ASAYİŞ - 06 Nisan 2010 Salı 17:26

Alevi şeyhleri hakim karşısına çıktı

A
A
A
Alevi şeyhleri hakim karşısına çıktı

Hatay'ın Samandağ İlçesinde kaçak Kur'an kursu açtıklar iddiasıyla 10 gün önce haklarında dava açılan 6 Alevi Şeyhi ile 4 yardımcısının yargılanmasına başlandı.

 

  Samandağ Sulh Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan 6 Alevi şeyhinden Ahmet Tümkaya, Hikmet Özbay ve Zülfikar Çiftçi hakim önüne çıktı. kaçak Kur'an kursu açmakla suçlanan Alevi şeyhlerine, Hükümet Konağı önünde toplanan yüzlerce Alevi vatandaş da destek verdi. 

  "Türkiye laiktir laik kalacak" sloganları ve alkışlar arasında mahkeme salonuna giren Alevi şeyhlerinin ilk duruşmasını CHP Hatay Milletvekili Gökhan Durgun'da izledi. Alevi şeyhlerini, Alevi Bektaşi Federasyonu tarafından görevlendirilen Avukat Kemal Derin'in yanı sıra 9 avukat daha savundu.   Mahkemede ifade veren Alevi şeyhleri Ahmet Tümkaya, Hikmet Özbay ve Zülfikar Çiftçi'nin duruşmalarına, 13 Nisan'da ilk mahkemelerine çıkacak olan diğer 3 Alevi şeyhi Aziz Tümkaya, Ahmet Bilmez ve Yusuf Tam'da katılarak, arkadaşlarına destek verdiler.

  Yaklaşık 2,5 saat süren duruşma çıkışında Alevi şeyhlerini alkışlarla karşılayan vatandaşlar, "Türkiye laiktir, laik kalacak" diye sloganlar atarak, Samandağ Kaymakamı Tahsin Kurtbeyoğlu ve Samandağ İlçe Müftüsünü istifaya çağırdılar. 

  Hükümet Konağı önünde, açıklama yapan Hatay Milletvekili Gökhan Durgun, Alevi şeyhlerinin hakim önüne çıkartılmalarının Türkiye için üzücü bir durum olduğunu söyledi.  

  Alevi şeyhlerinin, kaçak Kur'an kursu açtıkları iddiasıyla hakim karşısına çıkarılmış olmalarını üzüntü ile karşıladıklarını söyleyen Durgun, "Bu olay Türkiye açısından çok üzücü bir durumdur. TBMM'de bu konunun çözümü için gündem dışı konuşup, konuyu dile getireceğim. Hatay'da yaşayan Alevi insanlarımızın ve Alevi din adamlarının yaşadığı bu sıkıntının çözümü ile ilgili bir de basın toplantısı düzenleyeceğim. Yalnız değilsiniz, sizlerin yanınızdayız, birlikteyiz, beraberiz. Bu konuyu hep birlikte el birliği ile çözeceğiz. Bu konuda gönlünüz rahat olsun" dedi. 

  Alevi Bektaşi Federasyonu tarafından görevlendirilen Avukat Kemal Derin'de dayanışma adına burada olduğunu belirterek, "Türkiye'nin her tarafında Aleviler bir ayrımcılığa tabi tutuluyor. Bugünde Samandağ'da şeyhlerimiz, dedelerimiz bu ayrımcılığa maruz kalmaktadırlar. Bugün Alevi çocuklarımız okullarda zorunlu din dersleriyle zorla sunileştirilerek, asimile ediliyor. Ne hükümet ne de muhalefet buna ses çıkarmıyor. Bugün bir anayasa değişikliği gündemde. Hem muhalefete hem de hükümete sesleniyoruz. Gelin bu zorunlu din dersini kaldırın ve bu zulme son verin diyoruz. Bu duruşmanın sonuna kadar takipçisi olacağız. Eğer burada sonuç alamazsak, hepinizin huzurunda söz veriyoruz, bu davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıyacağız" diye konuştu. 

  Ehl-i Beyt Kültür ve Dayanışma Vakfı Antakya Sorumlusu Ali Yeral da, Alevi şeyhlerinin sanık kürsüsüne değil, çocuklara Kuranı Kerim öğrettikleri, namaz surelerini öğrettikleri için ödül kürsüsüne çıkartılmaları gerektiğini ifade ederek, "Biz neticede yüce adaletimize güveniyor ve toplumumuzu diken üzerinde tutan bu yanlış hesabın Bağdat'a varmadan Samandağ Adliyesi'nden döneceğini ümit ediyoruz" dedi. 

  İlk duruşmasına çıkan Alevi Şeyhi Zülfikar Çiftçi ise, Alevi toplumunun demokratik ve modern Türkiye'nin temel bir unsuru olduğunu vurgulayarak, "Din ve vicdan özgürlüğü ise yasalarla güvence altına alınmış temel bir haktır. Bu hakların ihlal edilmesi, çağdaş dünya toplumları nezdinde ülkemizi müşkül duruma sokacağı gibi barışı da zedeleyici bir tutum olacaktır. Bu nedenle biz din adamlarını ve alevi toplumunu inciten bu yargılama sürecinin adil bir biçimde son bulması tek dileğimizdir" diye konuştu. 

  İkinci duruşmaları 28 Mayıs'ta görülecek olan Alevi şeyhleri daha sonra halkı selamlayarak, alkışlar arasında Samandağ Hükümet Konağından ayrılırken, konak bahçesinde toplanan kalabalıkta olaysız bir şekilde dağıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın İncirliova’da tarım makineleri operatörleri belgelerine kavuştu Belgesem İş ve Tarım Makineleri Operatör Yetiştirme Kursu ile İncirliova Ziraat Odası işbirliğiyle gerçekleştirilen tarım makineleri operatörlük kursunu başarıyla tamamlayan adaylar operatörlük belgelerine kavuştu. Aydın’da Belgesem İş ve Tarım Makineleri Operatör Yetiştirme Kursu, belediyeler ve ziraat odaları ile birlikte hayata geçirdiği protokollerle verdiği eğitimlerin sonunda tarım sektöründeki kalifiye eleman ihtiyacını karşılamaya devam ediyor. Bu çerçevede İncirliova Ziraat Odası işbirliğiyle gerçekleştirilen tarım makineleri operatörlük kursunu başarıyla tamamlayan adaylar da belgelerini almaya hak kazandı. Yoğun katılımla gerçekleştirilen eğitimlerin ardından belge almaya hak kazanan adaylara belgeleri, İncirliova Ziraat Odası adına Emrah Sayın ve Belgesem’in kurucularından ve eğitmenlerinden olan Yüksek Öğretmen Okan Sezgin tarafından teslim edildi. Konu ile ilgili Belgesem İş ve Tarım Makineleri Operatör Yetiştirme Kursu’ndan yapılan açıklamada “İncirliova Ziraat Odası ile gerçekleştirmiş olduğumuz Tarım makineleri operatörlük protokolüne istinaden, eğitimi tamamlanıp belge almaya hak kazanan adaylarımızın belgeleri, İncirliova Ziraat Odası adına Emrah Sayın tarafından teslim edildi. Sektöre dair destekleri sebebiyle kendilerine teşekkürlerimizi iletiyor, adaylarımıza iş hayatlarında başarılar diliyoruz” ifadeleri yer aldı.
Bitlis Bitlis’te zorlu yayla muzu mesaisi başladı Bitlisliler, bahar mevmisinde yetişen "yayla muzu” bitkisini toplamak için engebeli ve yüksek rakımlı dağların yolunu tutmaya başladı. Bahar mevsimiyle birlikte Bitlis’in yüksek rakımlı yaylaları insanlarla dolup taşmaya başladı. Çetin ve uzun geçen kış mevsiminin ardından karların erimesiyle birlikte vatandaşlar, dağlarda pazarlarda kilogram fiyatı 200 liraya kadar çıkan yayla muzu topluyor. Besin değeri çok yüksek olan yayla muzunun yöre halkı tarafından bazı hastalıklara da iyi geldiği belirtiliyor. Işkın, uşkun, uçkun olarak da adlandırılan yayla muzu için vatandaşlar sabahın erken saatlerinde dağa tırmanmaya başlıyor. Toplanması oldukça meşakkatli olan yayla muzu için tehlikeye aldırış etmeden dağların zirvesindeki kayalıklara tırmanan vatandaşlar, yanlarında götürdükleri poşet ve çuvalları doldurduktan sonra yorgun bir şekilde evlerinin yolunu tutuyor. Yayla muzu toplamak için arkadaşlarıyla birlikte Bitlis merkeze bağlı Karaboy köyünde yüksek rakımlı dağlara çıkan Veysel Tüzün, yorucu ve bir o kadar da keyifli bir yolculuğun ardından yayla muzu topladıklarını söyledi. Yayla muzunun daha çok yüksek rakımlı dağların zirve noktasında yetiştiğini anlatan Tüzün, toplamak için kilometrelerce yol kat etmek zorunda olduklarını ifade etti. Menduh Arık ise, “Yayla muzunun tezgahtaki fiyatı bu yıl ithal muzun fiyatını bile üçe katlamış durumda. Tadı çok güzel ama fiyatı tadını kaçırmaya başladı. Bu yüzden bizler de arkadaşlarla birlikte hem doğa yürüyüşü yapmak hem de yayla muzu toplamak için yola koyulduk. Şu an tamamen doğal yetişen bu bitkiden bolca topladık. Tadı oldukça güzel, herkese bu bitkiyi tatmayı tavsiye ediyorum” dedi. Yayla muzunun bölgeye has ender şifalı bitkilerden sadece biri olduğunu anlatan Halim Kaya, bitkiyi toplamak için yüksek dağların zirvelerine kadar tırmanmak gerektiğini anlattı. Karlı olan bölgelerde bitkinin yeni yeni çıkmaya başladığını, güneş gören daha açık alanlarda ise toplamaya hazır hale geldiğini kaydeden Kaya, bitkinin sağlık yönünde de çok faydalı olduğuna dikkat çekti.
İstanbul Tavuk eti fiyatlarındaki artışa ihracat freni Tavuk etinde son 6 ayda yaşanan yüzde 150’lik fiyat artışlarının, yıl sonuna kadar getirilen ihracat kısıtlamasının etkisiyle duracağı bekleniyor. Kasaplar, söz konusu kısıtlamayla iç piyasadaki arzın talebi karşılayacağını düşünüyor. Ticaret Bakanlığı tarafından bütün ve parça dahil tavuk eti ihracatını, 1 Mayıs 2024 tarihinden 31 Aralık 2024 tarihine kadar, aylık bazda azami 10 bin ton, toplamda ise yıl sonuna kadar 80 bin ton olacak şekilde sınırlandırıldı. Bu sınırlandırma ile iç piyasada artan talep sonucu oluşan fiyat artışlarının önüne geçilmesi öngörülüyor. Kırmızı et fiyatlarının yüksek olması daha uygun fiyatlı tavuk etine talebi artırdı. Tavuk etinde artan talep sonucu son dönemde fahiş fiyatlar görülmeye başladı. Ticaret Bakanlığı’nın aldığı tavuk etinde ihracat kısıtlaması kararı ile iç piyasadaki talebin karşılanması hedefleniyor. Bu kısıtlamanın yurt içinde fiyat artışlarına geçici bir çözüm olacağı düşünülüyor. İç piyasada fahiş fiyatlar konusunda ise denetimlerin sıklaştırılması talep ediliyor. Bahçelievler’deki bir kasapta tavuk pirzolanın kilosu 159 TL, tavuk kanat 229 TL bütün tavuk 118 liradan tezgahlarda yer alıyor. Fiyatlar ilçeden ilçeye göre değişiklik gösterebiliyor. ‘‘Yem fiyatı gibi kalemlere zam gelmeden tavuk etine zam geliyor’’ Son dönemde yaşanan tavuk eti fiyatlarındaki artışa ilişkin konuşan Kasap Murat Koca, ‘‘Yem fiyatı gibi maliyete etki eden kalemlere zam gelmeden tavuk fiyatlarına zam geliyor. Zamların aylık olarak yapıldığını gördük ama son dönemde üç günde bir zam geldiği de oldu. Yüksek fiyatlar konusunda denetimlerin sıklaştırılması ve caydırıcı cezaların getirilmesi gerekiyor’’ dedi. Tavuk etine son 6 ay içinde yüzde 150’ye yakın zam yapıldığını bu zamları da vatandaşa yansıtmak zorunda kaldıklarını ifade eden Kasap Murat Koca, ‘‘6 ay önce tavuk etinde kilo 60 lirayken bugün 125 lira civarında satıyoruz. Gelen zamları müşteriye yansıtmak zorundayız’’ diye konuştu.