DÜNYA - 17 Kasım 2020 Salı 15:01

Aliyev Fuzuli ve Cebrayıl bölgelerini ziyaret etti

A
A
A
Aliyev Fuzuli ve Cebrayıl bölgelerini ziyaret etti

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve eşi Mihriban Aliyeva, ilk ziyaretlerini işgalden kurtarılan Fuzuli ve Cebyarıl kentlerini ziyaret etti.

Ermenistan'ın Azerbaycan karşısında ağır yenilgiye uğratıldığı çatışmaların ardından Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev cephe bölgesini ilk kez Fuzuli ve Cebrayıl bölgelerini ziyaret etti. Füzuli kentini ziyareti sırasında eşi Mehriban Aliyeva ile birlikte, Füzuli bölgesinden Şuşa'ya karayolu yapımını inceledikten sonra konuşan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, "Şuşa işgalden kurtarıldıktan sonra düşman bize karşı direnmenin bir anlamı olmadığını anladı. Şuşa işgalden kurtarıldıktan bir gün sonra, kahraman Azerbaycan ordusu 70'ten fazla yerleşim yerini işgalcilerden kurtardı. Aslında bu, düşmana vurulan son darbe oldu. Düşmanın 10 Kasım'da fiilen teslimiyete imza atması tesadüf değil. Şuşa'nın işgalden kurtarılması bizim gücümüzü gösterdi. Ordumuzun profesyonelliğini, askerlerimizin cesaretini ve kahramanlığını gösterdi" dedi.

Aliyev Fuzuli ve Cebrayıl bölgelerini ziyaret etti

"Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü yeniden sağlayacağını söyledim"

Şuşa'nın kurtarılmasının büyük bir profesyonellik ve cesaret gerektiren bir operasyon olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Aliyev, "Bu operasyonun dünya harp tarihinde özel bir yeri olacağına inanıyorum. Çünkü kahraman askerlerimiz Şuşa'yı dağlardan, ormanlardan, patikalardan geçerek sadece hafif silahlarla kurtardılar. Şuşa'nın işgalden kurtarılması bizim şanlı zaferimizdir. 17 yıl içinde Cumhurbaşkanı ve Başkomutan olarak Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ ihtilafıyla ilgili olarak defalarca sözümü söyledim. Azerbaycan'ın tarihi topraklarında ikinci bir Ermeni devletinin kurulmasına asla izin vermeyeceğimizi söyledim. Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünün hiçbir zaman müzakere konusu olmadığını ve olmayacağını söyledim. Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü yeniden sağlayacağını söyledim. Barış yoluyla olmazsa, askeri yolla bunu yapacağımızı söyledim. Açıklamalarım her yerde yayımlandı. Ben bu sözleri söyledim ve yaptım. Hiçbir statü söz konusu olamaz. Tek bir Azerbaycan devleti var. Çok uluslu, çok dinli ilerici bir Azerbaycan devleti var. Tüm Azerbaycan vatandaşları, bütün milletlerin ve dinlerin temsilcileri barışçıl bir ortamda normal yaşam sürüyorlar. Ermeni halkı da bu şekilde yaşayacak. Bizim Ermeni halkıyla işimiz yok” diye konuştu.

Aliyev Fuzuli ve Cebrayıl bölgelerini ziyaret etti

"Düşmanı teslimiyet anlaşmasını imzalamaya zorladık"

İhtilafın askeri aşamasının sona ermesi ve siyasi çözüm aşamasının başlamasından bahseden Aliyev, “Hâlihazırda ihtilafın siyasi çözümü aşamasındayız. Azerbaycan bu aşamada da istediğini elde ediyor ve edecek. İhtilafın askeri aşaması sona erdi. Şuşa'nın ve 9 Kasım'da 70'ten fazla yerleşim biriminin işgalden kurtarılması, ihtilafın askeri aşamasına son verdi. İhtilafın ve İkinci Karabağ Savaşının başında da söylemiştim, bugün de büyük bir gururla söylüyorum. Sorunun askeri-siyasi çözüm yolları vardı ve Azerbaycan bunu savaş meydanında kanıtladı. Düşmanı teslimiyet anlaşmasını imzalamaya zorladık ve böylece bizim bugüne kadar işgal altında tutulan Ağdam, Laçın ve Kelbecer kentlerimiz önümüzdeki günlerde Azerbaycan'a geri verilecek. Kötü niyetli düşman bugün de barbarlık yaparak evleri, okulları yakıyor, ağaçları kesiyor. Bütün dünya bunu görüyor, bütün önde gelen uluslararası televizyon kanallar bunu yayımlıyor. Ne vicdan var, ne utanma, ne de ahlak. Bu nedenle İkinci Karabağ Savaşında elde edilen zafer tarihi bir öneme sahip. Bu, sadece Azerbaycan'ın topraklarını işgalcilerinden kurtarması meselesi değil. Bu, aynı zamanda tüm dünyaya, tüm işgalcilere sonlarının böyle olabileceğini gösteriyor. İşgalcilerin sonu bu şekilde olacak. Bugün, bu güzel temel atma töreni büyük bir sembolik öneme sahip. Kurtarılan Füzuli bölgesinin köylerinden Fizuli şehrine, Fizuli şehrinden kurtarılmış Şuşa şehrine yeni bir yol inşa ediyoruz. Bu yol hiç olmadı. Azerbaycan vatandaşları muhtemelen Sovyet döneminde Şuşa'ya giden yolun Ağdam-Hankendi-Şuşa yolundan geçtiğini biliyorlar. Şu anda bu yolu kullanmak henüz mümkün değil. Azerbaycan halkını bu harika olaydan dolayı bir kez daha yürekten kutluyorum. Karabağ bizimdir, Karabağ Azerbaycan'dır!” dedi.

Aliyev Fuzuli ve Cebrayıl bölgelerini ziyaret etti

Aliyev Hudaferin Köprüsünde incelemelerde bulundu

Aliyev ve eşi Mihriban Aliyeva Aras Nehri üzerinde bulunan ve Azerbaycan ve İran'ı birbirine bağlayan Hudaferin köprüsünde de incelemelerde bulundu.

Kamil Nadirli

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Trump’ın Venezuela hamlesi küresel ticareti geriyor Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Donald Trump yönetiminin Venezuela’ya uyguladığı baskılar, Karayip Havzası’nda tansiyonu yükseltirken, Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden Doç. Dr. Berat Akıncı, yaşananların bölgesel bir gerginliği küresel krize dönüştürebileceğini belirterek, ülkelerin güvenlik ve ticaret planlarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalacağını söyledi. Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Trump yönetimi Aralık 2025’te Venezuela’nın petrol ticaretine karşı baskıyı sertleştirerek, yaptırımlı petrol tankerlerinin Venezuela’ya giriş-çıkışına ‘tam ve eksiksiz abluka’ emri verdiğini açıkladı. Bu kapsamda ABD’nin, Venezuela açıklarında uluslararası sularda bir tankeri durdurup denetlediği ve bunun "gölge filo" üzerinden yaptırımları delmeye karşı bir hamle olduğu aktarıldı; Venezuela ise adımı "uluslararası korsanlık" diye niteledi. Bölgede ABD’nin sadece Venezuela değil Karayip Havzası’ndaki birçok ülkede de yaptırımları arttırıyor. Ayrıca Trump, Venezuela petrolü ithal eden ülkelere yüzde 25’e kadar ek tarife uygulanabilmesini öngören kararnameyi de devreye alarak üçüncü ülkeler üzerinden ticareti caydırmayı amaçladı. Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Berat Akıncı, konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu. "Bölgesel kriz, küresel krize dönüşüyor" Doç. Dr. Akıncı, ABD Başkanı Donald Trump’ın Birleşmiş Milletler’e üye olan bir ülkeye dahi tehditler savurduğunu belirterek, "Trump’ın Amerikan dış politikasında Venezuela ile yaşadığı gerginlik, bölgesel gerginlik ortamından çıkarak küresel bir boyut kazandı. Artık Amerika’nın dış politikası, Trump’ın baş aktör olarak bu dış politikayı güç ekseninde değerlendirmesi ve Amerika’nın hegemonik gücünü diğer ülkelere baskılamasıyla bölgesel bir krizi küresel bir krize dönüştürme evresindeyiz" dedi. "Ülkeler ticaret ve güvenlik planlarını yeniden gözden geçiriyor" Trump’ın son dönemde içerik ve kullanılan ifadeler açısından bağımsız, Birleşmiş Milletler üyesi bir ülkeye müdahale niteliği taşıyan bir yaklaşım sergilediğini anlatan Akıncı, "Küresel olarak düşünüldüğünde ülkelerin kendi güvenlik ve kendi ticaret altyapılarını, ikili ticaret ilişkilerini yeniden baştan dikkate alacağı konuma eviriliyoruz. Bütün ülkeler artık Amerika Birleşik Devletleri’nin istemediği, onların kendi çıkarlarına uygun olmayan durumda biz ikili ticaret ilişkilerimizi nasıl dengeye oturacağız. Bu şu an ciddi anlamda belirsizlik oluşturuyor" ifadelerini kullandı. "Venezuela’nın rezervi büyük, payı sınırlı" Venezuela’nın küresel ölçekte en büyük petrol rezervlerine sahip ülkeler arasında yer aldığını, ancak istikrarsızlık nedeniyle pazardan sınırlı pay aldığını söyleyen Akıncı, "Her ne kadar Venezuela, küresel anlamda petrol ihracatçısı olmasa da aslında en büyük rezervlere sahip. Ancak bölgenin istikrarsızlaştırılması sonucu Venezuela minimize bir pay alıyor" diye konuştu. "Ticaret anlayışı ‘haydut devlet’ çizgisine evriliyor" Trump’ın "kural tanımayan ve belirsiz" dış politika anlayışının hem bölgesel hem de küresel ticareti sorgulattığını kaydeden Doç. Dr. Berat Akıncı, "Uluslararası ticaret hukukunu ve ulus devletlerinin bağımsız ticaret yapabilme özgürlüğünü de sınırlayan bir hale dönüştü. Burada özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin ticaret anlayışını ‘haydut devlet’ üzerine kurduğu bir noktaya eviriliyoruz. Bu aslında Birleşmiş Milletlere üye bütün ulus devletlerinin sorunu haline geliyor. Şu anda Latin Amerika’da, Karayip Denizi’nde veya bize uzak gibi gözüken bölgesel krizler, bir bakışa uluslararası ticaret hükümlerini yeniden dizayn eden bir noktaya evriliyor" dedi. "Kısa vadede petrol fiyatlarında sert etki yok" Bölgeye yönelik yaptırımların şimdiye kadar petrol fiyatlarında ciddi bir sıçrama üretmediğine işaret eden Akıncı, "Bu bölgeye yönelik yapılan yaptırımların çok etkisini görmedik. Petrol fiyatlarının çok artmadığını görüyoruz. OPEC üyelerinin bu tür şoklara karşı üretimi arttırma kapasitesi var. Venezuela’nın rezervi çok ama bunları işleyip satma noktasında küresel pazardan çok pay alamıyor. Özellikle petrol rezervlerinin talebi karşılamasından dolayı şu anda bölgede oluşan savaş tehdidi fiyatları etkilemiyor. Kısa vadede böyle ama orta ve uzun vadede OPEC üyeleri petrol rezervlerini arttırma kapasitesine sahip. Tedbir alacaklardır" şeklinde konuştu. "Küresel sistem belirsizlik dönemine giriyor" Uluslararası ortamda ülkelerin ardı ardına yaşanan krizlerden yorulduğunu vurgulayan Doç. Dr. Akıncı, daha sonra şunları söyledi: "Orta Doğu’daki gelişmeler, Ukrayna-Rusya savaşı ve son yaşanan bu olaylar ulus devletlerinin istemediği durumlar. Ticaretin önündeki engellerin kaldırılması konuşulması lazımken küresel sistemin oyuncusu olan Amerika Birleşik Devletleri’nin ulus devletlerinin serbestçe yapabileceği ticareti de kendi çıkarları doğrultusunda evrimleştirilebildiği ve küresel ticaret anlamında bir belirsizlik dönemine ilerliyoruz."
Ankara 14 ilde göçmen kaçakçılığına yönelik operasyonlarda 156 şüpheli göçmen kaçakçısı yakalandı, 112’si tutuklandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 14 ilde son 2 haftada jandarma tarafından göçmen kaçakçılığına yönelik düzenlenen operasyonlar ile 156 şüpheli göçmen kaçakçısının yakalandığını ve 112’sinin tutuklandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Jandarma Genel Komutanlığı Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti ile Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; Edirne, Muğla, Aydın, Balıkesir, İzmir, Çanakkale, Tekirdağ, Antalya, Mersin, Van, Şanlıurfa, Erzurum, Hatay ve Gaziantep olmak üzere 14 ilde göçmen kaçakçılığına yönelik operasyonlar düzenlendi. Son 2 haftada Jandarma İnsansız Hava Araçları (JİHA) ile havadan, İl Jandarma Komutanlıklarınca karadan yapılan çalışmalar sonucu düzenlenen operasyonlarda 156 şüpheli göçmen kaçakçılığı organizatörü yakalandı. Şüphelilerden 112’si tutuklanırken 44’ü hakkında ise adli kontrol hükümleri uygulandı. Ayrıca yapılan operasyonlar sonucu 120 adet araç ile 13 adet bot ele geçirildi. Bakan Yerlikaya yaptığı paylaşımda göç yönetimine dikkati çekerek, "Göç yönetiminin güvenlik boyutunu; insan ticareti, düzensiz göç ve göçmen kaçakçılığı ile mücadele alanlarında hukuk devleti ilkeleri ve insan haklarına riayet temelinde yürütülen etkin çalışmalar oluşturmaktadır. Bu kapsamda sınır güvenliği, üstün teknolojilerden ve gelişmiş izleme-denetim sistemlerinden yararlanılarak güçlendirilmekte; yasa dışı göç yollarını teşvik eden ve organize eden yapılara karşı hem sahada hem de hukuki zeminde güçlü ve caydırıcı mekanizmalar işletilmektedir" ifadelerine yer verdi.