SPOR - 07 Kasım 2018 Çarşamba 13:20

Ali Koç: 'Cocu beklentilerin altında kaldı'

A
A
A
Ali Koç: 'Cocu beklentilerin altında kaldı'

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Fenerbahçe Dergisi'nde yazdığı yazıda Phillip Cocu'nun görevden alınmasına da değindi. Beklentilerinin yüksek olduğu Phillip Cocu'nun, Ankaragücü maçıyla birlikte hedeflere ulaşamayacağı kanaatine vardıklarını ifade eden Koç, "Beklentilerin altında kaldı" dedi.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Fenerbahçe Dergisi'nin kasım ayı sayısında yazdığı yazıda birçok konuya değindi. Ali Koç'un yazısı şu şekilde: 

"Sevgili Fenerbahçeliler; 

Geçtiğimiz hafta Galatasaray ile deplasmanda oynadığımız müsabakanın başlamasına az bir süre kala tribünde rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan ve yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak aramızdan ayrılan camiamızın evladı Koray Şener’in üzüntüsünü en derin şekliyle yaşıyoruz. Fenerbahçe sevdasını kalbinde en saf duygularla yaşayan Koray’ımızın, çubuklu formamızı desteklemek için deplasman tribünümüze geldiği bir günde, aramızdan böyle ayrılışı hepimizi kahretti. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına, sevenlerine, 1907 Ünifeb Derneği’ne ve tüm camiamıza başsağlığı diliyorum.
Camia olarak, futbolda zorlu bir dönemden geçiyoruz. Yaşadığımız sıkıntılı günleri geride bırakacağımızdan ve er ya da geç nihai hedefe ulaşacağımızdan hiç şüphemiz yok. Yönetim Kurulu olarak bu süreci en kısa sürede atlatmak için gereken her türlü tedbiri almaya devam ettiğimizi bilmenizi isterim. Bu bağlamda sezon başında Futbol A takımımızın başına getirdiğimiz Hollandalı teknik adam Phillip Cocu’yu görevinden aldık.
Sezon başında kendisi ile planladığımız uzun vadeli çalışma programı doğrultusunda yeni bir futbol yapılanması ve felsefesi düşüncesiyle yola çıkmıştık. Ancak, sezonun 10. haftası itibarıyla beklentilerimizin çok ötesinde üst üste alınan başarısız sonuçlar ve puan kayıpları Futbol A takımımızda teknik adam seviyesinde bir aksiyon almamızı mecbur kılmıştır. 

Sezon başından beri alınan sonuçlar bizleri memnun etmemiş olsa da, tüm baskılara rağmen hocamıza olan inancımız ve desteklerimiz devam etmiştir. Ancak birçok kırılma maçındaki başarısız sonuçlara, Ankaragücü ile kendi sahamızda oynadığımız maçtaki netice de eklenince, kendisi ile hedeflerimize ulaşamayacağımız kanaatine vardık. 

Göreve geldiğimiz günden bu yana her fırsatta dile getirdiğimiz futbolda sürdürülebilir ve kalıcı başarı hedefimiz için gereken felsefe değişikliğini yerleştirebilmek adına inandığımız yolda yürümeye devam edeceğiz. 

Futbol takımımız geçtiğimiz hafta deplasmanda Galatasaray ile karşılaştığı mücadelede 2-0 geriye düşmesine ve içinde bulunduğumuz tüm olumsuz şartlara rağmen, pes etmeyerek skoru 2-2’ye getirmeyi başardı. Oyuncularımızın sahada göstermiş oldukları direnç ve mücadele hepimizin takdirini kazandı. Bununla birlikte maçın son bölümlerinde yakaladığımız net fırsatları değerlendiremeyerek zaferle ayrılamamanın üzüntüsünü de aynı anda yaşıyoruz.
Maç sırasında saha kenarında, maç sonunda ise önce sahada, ardından soyunma odası koridorlarında sporun ruhuna aykırı ve kesinlikle tasvip etmediğimiz olaylar yaşandı. Yaşananlar ile ilgili düşüncelerimizi, maçtan bir gün sonra olayları etraflıca değerlendirerek gerçekleştirdiğimiz açıklamamızda net bir şekilde ifade ettik. Olaylara karışan ve haklı şekilde kırmızı kart ile cezalandırılan oyuncumuza da değinerek, iğneyi gerektiği yerde kendimize de batırarak tüm görüşlerimizi kamuoyu ile paylaştık.
Söz konusu maçtan bağımsız olarak, hangi branş hangi müsabaka olursa olsun Türk sporunda tesis etmeyi hedeflediğimiz sportmenlik ruhuna aykırı davranış sergileyen sporcularımıza gereken uyarı ve cezaların verileceğini vurgulamak isteriz.
Buna mukabil, maç sonrası yaptığımız açıklamada, tüm kulüp yöneticileri ve yetkililerine eşit mesafede yaklaşmaları ve kimseye imtiyaz tanımamaları gerektiğini konusunda da TFF ve MHK’ya yaptığımız çağrıyı buradan yenilemek isteriz.
Kulüp olarak bu tip konulardaki stratejimiz, yeri geldiğinde, iğneyi kendimize de batırarak olayları ele aldıktan sonra az ama öz konuşarak saygıdan kusur etmeden düşüncelerimizi kamuoyu ile paylaşmak şeklindedir. Aksi tutumların ne Türk sporuna ne kulüplerimize bir faydası olmadığı gibi, sporumuzda görmeyi arzu ettiğimiz barış ortamına da katkı sağlamayacaktır.
Sportif anlamda başarılı olabilmek adına çalışmalarımız devam ederken, idari anlamda ve kulübümüzün marka değerini daha da artırmak adına da çeşitli çalışmalarımız devam ediyor. Dış ilişkiler komitemiz Avrupa’nın önde gelen kulüpleri ile irtibata geçerek birebir görüşmeler yapıyorlar. Bu görüşmelerden edindiğimiz bilgiler ile pazarlama, gelir oluşturma, dijital teknoloji ve maç günü deneyimleri alanlarında markamızı güçlendirecek, taraftarımızı mutlu edecek çalışmalar yapmak istiyoruz. Yine bu kapsamda geçtiğimiz ay, kulüp olarak Dünyanın en prestijli spor organizasyonlarından birisi olan Leaders Week’e katıldık. Orta vadede tüm bu çalışmalarımızın olumlu sonuçlarını alacağımızı düşünüyorum.
Geçtiğimiz ay içerisinde global araç kiralama markası Avis ile forma göğüs sponsorluğu anlaşmasına vardık. Kendilerine bu iş birliğimiz sebebiyle teşekkür ediyor ve hoşgeldiniz diyorum. Yönetim Kurulu olarak sponsorumuz olan markalarla sadece ne aldığım değil, aynı zamanda ne verdiğim ilişkisi içerisinde olmayı hedefliyoruz. Burada esas olan, marka değerinin ve gücünün farkında olan, sponsorlarına fayda sağlayan ve ticari ortaklarıyla beraber büyüyen, toplumsal etki gücünü sosyal sorumluluk projelerinde kullanan ve uluslararası platformlarda varlığını hissettiren bir kulüp olmayı sağlamaktır. Yeni sponsorluk anlaşmalarımız da bu doğrultuda önümüzdeki günlerde açıklanacaktır.
Fenerbahçe’nin ulusal ve uluslararası arenadaki başarı hedefleri doğrultusunda hazırlıklarını tamamlayan basketbol ve voleybol takımlarımızın yeni sezonları başladı.
Armamızın bulunduğu her yerde takımlarımızı yalnız bırakmamanız, tüm zorluklara rağmen branşlarımızın başarısı için çabalayan takımlarımıza her koşulda destek olmanız, şahsım ve tüm yönetim kurulumuza sorunlarla başa çıkma konusunda bizlere ekstra güç veriyor.
Erkek Basketbol Takımımız, sezona Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’nde 5’te 5, Euroleague’de de 5’te 4 ile iyi bir başlangıç yaptı. Oyuncumuz Tyler Ennis yaşadığı şanssız sakatlık dolayısıyla takımdan bir süreliğine ayrı kalacak. Teknik heyetimiz bu noktada hızlı bir adım atarak Birleşik Amerikalı oyuncu Erick Green’i kadroya kattı, kendisine takımımızla birlikte sonsuz başarılar diliyoruz. Tyler’a ise acil şifalar diliyor bir an önce takıma dönmesini bekliyoruz.
Kadın Basketbol Takımımız ise yeni sezon hazırlıkları kapsamında Botaş Kupası'nda turnuvanın şampiyonu olmayı başardı. Başarılı bir hazırlık süreci geçirdiğine inandığım Kadın Basketbol Takımımız, ayrıca Kadınlar Basketbol Süper Liginde 4’te 3 galibiyetle başarılarını sürdürüyor.
Kadın Voleybol Takımımız yeni sezon hazırlıkları kapsamında bu yıl 11.’si düzenlenen Uluslararası Barış Turnuvası’nın şampiyonu oldu. Kadın ve erkek voleybol takımlarımıza başarılı bir sezon diliyorum.
Buradan takımlarımızı çalıştıran hocalarımızı da ayrıca tebrik ediyorum. Kadın Basketbol Takımımızın antrenörü Valerie Garnier’in koçluğunu yaptığı Fransa Milli Kadın Basketbol Takımı dünya 5’incisi olmuştur. Kadın Voleybol Takımı Baş Antrenörümüz Zoran Terzic ise koçu olduğu Sırbistan Milli Takımı ile dünya şampiyonu olmuştur.
Olimpik branşlarda ve altyapılardaki çalışmalarımızı ilkleri gerçekleştiren kulüp olmamıza yakışan şekilde sürdürmeye devam ediyoruz. Olimpik şubelerimizde geçtiğimiz ay pek çok farklı başarılar elde ettik.
Sporcularımızın müsait olanlarının da katılımıyla gerçekleştirdiğimiz Yüksek Divan Kurulu toplantımızda, bu başarılarını detaylı bir şekilde paylaştık. Ayrıca dergimizin sayfalarında olimpik şubelerimizle ilgili elde ettiğimiz tüm başarı ve gelişmeleri okuma fırsatınız olacak.
Büyük Fenerbahçe Ailesi’ne yaşattıkları bu mutluluk ve gurur verici tablo için tüm sporcularımıza ve şube sorumlularımıza sonsuz teşekkürlerimi ifade ediyor, başarılarımızın devamını diliyorum.
Bu ay Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılıp ebediyete intikal edişinin 80. yıldönümü. Atamızı saygıyla anıyor; O’na, ilke ve devrimlerine olan kalpten bağlılığımızı gururla yineliyoruz.
Düşündükleri ve hayata geçirdikleriyle Türk ulusunun kaderini değiştiren, gerçekleştirdiği inkılaplarla bizlere çağdaş bir devlet armağan eden, hayatını ulusumuzun bağımsızlığına adayan Atatürk'ün gösterdiği hedeflerle yolumuzu aydınlatmak ve Atatürk sevgisini gelecek kuşaklara aktarmak Fenerbahçe Spor Kulübü olarak en büyük görevimizdir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere, tüm şehit ve gazilerimizi rahmet ve şükranla anıyorum." 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Bu camide 433 yıldır ezan sesi hiç susmadı Aydın’ın Kuyucak ilçesinde bulunan ve kitabelerden yola çıkarak 1591 yılında yapıldığının tahmin edilen Şatır Ali Ağa Camii’nde 433 yıldır ezan sesi hiç dinmedi. Aydın’ın tarihine ışık tutan önemli yapılar arasında yer alan, sadece bir ibadethane olmanın ötesinde bölgenin tarihi ve kültürel kimliğinin bir parçası haline gelen Şatır Ali Ağa Camii, hem mimari zarafetiyle hem de kültürel önemiyle dikkat çeken bir ibadethaneler arasında yer alıyor. Yıllar içinde birçok olaya tanıklık etmiş ve bölge halkının sosyal hayatında önemli bir rol oynayan Şatır Ali Ağa Cami, aynı zamanda bölge halkının bir araya gelip ibadet ettiği, birbirleriyle kaynaştığı ve kültürel etkinlikler düzenlediği bir merkez olma özelliğini taşıyor. Geçmişten günümüze uzanan zengin bir geçmişe sahip olan Şatır Ali Ağa Camii bölgenin tarihi ve kültürel dokusunu yansıtıyor. Mimari açıdan incelendiğinde, Şatır Ali Ağa Camii geleneksel Osmanlı mimarisinin izlerini taşırken, kare planlı bir yapıya sahip olan cami dış cephesindeki sadelik ve zarafet dikkat çekiyor. Minaresi ise bölgenin karakteristik mimari özelliklerini yansıtıyor. İç mekanı geniş bir ibadet alanına sahip olan camii basit ancak etkileyici süslemelerle bezenirken, caminin mihrap ve minberi, o dönemin ustalarının işçiliğini yansıtan örnekler arasında yer alıyor. Bugün hala ayakta olan Şatır Ali Ağa Camii, geçmişin izlerini taşıyan ve gelecek nesillere aktarılan önemli bir miras olma özelliğini taşıyor. 2018 yılında başlatılan ve 2 yıl süren restorasyon çalışmalarının ardından restore edilen tarihi ibadethane, ziyaretçilere hem estetik bir deneyim sunarken hem de Aydın’ın tarihine ve kültürüne dair önemli ipuçları veriyor. Çalışmaların ardından cami yepyeni bir görünüme kavuşan caminin son hali görenleri kendine hayran bırakıyor. "Tarihi camilerde ibadet etmek insana huzur veriyor" Aydın İl Müftüsü Hasan Güneş Şatır Ali Ağa Camii hakkında yaptığı değerlendirmede tarihi camilerde ibadet etmenin insana huzur verdiğini ifade ederek, "Camiler bir ülkenin İslam beldesi, yaşayan insanların da Müslüman olduğunun nişaneleridir. Camiler aynı zamanda Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın yer yüzündeki nişaneleri olarak da zikredilmektedir. Dolayısıyla ecdadımız Peygamber Efendimiz’in uygulamış olduğu Medine-i Münevvere’ye gittiğinde ilk olarak cami inşa etmesi sebebiyle yerleştikleri yerlere ilk olarak cami inşa ediyorlar. Kuyucak’ta da bunun önemli örneği olan Şatır Ali Ağa Camii’nde görmekteyiz. Bu caminin 433 yıldır ibadete açık olduğu biliniyor. Hem ecdadımızın hem de bugüne kadar orada yaşayan kardeşlerimizin namazlarını kesintiye uğratmaksızın namazlarını burada deruhte ettiklerini gösteriyor, hem de ecdadımızın cami mimarisinin o dönemlerde nasıl olduğunu bize gösteriyor. Aynı zamanda İslam sanatının güzel bir örneğini caminin içerisinde görüyoruz. Bu tür tarihi camilerde ibadet etmek insana huzur veriyor. Ecdadımız da bu camilerde ibadet ederek bunu bize göstermişler. Biz de onlardan almış olduğumuz bu güzel mirası bu güne kadar getirdik, bundan sonra da nesillerimiz boyunca kıyamete kadar bu camilerimiz varlığını devam ettireceklerdir. Vakıflar Genel Müdürlüğü de bu bilinçle tarihi camilerin tekrar hayata kazandırılması, eski özelliklerini gün yüzüne çıkarmak için elinden gelen gayreti göstermektedir. Bununla birlikte Aydınımızın her ilçesinde buna benzer camimizin varlığını görüyoruz. Bize düşen iki husus var. Bunlardan birincisi bu camilerde bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da ibadetlerimizi yerine getirmek ikincisi de ecdadımızın bizlere bırakmış olduğu bu güzel eserlere sahip çıkmaktır" ifadelerini kullandı.
Ankara Doç. Dr. Solay: “Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin kan ve vücut sıvıları yoluyla bulaştığını biliyoruz” Etlik Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’nde görev yapan Doç. Dr. Aslı Haykır Solay, kene ısırması sonucu bulaş olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin kan ve vücut sıvıları yoluyla bir başka insana bulaşabileceğini dile getirdi. Uzmanlar, genellikle Mayıs ve Eylül ayları arasında ortaya çıkan ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı’nı (KKKA) insanları bulaştırabilen kenelerin, iklim değişikliği sonucu kene ısırması nedeniyle acil servise başvuran hasta sayısında artış olduğuna dikkati çekiyor. Özellikle Çorum, Yozgat, Tokat, Sivas, Giresun, Gümüşhane, Erzincan ve Erzurum hattında kene vakalarının yoğun şekilde görüldüğünü aktaran uzmanlar, dış ortamda çalışan vatandaşları ve piknikçileri keneye karşı önlem alma konusunda uyarıyor. Etlik Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’nde görev yapan Doç. Dr. Aslı Haykır Solay, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, kenenin insan vücudundaki her yere tutunabileceğine vurgu yaparak, “Kene salyasında anestezik bir madde vardır ve bunu hissetmeyiz. Bu nedenle piknik, hayvan bakımı gibi riskli bölgelere giderken mutlaka uzun kıyafetlerin giyilmesi gerekir. Açık renkte ve vücudu örten kıyafetler giyilmeli. Mümkünse çizme değilse çorabın içerisine girecek şekilde ayakkabı giyilmeli. Riskli bölgelerde kesinlikle çıplak ayakla dolaşılmamalı. Orada bulunulan süre içerisinde koruyucu kıyafetler bulunacak ve zaman zaman da vücut kene var mı yok mu diye kontrol edilecek” diye konuştu. Riskli bölgelerden uzaklaştıktan sonra vücudun kontrol edilmesi gerektiğini belirten Solay, “Kene tespit ettiysek eğer ve vücudumuza tutunmamışsa kapalı bir kutuya koyup bertarafı sağlanmalı. Vücudumuzda kene görürsek kesinlikle elle çıkarmıyoruz. Başından tutularak çıkarılması lazım çünkü elle tutulduğu zaman kenenin parçalanma ihtimali var ve virüsü dışarı çıkarma ihtimali var” açıklamasında bulundu. Kene ısırması sonucu KKKA virüsünün ateş, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal, yaygın kas ağrıları ve kanama gibi belirtiler gösterdiğini söyleyen Solay, “Belirtilerin hepsinin birden olmasına gerek yok. Riskli teması olan ya da hasta bir kişiyle temas öyküsü olan bireyde bu belirtilerden herhangi birinin olması halinde mutlaka doktora başvurmalıdır. Kene tutması sonrası bu belirtileri ortalama 1 ila 3 günde bekleriz. Hastadan hastaya bulaştığında ise 5 ila 6 gündür ama bu süre 14 güne kadar uzayabilir. O yüzden bu hastaları 14 gün boyunca takip etmemiz lazım” dedi. Kene ısırması sonrası virüsün kan ve vücut sıvılarına temas yoluyla bulaştığına dikkati çeken Solay, şu uyarılarda bulundu: “Solunum yoluyla bulaş net olarak kanıtlanmamıştır ama kan ve vücut sıvıları yoluyla bulaştığını biliyoruz. Bu nedenle hasta kişilerin çıktılarına temas etmemek lazım. Bu şekilde bulaşan vakalar var. Hastalık geçildikten sonra virüs idrar yoluyla atılım 6 hafta devam etmekte bu nedenle hastaların kıyafetleri dezenfekte edilmeli, düzgün temizlenmeli. Girdiği tuvalet ayrı olmalı ve çamaşır suyuyla yıkanmalı.”
Antalya Yaralının yardımına koştular kaçan otomobilin altında kalmaktan saniyelerle kurtuldular Antalya’nın Manavgat ilçesinde kırmızı ışık ihlali yapan ve motosiklete çarpan otomobil sürücüsü, olay yerinden kaçarken, yaralı motosiklet sürücüsünün yardımına koşan vatandaşlar kaçan otomobilin altında kalmaktan son anda kurtuldu. Olay yerine gelen trafik ekipleri kaçan otomobil ve sürücüsünü bulabilmek için adeta dedektif gibi çalıştı. Polisler otomobili 2 sokak ileride terk edilmiş olarak buldu. Çevredeki güvenlik kameralarından belirlenen araç sürücüsü de karakola teslim oldu. Kaza, Aşağı Pazarcı Mahallesi Zübeyde Hanım Caddesinde meydana geldi. Alınan bilgiye göre, Doğu Garajı istikametinden İbrahim Sözen Caddesi istikametine seyir halindeki Mehmet Kemal Kılıç’ın kullandığı tescilsiz ve plakasız motosiklet, kırmızı ışık ihlali yaparak Zübeyde Hanım Caddesine çıkan Hüseyin Sarıkaya’nın kullandığı 07 LME 45 plakalı Tofaş marka otomobille çarpıştı. Çarpmanın şiddetiyle 25-30 metre sürüklenen motosiklet sürücüsü yaralanırken otomobil sürücüsü aracını yaralıya yardıma koşanların üzerine sürerek olay yerinden kaçtı. Yaralı motosiklet sürücüsü 112 sağlık ekiplerinin olay yerindeki müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Tescili ve plakası olmayan motosiklet bağlanarak yediemin otoparkına çekilirken, motosiklet sürücüsüne yetersiz ehliyetten 6 bin 439 TL para cezası uygulandı. Trafik polisleri dedektiflere taş çıkarttı Olay yerine gelen Manavgat Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Büro Amirliği ekibi kaçan otomobili olay yerinde düşen plakasından ve patlayan lastiğinin izinden yola çıkarak 2 sokak ileride ara sokakta park halinde buldu. Çevrede güvenlik kamerası inceleyen trafik polisleri, araç sürücüsünü belirledikten sonra telefonla arayarak Cumhuriyet Polis Merkezine gelmesini sağladılar.
Erzurum Doğa severler için saklı bir güzellik; İspir Yedigöller Ovit Dağı’nın güney yamaçlarında bulunan İspir Yedigöller, küçüklü büyüklü tepelerin arasına dizilmiş 11 turkuaz renkli volkanik gölü ile Türkiye’de mutlaka görülmesi gereken eşsiz yerlerden birisi olarak ifade ediliyor. Erzurum Valiliği tarafından yapılan paylaşımda; yükseklikleri yaklaşık 4 bin metreyi bulan Kaçkar Dağları’nın güneyinde yer alan İspir Yedi Göller’in, iklim şartları ve doğal güzellikleriyle doğa turizmi için oldukça elverişli olduğu dile getirildi. İspir Yedigöller ile ilgili yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verildi, “İspir’e 39, Erzurum’a ise 115 km uzaklıktadır. Genellikle göl bölgesine Moryayla üzerinden kuzeybatıya giden yol takip edilerek ulaşılmaktadır. Yedigöller’de kamp yapmak için en uygun zaman haziran ile ağustos ayları arasıdır. Volkanik yapıdaki Yedigöller’de; keklik, vaşak, çengel boynuzlu dağ keçisi, yaban ördeği, kırmızı benekli alabalık, porsuk, boz ayı, kara kartal, atmaca, dağ kargası, dağ engereği gibi ender bulunan hayvan türleri yaşamaktadır. Doğal bir kamp alanı olan göl bölgesinde tesis bulunmadığından kampçıların ihtiyaçlarını merkezi yerlerden karşılaması gerekmektedir. Lütfen alandan ayrılırken çevrenizdeki çöpleri toplayarak doğayı temiz bırakmaya özen gösterelim. Keyifli kamplar.” Erzurumlu doğasever Bülent Erkan yedi göllerin yaz sezonu açmaya hazırlandığını belirterek, “30 göller parkurunun sadece bir kısmı çifte göller ve yedi göller. 30 göller parkurunun diğerleri Yedigöl Köyü’nün Livasor vadisinde yer almaktadır. Aksu Vadisini oluşturan ana koldur. 30 göller parkurunun tamamını yapmak isteyenler Yedigöl Köyünün eski Salkin Yaylasında kamp atmak zorundadır. Diğer türlü sâdece yedi göller ve çifte gölleri yapabilir. Birlikte İspir’in doğasını Kaçkar Dağları’nın güneyini keşfedelim.” dedi.
Bursa İnsanlar tarafından şiddete uğramışlardı, emekliliğe ayrıldılar Türkiye’nin yer yerinden insanlara hizmet eden, daha sonrasında insan unsuru veya afet nedeniyle sakatlanan ve hastalanan hayvanlar, Bursa’daki Emekli Hayvanlar Çiftliği’nde kalan ömürlerini huzur içerisinde geçiriyor. Veteriner hakimler tarafından düzenli olarak sağlık kontrolü yapılan hayvanlar emeklilik hayatı sürüyor. Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) ve Her Eve Bir Pati Derneği (HEPAD) tarafından Bursa’da kurulan Emekli Hayvanlar Çiftliği’ndeki yardıma muhtaç hayvanlar, kalan günlerini huzur içerisinde geçiriyor. Orman yangınları, deprem bölgeleri gibi birçok afetzede hayvanların yanı sıra insanlar tarafından şiddete uğramış hayvanlar da veteriner hekimler tarafından tedavi edilmelerinin ardından, kalan yaşamlarında emekliliğe ayrılıyor. Tamamen bağışlarla yönetilen Emekli Hayvanlar Çiftliği, belirli gün ve saatlerde ziyarete açılarak çeşitli etkinlikler gerçekleştiriliyor. “Tüm canlıların iyi bir yaşam hakkı olduğunu savunuyoruz” Sadece sokak hayvanlarının değil, tüm hayvanların iyi bir yaşam hakkı olduğuna inandıklarını belirten HAYTAP Bursa Temsilcisi Ömer Semih Çelik, “Ev sahipliği yaptığımız ortalama 100’e yakın hayvan var burada. Bunların içinde at, eşek, inek ve tavuk gibi aklınıza gelebilecek her hayvan bulunuyor. Biz HAYTAP olarak kedi ve köpek değil bütün canlıların yaşama hakkı olduğunu savunuyoruz. Burası bir pilot bölge. Türkiye’de 3’üncüsünü Dalaman’da açtık. Bir de Osmaniye’de Emekli Hayvanlar Çiftliği var. Burada engelli hayvanların da yaşama hakkının olduğunu göstermek istiyoruz” şeklinde konuştu. Düzenli kontrol ve aşıları yapılıyor Çiftliğe gelen hayvanların uzman veteriner hekimler tarafından düzenli sağlık kontrolleri yapıldığını ifade eden Çelik, “Gelen dostlarımızın çoğu Manavgat yangınlarından ve deprem bölgesinden. Türkiye’nin her yerinden ihbarlar ile koruma altına alıyoruz. Burada emekli hayatı sürüyorlar. Zamanında köyde üzerine yük bindirilmiş bir eşek burada emeklilik hayatı yaşıyor. Düzenli olarak veteriner hekim tarafından kontrolleri ve aşıları yapılıyor. Tedavileri ve aşıları yapıldıktan sonra buraya alıyoruz. Genelde yangında yanan, deprem enkazından kurtarılan, insanlar tarafından hastalanmış, sakatlanmış ve yaşlanmış gibi sebeplerden dolayı terk edilen hayvanlar var. Biz onları yaşatmaya çalışıyoruz. İnsanlarda olduğu gibi onlarda da çeşitli hastalıklar var hepsini biz burada gücümüz yettiğince barındırmaya çalışıyoruz. 2018 yılında ilk burası kuruldu. Daha sonra Osmaniye ve şimdi de Dalaman’da 3’üncüsünü kurduk. Sayıların daha da artmasını umuyoruz” dedi.