SAĞLIK - 14 Aralık 2018 Cuma 12:24

Alzheimer beyne 25 yıl öncesinde yerleşiyor

A
A
A
Alzheimer beyne 25 yıl öncesinde yerleşiyor

Çağımızın en korkulan hastalıklarından biri olan Alzheimer hastalığının insan beynine 25 yıl öncesinde yerleştiğini belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Selen Gür Özmen, “Alzheimer hastasının son 25 senesinde beynindeki patolojiler, yavaş yavaş oluşmuştur ve tüm patolojiler beyne oturduktan sonra, unutkanlık başlamıştır” dedi.

Dünya genelinde her 10 kişiden 1’i Alzheimer hastası. Unutkanlıkla kendini gösteren, yer-yön kabiliyetinin kaybedilmesi gibi beynin bazı fonksiyonlarını yerine getirememesiyle devam eden süreç, hem hasta hem de çevresindeki bireyler için yıpratıcı olmakta. Beyni koruyan her şeyin aslında kalbi de koruduğunu ve Alzheimer’ın insan beynine 25 yıl öncesinde yerleştiğini açıklayan Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Sağlık Bilimleri Enstitüsü Sinirbilim Anabilimdalı’nda Öğretim Görevlisi Uzm. Dr. Selen Gür Özmen, Alzheimer hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.
 

 “Alzheimer beyne 25 yıl öncesinde başlıyor”

Alzheimer’ın unutkanlıkla fark edilmeye başladığını belirten BAU Sinirbilim Anabilimdalı’nda görevli Uzm. Dr. Selen Gür Özmen, hastalığın genetik faktörlerden oluşmasının yüzde 2 oranında olduğunu söyledi. Her an herkeste olabilecek bir hastalık olduğunu vurgulayan Özmen şunları söyledi; “Alzheimer hastası unutkanlıkla hekimin karşısına ilk geldiği zaman moral bozucu olan kısım şu; Hastalığa dair her şey olmuştur ve bitmiştir. Aslında Alzheimer hastasının, son 25 senesinde beynindeki patolojiler, yavaş yavaş oluşmuştur ve son haline ulaşmaya yakın hastada gözle görülür değişiklikler yaratmaya ancak başlamıştır. Yani o dakikadan sonra aslında yapacak çok fazla bir şey yoktur. Örneğin; 70 yaşında bir hasta, hastaneye geldiğinde unutkanlığı başlamış oluyor. Biz hastaya 70 yaşında Alzheimer teşhisi koyarsak, aslında bu demektir ki hastalığı, 40-45 yaşında başlamıştır. Yani beyinde oluşan problem aslında 20-25 yıl önce başlamıştır. Sonunda her şey bittiği zaman unutkanlık başlıyor. O yüzden tedavi olarak o aşamada yapılacak tek şey hastayı biraz rahatlatmak, elimizdeki ilaçlarla hastalığı çok az da olsa yavaşlatabilmek.”

“Emeklilik beyni olumsuz etkiliyor”

Uzm.Dr. Selen Gür Özmen, “Emekliliğin de beyni olumsuz etkilediğini söylemek lazım. Örneğin, Japon kültüründe emeklilik yoktur. Bir iş biter, başka bir iş başlar. Bu meşguliyet de Uzak Doğu’nun çalışkan kültüründen etkilenmiş bölgelerinde yaşlanan bireylerin çok sağlıklı bir biçimde yaş aldığı ve Alzheimer gibi nörodejenerasyona neden olan hastalıklara yakalanmadan uzun bir ömre sahip olduklarını göstermiştir. Ayrıca yüksek entelektüel düzeye sahip olan insanlardaki kayıp, çok çabuk belli olmuyor. İki insan düşünün. Birinin eğitim yılı daha düşük, daha içine kapanık, erken yaşta emekli olmuş, bir de üstüne herhangi bir nedenle tetiklenmiş bir depresyon yaşadığını varsayalım. Diğeri üniversite mezunu, çalışmayı bırakmamış, daha sosyal, daha huzurlu bir hayatı olan biri. Bu noktada ikisinin de beyinlerinde Alzheimer hastalığının alt yapısını oluşturan beta amiloid ve nörofibriler yumak dediğimiz iki tane istenmeyen protein birikiminin başladığını düşünelim. Eğitim düzeyi daha düşük olan, daha az insanla iletişim halinde olan, daha depresif olan kişinin beynindeki o protein yapılanması hemen unutkanlığa sebep olurken, eğitim seviyesi yüksek daha sosyal, daha neşeli, beynine sürekli yeni girdiler olan kişinin unutkanlığının başlaması, diğerine göre daha çok sonra oluyor. Birinin 65 yaşında başlarken, diğerinin 80 yaşında başlayabiliyor” diye konuştu.

"Negatif insanlar beynin düşmanı"

Dünyada ve ülkemizde Alzheimer oranlarında azalma olmadığını ifade eden Uzm. Dr. Selen Gür Özmen, her 10 kişiden 1’inin Alzheimer hastalığına yakalandığını ve toplumda görülme sıklığının artmasının ise yaşam süresinin uzamış olmasıyla ilişkili olduğunu söyledi. Bunun yanı sıra insan beyninin sosyalleşmek üzerine kurulmuş bir yapı olduğunu belirten Özmen, etrafımızdaki insanların da beynimizin sağlığını etkilediğini vurguladı. Özmen, “İnsan beyni sosyal iletişime muhtaç. Konuşmak, anlatmak, paylaşmak, dinlemek gibi insanlar bu tarz iletişimleri sayesinde yeni şeyler öğrenirler. Bütün bunlar beynin gelişimi ve aktif kalmasını sağlayan özellikler. Güzel dostlukların beyne tek başına kitap okumaktan bile çok daha fazla katkı sağlayabileceğini unutmamalıyız. Bütün bunlar beyni çok aktif tuttuğu için Alzheimer gibi, beyni sosyal iletişime kapalı hale getiren hastalıklardan da korunmak açısından çok önemli şeyler. Kasvetli ve etrafımızda bize negatif enerji veren insanların çok olduğu ortamlardan sakınmalıyız zira bu istenmeyen sosyal ortamlar beyin hastalıklarını da tetikleyen faktörler” dedi.

“Bitter çikolata tüketin”

Kalbimizi koruyan her şeyin beynimizi de koruduğuna dikkat çeken Özmen, “Hastalık başladıktan sonra elimizde bir tedavi yöntemi olmadığından Alzheimer’a yakalanmamak için bilinen tüm önlemleri almamız gerekiyor. Akdeniz tipi beslenmenin koruyucu olduğunu söyleyebiliriz. Haftada en az bir kere omega-3’den zengin yağlı balık, her gün bol yeşil yapraklı sebze, zeytinyağı ile yapılan yemeklerin tüketilmesi ve kahvenin günde bir bardak ile sınırlandırmanın koruyucu önlemler olduğunu söyleyebiliriz. Antioksidan içeriği olan kakaonun da koruyucu olduğu düşünülüyor. Burada yüksek kakao içeren yiyeceklerden bahsediyoruz. Artık bitter çikolataların üzerlerinde yazıyor. Kakao oranı ne kadar yüksekse beyne yardımı o kadar çok oluyor. Nöron yapısında antioksidan bir etkisi var kakaonun. Beyin hastalıklarından koruyucu bir etkisi de olduğu düşünüyor” diyerek cümlelerini sonlandırdı.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Antalya OSB’den Çin’e ticaret köprüsü Antalya OSB Yönetimi tarafından düzenlenen Çin Karma Ticaret Heyeti Programı birçok ticari iş birliği ile sonuçlandı. Bölge sanayicilerine yeni ihracat kapıları açmak için dünyanın dört bir yanına ticaret heyeti programları düzenleyen Antalya OSB Yönetiminin son durağı, Çin Halk Cumhuriyeti oldu. Antalya OSB Başkanı Ali Bahar önderliğinde, Antalya OSB Dış Ticaret Müdürlüğü organizasyonu ile Çin’in Şangay ve Guanco şehirlerine gerçekleştirilen karma ticaret heyeti programında, 28 bölge sanayicisi yer aldı. Antalya OSB Heyetinin Çin’deki ilk ziyaret noktası T.C. Şangay Başkonsolosluğu oldu. Başkonsolos Hüseyin Emre Engin, Antalya OSB sanayicileri ile yaptığı toplantıda Çin Halk Cumhuriyeti’nin sosyal, ekonomik ve politik yapısı hakkında kapsamlı bilgiler verdi. Başkonsolosluğun ardından Şangay Ticaret Ataşeliğine geçen Antalya OSB Heyeti, Türkiye ile Çin arasında kurulabilecek ticaret potansiyeli hakkında görüşme gerçekleştirdi. Yapay zeka bilim parkı Çin’in önde gelen firmalarından Marshall Lojistik’in yetkilileri ile Şangay ofisinde bir araya gelen Antalya OSB sanayicileri, başta elektronik ve yüksek teknoloji ürünleri olmak üzere ithalat ve ihracatı yapılacak olası ürünlerin lojistik operasyonunda izlenecek yollar görüşüldü. Yapay zeka inovasyonu için Şangay’da kurulmuş olan, 7 binden fazla yapay zeka mühendisi ve bilim insanının çalıştığı Zhangjiang Yapay Zeka Bilim Parkı’nı ziyaret eden Antalya OSB heyeti, bilim parkı yetkilileri ile kapsamlı bir toplantı gerçekleştirdi. Bölge sanayicileri, Yapay Zeka Deneyim Merkezinde sergilenen 140’tan fazla gelişmiş yapay zeka ürününü detaylıca inceleyip, kendi sistemlerine entegre etmek için üreticilerle görüşme yaptı. Yüz yüze görüşmeler Yoğun bir tempoda geçen programın devamında plastik ve kauçuk teknolojileri alanında dünyanın önde gelen fuarlarından biri olan Chinaplas Fuarı’nı ziyaret eden heyet, Şangay Plastik Endüstrisi Derneği yetkilileri ile fuar alanında olası iş birlikleri ve yeni ortaklıkları görüşmek için bir araya geldi. Çin’den ithal etmek istedikleri ham maddelerin üreticileri ile fuar alanındaki B2B alanında yüz yüze görüşmeler yapan Antalya OSB Sanayicileri, birçok yeni anlaşma gerçekleştirdi. Programın sonunda Şangay’dan Guanco’ya geçen Bölge sanayicileri, bu yıl 135’incisi gerçekleşen, dünyanın en önemli ticaret fuarlarından biri olan Canton Fuarı’nı ziyaret ederek, her sektörden ithal ve ihraç ürünlerini inceleyip yeni bağlantılar kurdu. Kuşak-Yol projesi Oldukça verimli bir program gerçekleştirdiklerini ifade eden Antalya OSB Başkanı Ali Bahar, Çin Ticaret Heyet Programı ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Büyüme ve gelişmenin olmazsa olmazı yeni modelleri, yeni endüstrileri ve sektörün yeni dinamiklerini yerinde gözlemlemektir. Üretim faaliyetlerimize adapte edebileceğimiz yenilikleri incelemek açısından Çin, potansiyeli oldukça yüksek bir destinasyondur. Çin’in artan gelir düzeyi, kaliteli ürünlere eğilimin her geçen gün artması, üretim kapasitesi, nüfus yoğunluğu, dünya ticaretindeki payı ve Kuşak-Yol Projesi dikkate alındığında ihracatçılarımızın bir an önce entegre olması gereken bir pazar olarak karşımıza çıkmaktadır. Biz Türkiye’yi her zaman Çin’in en önemli ortaklarından biri olarak görüyoruz. Heyet programımız kapsamında iş birliği potansiyeli yüksek olan yatırım alanları, lojistik çözümler, üretim hatlarımıza adapte edebileceğimiz yenilikler, ihracat engelimiz olan ürünlerle ilgili üretilebilecek çözümler konularında verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Ayrıca Chinaplas ve Canton Fuarı ziyaretlerimiz esnasında birçok sanayicimiz, arayışında oldukları ham madde ve ürünlerin nokta atışı tedarikçileri ile görüşüp, ticaret yapma noktasına geldi.”