EKONOMİ - 20 Aralık 2021 Pazartesi 14:02

Altında yeni trend: 0,10 gr altın

A
A
A
Altında yeni trend: 0,10 gr altın

Altının gramının 1000 TL’yi aşmasının ardından vatandaşlar takı için 0,10 gram altını tercih etmeye başladı.

Dünya piyasalarında altında bir yükseliş olmazken, Türkiye’de artan döviz kuruyla birlikte altının fiyatı da aşırı yükseldi. Düğünlerde önce çeyrek altın takmaktan vazgeçen vatandaşlar sırasıyla ‘gram altın’, ‘yarım gram altın’ ve son olarak fiyatı 250 TL’yi geçen ‘çeyrek gram altın’ı da almayı bıraktı. Vatandaşlar artık 100 TL’den satılan ve gramın 10’da 1’ine denk gelen 0,10 gram altın alımına yöneldi.

Altının gramının psikolojik sınır olan 1000 TL bandını geçtiğini ifade eden Samsun Kuyumcular Odası Başkanı Salih Özman, “Son dönemde dünya piyasasında önemli bir artış olmamasına rağmen ülkemizde altın ve döviz fiyatları oldukça arttı. Altının gramı bugün itibarıyla psikolojik sınır olan bin TL’yi de geçti. 1035 TL’ye gram altın satılınca vitrinleri süsleyen bileziklerin gramı da 1000 TL oldu. Çeyrek altının fiyatı 1716 TL’ye geçmiş oldu. Vatandaşın düğünlerde takmayı tercih ettiği gram altınlar maalesef 1000 TL sınırına dayandı” dedi.

Altında yeni trend: 0,10 gr altın

“Vatandaşlar 1 gram yerine 10’da 1’ine denk gelen 0.10 gram altın almaya başladı”

Yeni basılan 0,10 gramların artık gram altın yerine tercih edildiğini belirten Salih Özman, “Bu yaz başında vatandaşlar yeni alternatif olan ‘çeyrek gram altın’a yönelmişti. Vatandaşların talebiyle birlikte altın çeşitleri de yenileniyor. Eskiden çeyrek altın alınıyordu daha sonra gram altına yönelim oldu. Gram altın da artınca bunu da alamayan vatandaşlar önce ‘yarım grama’ sonra da ‘çeyrek grama’ yöneldiler. Çeyrek gram da 260 TL’ye satıyoruz. Çeyrek gramlar yazın ortalarından beri rağbet görmeye başlamıştı. Bu altınlar paketten çıkartıp elinize aldığınızda elinizde kalabilir mi? Bu altınlar aynı posta pulları gibi incecik jelatin gibi bir görünüme sahip. Altın fiyatları 1000 TL’nin üstüne çıkınca yeni buluş olarak 1 gramın 10’da 1’ine denk gelen ‘0,10 gram altın’ piyasaya çıktı. İlk bakışta 1 gram ile 0,10 gram birbirinden ayırt edilemiyor. Paket boyutları aynı fakat içindeki ağırlıkları farklılık gösteriyor bu da çıplak göz ile pek fark edilemiyor. 0,10 gram 110 TL’den satılıyor. Çok yakın olmayan birisinin düğününü gidildiğinde 100 TL takmaktansa yeni çıkan gram altının 10’da 1’i olan 0,10 gram alan vatandaşların da sayısı bir hayli arttı” diye konuştu.

Altında yeni trend: 0,10 gr altın

“1 gram bozdurmak için gelen damat ve gelinler bu duruma üzülecek”

Altın bozdurmaya gelen çiftlerin 1 gram sandıkları 0,10 gram altınların fiyatını öğrendiklerinde duruma biraz bozulabileceğini dile getiren Özman, şunları söyledi:

“Gramın 10’da 1’i çıktığına göre fiyatlar böyle giderse 20’de 1’i de çıkabilir. Yani yeni 0,10 gram altınla birlikte satılan en küçük altının fiyatı 110 TL oldu. Büyük gramajlı altınlar da alıcıdan talep görüyor. Alton fiyatları arttıkça elinde parası olan vatandaşlar 50 gramlık 100 gramlık gram altınları alıyor. Faiz indirimi sonrası TL’den kaçan birçok insan ya döviz ya da altın alarak parasını daha değerli kılmaya çalışıyor. Düğünde takılan altınları bozdurmaya gelen yeni evli çiftler 1 gram takıldığını zannederek bize geliyorlar. Kuyumcuya geldiklerinde ise gerçekle karşılaşacaklar ve 1 gram sandıkları altının 0,10 gram olduğunu gören gelin ve damatlarımız biraz üzüntü yaşayacaklar. Yeni evlenecek çiftlerimiz altın bozdurmaya geldiklerinde bu duruma hazırlıklı olsunlar.”

Erdi Demür
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eray Yazgan: "Metehan Baltacı’yı yalnız bıraktığımıza dair yanlış bir algı var" Galatasaray Genel Sekreteri Eray Yazgan, kulüpten kimsenin ’M.g.news’ ile direkt görüşmesi olmadığını, bir ajans vasıtasıyla pazarlama departmanına geldiğini belirterek, "Bizi yönlendiren bir ajans var, buna onay veren bir federasyon var. Biz, çok dolaylı bir yoldan suçlandık" dedi. Yazgan ayrıca tutuklu bulunan sarı-kırmızılı futbolcu Metehan Baltacı’yı yalnız bıraktıklarıyla ilgili algı yapıldığını ifade ederek, "Duruşmasına bizim yönetim kurulu üyemiz Can Natan ile kulüp avukatımız girdi. Bir yargı süreci var. Konuşmak çok doğru değil. Metehan’a itimadımız tam. Biz, sürecin sonunda Metehan’ın suçsuz çıkacağına eminiz" şeklinde konuştu. Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Kemerburgaz Metin Oktay Tesisleri’nde sarı-kırmızılıları takip eden muhabirlerle sohbet toplantısında bir araya geldi. Toplantıda Galatasaray Sportif AŞ Başkan Vekili Abdullah Kavukcu ve Galatasaray Genel Sekreteri Eray Yazgan da yer aldı. Galatasaray’ın daha önce sponsorluk sözleşmesi imzaladığı ve yasadışı bahisle ilişkilendirildiği için iptal ettiği sponsorluk konusuna açıklık getiren Eray Yazgan, "Bizim kulübümüzden kimsenin ’M.g.news’ ile direkt görüşmesi yok. Bir ajans vasıtasıyla bize geliyorlar. Benim veya bizden herhangi bir yöneticinin böyle bir görüşme yapması söz konusu değil. Söz konusu firmanın ismini ilk defa konu yönetime geldiği gün öğrendim. Bir ajans vasıtasıyla pazarlama departmanımıza gelmişler. Bu firma bizimle anlaşmadan önce firmanın boy boy başka statlarda reklamları dönüyordu. Başka kulüpler de bu firmayla anlaşma yapmış. Bunun bir haber sitesi olduğu söylendi. O dönemde Taksi vs. bir çok farklı mecraya reklam vermişler. Bu site, baktığınız zaman bir spor haber web sitesi. Fakat bu sitenin farklı bir siteye yönlendirme yaptığı söyleniyor. Bizi yönlendiren bir ajans var, buna onay veren bir federasyon var. Biz, çok dolaylı bir yoldan suçlandık. Ben sadece imza yetkilisi olduğum için suçlanıyorum. Bu sözleşmenin imzalandığı gün farklı bir imza yetkilisi arkadaşımız bunu imzalamış olsa idi, şu an o benim durumumda olacaktı. Dolayısıyla aldığımız bir yönetim kurulu kararı çerçevesinde yapılmış bir işlem var" ifadelerini kullandı. "Metehan’ın duruşmasına yönetim kurulu üyemiz Can Natan ile kulüp avukatımız girdi" Bahis soruşturması kapsamında tutuklanan Galatasaraylı futbolcu Metehan Baltacı’yı bu süreçte yalnız bıraktıklarına yönelik algı yapıldığını söyleyen Yazgan, "Metehan Baltacı’yı yalnız bıraktığımıza dair yanlış bir algı var. Duruşmasına bizim yönetim kurulu üyemiz Can Natan ile kulüp avukatımız girdi. Kendi avukatı da orada hazır bulundu. Yönetici arkadaşlarımız, kendilerini ziyaret etti. Sportif direktörümüz de kendisini ziyaret etti. Bir yargı süreci var. Konuşmak çok doğru değil. Metehan’a itimadımız tam. 18 bin TL’lik bir tutardan bahsediyoruz. Kiralık oynadığı dönemdeki süreçle alakalı bir durum. Biz, sürecin sonunda Metehan’ın suçsuz çıkacağına eminiz. Dönem dönem tutukluluğa itiraz oluyor. O itirazı yaptık" şeklinde konuştu.
Erzurum Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı Ülkemiz ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği konulu seminer verdi. Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alıyor. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 96’sı deprem riski altında bulunurken, nüfusun büyük bir bölümü yıkıcı depremlerin meydana gelebileceği alanlarda yaşamını sürdürüyor. Bu gerçek, depremle yaşamayı öğrenmenin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Depremler neden oluyor? Depremler, Dünya’nın kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri sonucu meydana geliyor. Bu hareketlerin temel nedenine bakıldığında yerin derinliklerindeki ısı kaynaklı konveksiyon akımlarının olduğu belirleniyor. Kıtaların geçmişte "Pangea" adı verilen tek bir kara parçası hâlinde olduğu ve zamanla ayrıldığı artık bilimsel olarak kabul ediliyor. Türkiye ise bu hareketli levha sınırlarının kesişim noktasında yer alıyor. Büyüklük ve şiddet arasındaki fark Bir depremin büyüklüğü, açığa çıkan enerjiyi ifade ederken; şiddeti, depremin yerleşim alanlarında oluşturduğu hasarla ilgilidir. Aynı büyüklükteki bir deprem, sağlam zemine sahip bir bölgede hafif hasarla atlatılabilirken, zayıf zeminlerde ağır yıkıma yol açabiliyor. Sismik boşluklar alarm veriyor Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı’nın dikkat çektiği en önemli konulardan biri de "sismik boşluklar". Bu terim, uzun süredir büyük deprem üretmemiş ancak enerji biriktirmeye devam eden fay segmentlerini tanımlıyor. Marmara’dan Doğu Anadolu’ya, Ege’den Akdeniz’e kadar birçok bölgede tespit edilen bu alanların, önümüzdeki yıllarda 6 ila 7 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğu ifade ediliyor. Doğu Anadolu’da acı tecrübe Doğu Anadolu Bölgesi, tarih boyunca Türkiye’nin en yıkıcı depremlerine sahne oldu. 1939 Erzincan, 1976 Çaldıran, 1983 Horasan-Narman, 2011 Van ve 2020 Elazığ depremleri; binlerce can kaybına ve büyük ekonomik yıkıma neden oldu. Bu depremler, bölgenin aktif fay sistemleri üzerinde yer aldığını açıkça gösteriyor. Erzurum ve Pasinler özelinde risk Erzurum Fay Zonu, Erzurum Fay Zonu; neotektonik dönemde aktif olan, doğrultu atımlı faylardan oluşan karmaşık bir sistemdir. Pasinler, Horasan ve Narman çevresinde tarihsel ve aletsel dönemlerde büyük depremler meydana gelmiştir. 1924, 1952 Pasinler Depremi ve 1983 Horasan-Narman Depremi bölgenin yüksek sismik riskini ortaya koymaktadır. Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki Yedisu Fayı, Ardahan Kırığı, Çayırlı Aşkale Fayı, Van Gevaş Fayı ve Hakkari Yüksekova Faylarının deprem üretmesi durumunda bundan etkilenecek illerin arasında Erzurum ve Pasinler İlçelerinin olacağı görülmektedir. Bu sismik boşluklar bilimsel çalışmalara göre günümüzde de aktif olan bir yapı niteliği taşıyor. Erzurum , Pasinler ve çevresinde geçmişte yaşanan depremler, bölgenin gelecekte de sismik risk altında olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yerel ölçekte yapılacak mikro-bölgeleme çalışmalarının, olası depremlerde can ve mal kaybını azaltmada hayati öneme sahip olduğu her zaman vurgulanması gereken bir özellik olduğu görülüyor.. Çözüm: Bilim, Planlama ve Hazırlık Deprem zararlarını azaltmanın yolunin kadercilikten değil bilimden geçtiğini ifade eden Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı; "Aktif fayların net biçimde belirlenmesini, riskli alanlarda yapılaşmanın sınırlandırılmasını, deprem master planlarının hazırlanmasını, İl Afet Risk Azaltma Planlarının (İRAP) etkin şekilde uygulanmasını öneriyor. Bireysel düzeyde ise depreme dayanıklı yapılaşma, ev içi eşya sabitlemeleri, acil durum çantası ve doğru davranış biçimleri (Çök-Kapan-Tutun) hayati önem taşıyor. Teknoloji de uyarıyor Günümüzde Android telefonlarda kullanılan erken uyarı sistemleri, deprem dalgalarını insanlardan saniyeler önce algılayarak kullanıcılara uyarı gönderebiliyor. Bu birkaç saniyelik kazanım bile, doğru davranışla birleştiğinde hayat kurtarabiliyor. Sonuç olarak deprem engellenemez ancak etkileri azaltılabilir. Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi, bilimi rehber edinmesi ve hazırlıklı olması gerekiyor. Bu konuda bizlerin ortak mesajı net: "Deprem değil, ihmal öldürür."