SPOR - 15 Ocak 2020 Çarşamba 17:14

Ali Koç: 'Bu dava Türkiye’nin davasıdır'

A
A
A
Ali Koç: 'Bu dava Türkiye’nin davasıdır'

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Silivri'de görülen Şike Kumpası Davası'nın 14. duruşmasında açıklamalarda bulunarak, "Bu sadece Fenerbahçelilerin davası değil; Türkiye’nin davasıdır. Kanunsuzluk, kuralsızlık, hiçbir hukuk tanımayan, önce Fenerbahçe’yi sonra Cumhurbaşkanı’na kadar gözüne kestirdiği her kişi ve kuruma saldıran, pek çok kişinin, ailenin yuvasını yıkan, kurumları bitiren ve devleti yıkmaya cüret eden bu hukuksuzlukla, bu örgütle mücadele etmek herkesin görevidir" dedi.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, yönetim kurulu üyeleri ile birlikte Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu’nda görülen Şike Kumpası Davası'nın 14. duruşmasını mahkemede takip etti.

Sarı-lacivertli taraflarla buluşan ve ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Başkan Koç, “Kumpas Davası’nın 14. celsesi devam ediyor. Büyük ihtimalle yarın ya da cuma günü sonlanacak. Muhtemelen bir iki ay sonra da 15. celse başlayacak. Davanın Fenerbahçe için ne demek olduğunu hepimiz biliyoruz. Buraya gelmek, davayı takip etmek eski günleri hatırlatıyor. Hatırlamak istemediğimiz eski günleri hatırlatıyor. O zamandan bugüne Silivri Kampüsü çok gelişmiş, her şey gelişmiş ama bizim dava istediğimiz kadar gelişmedi. 3 Temmuz Davası ve Kumpas Davası olmak üzere iki tane dava takip ediyoruz. Bir tarafta hakkımızı aramak, kamu vicdanında tertemiz olan hakkımızı resmiyete kavuşturmak, bitirmek ve süreci sonlandırmak istiyoruz. Diğer taraftan da Fenerbahçe’ye bu kahpe saldırıyı yapan ki o günleri hatırlayın topyekün her yerden bize saldıran medyasından, polisinden, savcısından, köşe yazarlarından, devletin değişik kurumlarını abluka altına almış, devletin kılcal damarlarına sirayet etmiş, tüm rüzgarı arkasına almış, Fenerbahçe’nin yapayalnız kaldığı bir dünyada orantısız bir şekilde bize saldıran, davada gizlilik olmasına rağmen her gün sayfa sayfa ifadelerin servis edildiği bir ortamdan bahsediyoruz. O günlerde iş başa düştü. Fenerbahçe, Fenerbahçe’yi savunmak zorunda kaldı. Kendi başımızaydık. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye çok değişti. Şimdi bu kahpe örgüte karşı olmak çok kolay. O zamanlar değildi. Köprüye ilk Fenerbahçeliler çıktı. O günleri hatırlayın. Biz çok çektik. Bizim ne çektiğimizi bir Fenerbahçeliler bir de Allah bilir. 2019 yılının sonunda sonuçlanmasını beklediğimiz Yargıtay Davası’nın henüz sonuçlanmamış olması ve usulden bir nebze de olsa gecikiyor olması bizleri fazlasıyla üzmüştür. Bir nebze hayal kırıklığına uğratmıştır. Haklı davamızdan vazgeçeceğimiz gibi bir şey söz konusu değil. Bu sadece nihai sonucu, inandığımız, ne olacağını bildiğimiz, haklılığımızın ispatlanacağı ve resmiyete kavuşacağı sonucu ertelemiştir. Usuldeki sıkıntılar giderildikten sonra bizim inancımız, hızlıca bu mahkemenin de 2020 yılında sonuçlanacağıdır. Diğer taraftan Kumpas Davası’nın da Fethi Pekin, Alper Pirşen ve kulübümüzün avukatlarının ifade ettiği gibi 2020 yılında sonuçlanacağıdır" dedi.

Ali Koç: 'Bu dava Türkiye’nin davasıdır'

"Bu dava Türkiye'nin davasıdır"

Görülen kumpas davasının sadece Fenerbahçe'yi ilgilendirmediğini belirten Koç, "Bugün taraftarlarımızla, kalabalık bir yönetici grubuyla buraya geldik ama bu davalar aylardır devam ediyor. Zaman zaman Fethi Pekin, zaman zaman Alper Pirşen buradaydı ama kulüp avukatlarımız her zaman işin başındalar. Sonuna kadar yakinen takip ediyorlar. İnandığımız sonuca kavuşacağımıza hiçbir şüphemiz yok. Bu sadece Fenerbahçe’nin, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün, Fenerbahçelilerin davası değil; Türkiye’nin davasıdır. Kanunsuzluk, kuralsızlık, hiçbir hukuk tanımayan, önce Fenerbahçe’yi sonra Cumhurbaşkanı’na kadar gözüne kestirdiği her kişi ve kuruma saldıran, pek çok kişinin, ailenin yuvasını yıkan, kurumları bitiren ve devleti yıkmaya cüret eden bu hukuksuzlukla, bu örgütle mücadele etmek herkesin görevidir. Bu davaları takip etmek, aynı Fenerbahçe Spor Kulübü’nün yaptığı gibi bu davaların sonuna kadar bekçisi olmak, vatanını seven, vatanı için her şeyi yapacak olan her Türk vatandaşının görevidir. Bizim davamıza bakıyoruz. O veya bu nedenle bazıları takip etmek istemiyorlar, devam ettirmek istemiyorlar. İki tane dava takip ediyoruz. Bunun da doğru olmadığını düşünüyoruz. Hepimiz bu ve bunun gibi kumpas ve tuzak olan her davaya sahip çıkmalıyız ki hiçbir zaman Türkiye Cumhuriyeti’nde kimse, kimseler böyle bir şeye bir daha kalkışamasın. Düşünemesin, yeltenemesin. Bu sadece Fenerbahçe davası değil" ifadelerini kullandı.

"Bu mücadelemizle her zaman gurur duyduk"

Verdikleri mücadele ile gurur duyduklarının altını çizen Koç, "O günlere dönersek demin bahsettiğim şartlarda Fenerbahçemize saldırıldı. Fenerbahçemizin yapayalnız kaldığı ortamda Fenerbahçeliler sokağa döküldü. Fenerbahçeliler, Fenerbahçe’ye sahip çıktı. Kim bilirdi ki biz aslında cumhuriyetimize, ülkemize sahip çıkıyoruz. Ülkemizi, devletimizi gözüne kestiren bu örgütle tek başımıza mücadele ederken direnişin fitilini ateşlediğimizi kim bilebilirdi? 3 Temmuz 2011’den 17-25 Aralık’a, sonra 15 Temmuz’a gelen süreci kim tahmin edebilirdi? Dolayısıyla vicdanı olan, olaylara objektif bakan, taraftar gözüyle değil, insani gözle bakan herkes Fenerbahçe’nin mücadelesine büyük saygı duymuştur. Müteşekkirdir. Biz de bu mücadelemizle her zaman gurur duymuşuzdur. Başkanımız Sayın Aziz Yıldırım’ın liderliğinde, diğer yöneticilerimizin liderliğinde topyekün bu camianın her kademesi bir reaksiyon göstermiştir. Bu da başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Genelkurmay Başkanımız İlker Başbuğ olmak üzere herkesin takdirini kazanmış bir duruştur. O yüzden biz bu mücadeleyi sonuna kadar devam ettirmeliyiz" şeklinde konuştu.

Ali Koç: 'Bu dava Türkiye’nin davasıdır'

"Fenerbahçe'ye sahip çıkan herkese teşekkür ediyorum"

Her platformda camiaya sahip çıkanlara teşekkür eden Koç, "Son dönemlerde bu genel FETÖ ile mücadelede sanki bir sulanma, değişik bir rüzgar esiyor gibi intibalar edinmekteyiz. Sadece Fenerbahçe davası ile ilgili değil. O yüzden bugün bir kısım taraftarlarımız burada reaksiyon vermişlerdir ama bugün esas reaksiyon dijital dünyada verilmektedir. Hafta sonu yaptığım açıklamalarda da camiamızın ne kadar hassas olduğunu, Fenerbahçe’ye sahip çıkmaya hazır olduğunu bir kez daha görmüşüzdür. O yüzden onlara da buradan teşekkür ediyorum. Buradaki her kardeşime tek tek teşekkür ediyorum. Her platformda Fenerbahçe’ye sahip çıkan herkese teşekkür ediyorum. O zaman haklı kupamız, tertemiz kupamız bizden alınmaya çalışılmıştı. Sanki bu dönemde de muhtemel bir şampiyonluğumuza göz dikilmiş gibi görüyoruz. Tabi apayrı aktörler. Geçen sefer söylediğim gibi. O yüzden tüm taraftarlarımıza hem 3 Temmuz döneminde hem bu dönemde hem de her daim, her konuda Fenerbahçe’ye sahip çıktıkları için ne kadar farklı bir camia olduğumuzu, böyle bir camianın başkanı ve yöneticileri olmaktan ne kadar gurur duyduğumuzu bir kez daha ifade edip onlara da çok çok teşekkür ediyorum" açıklamasını yaptı.

"Kulübü temsilen bir sonraki celsede konuşacağız"

Bir sonraki celsede açıklamalarda bulunacaklarını söyleyen Koç, sözlerini şöyle tamamladı:

"Şimdi bizim amacımız bu celsede konuşmaktı ancak avukatlarımızdan da aldığımız geri bildirim, bu celse belki de doğru bir zaman değil. Bir sonraki celsenin daha iyi bir zaman olacağı çerçevesindeydi. Nitekim geldiğimiz noktada, yarın herhalde celse sonuçlanacak. Avukatlarımız haklı çıktılar. Fenerbahçe Spor Kulübü’nü temsilen büyük bir ihtimalle bir sonraki celsede konuşacağız. Her halükarda bir celsede konuşacağız ama sadece avukatlarımızın bu konudaki geri dönüşlerini bekliyoruz."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tunç: “Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Filistin’in BM’ye üyeliğinin tekrar görüşülmesini talep eden karar tasarısını kabul etmesinin ardından açıklama yaptı. Bakan Tunç, karar tasarısının özgür Filistin için önemli bir adım olduğunu değinerek, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin BM Güvenlik Konseyi’nde tekrar görüşülmesi ve gözlemci statüsünde olan Filistin’e bazı ilave haklar tanınmasını talep eden karar tasarısını kabul etmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır. Ülkemizin yanı sıra 80’e yakın ülkenin ortak sunucusu olduğu karar tasarısının 143 evet oyuyla kabulü, Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin 7 Ekim’den bu yana işgalci İsrail tarafından soykırıma uğrayan Filistin’e desteğini göstermesi açısından önemlidir. 1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devletinin varlığı kabul edilmelidir. Filistin halkı kendi ata yurtlarında, insan onuruna yakışır şekilde yaşamalıdır” ifadelerine yer verdi. İsrail’in saldırılarının son bulması gerektiğini belirten Bakan Tunç, “Gazze ve Refah bölgesinde çocuk, kadın, sivil demeden 35 bin Filistinliyi öldüren, 78 binden fazla Filistinliyi yaralayan İşgalci İsrail’e karşı uluslararası mekanizmalar artık gereğini vakit kaybetmeden yapmalıdır. İnsan haklarını yok sayan, uluslararası hukuku görmezden gelen, savaş suçu işleyen ve soykırım yapan İsrail’in saldırıları son bulmalıdır. İsrailli yetkililer Uluslararası Ceza Mahkemesi huzuruna çıkarılmalı, gereken ceza verilmelidir. İşgalci İsrail Devletinin Uluslararası Adalet Divanınınca verilen tedbir kararına uyması sağlanmalıdır. Türkiye olarak, Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarında yanlarında olmaya, dünyada adaleti ve hakkaniyeti savunmaya devam edeceğiz” ifadeleri kullanıldı.
Aksaray Uyuşturucu tacirleri ile polisin kovalamacası kamerada Aksaray’da polisin dur ihtarına uymayarak kaçan sürücü ile polis arasında kovalamaca yaşanırken, kovalama esnasında araçtan atılan poşette esrar maddesi çıktı. Kısa süren kovalamacayla yakalanan araç sürücünün ehliyetsiz olduğu belirlenirken, sürücü uyuşturucunun araçtan çıkmadığını belirterek ehliyetsiz olduğu için kaçtığını söyledi. Sürücü ve 2 arkadaşı kelepçelenerek gözaltına alındı. Olay, Kurtuluş Mahallesi Kurtuluş Caddesinde yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde bekçilerle birlikte rutin uygulama yapan İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ve Trafik Şubesi ekipleri uygulama noktasına yaklaşan 68 ES 022 plakalı otomobile dur ihtarında bulundu. İhtara uymayan araç sürücüsü fren yerine gaza basarak hızla uygulama noktasından kaçtı. Kaçan aracın peşine düşen polis ve şüpheliler arasında kovalamaca yaşandı. Kovalamaca esnasından araçtan bir poşet atılırken, atılan poşetten kubar esrar maddesi ele geçirildi. Bir süre devam eden kovalamaca sonucu araç 3 şüpheliyle birlikte yakalandı. Araç sürücüsü Ö.F.B. (37) ile araçta yolcu olarak bulunan H.E. (40) ve R.D. (23) kelepçelenerek gözaltına alınırken, araç sürücüsü Ö.F.B. araçtan atılmasına rağmen uyuşturucunun kendilerine ait olmadığını belirterek, “Ne alakası var. Arabada çıktı mı? Çıkmadı, arabadan çıkmadı abi. Bizlik bir şey yok ki. Ehliyetim yok, cezamı yedim zaten biraz önce” dedi. Araç sürücüsüne ehliyetsiz araç kullanmaktan 12 bin 977 TL, dur ihtarına uymamaktan bin 506 TL olmak üzere toplam 14 bin 483 TL para cezası kesilirken ara trafikten men edilerek otoparka çektirildi. Gözaltına alınan 3 kişi sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesine götürüldü. Olayla ilgili tahkikat başlatıldı.