye konuştu.

“TERÖR ÖRGÜTÜNÜN KAFASINI EZMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Terör örgütü PKK’nın kafasını ezmeye devam edeceklerinin altını çizen Eski Sağlık Bakanı Erzurum Milletvekili adayı Prof. Dr. Recep Akdağ, “İkinci bir husus evet bazıları 90’lara falan dönmek istiyorlar. Haşa Biz hayatını yaşayan, kendi ailesinin geçim derdinde olan vatandaşımız her zaman başımızın üstünde tuttuk, her zaman azizi bildik. Bundan sonrada aziz bileceğiz. Kimse bizden böyle bir şey beklemesin. Kimse vatandaşa zulüm ederek terör mücadelesi yapacağımızı Allah korusun beklemesin. AK Parti olarak bunu yapmayız, yapamayız, aklımızın köşesinden geçmez. Ama kim PKK terör örgütüyle irtibatlıysa, kim ona müzahir olarak, destek olarak sağda solda millete korku salmaya çalışıyorsa, köylerde komiteler kurup biliyorsunuz bunların hepsini Erzurum’da da yaşadık biz aynılarını. Kim sandığa giden vatandaşın iradesini engellemek için sandığın başına gidip eğer onu tehdit ediyorsa oyunu istediği gibi kullanmasına mani olup hatta kendisi kullanıyorsa yada daha önce bunu yaptıysa bunların hepsinin hakkından Türkiye Cumhuriyeti gelmeye muktedirdir. Bakın birer birer toplanıyorlar. Cumhuriyet savcıları gereğini yapıyor. Mahkemeler gereğini yapıyor. Emniyet hazırlığını yapıyor, İstihbarat bunu topluyor. Şuna kararlıyız arkadaşlar. Bazen bize soruyorlar da onun için bunu anlatıyorum. ‘Efendim hükümetin bu hizmetlerinden memnun musunuz?’ Allah razı olsun. Devletimiz bu meselenin üstüne gidiyor. Bir Anayasa hükümetinin başbakanı da olsa Ahmet Davutoğlu AK Parti’nin Genel Başkanı. Biz gördük buradaki kararlılığın ne kadar iş gördüğünü, fakat bu devam edecek mi acaba seçimden sonra devam edecek mi? size açıkça söylüyorum. Vatandaşımızı başımızın üstünde tutmaya devam edeceğiz. Saçının bir teline, bir kılına zarar gelmesine müsaade etmeyeceğiz. Ama terör örgütünün kafasını da ezmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“KARŞI TARAF SİLAHLARINI BIRAKSAYDI HİÇ KİMSENİN BURNU KANAMAZDI. HALEN BUGÜN SİLAHLARINI BIRAKSINLAR, SİLAHLI UNSURLARI TÜRKİYE’Yİ TERK ETSİN BU MESELE ÇÖZÜLÜR”

Sona olarak Çözüm Süreci’nden bahseden Akdağ, çözüm sürecinin bölücü terör örgütüne taviz verilen bir dönem olmadığını ifade etti.

Prof. Dr. Recep Akdağ, daha sonra şunları kaydetti:

“Biz istedik ki, hiç kimsenin burnu kanamadan , hiç kimse zarar görmeden bu mesele çözülsün. Çözüm süreci bunun adıdır. Birilerinin iddia ettiği gibi çözüm süreci bölücü terör örgütüne taviz falan verilen bir dönem değildir. Türkiye Cumhuriyeti bu dönemde hazırlıklarını tamamlamıştır. Karşı taraf silahlarını bıraksaydı hiç kimsenin burnu kanamazdı. Halen bugün silahlarını bıraksınlar, silahlı unsurları Türkiye’yi terk etsin bu mesele çözülür. Çözüm süreci nedir diye bana sorarsanız. İki cümle; bir terör örgütü silahlarını bırakacak, silahlı unsurlarını tasfiye edecek. İki dağlardaki gençler, bir şekilde oraya kandırılarak gitmiş, zorlanarak gitmiş yada her ne ise inanarak gitmiş gençler eğer kimseye zarar vermemişlerse yeniden topluma kazandırılacaklar bu kötü bir şey mi? Ama biz bu süre içerisinde kendi uydumuzu hazırladık. Kendi insansız hava araçlarını hazırladık. O inleri vuran kendi silahlarımızı, kendi füzelerimizi imal eder hale getirdik. Devletin içerisinde çöreklenmiş bir kitleyi ortadan kaldırmak için gerekenleri yaptık.”

Memur-Sen’in düzenlediği ‘Öncü Medeniyet Güçlü Sendika- Büyük Türkiye’ adlı programa; AK Parti Kars Milletvekili adayları Ahmet Arslan, Prof. Dr. Yusuf Selahattin Beyribey, Suat Ögel, AK Parti Kars İl Başkanı Adem Çalkın, STK Temsilcileri, Muhtarlar ve partililer katıldı.

IŞIK ÇAPANOĞLU 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Nörolojik hastalıkları elektrik uyarısıyla tedavi eden cihaz geliştirildi Hitit Üniversitesinde yürütülen proje ile nörolojik hastalıkları elektrik uyarısıyla tedavi edebilen cihaz geliştirildi. Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Güven Akçay, nörolojik hastalıkları ilaçsız tedavi edebilmek amacıyla çalışma başlattı. Makine ve İmalat Teknolojileri alanında desteklenen proje çerçevesinde hastaları ilaçların toksik doz ve yan etkisine maruz kalmadan tedavi edebilecek yerli ve milli cihaz üretildi. Cihazın geliştirilmesi için yürütülen çalışmalarda Hitit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Fatih Işık ve Doktor Öğretim Üyesi Serkan Dişlitaş yer aldı. Doktor Öğretim Üyesi Güven Akçay, geliştirdikleri cihaz ile beyne her hangi bir cerrahi operasyon yapılmadan beyindeki oluşacak olan elektrik uyarısıyla nörolojik rahatsızlıkları tedavi etmeyi amaçladıklarını söyledi. Nöromodülasyon (sinir dokularının yeniden düzenlenmesi) yönteminde 1950’li yıllardan itibaren ses, elektrik uyarısı ve manyetik uyarılardan faydalanmaya başlandığını ifade eden Akçay, bu tedavi yönteminin invaziv ve non-invaziv olarak iki şekle ayrıldığını kaydetti. Akçay, non-invaziv (kesi yapılmadan) olarak adlandırılan; beyne her hangi bir cerrahi operasyon yapılmayan tedavi yönteminde beyinde oluşacak elektrik uyarısıyla tedavinin amaçlandığını belirterek 2000’li yıllardan sonra bu tedavi yönteminin klinikte yer almaya başladığını ifade etti. “Beyine elektrik uyarısı vererek tedavinin gerçekleştirilmesini hedefliyoruz” Geliştirdikleri cihaz ile beyne elektrik uyarısı vererek tedavinin gerçekleştirilmesinin hedeflendiğine dikkat çeken Akçay, şunları söyledi: “Beyne elektrik uyarısı vererek yapacağımız bu tedavi yöntemini diğer tedavi yöntemleriyle kıyasladığımız zaman; örneğin ilaçlarda toksik doz veya yan etkisi gibi durumlar olurken bu tedavi yönteminde ise yan etkisi diğerlerine göre neredeyse yok denecek kadar çok az olup avantajları, tedavi etkinliği daha yüksektir. Klinik çalışmalara daha fazla ihtiyaç olduğundan dolayı ekibimizin geliştirmiş olduğu cihazla yapılan tedavi yönteminin preklinik çalışmaları tamamlanmış olup şimdi ki aşamalarımızda ise klinikteki çalışmalarımızı özellikle epilepsi, nöropatik hastalarında Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Sinan Eliaçık hocamız ile uygulamayı amaçlamaktayız.” Yurt dışına göre 50 kat daha az maliyetle üretebiliyoruz Geliştirilen cihazın tamamen yerli ve milli olduğunu vurgulayan Akçay, “Yurt dışında üretilen cihazların Türkiye’ye maliyeti ortalama 30 bin dolar civarında. Yerli üretim olanlarda ise yaklaşık maliyet 5-6 bin dolar civarında. Biz ise cihazı yurt dışına göre 50 kat daha az maliyetle üretebiliyoruz. Yapmış olduğumuz cihazı diğerlerinden farklı olacak şekilde ürettik. Sabit bir akım vermek yerine beyindeki elektrik direnci ve kafa direnci ölçülerek bu dirence uygun olan yani tedavideki etkin ilaç diye tabir edebileceğimiz gerçek elektrik değerini verip beyne modüle ederek hastalarımızın tedavisini amaçlıyoruz. Böylelikle sabit bir tedavi değil bireye özgü elektrik uyarısı vererek tedavi hedeflenmiş oluyor. Bu amaçla da tedavinin etkinliği daha da arttırmayı sağlamış oluyoruz.” diye konuştu.
Denizli PAÜ Hukuk Fakültesinde ‘Meclis Simülasyonu’ etkinliği düzenlendi Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hukuk Fakültesi ve Hukuk Topluluğu tarafından öğrencilerin yasama faaliyetini deneyimledikleri ve yasa yapım sürecine tanık oldukları, hoşgörü ve uzlaşma ortamında ideal meclisin nasıl gerçekleşeceğini görüp, pratikte uygulayabildikleri bir etkinlik olan Meclis Simülasyonu etkinliği düzenledi. 3-6 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek olan ve Denizli’de ilk kez düzenlenen Pamukkale Üniversitesi Meclis simülasyonu etkinliği Eğitim Fakültesi Melek Sözkesen Konferans Salonu’nda gerçekleşen açılış töreni ile başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından program açılış konuşmaları ile devam etti. Adalet Demokrasi ve Hukuk Orjinli Çalışmalar (ADHOC) Derneği Koordinatörü Şebboy Deren Güçlü yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Burada Pamukkale Üniversitesi ekibine baktığımda 5-6 aylık inanılmaz bir organizasyon sonucunda gerek divan üyeleri olsun gerek akademi ekibi organizasyon ekibimiz olsun, sponsorluk ekibimiz olsun gerçekten çok güzel bir çalışma ortaya koydular ve gerçekten çok güzel de bir organizasyon ortaya çıkaracaklar. Önümüzdeki dört gün boyunca bunu deneyimliyor olacaksınız. Dilerim ki gerçekten çok güzel bir şekilde eğlenirsiniz ve keyif alırsınız demek istiyorum. Burada dört gün boyunca hepiniz milletvekili olacaksınız. Farklı farklı partileri temsil edeceksiniz. Ancak burada unutmamız gereken bir şey var ki hiçbirimiz birbirimizi kırmadan gerçekten dostluk çerçevesinde hep beraber tanışarak ve keyifli vakit geçirerek buradaki arkadaşlığımızın baki kalacağını umut ederek ve olmasını sağlayarak da keyifli vakitler geçirmenizi istiyorum. Lütfen birbirinizi genel kurulda olsun komisyonlarda olsun birer parti için kırmayın. Gerçekten çok güzel bir organizasyona imza atılacağına eminim. Şimdiden herkese keyifli bir yasama dönemi diliyorum.” “Bu simülasyonda öğrencilerimiz, kanun tekliflerini inceleyecek, tartışacak, fikir alışverişi yapacak ve yasamanın işlevini öğrenecektir.” Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Kabakçı Karadeniz yaptığı konuşmada şunları ifade etti: “Hukuk fakültesi olarak amacımız, Evrensel hukuk ilkelerini ve insan haklarını benimseyerek, hukuki sorunları teorik ve pratik anlamda çözme yetkinliğine sahip hukukçular yetiştirmektir. Bu nedenle meclis simülasyonu çok önemlidir. Bu simülasyonda öğrencilerimiz, kanun tekliflerini inceleyecek, tartışacak, fikir alışverişi yapacak ve yasamanın İşlevini öğrenecektir. Öğrencilerimizin yasama faaliyetlerinde bizzat bulunmalar ve etkin rol almaları, fikirlerini özgür bir şekilde dile getirmeleri önemlidir. Meclis simülasyonu etkinliğinde farklı fakültelerden milletvekilleri ver almaktadır. Ancak sunu da belirtmeliyim ki hukukçuların milletvekilliğine ilgisi fazladır. 28. Dönem Milletvekillerinin Meslekleri incelendiğinde; TBMM’de en fazla iş insanı, avukat ve akademisyenin yer aldığı görülmektedir. Milletvekillerinin %20’sinin hukukçu olması bu ilginin kanıtıdır. Gerek Öğrenci Topluluklarımız gerekse Dekanlığımız yıl içinde sayısız akademik, sosyal, kültürel ve benzeri alanlarda çalıştay, panel, eğitim, konferanslar ve geziler düzenlenmektedir. Fakültemizin gerçekleştirdiği eğitim faaliyetleri ve başarılı etkinlikler, üniversite ve eğitime katkı veren ilgili kamu kurum ve kuruluşların, Rektörlüğümüz ve Denizli Barosunun uyumlu iş birliği ve ortak çabanın sonucudur. Fakültemizin gerek daha iyi Fiziki alana kavuşması için gerekse akademik kadrolar noktasında verdikleri büyük destek ve etkinliklerimize gösterdiği ilgi için rektörümüz sayın Prof. Dr. Ahmet Kutluhan’a, teşekkür ederim. Hukuk Topluluğu Danışmanı Öğr. Üyesi Fatih, Yurtlu’ya ve Hukuk Topluluğu öğrencilerine böyle bir etkinliği düzenledikleri için teşekkür ediyor ve meclis simülasyonunun verimli geçmesini diliyorum.” Pamukkale Kaymakamı Uğur Bulut yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: “Hukuk fakültelerindeki kaliteli eğitimin kamu yönetimine etkisini bizzat meslek itibariyle gören bir durumdayız. Kaliteli hâkim ve savcı yargı kararlarını okurken bizlerin içini açıyor. Yine, avukatlık hizmetinde verilen kaliteli bir hukuk eğitiminin de toplum yaşamından adaletin tecellisine katkısı hiçbir zaman yadırganamaz. Bu faaliyetin düzenlenmesinde emeği geçen tüm öğretim üyelerimizi ve öğrencilerimizi tebrik ediyorum.” “Demokrasi dediğimiz şey gerçekten meclisten geçmekte” Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Pamukkale Üniversitesi, son akreditasyonla 208 üniversiteden 70 üniversitenin arasına girmiştir. Bu gurur, üniversitemizdeki tüm akademik-idari personelinin ve tüm öğrencilerinin katkısı ile olmuştur. Ben bu süreçte emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Akreditasyon, Yükseköğretim Kalite Kurulu’nun vermiş olduğu bir belge. Bu belge “Kurumsal Akreditasyon” belgesi. Bu belge ile Üniversitemiz, ÖSYM kılavuzunda akredite olan üniversiteler içerisinde yer almış oldu. Bu ne demek? Bu yarın Pamukkale Üniversitesi’nden alınan diplomalar, Avrupa ve Amerika geçerli demek. Dolayısıyla, böyle bir sevinci bu etkinlikte paylaşmak istedim. Çünkü Pamukkale Üniversitesi hak ettiği yer hali hazırda bulunduğu yer değil. Daha yükseklere çıkması gereken bir üniversite. Çünkü Denizli, Türkiye’de ilk onda yer alıyor, Pamukkale Üniversitesi ilk onda yer alması abartılı olur diyorum, yirminci sırayı kollaması gerekiyor. Bunun için biz elimizden geleni yapacağız ama geleceğimiz olan bu gençler belki bu yirmili sıraları bizlere gösterirler. Çünkü yapmış oldukları etkinlikler gerçekten muhteşem. Ben, üniversitemizin öğrenci toplulukları ile çok gurur duyuyorum. Topluluklarla buluşalım dediğimizde hemen buluşabiliyoruz. Topluluk başkanları geliyor, yardımcıları geliyor. Bu bizim çok aktif bir üniversite olduğumuzu ve öğrencilerimizin çok bilinçli olduğunu gösteriyor. Şimdi mesela, Filistin yürüyüşü yapacağız. Dün yirmi iki topluluk hemen geldi iki saat içerisinde geldiler ve neler yapacağımızı beraber konuştuk. Ben çok gurur duyuyorum. Demek ki öğrencilerimiz şu andaki Pamukkale Üniversitesi’nin seviyesinden memnun değiller. Onların bu yapmış oldukları çalışmalar inşallah Üniversitemizi ilk yirmilere çıkaracak ve bizler de onlarla gurur duyacağız. Demokrasi dediğimiz şey gerçekten meclisten geçmekte. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir sözüyle kendini tescil etmiş bir kurumdur TBMM. TBMM Milli Mücadele kahramanı olduğu gibi 15 Temmuz’un da kahramanıdır. TBMM ile gurur duyuyorum, ebediyen var olsun diyorum. Diğer taraftan küçük bir anımı paylaşayım. 1996’da Amerika’ya gittim. Tabi Amerika’da gittiğimiz yerde ormanlık alanlar, şehirle doğa ile bir bütün halindeydi. Bana dediler ki: Hocam, burada yanına sincaplar gelir oturur bir şey yapma onlara. Bunlara bir şey yapmanın çok büyük cezaları vardır. Nasıl bir özgür dünyaymış burası dedim. Gerçekten hayran olmamak elde değil ama son zamanlarda gördüğümüz gibi şu anda yaşanan Amerikan üniversitelerde Filistin mitinglerinin nasıl bir karşılık bulduğunu da hepimiz gözler önünde seyrediyoruz. Bu durum, demokrasinin de yine her yerde her zaman aynı olmadığını da bize göstermiş oldu. Dolayısıyla, milletler kendi varlıklarını koruyabilmek için devletlerin idamesini sağlayabilmek için ciddi kararlar alabilmekteler” Açılış konuşmalarının ardından program, milletvekili yeminlerini gerçekleştirmek üzere simülasyonun divan başkanı PAÜ öğrencisi Aleyna Ece Sönmez’in, tüm milletvekilleri ile birlikte ettiği yemin ile sona erdi. Etkinliğin devamında program sergi salonunun gezilmesi ile sona erdi.