SPOR - 03 Eylül 2020 Perşembe 22:29

Ali Şafak Öztürk: 'Nazım Sangare ve Doğukan için Beşiktaş ve Fenerbahçe ile görüştük'

A
A
A
Ali Şafak Öztürk: 'Nazım Sangare ve Doğukan için Beşiktaş ve Fenerbahçe ile görüştük'

Antalyaspor Başkanı Ali Şafak Öztürk, Nazım Sangare için hem Fenerbahçe hem de Beşiktaş ile görüşmeler yapıldığını söyledi. Başkan Öztürk, Fenerbahçe'ye transfer olan Sinan Gümüş'ün yanlış karar aldığını aktararak, "Gel bizimle bir sezon daha geçir, daha güçlü şekilde istediğin külüne gidersin' dedim. Fenerbahçe tatlı geldi" dedi.

Antalyaspor Başkanı Ali Şafak Öztürk, sosyal medya üzerindeki canlı yayınında taraftarlarla bir araya geldi. Başkan Öztürk, yaklaşık 1 saat süren yayında geçen sezonu değerlendirdi, yapılacak transferleri, Nazım Sangare ve Doğukan Sinik transferleri hakkında açıklamalarda bulundu.

Başkan Öztürk, geçen sezonun başının sıkıntılı, sonunun ise güzel olduğunu söyledi. Geçen sezon art arda gelen yenilgilerin ardından Bülent Korkmaz ile yolların ayrıldığını ve Stephan Tomas ile deneme yaptıklarını dile getiren Öztürk, "İstediğimizi yapamadık. Sıkıntıların ardından ciddi hamleler yaptık. Başta teknik direktör Tamer Tuna ve oyuncularla herkes gördü zaten. Ligin ikinci yarısında rekor üzerine rekor kırdık. Yeterli değildi yolun sonunda Avrupa’yı isterdik. Türkiye Kupasını kazanmak isterdik. Pandemi döneminde aile olabilme adına önemli işler yaptık. Dünyada bu süreci en iyi geçiren kulüplerdendik. Son maçlarda genç oyuncularımız oynadı. Geleceğe yatırım yaptığımız bir ikinci yarı oldu. Bu sezon bunu devam ettirmek istiyoruz" şeklinde konuştu.

Başkan Öztürk'ten, Emre Uzun transferi eleştirilerine tepki

Antalyaspor’da bu dönem planlama çerçevesinde 8 futbolcu ile yolların ayrıldığını ifade eden Öztürk, "Sayı olarak gerçekten ciddi sayıda oyuncu ile yollarımızı ayırdık. Özellikle kontratı bitenlerle. Bunun dışında gitme ihtimali olan, ya da kiralanacak birkaç oyuncu daha olabilir. Bakıldığında ciddi şekilde Türk futbolunun mali sıkıntısı var. Kadronun daralması gerekiyor. Maç sayısının yükselmesine rağmen, daha fazla oynayacak katkı verecek gençlere şans vereceğimiz bir kadro oluşturmak istedik. Transfer olacak bölgeleri saptadık. Forvete Origil’i aldık. Serdar Gürler fırsat transferi oldu. Sakatlığı var ama 3 yıllık sözleşmemiz var. Serdar’ın takımımıza çok büyük faydasının olacağını düşünüyoruz. Gökdeniz Bayraktar geldi, 18 yaşına göre ciddi fizik yapısı ve performansı iyi olan bir futbolcu. Büyük geleceği olduğunu düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.

Nuri Şahin açıklaması

Nuri Şahin transferine de değinen Ali Şafak Öztürk, "Nuri Şahin, çok büyük bir marka. Türk futbolunun en kariyerli futbolculardan biri. Sadece sportif değil, Antalyaspor’un geleceğinin içinde olan bir transfer yaptık. Türk futbolunun içinde ciddi şekilde rol almak istediğini biliyorduk. Hocalık beklentisi olduğunu ve daha fazla katkı vereceğini yönetimsel olarak düşündük. Buna göre de konuştuk planlamalarımızı anlattık. Planlamamızda yanımızda yer aldı. Nuri Şahin, pozitif etkisini göstermeye başladı. İkili oyunlarda 16 yaşındaki gençlerle çalışıyor. Onları yanına çekip sohbetler ediyor. Gurbetçi futbolcuları Türkiye’ye getirmede de ciddi etkisi olacak. Genel vizyonumuzu, planlamamızı gösteren bir transfer olarak görüyoruz" değerlendirmesini yaptı.

"Sinan Gümüş'e Fenerbahçe tatlı geldi"

Sinan Gümüş konusunda hayal kırıklığı yaşadığını dile getiren Başkan Öztürk, "Kariyeri için doğru kararı vermedi. Bizimle güzel bir kimyası olmuştu. 'Gel bizimle bir sezon daha geçir, daha güçlü şekilde istediğin kulübe gidersin' dedim. Fenerbahçe tatlı geldi. Türkiye’nin en güçlü kulüplerinden biri. Burada ayrı ve özel bir yeri vardı. Kendisinin kararında doğru yönlendirilmemiş olabileceğini düşünüyorum. Bence yanlış karar verdi" diye konuştu.

"Tercih edilen kulübüz"

Başkan Öztürk, oyuncular arasında Türkiye’de en fazla tercih edilen kulüplerin başında geldiklerinin altını çizerek şu ifadelere yer verdi:

"Çok güzel bir şehiriz. Özel taraftarımız var. Bilinçli bir taraftarımız var. İşler kötü gittiğinde kulüp basmıyorlar. Kulüp alt yapısı çok iyi. Stadımız güzel. Döşemealtı’ndaki tesislerimizin dünyanın en iyilerinden. İyi bir yönetim, teknik heyet, kaliteli bir oyuncu grubumuz var. O nedenle oyuncular tercih edebiliyor."

"Stoper transfer edilecek"

Transfer konusuna da değinen Başkan Öztürk, "Bir stopher transferi düşünüyoruz. Bir oyuncu alacağız. Belki son transferimiz olabilir. 4-5 oyuncuyla iletişim halindeyiz. Kiralık değil, Antalyaspor’a 2-3 sene faydası olacak oyuncuya bakıyoruz. Defanstaki kimyanın devam edebilmesi için bence stoperin değişmeyen pozisyon olması lazım. Yabancı, yurt dışından bir oyuncu gelecektir" ifadelerine yer verdi.

"Antalyaspor menfeaatleri yönünde olmalı"

Transferde ismi büyük kulüplerle adı anılan Nazım Sangare ve Doğukan Sinik hakkında da açıklama yapan Ali Şafak Öztürk, "Fenerbahçe ile bazı görüşmelerimizi oldu. Nazım Sangare ve Doğukan Sinik’le ilgili. Beşiktaş ile de Nazım Sangare ile görüşme oldu. Antalyaspor’un menfaatlerine ne uygunsa öyle ilerleyeceğiz. Bazı beklentilerimiz var. Bu oyuncular illa Antalyaspor’da kalacaklar diye bir düşüncem yok. Bazen serüven değişikliği güzel oluyor.

Nazım Sangare, Almaya’nın 3. liginden geldi ve milli takıma kadar yükseldi. Benim için mutluluk kaynağı oldu. Başka takımda da oynamasından mutlu olurum. Ama bu da doğru şartlarda olmalı. Bu oyucularla yol ayrımı olabilir. İkisi Antalyaspor’da olmaktan çok mutlular. Biz de onlara sahip olmaktan mutluyuz. Ümit Milli Takım'ın sağ beki Bünyamin Balcı ile A Milli Takım'ın sağ beki Nazım Sangare elimizde. Maliyet önemli ve verebilecekleri performans önemli. Biz tamamen takasa da çok pozitif bakan yapıda değiliz. Belirli bir yatırım yapılıyor ve geri çıkarılmasını da istiyoruz. Doğru şartlarda bir hamle olursa olabilir. Bu görüşmelerde bir şey sonuçlanacaksa sonuçlanır" açıklamasını yaptı.

"Bodrumspor'u kardeş takım yapmak için görüşüyoruz"

Kardeş takım yapmak istedikleri Bodrumspor ile ilgili de konuşan Öztürk, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bodrumspor ile Öztürk ailesinin bir yatırımı olabilir. Görüşmeler pozitif devam ediyor. A.Ş bölümünün büyük bölümünün alınması gibi çalışmamız var. Pilot takım değil kardeş takım olması yönünde. Bodrumspor'u ileri seviyeye getirmek, Antalyaspor'un oyuncularını doğru şekilde değerlendirmek istiyoruz. Biz de Antalya'da olan bir kulüp olmasını isterdik. Kulüpler arasında doğru şekilde kardeş gibi bir yapılanma hedefliyoruz. Genç oyuncuları doğru seviyede oynatabilmek istiyoruz."

İsa Akar
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Bu camide 433 yıldır ezan sesi hiç susmadı Aydın’ın Kuyucak ilçesinde bulunan ve kitabelerden yola çıkarak 1591 yılında yapıldığının tahmin edilen Şatır Ali Ağa Camii’nde 433 yıldır ezan sesi hiç dinmedi. Aydın’ın tarihine ışık tutan önemli yapılar arasında yer alan, sadece bir ibadethane olmanın ötesinde bölgenin tarihi ve kültürel kimliğinin bir parçası haline gelen Şatır Ali Ağa Camii, hem mimari zarafetiyle hem de kültürel önemiyle dikkat çeken bir ibadethaneler arasında yer alıyor. Yıllar içinde birçok olaya tanıklık etmiş ve bölge halkının sosyal hayatında önemli bir rol oynayan Şatır Ali Ağa Cami, aynı zamanda bölge halkının bir araya gelip ibadet ettiği, birbirleriyle kaynaştığı ve kültürel etkinlikler düzenlediği bir merkez olma özelliğini taşıyor. Geçmişten günümüze uzanan zengin bir geçmişe sahip olan Şatır Ali Ağa Camii bölgenin tarihi ve kültürel dokusunu yansıtıyor. Mimari açıdan incelendiğinde, Şatır Ali Ağa Camii geleneksel Osmanlı mimarisinin izlerini taşırken, kare planlı bir yapıya sahip olan cami dış cephesindeki sadelik ve zarafet dikkat çekiyor. Minaresi ise bölgenin karakteristik mimari özelliklerini yansıtıyor. İç mekanı geniş bir ibadet alanına sahip olan camii basit ancak etkileyici süslemelerle bezenirken, caminin mihrap ve minberi, o dönemin ustalarının işçiliğini yansıtan örnekler arasında yer alıyor. Bugün hala ayakta olan Şatır Ali Ağa Camii, geçmişin izlerini taşıyan ve gelecek nesillere aktarılan önemli bir miras olma özelliğini taşıyor. 2018 yılında başlatılan ve 2 yıl süren restorasyon çalışmalarının ardından restore edilen tarihi ibadethane, ziyaretçilere hem estetik bir deneyim sunarken hem de Aydın’ın tarihine ve kültürüne dair önemli ipuçları veriyor. Çalışmaların ardından cami yepyeni bir görünüme kavuşan caminin son hali görenleri kendine hayran bırakıyor. "Tarihi camilerde ibadet etmek insana huzur veriyor" Aydın İl Müftüsü Hasan Güneş Şatır Ali Ağa Camii hakkında yaptığı değerlendirmede tarihi camilerde ibadet etmenin insana huzur verdiğini ifade ederek, "Camiler bir ülkenin İslam beldesi, yaşayan insanların da Müslüman olduğunun nişaneleridir. Camiler aynı zamanda Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın yer yüzündeki nişaneleri olarak da zikredilmektedir. Dolayısıyla ecdadımız Peygamber Efendimiz’in uygulamış olduğu Medine-i Münevvere’ye gittiğinde ilk olarak cami inşa etmesi sebebiyle yerleştikleri yerlere ilk olarak cami inşa ediyorlar. Kuyucak’ta da bunun önemli örneği olan Şatır Ali Ağa Camii’nde görmekteyiz. Bu caminin 433 yıldır ibadete açık olduğu biliniyor. Hem ecdadımızın hem de bugüne kadar orada yaşayan kardeşlerimizin namazlarını kesintiye uğratmaksızın namazlarını burada deruhte ettiklerini gösteriyor, hem de ecdadımızın cami mimarisinin o dönemlerde nasıl olduğunu bize gösteriyor. Aynı zamanda İslam sanatının güzel bir örneğini caminin içerisinde görüyoruz. Bu tür tarihi camilerde ibadet etmek insana huzur veriyor. Ecdadımız da bu camilerde ibadet ederek bunu bize göstermişler. Biz de onlardan almış olduğumuz bu güzel mirası bu güne kadar getirdik, bundan sonra da nesillerimiz boyunca kıyamete kadar bu camilerimiz varlığını devam ettireceklerdir. Vakıflar Genel Müdürlüğü de bu bilinçle tarihi camilerin tekrar hayata kazandırılması, eski özelliklerini gün yüzüne çıkarmak için elinden gelen gayreti göstermektedir. Bununla birlikte Aydınımızın her ilçesinde buna benzer camimizin varlığını görüyoruz. Bize düşen iki husus var. Bunlardan birincisi bu camilerde bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da ibadetlerimizi yerine getirmek ikincisi de ecdadımızın bizlere bırakmış olduğu bu güzel eserlere sahip çıkmaktır" ifadelerini kullandı.
Ankara Doç. Dr. Solay: “Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin kan ve vücut sıvıları yoluyla bulaştığını biliyoruz” Etlik Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’nde görev yapan Doç. Dr. Aslı Haykır Solay, kene ısırması sonucu bulaş olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin kan ve vücut sıvıları yoluyla bir başka insana bulaşabileceğini dile getirdi. Uzmanlar, genellikle Mayıs ve Eylül ayları arasında ortaya çıkan ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı’nı (KKKA) insanları bulaştırabilen kenelerin, iklim değişikliği sonucu kene ısırması nedeniyle acil servise başvuran hasta sayısında artış olduğuna dikkati çekiyor. Özellikle Çorum, Yozgat, Tokat, Sivas, Giresun, Gümüşhane, Erzincan ve Erzurum hattında kene vakalarının yoğun şekilde görüldüğünü aktaran uzmanlar, dış ortamda çalışan vatandaşları ve piknikçileri keneye karşı önlem alma konusunda uyarıyor. Etlik Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’nde görev yapan Doç. Dr. Aslı Haykır Solay, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, kenenin insan vücudundaki her yere tutunabileceğine vurgu yaparak, “Kene salyasında anestezik bir madde vardır ve bunu hissetmeyiz. Bu nedenle piknik, hayvan bakımı gibi riskli bölgelere giderken mutlaka uzun kıyafetlerin giyilmesi gerekir. Açık renkte ve vücudu örten kıyafetler giyilmeli. Mümkünse çizme değilse çorabın içerisine girecek şekilde ayakkabı giyilmeli. Riskli bölgelerde kesinlikle çıplak ayakla dolaşılmamalı. Orada bulunulan süre içerisinde koruyucu kıyafetler bulunacak ve zaman zaman da vücut kene var mı yok mu diye kontrol edilecek” diye konuştu. Riskli bölgelerden uzaklaştıktan sonra vücudun kontrol edilmesi gerektiğini belirten Solay, “Kene tespit ettiysek eğer ve vücudumuza tutunmamışsa kapalı bir kutuya koyup bertarafı sağlanmalı. Vücudumuzda kene görürsek kesinlikle elle çıkarmıyoruz. Başından tutularak çıkarılması lazım çünkü elle tutulduğu zaman kenenin parçalanma ihtimali var ve virüsü dışarı çıkarma ihtimali var” açıklamasında bulundu. Kene ısırması sonucu KKKA virüsünün ateş, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal, yaygın kas ağrıları ve kanama gibi belirtiler gösterdiğini söyleyen Solay, “Belirtilerin hepsinin birden olmasına gerek yok. Riskli teması olan ya da hasta bir kişiyle temas öyküsü olan bireyde bu belirtilerden herhangi birinin olması halinde mutlaka doktora başvurmalıdır. Kene tutması sonrası bu belirtileri ortalama 1 ila 3 günde bekleriz. Hastadan hastaya bulaştığında ise 5 ila 6 gündür ama bu süre 14 güne kadar uzayabilir. O yüzden bu hastaları 14 gün boyunca takip etmemiz lazım” dedi. Kene ısırması sonrası virüsün kan ve vücut sıvılarına temas yoluyla bulaştığına dikkati çeken Solay, şu uyarılarda bulundu: “Solunum yoluyla bulaş net olarak kanıtlanmamıştır ama kan ve vücut sıvıları yoluyla bulaştığını biliyoruz. Bu nedenle hasta kişilerin çıktılarına temas etmemek lazım. Bu şekilde bulaşan vakalar var. Hastalık geçildikten sonra virüs idrar yoluyla atılım 6 hafta devam etmekte bu nedenle hastaların kıyafetleri dezenfekte edilmeli, düzgün temizlenmeli. Girdiği tuvalet ayrı olmalı ve çamaşır suyuyla yıkanmalı.”
Antalya Yaralının yardımına koştular kaçan otomobilin altında kalmaktan saniyelerle kurtuldular Antalya’nın Manavgat ilçesinde kırmızı ışık ihlali yapan ve motosiklete çarpan otomobil sürücüsü, olay yerinden kaçarken, yaralı motosiklet sürücüsünün yardımına koşan vatandaşlar kaçan otomobilin altında kalmaktan son anda kurtuldu. Olay yerine gelen trafik ekipleri kaçan otomobil ve sürücüsünü bulabilmek için adeta dedektif gibi çalıştı. Polisler otomobili 2 sokak ileride terk edilmiş olarak buldu. Çevredeki güvenlik kameralarından belirlenen araç sürücüsü de karakola teslim oldu. Kaza, Aşağı Pazarcı Mahallesi Zübeyde Hanım Caddesinde meydana geldi. Alınan bilgiye göre, Doğu Garajı istikametinden İbrahim Sözen Caddesi istikametine seyir halindeki Mehmet Kemal Kılıç’ın kullandığı tescilsiz ve plakasız motosiklet, kırmızı ışık ihlali yaparak Zübeyde Hanım Caddesine çıkan Hüseyin Sarıkaya’nın kullandığı 07 LME 45 plakalı Tofaş marka otomobille çarpıştı. Çarpmanın şiddetiyle 25-30 metre sürüklenen motosiklet sürücüsü yaralanırken otomobil sürücüsü aracını yaralıya yardıma koşanların üzerine sürerek olay yerinden kaçtı. Yaralı motosiklet sürücüsü 112 sağlık ekiplerinin olay yerindeki müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Tescili ve plakası olmayan motosiklet bağlanarak yediemin otoparkına çekilirken, motosiklet sürücüsüne yetersiz ehliyetten 6 bin 439 TL para cezası uygulandı. Trafik polisleri dedektiflere taş çıkarttı Olay yerine gelen Manavgat Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Büro Amirliği ekibi kaçan otomobili olay yerinde düşen plakasından ve patlayan lastiğinin izinden yola çıkarak 2 sokak ileride ara sokakta park halinde buldu. Çevrede güvenlik kamerası inceleyen trafik polisleri, araç sürücüsünü belirledikten sonra telefonla arayarak Cumhuriyet Polis Merkezine gelmesini sağladılar.
Erzurum Doğa severler için saklı bir güzellik; İspir Yedigöller Ovit Dağı’nın güney yamaçlarında bulunan İspir Yedigöller, küçüklü büyüklü tepelerin arasına dizilmiş 11 turkuaz renkli volkanik gölü ile Türkiye’de mutlaka görülmesi gereken eşsiz yerlerden birisi olarak ifade ediliyor. Erzurum Valiliği tarafından yapılan paylaşımda; yükseklikleri yaklaşık 4 bin metreyi bulan Kaçkar Dağları’nın güneyinde yer alan İspir Yedi Göller’in, iklim şartları ve doğal güzellikleriyle doğa turizmi için oldukça elverişli olduğu dile getirildi. İspir Yedigöller ile ilgili yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verildi, “İspir’e 39, Erzurum’a ise 115 km uzaklıktadır. Genellikle göl bölgesine Moryayla üzerinden kuzeybatıya giden yol takip edilerek ulaşılmaktadır. Yedigöller’de kamp yapmak için en uygun zaman haziran ile ağustos ayları arasıdır. Volkanik yapıdaki Yedigöller’de; keklik, vaşak, çengel boynuzlu dağ keçisi, yaban ördeği, kırmızı benekli alabalık, porsuk, boz ayı, kara kartal, atmaca, dağ kargası, dağ engereği gibi ender bulunan hayvan türleri yaşamaktadır. Doğal bir kamp alanı olan göl bölgesinde tesis bulunmadığından kampçıların ihtiyaçlarını merkezi yerlerden karşılaması gerekmektedir. Lütfen alandan ayrılırken çevrenizdeki çöpleri toplayarak doğayı temiz bırakmaya özen gösterelim. Keyifli kamplar.” Erzurumlu doğasever Bülent Erkan yedi göllerin yaz sezonu açmaya hazırlandığını belirterek, “30 göller parkurunun sadece bir kısmı çifte göller ve yedi göller. 30 göller parkurunun diğerleri Yedigöl Köyü’nün Livasor vadisinde yer almaktadır. Aksu Vadisini oluşturan ana koldur. 30 göller parkurunun tamamını yapmak isteyenler Yedigöl Köyünün eski Salkin Yaylasında kamp atmak zorundadır. Diğer türlü sâdece yedi göller ve çifte gölleri yapabilir. Birlikte İspir’in doğasını Kaçkar Dağları’nın güneyini keşfedelim.” dedi.
Bursa İnsanlar tarafından şiddete uğramışlardı, emekliliğe ayrıldılar Türkiye’nin yer yerinden insanlara hizmet eden, daha sonrasında insan unsuru veya afet nedeniyle sakatlanan ve hastalanan hayvanlar, Bursa’daki Emekli Hayvanlar Çiftliği’nde kalan ömürlerini huzur içerisinde geçiriyor. Veteriner hakimler tarafından düzenli olarak sağlık kontrolü yapılan hayvanlar emeklilik hayatı sürüyor. Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) ve Her Eve Bir Pati Derneği (HEPAD) tarafından Bursa’da kurulan Emekli Hayvanlar Çiftliği’ndeki yardıma muhtaç hayvanlar, kalan günlerini huzur içerisinde geçiriyor. Orman yangınları, deprem bölgeleri gibi birçok afetzede hayvanların yanı sıra insanlar tarafından şiddete uğramış hayvanlar da veteriner hekimler tarafından tedavi edilmelerinin ardından, kalan yaşamlarında emekliliğe ayrılıyor. Tamamen bağışlarla yönetilen Emekli Hayvanlar Çiftliği, belirli gün ve saatlerde ziyarete açılarak çeşitli etkinlikler gerçekleştiriliyor. “Tüm canlıların iyi bir yaşam hakkı olduğunu savunuyoruz” Sadece sokak hayvanlarının değil, tüm hayvanların iyi bir yaşam hakkı olduğuna inandıklarını belirten HAYTAP Bursa Temsilcisi Ömer Semih Çelik, “Ev sahipliği yaptığımız ortalama 100’e yakın hayvan var burada. Bunların içinde at, eşek, inek ve tavuk gibi aklınıza gelebilecek her hayvan bulunuyor. Biz HAYTAP olarak kedi ve köpek değil bütün canlıların yaşama hakkı olduğunu savunuyoruz. Burası bir pilot bölge. Türkiye’de 3’üncüsünü Dalaman’da açtık. Bir de Osmaniye’de Emekli Hayvanlar Çiftliği var. Burada engelli hayvanların da yaşama hakkının olduğunu göstermek istiyoruz” şeklinde konuştu. Düzenli kontrol ve aşıları yapılıyor Çiftliğe gelen hayvanların uzman veteriner hekimler tarafından düzenli sağlık kontrolleri yapıldığını ifade eden Çelik, “Gelen dostlarımızın çoğu Manavgat yangınlarından ve deprem bölgesinden. Türkiye’nin her yerinden ihbarlar ile koruma altına alıyoruz. Burada emekli hayatı sürüyorlar. Zamanında köyde üzerine yük bindirilmiş bir eşek burada emeklilik hayatı yaşıyor. Düzenli olarak veteriner hekim tarafından kontrolleri ve aşıları yapılıyor. Tedavileri ve aşıları yapıldıktan sonra buraya alıyoruz. Genelde yangında yanan, deprem enkazından kurtarılan, insanlar tarafından hastalanmış, sakatlanmış ve yaşlanmış gibi sebeplerden dolayı terk edilen hayvanlar var. Biz onları yaşatmaya çalışıyoruz. İnsanlarda olduğu gibi onlarda da çeşitli hastalıklar var hepsini biz burada gücümüz yettiğince barındırmaya çalışıyoruz. 2018 yılında ilk burası kuruldu. Daha sonra Osmaniye ve şimdi de Dalaman’da 3’üncüsünü kurduk. Sayıların daha da artmasını umuyoruz” dedi.