KÜLTÜR SANAT - 09 Ekim 2021 Cumartesi 13:05

‘Amasya Kalesi’nden tarih fışkırıyor

A
A
A
‘Amasya Kalesi’nden tarih fışkırıyor

Türkiye’nin en görkemli kaleleri arasında gösterilen, UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’ndeki Amasya Harşena Kalesi adeta tarih fışkırıyor. Evliya Çelebi’nin Seyehatnamesi’nde adı geçen 6 asırlık Yıldırım Han Camisi’nin kalıntılarının ortaya çıkarıldığı kalede 2400 yıllık surlar da restore ediliyor. Heybetli kaleyi gezen ziyaretçiler tek kelimeyle ‘muhteşem’ diyor.

Türkiye’nin görkemli 3’ncü kalesi olarak gösteriliyor

Denizden 700 metre, Yeşilırmak’tan ise 300 metre yüksekte bulunup Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Türkiye’nin görkemli 3’ncü kalesi olarak gösterilen Amasya Kalesi Persler, Romalılar, Pontus ve Bizanslıların egemenlikleri döneminde birçok saldırıya uğramasına rağmen her seferinde yeniden inşa edildi. Kale 1075’te Türklerin şehri fethetmesinden sonra önemli bir onarım gördü. 18’nci yüzyıla kadar kullanılmasından sonra askeri önemini kaybetti. Günümüzde kalenin güney yamaçlarında beş adet anıtsal Helenistik dönem Pontus krallarına ait kaya mezarı bulunuyor. Heybetli duruşu ve eşsiz manzarasıyla etkileyen kale şehre gelen yerli ve yabancı ziyaretçilerin en önemli uğrak yerlerinin başında yer alıyor.

‘Amasya Kalesi’nden tarih fışkırıyor

Seyahatname’de ifade edilen Yıldırım Han Camisi’nin kalıntılarına ulaşıldı

Osmanlı şehzadelerinin valilik yaptıkları şehrin Yıldırım Bayezid tarafından Osmanlı topraklarına katılması sonrası kalede fethin sembolü olarak inşa edilen caminin kalıntıları da İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emine Dönmez’in başkanlığında yapılan kazılarda ortaya çıkarıldı. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde bu cami için ‘tavanları göğe yükselen cami’ olarak söz ediyor.

Vali Masatlı: “Amasya Kalesi’nde kazı yapıldıkça, araştırıldıkça çok farklı tarihi eserler çıkıyor”

8500 yıllık geçmişe sahip kentte 14 medeniyetin hüküm sürerken Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserlerin yoğun şekilde bulunduğunu belirten Amasya Valisi Mustafa Masatlı, “Amasya Kalesi’nde Evliya Çelebi’nin Seyahatname’de ifade ettiği Yıldırım Han Camisi’nin kalıntılarına rastlamış durumdayız. Burası tarihi bakımdan çok zengin bir bölge olması nedeniyle kazı yapıldıkça, araştırıldıkça çok farklı tarihi eserlerin çıktığını görüyoruz” dedi.

‘Amasya Kalesi’nden tarih fışkırıyor

Büyük önem verdikleri kazıların süreceğine değinen Vali Masatlı, “Bizim en önemli görevimiz tarihi mirasımıza sahip çıkarak gelecek kuşaklara aktarmak olacak” diye konuştu.

‘Amasya Kalesi’nden tarih fışkırıyor

Nihai hedef UNESCO Dünya Kültür Mirası Asıl Listesi

2015 yılında UNESCO Geçici Dünya Mirası Listesi'ne alınan Amasya Harşena Dağı ve Pontus Kral Kaya Mezarları'nın yer aldığı alandaki M.Ö 4. yüzyıldan başlayıp Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait en eskisi 2400 yıllık sur duvarları Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın projelendirdiği hummalı çalışmalarla onarılıyor.

UNESCO Dünya Kültür Mirası Asıl Listesi’ni nihai hedef olarak belirleyen kentte Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın rehberliğinde Amasya Belediyesi ile birlikte yapılan çalışmaların önemli bir parçası olan Harşena Kalesi surlarının birinci kısmındaki restorasyonun tamamlandığına değinen Mustafa Masatlı, “2022 yılında da Kızlar Sarayı tarafındaki surların bakım ve restorasyon işlemi devam edecek” şeklinde konuştu.

‘Amasya Kalesi’nden tarih fışkırıyor

“Amasya sürpriz, muhteşem bir şehir”
Her yıl çok sayıda yerli ve yabancı turistin uğrak yeri şehri ailesiyle birlikte Trabzon’dan gelerek dolaşan Tevfik Furkan Pekşen ise, “Amasya bence sürpriz, muhteşem bir şehir. Dağların, kayalıkların eteklerine serilmiş bir şehirle karşılaşıyorsun” ifadelerini kullandı.

Murat Çelik
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Van’da "Mide Kanseri Farkındalık Semineri" düzenlendi Van İl Sağlık Müdürlüğü tarafından mide kanserine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen "Mide Kanseri Farkındalık Semineri" gerçekleştirildi. İpekyolu İlçe Kütüphanesi’nde düzenlenen seminerde, mide kanserinin risk faktörleri, erken tanının önemi ve korunma yolları ele alındı. Program kapsamında halka yönelik bilgilendirici sunumlar yapıldı. Programda endoskopi taramaları hakkında bilgilendirme yapılırken, seminere katılan muhtarlar ve vatandaşlar da merak ettikleri konular hakkında uzman hekimlerden bilgi alma imkânı buldu. Seminerde konuşan Van İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, halkla bire bir temas halinde olan muhtarların toplumun doğru şekilde bilgilendirilmesinde çok önemli bir role sahip olduğunu belirtti. İl Müdürü Op. Dr. Tosun, "Bu nedenle öncelikle muhtarlarımızı bilgilendirerek, onların halkla temasını artırmayı; vatandaşlarımızın bu kanser türüne yakalanmadan önce neler yapması gerektiğini ve hastalığa yakalanmış bireylerin nasıl takip edilmesi gerektiğini anlatmayı amaçlıyoruz. Bugün bu konuları, kıymetli hocalarımız bizlere aktaracak. Sizlerle birlikte bizler de bu eğitimden faydalanacağız. Van özelinde halk sağlığını doğrudan etkileyen bu ve benzeri önemli konularda, paydaşlarımızla birlikte eğitim ve bilgilendirme çalışmalarımıza devam edeceğiz" dedi. "Sıcak çay masum çıktı" Bölgeye özgü mide kanseri risk faktörlerinden bahseden Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrah Prof. Dr. Sabahattin Çelik ise "Mide kanseri için araştırdığımız birkaç faktör vardı. Bunlardan ilki otlu peynir, tuzlu balık, sıcak çay ve tandır maruziyetiydi. Bu çalışmada sıcak çay masum çıktı; bu faktörle ilgili herhangi bir olumsuzluk tespit edilmedi. Ancak otlu peynirin günlük 150 gramdan fazla tüketilmesinin kanser riskini iki kat artırdığı belirlendi. Bu çalışma, birçok dergide yayımlandı" diye konuştu. Genel Cerrah Dr. Ezgi Sönmez’in sunumuyla devam eden seminer, Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Remzi Kızıltan, Dr. M. Salim Demirci ve Radyasyon Onkolojisi Uzman Dr. İlyas Anıl Kılınç’ın yöneltilen soruları yanıtlamasıyla sona erdi. Seminere İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, akademisyenler, uzman hekimler, sağlık personeli ve muhtarlar katıldı.
Muğla Menteşe’de çocuklar İngilizceyi eğlenerek öğreniyor Muğla Menteşe’de faaliyet gösteren Uluslararası Gençlik Merkezi, çocukların dil gelişimine ve akademik başarılarına katkı sağlamak amacıyla düzenlediği İngilizce Konuşma Kulübü ve Akademik Destek programını başarıyla tamamladı. Menteşe Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü bünyesindeki Uluslararası Gençlik Merkezi, çocuklara yönelik örnek bir eğitim çalışmasına imza attı. Program iki temel sütun üzerine inşa edildi: Pratik iletişim becerileri ve okul müfredatına uyumlu akademik destek. Konuşma kulübü etkinliklerinde çocuklar; oyunlar, grup çalışmaları ve günlük hayat senaryolarıyla İngilizceyi teoriden pratiğe döktü. Bu etkinliklerle öğrencilerin Kelime dağarcıklarının zenginleştirilmesi, Doğru telaffuz alışkanlığı kazanmaları, Yabancı dilde özgüvenli iletişim kurmaları sağlandı. Programın diğer ayağında ise öğrencilerin okul derslerindeki performanslarını artırmaya yönelik çalışmalar yürütüldü. Dil bilgisi, okuma-anlama ve kelime pekiştirme seanslarıyla öğrencilerin okuldaki sınav başarılarına doğrudan katkı sunuldu. Bireysel ihtiyaçlara göre yapılan yönlendirmeler sayesinde çocuklar, zorlandıkları konuları uzmanlar eşliğinde aşma fırsatı buldu. Gençlik Merkezi yetkilileri, erken yaşta yabancı dil öğreniminin kişisel gelişimdeki kritik rolüne dikkat çekerek şunları kaydetti: "Çocuklarımızın yabancı dile karşı olumlu bir tutum geliştirmesi en büyük önceliğimiz. Eğlenceli ve etkileşimli yöntemlerle hem derslerine destek oluyor hem de dünya ile iletişim kurabilecekleri bir kapı aralıyoruz. Bu tür gelişim odaklı projelerimiz önümüzdeki dönemde de artarak devam edecek "ifadesi kullanıldı.
Samsun 800 milyonluk umut, depresyon riski taşıyor Yılbaşı ikramiyesi beklentisiyle kurulan hayallerin psikolojik zararlarına dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir, "İnsanlar bilet değil, umut satın alıyor. Umut satın almak, küçük gibi görünse de çok derin bir psikolojik etkiye sahiptir. Bazı insanlar bu durumdan dolayı derin depresyona sürüklenebilir" dedi. Yılbaşı özel çekilişinde büyük ikramiyenin 800 milyon TL olarak belirlenmesini ve bunun insanların psikolojisine etkisini değerlendiren Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir, ikramiyenin çıkmaması durumunda bazı kişilerin ruh halinde ümitsizlik ve yoğun hayal kırıklığı yaşanabileceğini söyledi. "Hayal kurmak insana mutlu hissettiriyor" Dr. Taşdemir, "Piyango bileti satın almak, altında ekonomik, psikolojik, sosyal ve kültürel nedenleri olan bir davranış biçimidir. İnsanlar bilet değil, umut satın alıyor. İnsanlar istatistiksel olarak o paranın kendilerine çıkma ihtimalinin farkındadırlar. Umut satın almak küçük görünse bile çok derin bir psikolojik etkiye sahiptir. İnsanlar bu umudu ucuza satın aldıkları için bir hayal kuruyorlar. Hayal kurmak insana mutlu hissettiriyor. ’Bu bilet bana çıkarsa borçlarımı öderim, yeni bir iş kurabilirim, çevremdeki insanların hayatını değiştirebilirim’ gibi hayal kurmak insanları mutlu edebiliyor. İnsanlar, ’almayacağım bilete ikramiye çıkarsa’ diye kaçırma korkusuyla da yöneliyorlar. Bundan dolayı birçok insan hayal kırıklığına uğruyor" diye konuştu. "Yoğun bir hayal kırıklığı sonrasında depresyonu tetikleyebilir" İkramiyenin çıkmamasının herkeste aynı etkiyi oluşturmadığını belirten Taşdemir, "Aslında birçok insanda o ikramiyenin çıkmaması derin bir hayal kırıklığı oluşturmuyor. O biletin üstüne kurduğu hayaller boşa gittiğinde ilk başta derin bir iç çekiş ve hayal kırıklığı yaşayabilir. Birçok insan bunu mantıkla onarır. ’Zaten bana çıkma ihtimali çok düşüktü, hayırlısı böyleymiş’ diye düşünebilir. Bazı insanlar bu durumdan dolayı derin depresyona sürüklenebilir. Bardak dolmuştur ve taşmak için son bir damlayı bekliyordur. Yoğun bir hayal kırıklığı sonrasında depresyonu tetikleyebilir. Bu, insanların çok azında görülen bir durumdur" şeklinde konuştu. "Umut ile bağımlılık arasındaki çizgi çok ince" Yoksulluk süresi uzadıkça insanların risk algısının değişebildiğine dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Taşdemir, "Yoksul insanların yoksulluk süresi uzadıkça, maalesef başka bir çıkış yolu ümidi insanların zihninde kalmıyor. Birikim veya çalışma ile bu gidişatı değiştiremeyeceklerini düşünüyorlar. Kısa bir yoldan çıkış arayışına giriyorlar. Bu durum, insanların bu umuda sıkı sarılmasına sebep olabiliyor. Yoksul insanların yoksulluk süresi uzadıkça onların risk algıları da değişebiliyor. ’Battı balık yan gider’ misali ’son parayı da buna harcayayım’ diye düşünebilirler. İkramiye çıkmayınca diğer bilet tarihini bekleyerek, ’bu sefer olmadı ama bir dahaki sefere olabilir’ diyerek boş bir ümide tekrar kapılabilirler. Umutla bağımlılık arasındaki kısa çizgi budur" ifadelerini kullandı.