GÜNDEM - 20 Kasım 2016 Pazar 14:31

Alman çoban köpekleri Türkiye Şampiyonası için yarıştı

A
A
A
Alman çoban köpekleri Türkiye Şampiyonası için yarıştı

Alman çoban köpekleri, Orta Doğu ve Türkiye Şampiyonası için yarıştı.

Çekmeköy Belediyesi ile Alman Çoban Köpeği Irk ve Spor Derneği’nin düzenlediği Alman Çoban Köpeği WUSV Açık Orta Doğu ve Türkiye Şampiyonası, Ömerli’de yapıldı. Şampiyonaya Türkiye'nin yanı sıra Almanya, Kuveyt, Bulgaristan, Yunanistan, Romanya ve Lübnan'dan 130 köpek katıldı. Irk standartları yarışında Alman hakem Hans Ludger Göke, köpeklerin anatomik yapılarının incelendiği yürüyüş etabında sırt açıları, kulak diklikleri, adım aralıkları, kuyruk duruşlarını inceleyerek puanlama yaptı. 7 etaptan oluşan şampiyonada her etap sonunda Alman hakem Hans Ludger Göke, köpeklerle ilgili yorumlarını da köpek sahipleriyle paylaştı.

İtaat testinde ise köpeklerin sahiplerine bağlılıkları ve komutlara verdikleri tepkiler ölçüldü. Sahibinin tehlikede olduğunu hissettiği anda saldırganı etkisiz hale getirme ve sahibinin verdiği komut neticesinde saldırganı bırakma gibi davranışların da kontrol edildiği test, K9 olarak bilinen Alman çoban köpeklerinin becerilerini ortaya koydu.

Şampiyonayı düzenleyen Alman Çoban Köpeği Irk ve Spor Derneği Başkanı Ahmet Karataş, Alman Çoban Köpeği WUSV Açık Orta Doğu ve Türkiye Şampiyonası’nda en iyilerin belirlendiğini söyledi. Köpeklerin 7 grup halinde yarıştığını ifade eden Karataş, “Bu bir ırk standartları yarışması. 7 gruptan oluşuyor. Her grup içinde en iyileri belirliyoruz. Burada genel anlamda üretim ve daha sonra damızlık olarak kullanılacak köpekleri tespit etmiş oluyoruz böylelikle. Şampiyonayı 8 yıldır düzenli olarak yapıyoruz” dedi.

Yarışmaya Alman çoban köpeği ile katılan Sinan Çinioğlu da, Alman çoban köpeklerinin dünyada en yaygın köpek ırkı olduğunu söyledi. Alman çoban köpeklerinin birçok alanda insana hizmet ettiğini belirten Çinioğlu, “Bu şampiyonanın en büyük özelliği hem Alman çoban köpekleri yarışmasında yılın en büyük yarışı olması hem de sosyal sorumluluk projesine vesile olması. Burada köpeklerimiz mama ödülleri kazanıyorlar. Çekmeköy Belediyesi’nin yardımlarıyla kazanılan tüm ödülleri sokak hayvanlarına bağışlıyoruz. Alman çoban köpeği dünyanın her yerinde en yaygın köpek ırkı. Birçok alanda kullanılabiliyor. Çocuk rehabilitasyonundan tutun da narkotik, güvenlik gibi bir sürü alanda kullanılabiliyor. Gönül ister ki Türkiye’de daha yaygın olsun. Ama her geçtiğimiz sene biraz daha artıyor” diye konuştu.

Şampiyonadan sokak hayvanları da faydalanacak
Yarışmaya ev sahipliği yapan Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, Çekmeköy’de geçtiğimiz yıllarda da düzenlenen şampiyonanın güzel görüntüler oluşturduğunu söyledi. Yarışmanın sosyal boyutundan bahseden Poyraz, “Bölgemizin ormanlık olması nedeniyle sokak hayvanlarına duyarlı olabilmek, bu duyarlılığı insanlara yaşatabilmek adına bu şampiyonaya öncelik ediyoruz. Buradan belediyenin kontrolünde alacağımız mamayı da burada bulunan sokak hayvanlarımıza dağıtarak onların böyle bir yarışma sonunda faydalanacağı organizasyon olmuş olacak” dedi.

Yarışma sonunda dereceye giren köpeklerin sahiplerine kupaları verildi. Yarışmanın sponsor gelirleri ve dereceye giren köpeklere verilen mama ödülü Çekmeköy Belediyesi Hayvan Bakımevi'ne verilecek. 

Serdal Altıntepe

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Antikalarla dolu iş yeri görenleri 100 yıl öncesine götürüyor Karabük’te antika eşyalar ile donatılan iş yeri müşterilerine 100 yıl öncesine yolculuk yaptırıyor. UNESCO Dünya Miras Listesinde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesindeki yaşayan Hasan Boynueğrioğlu’nun, bir dönem çalıştığı butik otelde antika merakı başladı. Bu merakını yaklaşık 11 yıldır antika toplayarak gidermeye çalışan Boynueğrioğlu, malzemeleri 2013 yılında açtığı kafede sergilemeye başladı. Eski vitrin, fincan takımları, radyolar, dikiş makineleri, daktilolar, duvar saatleri, fotoğraf makineleri, harman makinesi gibi birçok eşyalarla donatılan iş yeri gelen müşterilerini 100 yıl öncesine götürüyor. İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine konuşan işletmeci Hasan Boynueğrioğlu, "Aga keyf kafemizi 2013 yılında kurduk. Şu anda yiyecek içecek sektöründe hizmet vermekteyiz. Burayı açmadan önce otelcilikle ilgileniyordum. Butik otelde en üst düzey sorumluydum. Oradan antika merakım vardı" dedi. Süreç boyunca antika biriktirdiğini ve sergilediğini ifade eden Boynueğrioğlu, iş yerinde antika dikiş makineleri, bavullar çeyiz sandıklarız fincan takımları, saatler, fotoğraf makineleri, hesap makineleri, daktilolar, komodin gardırop, vitrinler ve harman makinesi bulunduğunu söyledi. Müşterileri 100 yıllık harman makinesi karşılıyor Harman makinesinin 100 yıl önce kullanıldığına dikkat çeken Boynueğrioğlu, "Müşterilerin harman makinesinin başında fotoğraf çektirmeleri, daha çok hoşlarına gidiyor. Yani onu da bulduk ve getirdik. Eskiyi yaşatmayı seviyoruz. Yani müşterilerimiz çok hoşuna gidiyor, ilgi gösteriyor. Onlar da burada geçmişi yaşattığımızı hissedince onlar da kendi elindeki eşyalara sahip çıkmayı düşünüyorlar. Onlar da keyif alıyor" diye konuştu. Boynueğrioğlu, iş yerine gelen müşterilerinin de kullanmadıkları eski parçaları getirerek kendisine teslim ettiğini ve geldiklerinde kendi antika malzemelerini sergilendiğini görünce mutlu olduklarını aktardı. "Biz zaten işimize aşığız" diyen Boynueğrioğlu, "Antikaya da aşığız. Bu işi daha üst seviyelere çıkmayı düşünüyoruz. Antika ve kafecilik sektöründe de öyle. Manevi olarak biz zaten sevdiğimiz için bu işi yapıyoruz, yani zorluk da çekmiyoruz. Yaşamayı da seviyoruz. Yani sevdiğimiz için biz maddiyatı ön planda tutmuyoruz" ifadelerini kullandı. İlk defa antika dolu bir kafeye gittiğini anlatan Onur Altındağ da gördükleri karşısında zamanda geçmişe yolculuk yaptığını söyledi. Büyüklerinden dinlediği hikayelerin başrollerindeki eserleri işyerinde gördüğünü ifade eden Altındağ, "Antikalarla karşılaştıktan sonra beni biraz geçmişe götürdü. Geçmişte atalarımızın, annelerimizin, babalarımızın kullandığı dikiş makinaları, radyolar burada. Hele ki teknoloji o zaman bu kadar gelişmiş değildi. Dolayısıyla insanlar haberleri, günlük gelişmeleri, radyolardan saat başı yayınlar ile dinliyormuş. Büyüklerimizden bu hikayeleri dinlerdik. Tabii onları burada görmek bizi geçmişe götürdü” dedi. Antikalarla dolu bir işletmenin insana huzur verdiğini kaydeden Altındağ, "Gerçekten güzel bir mekan oluşturmuşlar, ortaya koymuşlar. Emek verilmiş, üzerinde çalışılmış, düşünülmüş. Biz de memnun olduk, mutlu olduk" şeklinde konuştu.