ÇEVRE - 21 Ağustos 2019 Çarşamba 10:48

Akkuyu'daki nükleer santral, uçak çarpmasına, 9 şiddetindeki depreme dayanıklı

A
A
A
Akkuyu'daki nükleer santral, uçak çarpmasına, 9 şiddetindeki depreme dayanıklı

Akkuyu NGS’nin, 9 şiddetindeki bir depreme, tsunamiye, bir uçağın çarpmasına karşı dayanıklı ve maksimum güvenlikli yeni 3+ nesil VVER-1200 reaktöre sahip olacağı bildirildi.

Dünyanın çeşitli bölgelerinde 12 ayrı ülkede 36 nükleer enerji projesi inşasını sürdüren ve 70 yılı aşkın tecrübesiyle öne çıkan Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom tarafından Mersin’in Gülnar ilçesi Büyükeceli mevkiinde inşası süren Akkuyu NGS’de Fukuşima ya da Çernobil benzeri bir facianın yaşanmasının imkansız olduğu belirtildi. Akkuyu NGS’nin, 9 şiddetindeki bir depreme, tsunamiye, bir uçağın çarpmasına karşı dayanıklı ve maksimum güvenlikli yeni 3+ nesil VVER-1200 reaktöre sahip olacağı bildirildi.

Rosatom, Rusya’da ve dünya genelinde yeni 3+ nesil nükleer güç ünitelerini aktif şekilde inşa etmeye devam ediyor. Bugün itibarıyla bu teknolojiyi tercih eden ülkeler arasında Finlandiya, Macaristan, Bangladeş, Belarus ve Mısır’ın da bulunduğu toplam 12 ülke bulunuyor. Mersin’de inşası devam eden Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali Akkuyu NGS’de de yeni 3+ nesil VVER 1200 tipi reaktör kullanılacak. 

Akkuyu'daki nükleer santral, uçak çarpmasına, 9 şiddetindeki depreme dayanıklı

Akkuyu NGS ile aynı reaktör tipine sahip olan Leningrad NGS-2’yi ziyaret eden İHA, teknolojiyi yerinde inceledi ve santralde uygulanan güvenlik önlemlerini uzmanlardan ve yetkililerden dinledi.

Akkuyu NGS her türlü felaket senaryolarına hazır
LNGS Başmühendislerinden İgor Lojnikov, İHA muhabirinin sorusu üzerine, Türkiye’de yapılmakta olan Akkuyu NGS’nin Leningrad NGS ile aynı teknolojiye sahip olacağını belirterek, "Rus tasarımı 3. nesil VVER-1200 reaktörleri olacak. Bu santralde yeni bir Fukuşima, Çernobil faciasının yaşanması imkansız. Bir uçağın çarpma şiddetine bile dayanıklı olan santral, olası tsunami ve sellere dayanması için deniz seviyesinin üstünde inşa ediliyor. Ayrıca dışarıda patlama yaşanmasına, anormal kar ve buz yüklerinin etkisine de dayanacak şekilde tasarlandı” dedi. 

Lojnikov, Akkuyu NGS’nin bulunduğu bölgede sismik olayların gerçekleşme olasılığı düşük olmasına rağmen, santralin, Medvedev-Sponheuer-Karnik (MSK-64) ölçeğine göre 9 şiddetindeki depreme dayanacak şekilde tasarlandığı ifade etti. 

Lojnikov, Leningrad NGS’de halen günlük yaklaşık 29 milyon kw/saat elektrik üretildiğini belirtti. Leningrad NGS sahasında VVER-1200 reaktörlü birinci 3+ nesil ünitenin devreye alındığını, LNGS-2’nin ikinci ünitenin de halen inşaat halinde olduğunu ifade eden Lojnikov, “Bu yeni reaktörler eskilerin yerine geçecek” diye konuştu. 

Akkuyu'daki nükleer santral, uçak çarpmasına, 9 şiddetindeki depreme dayanıklı

LNGS 2. Başmühendisi Aleksandr Belyayev de, Akkuyu NGS ile Leningrad NGS’nin güvenlik sistemlerinin benzer olduğunu söyleyerek, “Leningrad ve Akkuyu’daki bütün güvenlik sistemler aynı. 3+ nesil olarak geçiyor. İlk artı yüksek güvenlik, bu ünitede Fukuşima gibi bir kazanın olması mümkün değil. Santraldeki özel dizayn sistemler, bu şekildeki bir kazayı önleyecektir. Önceliğimiz güvenliktir. İkinci özellik ise güçtür. Gücü, diğer reaktörlerden daha büyük. Üçüncü fark ise işletme ömrüdür. İşletim ömrü daha uzun, yaklaşık 60 yıl. Bir öncesi nesil reaktörlerden bir diğer farkı ise daha bilgilendirici bir birimi olması. Yeni reaktörler üç kat daha fazla ölçüm kanalına sahip. Bütün bunlar otomasyon seviyesini yükseltir ve insan faktörünün etkisini azaltır” dedi.

Radyoaktif maddelerin çevreye erişimini önleyen ardışık fiziksel bariyerler var
Uzmanların verdiği bilgilere göre, 3+ nesil VVER-1200 reaktörlerde, NGS’yi dış ve iç etkilere karşı azami ölçüde dayanıklı kılan aktif ve pasif güvenlik sistemleri yer alıyor. Akkuyu NGS projesi de dahil olmak üzere, tüm VVER tipi reaktörlerde, iyonlaştırıcı radyasyonun ve radyoaktif maddelerin çevreye salınımını önleyen ardışık fiziksel bariyerlerin kullanılmasına dayanan derinlemesine koruma ilkesi uygulandı. Hem aktif hem de pasif güvenlik sistemlerini bir arada barındıran proje, tsunami (Fukuşima deneyimi) de dahil olmak üzere çeşitli kıvılcım niteliğindeki olaylarda acil durumların meydana gelmesini önlemeye yönelik çok çeşitli tasarımsal, teknik ve organizasyonel önlemlere sahip durumda. Pasif güvenlik sistemlerinin karakteristik özelliği ise, güç kaynağı bulunmadığı durumlarda ve operatör olmadan çalışabiliyor. Projede, reaktör çekirdeğindeki radyoaktif maddelerin çevreye salınmasını engelleyen, eriyik kapanı olarak adlandırılan reaktör kabının altına çelikten yapılmış bir metal tank da bulunuyor.

Nükleer santrale 17 kilometre mesafede 26 ayrı anlık ölçüm istasyonu
Leningrad NGS’ye 17 kilometre mesafede bulunan 26 ayrı ölçüm istasyonundan birini ziyaret eden İHA, Radyasyon Durumu Otomatik İzleme Sistemi (RDOİS) Baş Mühendisi Anatoliy Zayev’den bilgi aldı. 

LNGS çevresinde radyasyon durumunun kesintisiz ve otomatik olarak izleyip analizini yapan RDOİS, verileri sadece LNGS’ye değil, günlük olarak Sosnovy Bor Belediyesi’ne, Moskova ve St. Petersburg’daki acil durum merkezleri ile Finlandiya Devlet Radyasyon ve Nükleer Güvenlik Merkezi'ne de (STUK) aktarıyor. 

Ulusal Yeknesak Otomatik Radyasyon Durumu İzleme Sistemi’nin bir parçası olan RDOİS, yirmi yılı aşkın süredir Rusya’da mevcut 10 NGS’nin her birinin çevresinde ve Rusya topraklarında nükleer enerji ile ilgili her bir tesisin çevresinde sürekli olarak ölçümler yapıyor. 

LNGS’nin Rusya’daki en geniş RDOİS sistemine sahip olduğunu belirten Zayev, santral civarındaki ekosistem unsurlarının (yer yüzeyine yakın hava, yağışlar, toprak, su, bitkiler, gıda ürünleri, hatta dökülen yapraklar) radyoaktivitesinin düzenli olarak izlendiğini ve ölçüm sonuçlarının NGS faaliyetleri neticesinde meydana gelen izotop oranının, doğal arka plan radyasyon miktarının yüzde 1’inden daha az çıktığını dile getirdi. 

Rusya’nın Leningrad Bölgesine bağlı Sosnovy Bor şehrinde bulunan Leningrad NGS, St. Petersburg ili ve Leningrad Bölgesinin enerji ihtiyacının yüzde 50’den fazlasını karşılıyor. Leningrad NGS-2’de VVER-1200 reaktörlü 1. güç ünitesi, Aralık 2017’de fiziki olarak işletmeye alındıktan sonra, 27 Kasım 2018’de tam kapasiteyle işletmeye alındı. Benzer nitelikteki 2. güç ünitesinin inşası ise devam ediyor.  

Adnan Kulak - Hüseyin Kar
MERSİN (İHA) - 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.
Malatya Malatya’da 200 gram pide 10 TL oldu Malatya’da 7,5 TL olarak satılan pideler bugününden itibaren yapılan zam ile 10 TL’ye satılmaya başlanıldı. Ham maddedeki artışlar nedeniyle Malatya’da da pide fiyatları bugünden itibaren 10 TL’den satılmaya başlanıldı. Fırıncı esnafı depremden bu yanı 7,5 TL olarak satılan 200 gram ekmeğin oda kararı ile birlikte bugünden itibaren kent genelinde 10 TL olduğunu söyledi. Malatya’da fırıncı esnafı Hacı Pence, un başta olmak üzere ham maddeye yapılan zamlardan sonra şuana kadar kazançlarının olmadan satış yaptıklarını ifade ederek, “Rayiç belirlendi ama yeterli değil. Girdi maliyetleri, un fiyatları, işçilik ücretleri çok yüksek. Kazanmamız için 15 TL olması lazım ama şu anki fiyat 10 TL. İşçilik yüksek, verdiğimiz para yeterli gelmiyor, dolayısıyla işçi bulamıyoruz. 4 kişi çalışmamız gerekirken 2 kişi çalışıyoruz. Bir yıldır ekmeğe zam gelmemişti. Bir çuval un 700 TL, kira, işçiye 45 bin lira veriyoruz. Artan maliyetler nedeniyle ekmeğe zam yapıldı” dedi. Bir diğer fırıncı esnafı Ali Koçer ise ekmek yapımında gerekli olan maya, tuz ve un gibi ham maddelere uzun zaman önce zam yapıldığını hatırlatarak “Fiyat şu an için yeterli. Una aşırı derecede zam geliyor. Un geçen sene devlet destekliyken 390 TL iken desteğin kesilmesinden sonra 680 lira oldu. Maliyetler arttığı için ekmeğe zam yapıldı” diye konuştu.
İstanbul Bayraktar TB3 SİHA yerli motor ile rekor irtifaya çıktı Baykar’ın milli ve özgün olarak geliştirdiği Bayraktar TB3 SİHA, Yüksek İrtifa Sistem Performans Testini başarıyla tamamladı. Bayraktar TB3, yerli motor ile 33 bin feet irtifaya çıkarak rekor kırdı. Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen silahlı insansız hava aracı Bayraktar TB3’ün test süreci başarıyla devam ediyor. İlk uçuşunu Cumhuriyet’in 100. yılına armağan olarak 27 Ekim 2023 tarihinde yaptıktan sonra orta ve yüksek irtifa performans testlerini başarıyla sürdüren SİHA, bir testi daha başarıyla tamamlayarak rekor kırdı. Yerli motorla rekor irtifa Bayraktar TB3 SİHA, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesindeki AKINCI Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’nde gerçekleştirilen uçuşta 33 bin feet irtifaya çıkarak Yüksek İrtifa Sistem Performans Testini başarıyla tamamladı. TEI tarafından yerli olarak geliştirilen PD-170 motoruyla havalanan milli SİHA, gerçekleştirilen yüksek irtifa uçuş testi sırasında yerli bir motorla şimdiye kadar çıkılan en yüksek irtifaya ulaştı. Bayraktar TB3 SİHA yerli motorla kırdığı irtifa rekoru ile Türk havacılık tarihine önemli bir imza attı. Milli havacılık tarihinin irtifa rekoru ise 45 bin 118 feet ile Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen Bayraktar AKINCI TİHA’ya ait bulunuyor. Toplam uçuş 327 saate ulaştı Bayraktar TB3 SİHA bugüne kadar gerçekleştirilen test uçuşlarında toplam 327 saat 35 dakika havada kaldı. Milli SİHA, 20 Aralık 2023’te gerçekleştirilen uzun uçuş testinde yere inmeden 32 saat havada kalmış ve gökyüzünde 5 bin 700 km yol kat etmişti. Milli SİHA, milli kamera Bayraktar TB3 SİHA, 26 Mart 2024 tarihinde ilk kez Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 ile uçtu. İcra edilen test kapsamında dünyadaki muadillerine göre en yüksek performansa sahip olan ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi entegrasyonu başarıyla gerçekleştirildi. TCG Anadolu’dan ilk uçuş 2024’te Öte yandan Bayraktar TB3 SİHA’nın katlanabilen kanat yapısıyla TCG Anadolu gibi kısa pistli gemilerden kalkış ve iniş kabiliyetine sahip dünyadaki ilk silahlı insansız hava aracı olacağı öğrenildi. Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, Bayraktar TB3 için 2024 yılı içinde TCG Anadolu gemisinde testlere başlanmasını planladıklarını açıklamıştı. Görüş hattı ötesi haberleşme kabiliyetine de sahip olacak milli SİHA, bu sayede çok uzun mesafelerden kumanda edilebilecek. Böylece keşif, gözetleme, istihbarat ve taşıdığı akıllı mühimmatlar ile taarruz görevlerini deniz aşırı hedeflere karşı icra ederek Türkiye’nin caydırıcı gücünde çarpan etkisi yapacak. İhracat şampiyonu Başlangıçtan bugüne tüm projelerini öz kaynakları ile yürüten Baykar, 2003 yılındaki İHA Ar-Ge sürecinin başlangıcından itibaren tüm gelirlerinin yüzde 83’ünü ihracattan elde etti. 2021 ve 2022 yıllarında Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre savunma ve havacılık sektörünün ihracat lideri oldu. Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından 2023’te de sektörün ihracat şampiyonu olduğu açıklanan Baykar, geçen yıl 1.8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Son yıllarda gelirlerinin yüzde 90’ından fazlasını ihracattan elde eden Baykar, 2023’te savunma ve havacılık sektöründeki ihracatın 3’te 1’ini tek başına yaptı. Dünyanın en büyük SİHA ihracatçısı olan Baykar’ın halihazırda imzalanan sözleşmelerinin yüzde 97.5’i ihracat kaynaklı gerçekleşti. Bayraktar TB2 SİHA için 33 ülkeyle, Bayraktar AKINCI TİHA için ise şimdiye kadar 9 ülke ile olmak üzere toplam 34 ülkeyle ihracat anlaşması imzalandı.
Nevşehir Nevşehir’deki dolandırıcılık operasyonunda 5 tutuklama Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Müdürlüğü ekiplerince sahte ilanlarla yaklaşık 350 kişiyi 3 milyon lira dolandıran çeteye yönelik yapılan operasyonda gözaltına alınan 27 şahıstan 5’i tutuklandı. Nevşehir’de ikamet eden Emrah A. isimli vatandaş internet sitesinde yayınlanan satış ilanında gördüğü elektrikli bisikleti almak istedi. Piyasa değeri yaklaşık 20 bin lira olan elektrikli bisikleti ikinci el olarak 5 bin 250 liraya pazarlık yaptı. Dolandırıcılar bir İnternet satış platformunun benzerini yaparak bu site üzerinden ödeme yapılmasını sağladı. Emrah A. almış olduğu 2. el elektrikli bisikletin ödemesini yaptı. Ödemenin gelmediğini söyleyen dolandırıcılar Emrah A. ile tekrar iletişime geçti. Bunun üzerine dolandırıldığını anlayan Emrah A. şikayette bulundu. Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığı ile koordineli olarak çalışma başlatan Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 3 ay fiziki ve teknik takip yaptı. Ekipler Sosyal medyada yer alan ikinci el ürün satış ilanları aracılığıyla, sahibinden.com isimli alışveriş sitesinin benzerini/sahtesini yapmak suretiyle, sahte "güvenli ödeme" siteleri aracılığıyla; dolandırıcılık işlemi yapıldığını belirledi. Nevşehir Merkezli Iğdır, Van, Mardin, Gaziantep, Adana, Mersin, Kocaeli, Sakarya, Samsun, Tekirdağ ve İzmir illerinde yapılan operasyonlarda 27 şüpheli şahıs gözaltına alınmıştı. Yapılan operasyonda 27 şüpheli şahıs yakalanarak gözaltına alınırken, yapılan aramalarda; dolandırıcılık faaliyetlerinde kullanılan 34 cep telefonu, 38 sim kart, 5 SD kart, 3 laptop ile çok sayıda dijital materyal ve 1 adet kurusıkı silah ele geçirildi. Nevşehir Emniyet Müdürlüğüne getirilen şüphelilerin Emniyetteki işlemleri sonrasında Adli makamlara sevk edilen 27 şüpheliden 7’si tutuklandı. 5 şüpheli adli kontrol şartı ile serbest bırakılırken 15 şahısta savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı.