ÇEVRE - 25 Ekim 2021 Pazartesi 11:13

Akdeniz’de balıktan çok çöp çıkıyor, balıkçı nadas istiyor

A
A
A
Akdeniz’de balıktan çok çöp çıkıyor, balıkçı nadas istiyor

Mersin’de balıkçılar, Akdeniz’in çok fazla kirlendiğini, artık ağlarına her türlü plastik ve teneke gibi atıkların takıldığını belirterek, azalan balık popülasyonu içinde planlı, uzun vadeli bir nadas düşünülmesi gerektiğini söyledi.

Doğu Akdeniz’de avlanma sezonun 15 Eylül’de açılması ile birlikte 'Vira Bismillah' diyen balıkçılar, ilk ayı bereketli geçirdi. Ancak hem denizdeki atık kirliliği hem de bazı tür balıkların bir yıldan fazla sürede yetişmesi, istilacı türün artması nedeniyle balık popülasyonunda düşüşün gözlemlendiği belirtildi.

Erdemli Balıkçı Barınağı’ndan denize açılan balıkçılar, ağlarından büyük gemilerden atıldığı değerlendiren teneke yağ kutularından, çizmelere, poşetten, çeşitli materyallere kadar birçok atığın çıktığını ifade etti. Özellikle balık popülasyonunun artması için Akdeniz’in en az 1 yıl nadasa bırakılıp av yasağı uygulanmasını isteyen balıkçılar, sürdürülebilir balıkçılık için ortak çalışma tavsiyesinde bulundu.

Akdeniz’de balıktan çok çöp çıkıyor, balıkçı nadas istiyor

"Ağı kaldırıyoruz balıktan çok çöp çıkıyor"

Küçüklü büyüklü 50’ye yakın balıkçı teknesinin bulunduğu balıkçı barınağı sakinlerinden Erdemli Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Yalçın Sakın, "Akdeniz’de sezon başında biraz balık popülasyonu oluyor, şuanda balık popülasyonu bitti gibi. Denizden ağ çekiyoruz, kaldırıyoruz, balıktan çok çöp çıkıyor. Biz çevredeki bütün insanlara diyoruz ki, kullandığımız denizleri, çevreyi, dağları, piknik alanlarını lütfen ne olursunuz kirletmeyelim. Doğaya ve denize sahip çıkalım. Akdeniz’in gidişatı hiç iyi değil. Akdeniz’i temiz tutmamız gerekiyor, bir ikincisi küresel ısınmadan dolayı zaten balık popülasyonları azaldı, çok balık çeşitleri Akdeniz’i terk etti, balık türleri azalıyor. Ondan sonra yabani dediğimiz göçebe balıklar var, birkaç çeşit. Balon balığı gibi, gargura benzer enteresan bir balık var, yabani mercan dediğimiz göç etmiş bir balık var, bunlar çok ufak balık yiyen, tüketen türden şeyler. Bunlar da Akdeniz’e gelince küçük balıklar fazla üremez oldu" dedi.

"Akdeniz’i bir iki sene nadasa bırakalım"

Konuşmasını sürdüren Sakın, "Biz diyoruz ki Akdeniz’i bir, iki sene, devlet destekli yasaklayalım, denizin temiz olmasını sağlayalım, nadasa bırakalım, balıklar daha da fazlalaşsın, çoğalsın. Profesörler, akademisyenlerimiz, bilim adamlarımız var, araştırsınlar, bir balık kaç ayda büyüyor, 4 ay yasaklarla bunu yetirebilecek miyiz, bir sene mi yasaklamak gerekir, 2 sene mi yasaklamak gerekir bunu araştırarak sürdürülebilir balıkçılığı yapmamız gerekiyor. Hiçbir vatandaş demez ki balıkçı olarak denizi yasaklayalım, nadasa bırakalım, devlet bize destek versin biz bu balıkçılığı biri iki sene yapmayalım, balık stokları artsın ondan sonra sürdürülebilir balıkçılık yapalım. Biz istiyoruz ki devletimiz bize desin ki denizi nadasa bırakacağız, bir yıl yasaklayacağız, bu balıklar nasıl üreyecek, el ele vereceğiz, balıkçı reisleri ile kooperatiflerle bu işi hep beraber, devletimizle beraber bu işi çözelim" ifadelerini kullandı.

Denizi nadasa bırakmak istiyoruz, çok fazla atık var

Geçtiğimiz senelere göre durumun hüsran olduğunu aktaran kaptanlardan Volkan Taş, "Açıkçası beklediğimiz sonuçları elde edemedik. Çünkü sürdürülebilir balıkçılıkta balık stokları çok azaldı. Biz balıkçı olarak denizi nadasa bırakmak istiyoruz . Yani durdurmak istiyoruz, balık stokları çoğalsın, balık çeşitleri gelsin, şu anda çok teknemiz var, istediğimiz sonuçları elde edemiyoruz. Deniz kirliliği çok fazla. Zaten denizin çöpçüsü balıkçıdır. Biz getirebildiğimiz kadar çöpü karaya getirmeye çalışıyoruz ama yetişemediğimiz yerlerde oluyor. Tayfalarımızın eksik kaldığı, bizim eksik kaldığımız, sistemlerimizin eksik kaldığı yerlerde oluyor. Ama devlet büyüklerimiz bunu teşvikle veya ödüllendirerek herhangi bir yöntem üretirse daha iyi olacağını düşünüyorum, çok fazla atık var denizde. Plastik atık olsun, evsel atık, katı atık, bunu artık teşvikle mi, ödülle mi bir şekilde önüne geçilmesi lazım" diye konuştu.

Akdeniz’de balıktan çok çöp çıkıyor, balıkçı nadas istiyor

Sadece balıkçıların değil, herkesin problemi olması lazım

Babasıyla 14-15 yaşlarında da tekne ile denize açıldığını anımsatan Fatma Sakın, aradan geçen 7-8 yılın ardından tekrar denize açıldığında gördüğü kirliliğin neredeyse 15-20 kata yakın arttığını dile getirdi.
7-8 yıl önce denize çıktıklarında daha fazla balık popülasyonu ile karşılaştıklarına dikkat çeken Fatma Sakın, "Daha fazla canlı çeşitliliği vardı. Buralar daha fazla dolup taşıyordu. Şimdi deniz kirliliğinden dolayı çok fazla canlı çeşitliliği ile karşılaşamıyoruz. Çok fazla çöp var, çok fazla plastik var. Özellikle plastikler erimiyor. Canlı çeşitliliğini azaltıyor. Dolayısıyla biz de çok fazla verim alamıyoruz denizden. Hiç kimse verim alamıyor. Şuan çok fazla çöp çıkıyor. İnsanlar gittikçe duyarsızlaşmaya başladı. Doğayı kirletme konusunda sürekli bir artış var. Ve doğal olarak ben 14-15 yaşlarında gördüğüm çöpün nerdeyse 15-20 katı kadar çöp görüyorum artık denizde, bu durum hepimizi mağdur ediyor, hepimizi üzüyor. Sadece balıkçıların değil tüm halkın problemi olması gerekiyor. İnsanları biraz daha duyarlı olmaya davet ediyoruz açıkçası" dedi.

Akdeniz’de balıktan çok çöp çıkıyor, balıkçı nadas istiyor

Halil İbrahim Varlı-Hüseyin Yıldız
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.