EĞİTİM - 25 Aralık 2017 Pazartesi 14:03

AÖL sınav sonuçları hangi gün açıklanacak? AÖL sınav sonuçları ne zaman açıklanacak?

A
A
A
AÖL sınav sonuçları hangi gün açıklanacak? AÖL sınav sonuçları ne zaman açıklanacak?

9-10 Aralık tarihinde yapılan Açıköğretim Lise sınavlarına giren öğrenciler sınav sonuçlarının açıklanacağını günü merak ediyor. Liseyi açıktan okuyanların katıldığı AÖL sınav sonuçları henüz açıklanmadı. Peki, sınava katılanların merakla beklediği AÖL sonuçları ne zaman açıklanacak?

9-10 Aralık 2017 tarihinde binlerce öğrencinin katıldığı Açıköğretim Lise sınavları yapıldı. Sınava katılan öğrenciler AÖL sonuçlarının ne zaman açıklanacağını merak ediyor. Peki, AÖL sınav sonuçları ne zaman açıklanacak?

AÖL sonuçları ne zaman açıklanacak?

Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı açık liselerin 2017 yılında 1. Dönem sınavları 9 Aralık Cumartesi ve 10 Aralık Pazar günü yapılan sınavın sonuçlarının 31 Aralık tarihine kadar açıklanması bekleniyor. 

AÖL sınavında puanlama nasıl oluyor?

AÖL ders geçme notu son değişikliklerle birlikte 45'ten 50'ye çıkarılmıştır. AÖL sınavından 50 alan öğrenci dersi geçer. Öğrenciler için her dersten 20 soru sorulmaktadır. Her sorunun puan değeri 5’tir. MEB 2016-2017 eğitim öğretim döneminde sınavdan geçme puanını 50 olarak belirlemiştir. Öğrenci sınavda 20 sorudan en az 10 soruya “doğru” cevap verdiyse, sınavdan geçmiş demektir.

AÖL SORU VE CEVAPLARI YAYIMLANDI

09-10 Aralık 2017 tarihlerinde 3 oturum olarak gerçekleştirilen Açık Öğretim Liseleri (Açık Öğretim Lisesi, Mesleki Açık Öğretim Lisesi, Açık Öğretim İmam Hatip Lisesi) 2017/1.dönem Sınavı soru ve cevap anahtarı açıklandı.

1. Oturum soru kitapçığı ve cevap anahtarı için tıklayınız.

2. Oturum soru kitapçığı ve cevap anahtarı için tıklayınız.

3. Oturum soru kitapçığı ve cevap anahtarı için tıklayınız. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.