SPOR - 14 Mart 2018 Çarşamba 17:12

Alex de Souza Live + TV ve Bipspor'a açıklamalarda bulundu

A
A
A
Alex de Souza Live + TV ve Bipspor'a açıklamalarda bulundu

Fenerbahçe’nin efsane futbolcusu Alex de Souza, “İmkanım olsaydı ayrılma sürecinin neden böyle olduğunu bilmek isterdim. İçimde bir fırtına vardı ayrılırken. Bu benimle mezara kadar gitse bile dersler çıkardım” dedi.

Alex, cumartesi günü Galatasaray ile oynanacak derbide avantajın Fenerbahçe’de olduğunu söyledi.
Geçtiğimiz akşam İstanbul’a gelen Brezilyalı eski futbolcu Alex de Souza, Live + TV ve Bipspor'a açıklamalarda bulundu. İstanbul’a gelme amacının tatil ve cumartesi günkü Galatasaray derbisi olduğunu belirten Alex, “Türkiye bana da iyi geldi. Türkiye’deki arkadaşlarımı da gördüm. Gelme amacım çok özlediğimden ve Galatasaray derbisi var. Anlamı ve önemi var bu derbinin benim için. Uzun süredir planlarımdaydı. Kardeşimle geldim. Hem derbiyi izleyelim hem de gezelim istedik. İmza gününü de yapalım dedik. Yani hepsi birlikte” diye konuştu.

“Galatasaraylılar geçmişin ağırlığını hisseder” 

Cumartesi günü oynanacak derbiyi değerlendiren Alex, “Oyuncular gelse de farklı isimler olsa da tarih vardır, yaşanmışlık vardır. Tarih anlatılır. Galatasaraylılar geçmiş dönemden gelmiş skorların ağırlığını hisseder. Kulaklarının arkasında birileri hep ‘Kadıköy’e gidiyoruz’ der. Yaşananlar soyunma odasında hatırlanır, nesilden nesile anlatılır. Galatasaraylı oyuncular ‘Bu sefer son olacak. Yenmemiz lazım’ diyerek hazırlıyor. Fenerbahçe’nin ise bu seri sürecek şeklinde düşünceleri var. İki taraf da soyunma odasında bu motivasyonla olur” şeklinde konuştu.

“Fenerbahçe daha avantajlı” 

Brezilya’da iki takımı da çok takip edemediğini belirterek, “Güncel durumlara bakamıyorum. Tahmin yanlış olur. İki teknik adam da tansiyonu hesaplayacak iki insan. Umarım herkes futbola doyar. Kaliteli ayaklar var, herkes zevk alır. Bu maçta çok fazla duygu oluyor. Duygu bize derbiyi anlatır. İki tarafın da eşit avantajı şudur; iki hoca da camialarını iyi tanıyor. Üzerlerindeki baskıyı hisseden insanlar. İki hocanın da avantajı bu. Ama elbette Fenerbahçe daha avantajlı. Tarihsel süreç ve saha avantajı onlardan yana” açıklamasını yaptı.

“Saha içine etki ederim, dışına değil” 

Alex, derbiyi statta izleyeceğini ifade ederek, “6 sene önce ayrıldım. Artık Brezilya’da yaşıyorum. Benim derbi ya da maçın sonucuna, seçim sonucuna etki edeceğimi düşünmüyorum. Amacım gezmek eğlenmek. Skora, seçime etki edebilmek aklımdan geçmez. Oynarken de buna etki edebileceğimi, düşünmedim. Fenerbahçe benim bir parçam. İnsanlar bunu etkileyeceğimi düşünmesin. Bu etki gücü bende yok. Saha içine etki ederim, saha dışına değil” dedi. 

“Tezahüratta adımı duyunca duygulanıyorum” 

Brezilyalı yıldız, kendisi ile ilgili tezahüratları duyduğunda duygulandığını söyleyerek, “Bütün çektiklerimi hissettiren sahneler onlar. Oynarken o kadar çok işinize odaklanıyorsunuz ki Futbolu bırakınca anlıyorsunuz gerçekleri. Çektiklerimizin değerini gösteriyor o tezahüratlar. Hayal ettiklerimizin karşılığı oluyor. 41 yaşındayım ve bu tezahüratlar beni artık daha çok duygulandırıyor” ifadelerini kullandı.

“Teknik direktör olarak sahalara döneceğim” 

Futbola dönüş planları olduğunu dile getiren Alex, “Ama hangi pozisyon olacağının kararını vermedim. Saha içi mi dışı mı bilmiyorum. Ama şu anda saha içi gibi görünüyor. Futbolcuları seviyorum. Yenilikleri ve gelişimi takip ediyorum. Somut gelişmeleri de önümüzdeki günlerde paylaşacağım” diye konuştu.

“Lokal başarı tatmin etmemeli” 

Ligde kazanmanın takımı tatmin etmemesi gerektiğini vurgulayan Alex, “Bunları başarınca işinizi yapmış sayılıyorsunuz. Bu kültürel bir durum. Ben oynarken Avrupa’ya yönelik bir proje görmedim, ne Fenerbahçe’de ne de rakiplerde. Üç takım da Avrupa’da başarılı olabilecek takımlar. Lokal başarılar tatmin etmemeli. Milli takım için daha uzun vadeli projeler gerekli. 9 senelik buradaki kariyerimde anlayamadığım şeyler gençlerin neden oynamadığı. Bazı örnekler vardı. Semih vardı sonra Recep Niyaz vardı. Şans bulabilirler. Ama kültürel etkenler çok etkili oluyor. Cesaret gerekiyor, arkalarında duracak sabır gerekiyor. Cesaret ve sabır yoksa bu tür oyuncular oynama şansı bulamaz. Can Arat da bir örnekti. Israr edilmeli” şeklinde konuştu.

“Cengiz Ünder, Fenerbahçe’de oynayamazdı” 

Alex, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Cengiz Fenerbahçe’de oynayabilir miydi? Ben size söyleyeyim, futbol kültürü olarak oynayamazdı. Kalitesi olmasa zaten Roma’ya gidemezdi. Ben ayrıldığımda Salih yeni şans buluyordu. Roma’ya gitti ve döndü. 5-6 senelik periyotta düzenli olarak oynamasını ne etkiledi? Kaliteli bir oyuncuydu. Neden olmadığını araştırıp derinlere inmek gerekiyor. 14-15 yaşında yetenekli bir oyuncu vardı Muhammet Demirci. Şimdi nerede diye sorunca bilmiyoruz, birbirimize bakıyoruz.”

“Türkiye sayfam açık” 

Türkiye’nin evi gibi olduğunu belirten Alex, “Türkiye sayfam açık. Burası benim evim gibi. Evimde gibi hissediyorum. Yaşamak anlamında da teknik direktör anlamında da burada yaşayabilirim. Teknik direktörken aynı şehrin başka bir takımını çalıştırır mıyım? Bunu yapmayacağımı futbolcuyken söyledim. Hiçbir şekilde pişmanlık duymadım. Kariyerimin ve yaşantımın olduğu yere, özellikle çok takımı olan şehirlerde kulüp değiştirme gibi düşüncem olmadı. Teknik direktörlük kariyerim olursa farklı bir kariyer olacak. Çok fazla ileriye dönük düşünen bir insan olmadığım için şu anda net bir şey söyleyemem ama tahminimce aynı duruşumu sürdürürüm. Bir yerde bir yaşanmışlık varsa onlar sizin için kutsaldır” açıklamasını yaptı.

“Giuliano testlerden geçti” 

Fenerbahçe’de kendi pozisyonunda oynayan Giuliano ile ilgili konuşan Alex, “Giuliano ve Talisca karşılaştırmamalı. Giuliano kenarda oynayıp içeri girer. Tarz olarak farklılar. Talisca daha serbest. Aynı mevki gözükseler de farklılar. Karşılaştırma yapılmamalı. Brezilya’nın hocası Tite ikisini de tanıyor. Giuliano’yu çağırdı. Giuliano testlerden geçti sıra Talisca’da. Dünya Kupası’na kadar herkesi görecek” değerlendirmesini yaptı.

“Seçimle ilgili gelmedim” 

İstanbul’a sarı-lacivertli camiadaki başkanlık yarışı ile ilgili gelmediğini açıklayan Alex, “Seçimle ilgili olarak gelmedim. Fenerbahçe gibi bir kulübün aslında bu tür gereksiz diye adlandırdığım mevzularla uğraşmaması gerekiyor. Ben Brezilyalı biriyim ve bir oyum bile yok. Bir taraf olsam düşüncemi zaten söylemekten çekinmem. Bu seçimde oyum bile yok, yurt dışında yaşayan biriyim. Fenerbahçe’nin çok daha birleştirici etkenlere odaklanması gerekiyor, ayrıştırıcı etkenlere değil. Dolayısıyla bunlar her duyduğumda beni güldüren şeyler. Umarım iki taraf da birleştirici etkenlerle camiayı toparlar” dedi.

“Ayrılış sürecinin neden böyle olduğunu bilmek isterdim” 

Brezilyalı yıldız, kariyerinde keşkeleri olmadığını söyleyerek, sözlerini şöyle tamamladı:
“İmkanım olsaydı ayrılma sürecinin neden böyle olduğunu bilmek isterdim. İçimde bir fırtına vardı ayrılırken. Bu benimle mezara kadar gitse bile dersler çıkardım. Olmasaydı diyeceğim şeyler var ama ders çıkardım bunlardan. Benim için geride kaldı. Kalbimde kötülük barındırmam. Ayrılış görüntülerimde bile ahenk var. Kötü ayrılsak bile pozitif anları hatırlamak benim için daha önemli. Anılarımı tazeleyip döneceğim. Ardında bir şey yok.”  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Konya’da Nisan’da yağışlar normallerin yüzde 23 altında gerçekleşti Konya ve çevresinde Nisan ayında yağmur yağışlarının normallerin yüzde 23 altında gerçekleştiğini ifade eden uzmanlar, önümüzdeki günlerde yağışlı sistemin etkisinin devam edeceğini, ani sel, su baskını gibi olumsuzluklara karşı dikkatli olunması uyarısı yaptı. Konya, Balkanlardan gelen yağışlı hava dalgasının altında kalmaya devam ediyor. Haftanın en yağışlı günleri geride kalırken, Konya ve çevresinde Cuma ve hafta sonu yağmur yağışının yaşanacağı tahmin ediliyor. Konya Meteoroloji 8. Bölge Müdürlüğü Bölgesel Tahmin Merkezinin hava tahmin raporlarında yağışlarla beraber su baskını olmasına karşı uyarıda bulunularak vatandaşların tedbirli olması istendi. Sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışların devam edeceğinin tahmin edildiğini kaydeden Meteoroloji 8. Bölge Müdürlüğü Bölgesel Tahmin Merkezi Teknik Şefi Hayati Alkan, “Geçtiğimiz Nisan ayında yağışlar normallerin yüzde 23 altında gerçekleşti. Fakat Mayıs ayı ilk haftası itibariyle yağışlı sistemin etkisi devam ediyor. Özellikle öğle saatlerinde yine sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlar gerçekleşmesini bekliyoruz. Yine hafta sonu bölgemizde Konya, Karaman, Aksaray, Niğde yöresinde sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışların etkisini devam ettirmesi ve yağışların yer yer kuvvetli olacağını tahmin ediyoruz. Bu nedenle vatandaşlarımızın ani sel, su baskını gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olmasını, hafta sonu vatandaşlarımızın dikkatli olmasını istiyoruz. Hafta sonu yine sıcaklıklar mevsim normallerinin altında gerçekleşecek. 13 ila 5 derece bandında seyredecek” dedi. “Bazı yerlerde metrekareye 35 ila 40 kilogram yağış oldu” Önümüzdeki hafta itibariyle hava sıcaklıklarının yükseleceğini ifade eden Teknik Şef Hayati Alkan, "Önümüzdeki haftadan itibaren sıcaklıklar tekrar yükselecek. Yağışlı sistem etkisini kaybedecek. Sıcaklıkların tekrar mevsim normallerine doğru yükselmesi bekleniyor. Rüzgarların yine kuzey yanlardan hafif ara sıra orta kuvvette eseceği tahmin ediliyor. Yağış anında yer yer kuvvetli rüzgarlar görülebilecek. Yağış miktarı olarak 2 günlük toplam yağışlara bakarsak Konya’nın kuzeybatı kesimlerinde metrekareye 20 kilogram civarında, bazı yerlerde 35 ila 40 kilogram metrekareye gerçekleşen yağışlar oldu. Niğde çevrelerinde ise 50 kilogramın üzerinde yağışların gerçekleştiğini söyleyebiliriz” diye konuştu.
İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Özer, yerel basın mensuplarıyla bir araya geldi Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, bölgedeki basın mensuplarıyla kahvaltı programında bir araya geldi. Programda yaptığı konuşmada gazetecilik mesleğinin önemine değinerek basınla ortak çalışmanın gerekliliğine vurgu yapan Başkan Özer, “Demokrasinin işleyebilmesi için gece gündüz demeden halkın bilgi alma hakkını karşılayan basın emekçilerine gereken saygıyı ve ilgiyi göstereceğiz” dedi. Göreve başladığı günden bu yana kentin tüm bileşenleriyle bir araya gelerek görüşmeler gerçekleştiren Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, İstanbul 3. bölgede görev yapan yerel basın mensupları ile kahvaltı programında buluştu. Esenyurt Belediyesi Havana Park Sosyal Tesisi’nde düzenlenen programda konuşan Özer, kendisinin de hakim olduğu gazetecilik mesleğinin önemine değinerek basın emekçileriyle ortak çalışmanın gerekliliğine vurgu yaptı. Basın mensuplarına nasıl bir belediye devraldığını ve ilk 100 gün içerisinde yapacağı çalışmaları anlatan Başkan Özer, gazetecilerin yönelttiği soruları da yanıtladı. Özer, ayrıca basın mensuplarının 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü de kutladı. “Biz, sözümüzü hizmet yoluyla söyleyeceğiz” Yeni dönemde basınla ilişkilerini sıkı tutacağını ve sık sık bir araya geleceğini söyleyen Başkan Özer, işini doğru yapan herkese kapısının açık olduğunu da belirtti. Başkan Özer sözlerine şöyle devam etti: “Değerli basın mensupları yerel ve ulusal basını önemsediğim için ilk toplantımı sizinle yapıyorum. Çünkü basın, bir toplumun bilgi alma hakkı açısından en kutsal görevi yapan birimdir. Hatta demokratik ülkelerde basın dördüncü kuvvet olarak kabul edilir. Bana göre de basın, dördüncü kuvvet olarak kabul edilmelidir. Ulusal basın gibi yerel basın da son derece önemlidir. Çünkü birlikte çalışacağımız öncelikli basın, Esenyurt basınıdır, sonra İstanbul ve Türkiye basını gelir. Dolayısıyla bu çerçeve içerisinde sizinle fikir alışverişi ve bir aylık süreyle ilgili olarak da bir paylaşım yapmak istedim. Bu bir aylık süreçte her gün seçim sürecindeki tempoyla çalıştım. Tabii ki halkımız sözünü söyleyerek teveccühünü bizden yana kullandı. Şimdi söz sırası bizde. Bizim üslubumuz, iş yapma biçimimiz yeni olacak. Biz sözümüzü hizmet yoluyla söyleyeceğiz. Bu şevkle, bu heyecanla ve bu ruhla doluyuz.” “Otuz güne doksan günü sığdırmak zorunda kaldım” Otuz günlük adaylık sürecinde yoğun bir çalışma yürüterek seçimi kazandığını belirten Başkan Özer, “Ben Türkiye’de en geç adaylığı ilan edilen belediye başkan adayı oldum. O nedenle otuz güne doksan günü sığdırmak zorunda kaldım. Türkiye’de benim kadar yoğun çalışan bir başka belediye başkan adayı olduğunu düşünmüyorum. Bizimle ilgili ulusal basında bazı kara propagandalar yapıldı. İktidar basını özellikle Esenyurt’u kazanamamamız için büyük bir çaba sarf etti. Buraya iktidarın bakanları, milletvekilleri geldi. Devlet bakanının sadece iktidar partisinin değil hepimizin bakanı olması lazım. Bir parti için, bir partinin kazanması için gelip çalışmamaları gerekiyordu. Benimsemediğimiz iş ve işlemler oldu ama biz hedefe kilitlendik. Halkımız bizi sevdi, bağrına bastı ve gereken cevabı sandıkta verdi” diye konuştu. Sorunları olan bir belediyeyi devraldığını belirten Başkan Özer, yakınan bir belediye başkanı olmayacağını söyleyerek şunları ekledi: “Halkımızın bunları bilmesi gerekiyor. Bu belediye kimsenin babasının malı değil, halkın malıdır. Belediye başkanı da halkın parasıyla halka hizmet eden insandır. O nedenle şeffaf, dürüst, katılımcı ve vesayetten uzak bir anlayışın hayata geçirilmesi lazım. Bazı tasarruflarda bulunduğumda, kimi arkadaşlar; ‘Senden önceki de CHP belediyesiydi.’ diyor. Ben de onları şu şekilde cevapladım, ‘Eğer bir kişi kişisel olarak yanlış yapıyorsa bu partiyi bağlamaz. O partinin mensubu da olsa yanlış yanlıştır. O yanlışın teşhiri gerekiyorsa ben yaparım.’ Bununla ilgili Sayın Genel Başkan’a ve Büyükşehir Belediye Başkanımıza bilgi verdim; kimin tarafından yapılırsa yapılsın yapılan yanlışların üzerine gideceğimizi söyledim. Personele de kimsenin ekmeğiyle oynamayacağımı sözünü verdim. Hala da o sözümün arkasındayım.” “Çalışan insanı başıma taç edeceğim” Esenyurt halkına beklediği hizmeti kısa sürede sunacağını vurgulayan Başkan Özer, “Memurlarımla, işçilerimle birlikte çalışacağım. Çalışan insanı da başıma taç edeceğim. Bunun için de liyakat ve ehliyet, uyum içinde çalışma, halka saygılı olma, disiplinli bir biçimde çalışma ve iş üretme benim hiçbir şartda vazgeçmediğim ilkelerimdir. Belediyemizin içinde bu şekilde çalışan çok sayıda arkadaşımız var. İnşallah onlarla beraber Esenyurt halkının beklediği hizmetleri en kısa sürede kendilerine sunacağım” ifadelerini kullandı. “Kimse bu halkın sağlığıyla oynayamaz” Adaylık sürecinde Esenyurt’ta çok büyük bir temizlik sorunuyla karşılaştığını belirten Özer, “Göreve geldikten sonra ilgilileri çağırdım. Çalışanlar ile yapılan sözleşmenin gerekleri yerine getirilmemiş. Kendilerine kenti düzgün temizlemedikleri takdirde sözleşmelerini iptal edeceğimi söyledim. Bir kaç araç getirdiler. Belediye meclis üyesi arkadaşlarımızı görevlendirdim. Şimdi temizlikle ilgili belli bir noktaya gelindi ama yeterli değil. Çünkü en önemsediğim konulardan bir tanesi halkın sağlığı. Kimse bu halkın sağlığıyla oynayamaz. Belediyenin de en temel görevlerinden birisi budur. Bunun için elimizden geleni yapıyoruz” dedi. “Yarım kalan projeler kısa sürede tamamlanacak” Yarım kalan projelerin en kısa sürede tamamlanması için talimat verdiğini ifade eden Özer, “Öncelikli olarak üzerinde durduğum iki konu var. Esenyurt’un barış ve kardeşlik şehri olması. Bununla ilgili adımlar atacağım. Bir de kentimizde çok fazla yoksul insanımız var. Bu sorunu çözmek için sosyal belediyecilik anlayışını hayata geçireceğiz. Bir an önce yarım kalan aşevi projesini hayata geçirerek hem kent lokantası gibi çalışmaları devreye sokacağız hem de halkımıza sıcak yemek dağıtımı gerçekleştireceğiz. Başka yarım kalan projelerimiz de var. Bu projeleri bitirmek için bir irade ortaya koyarak Esenyurt halkının hizmetine sunacağız” dedi. “Kentin imkanlarını da değerlendireceğiz” Sadece belediyenin imkanlarını değil kentin imkanlarını da halka hizmet noktasında kullanacaklarına dikkat çeken Başkan Özer, “İş insanlarıyla görüşmeler yaparak belediyeyle iş birliği içerisinde olmalarını istedim. Onlardan kreş talebinde bulundum. Onlar bugüne kadar kimsenin böyle bir şey istemediğini, hatta başkanla irtibat kuramadıklarını söyleyerek seve seve kreş yapacaklarını belirttiler. Bu işleri yapacak insanların var olması da beni ayrıca memnun etti” diye konuştu. “İBB ile ortak çalışmalar yürüteceğiz” Esenyurtluların hizmet noktasında hak ettikleri değeri alabilmeleri için İBB ile ortak çalışmalar yapacaklarını vurgulayan Başkan Özer şu ifadeleri kullandı: “İBB Başkanı ile Esenyurt Belediye Başkanı arasında bugüne kadar iyi bir diyalog kurulamamış. Ama biz bu diyaloğu en verimli şekilde kuracağız. Bu doğrultuda İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu ile üç tane toplantı yaptık. Büyükşehirden bir takım katkılar alacağız. Kentimizin yeşile ihtiyacı var. Özellikle parklar konusunda burada ortaklaşa çalışmalar yürüteceğiz. Hem Esenyurt halkı bir parka kavuşmuş olacak hem de biz hizmete kavuşmuş olacağız. Ayrıca Esenyurt’ta metro hattı projesi var. Bu projenin de hızlandırılması için elimizden gelen bütün çabayı sarf ederek büyükşehirle uyumlu çalışacağız. Sayın İmamoğlu da Esenyurt’a önem veriyor. Bundan dolayı da huzurunuzda kendisine teşekkür ediyorum.” “100 günde acil sorunlarımızı çözeceğiz” İlk 100 gün içerisinde acilen çözülmesi gereken sorunları çözeceklerini belirten Başkan Özer, “Fen işleri, temizlik işleri, park ve bahçeler benim asla tolerans göstermeyeceğim birimler. Bu birimlerle yoğun çalışmalarımız olacak. Şu anda yasaklı olan imar bölgelerimiz var. Onları açmaya çalışacağız. Konut mağdurları var. Onlarla komisyonlar kurarak toplantılar ve ardından çalışmalar yapacağız. Halkımız bize bir sorumluluk verdi, imkanlarımız çerçevesi içerisinde bu sorumluluk bilinciyle çalışacağız. Sizlerle beraber el birliği ve gönül birliğiyle birbirimize katkı sağlayacağız” şeklinde konuştu. “Adil, kapsayıcı ve ulaşılabilir bir yönetim anlayışı tesis edeceğiz” Uygulayacağı yönetim anlayışından bahseden Başkan Özer, “Bizim niyetimiz halisane. Biz adil, eşit, kapsayıcı ve ulaşılabilir bir yerel yönetim anlayışı tesis edeceğiz. Demokratik, katılımcı, vesayetten uzak, şeffaf bir belediyecilik uygulayacağız. Kardeşlik ve barışın tesis edildiği, daha güvenilir, daha huzurlu bir Esenyurt idealimiz var. Bunun için bütün mülki amirleri dolaştım, kamu kurumlarıyla da görüşüyorum. Onlarla da uyum içinde çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. “Bağımlılıkla mücadele edeceğiz” Bağımlılıkla mücadele konusundaki çalışmalara önem verdiğinin altını çizen Prof. Dr. Ahmet Özer, “Uyuşturucuyla ilgili problemimiz var. Biz bu sorunun rehabilitasyonla ilgili kısmını hemen devreye sokacağız. Emniyet Müdürümüzle de görüştüm, o da önleyici tedbirleri alacak. Ama yeterli bulmayarak Kaymakam Bey’le de görüştüm, birlikte farkındalık oluşturacak çalışmalar yapacağız, konferanslar düzenleyeceğiz, liselere, ortaokullara gideceğiz, velilerimizle görüşmeler yapacağız. Ayrıca toplumsal farkındalık için ünlüleri kentimizde ağırlayacağız” dedi.