SAĞLIK - 14 Ocak 2021 Perşembe 12:39

Aşıdan sonra ateş ve baş ağrısı görülebilir

A
A
A
Aşıdan sonra ateş ve baş ağrısı görülebilir

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun Corona Vac aşısı için acil kullanım onayı vermesinin ardından, sağlık çalışanları ilk sırada olmak üzere aşılama başladı.

Vatandaşların Covid-19 aşısıyla ilgili kafasında soru işareti olmaması gerektiğini söyleyen Medicana International İzmir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Serhan Sakarya, “Kişiler aşılandıktan sonra; ateş, baş ağrısı, halsizlik, iştahsızlık gibi semptomlar görülebilir. Kimse telaş etmesin, bu tepkiler çok normaldir. Vücutta antikor oluşmasını sağlayacak aşıyla, Covid-19 virüsünün hastalık yapmayan inaktif şekli enjekte edilecek; yani virüsün kolu, bacağı var; ancak beyni yok. Bu nedenle hastalık yapma özelliği de yok" dedi.

Türkiye genelinde korona virüsüne karşı aşılama sağlık çalışanlarından başladı. Randevu sistemine göre yapılacak olan aşılama çalışmaları ile ilgili merak edilen sorulara cevap veren Medicana International İzmir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Serhan Sakarya, kişilerin merak ettiği en önemli sorunun, aşının bağışıklık sağlayıp sağlamayacağı yönünde olduğunu söyledi.

"Hiç bir aşı yüzde 100 bağışıklık sağlamaz"

Coronavac aşısı ile ilgili olarak Brezilya’nın yüzde 50 civarında koruyuculuk rakamı açıkladığını; ancak Brezilya’nın çok hafif geçiren hasta grubunu da işin içerisine katarak bu sonucu verdiğini söyleyen Prof. Dr. Serhan Sakarya, “Henüz yapılan Faz 3 çalışmalarının analiz çalışmaları yapılabilmiş değil. Bu bağlamda bağışıklık sağlar mı sağlamaz mı soruları akla geliyor. Şunun bilinmesi gerekiyor. Hiçbir aşı yüzde 100 bağışıklık sağlayamaz. Örneğin; özellikle riskli gruplarda kullandığımız grip ya da zatürre aşısının koruyuculuğu yüzde 40-50 civarındadır. Biz bu oranı, kişinin hasta olması yüzde 50 engellediğimiz için başarı olarak kabul etmekteyiz. Hatta hepatit aşılarında bile oran yüksek değildir” dedi.

"En güvenilir aşıyı oluyoruz"

Sıkça konuşulan aşının güvenirliği konusunda da açıklama yapan Prof. Dr. Sakarya, “Dünyadaki şu ana kadar üretilen Avrupa’nın ve Amerika’nın olmaya başladığı aşılarla ilgili Faz 3 çalışmaları yapılmış değil. Acil durum onayı alan aşılardır bunlar. Bu aşılar pandeminin yayılışını engellemek için şimdiye kadar yapılan çalışmalardaki başarı oranlarının yüksek olması nedeniyle final raporları görülmeden onay almasına neden olmuştur. Şu an bizlere uygulanacak olan aşı dünyada uzun yıllardır uygulanması nedeniyle, neyle karşılaşacağımızı bildiğimiz, güvenirlik endeksi en yüksek aşılardan bir tanesi; çünkü dünyadaki aşıların en iyisi canlı virüs aşılarıdır. Biz bu aşıları onlarca yıldır kullanıyoruz ve neyle karşılaşacağımızı biliyoruz” diye konuştu.

Uygulanacak olan Çin aşısının, ölü, inaktif aşı olduğunu belirten Prof. Dr. Sakarya, “Vücudumuza virüsün hastalık yapmayan şeklini enjekte edilecek. Virüsün kişinin vücudunda hasta yapma özelliği yok; ama kişinin vücudunda antikor oluşmasını sağlayacak. Şöyle düşünebilirsiniz; enjekte edilen virüsün kolu bacağı var; ancak beyni yok. Dolayısıyla vücudum girer girmez onu tanıyacak; ama virüsün beyni olmadığı için hasta etme, onu yönetme, yaşatma gibi özellikleri olmayacak” dedi.

"Daha önce o virüsle karşılaştığını hafızaya yazmıştır"

Covid-19 pozitif olan ve hastalık sürecini geçiren kişinin aşı olması durumunda çok daha iyi korunacağını belirten Prof. Dr. Sakarya şöyle konuştu:

“Vücudun hafıza hücreleri vardır. Daha önce o virüsle karşılaştığını hafızaya yazmıştır. Bir daha karşılaştığında ilk karşılaşmanın bin katı bir şekilde antikorları yapmaya başlarlar. Diyelim ki, ben hastalığı geçirdim. Bir süre sonra antikor seviyem düştü; ancak hafıza hücrelerim var. Aşı olduktan sonra daha yüksek bir antikor seviyesi oluşacaktır.”

Daha önce hiç Covid-19 geçirmemiş bir insanın aşı olması durumunda, vücudun sanki ilk defa virüs alıyormuş gibi bağışıklık geliştirmeye başlayacağını ifade eden Prof. Dr. Sakarya, sonrasında vücutta hafıza hücrelerinin gelişeceğini, hastalığı daha önce geçirmiş olan kişinin hastalık safhasını ilk aşıda yaşayacağını, ikinci aşıda ise antikorların çoğalmasını sağlayacak itici etkiyi yaşayacağını, vücudun daha önce karşılaştığı için ne yapacağını çok iyi bileceğini belirtti.

Kişinin Covid-19 olduğunu bilmeden aşı yaptırması durumunda yaşayacaklarını da anlatan Prof. Dr. Sakarya, “Vücuda sistemin daha fazla tanıyacağı bir virüs partikülünü veriyorsunuz. Asemptomatik vakaları semptomlu hale geçirebilir. Şunu bilmeliyiz. Bir hastalığı geçirdiğimiz zaman; ateş, halsizlik, kırıklık, baş ağrısı, karın ağrıları, iştahsızlık gibi bir hastalıkta görülen bulguları yapan şey sizin vücudunuzun mikroorganizmalara karşı geliştirdiğiniz tepki sonucu ortaya çıkan maddelerdir. Her aşıdan sonra bu semptomlar hissedilebilir. Aşının yapıldığı yerde kızarıklık oluşabilir. Bu belirtiler, vücudun virüsle savaşmaya başladığının göstergesidir” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Kuyumcular vatandaşları altın alırken dikkat etmeleri yönünde uyardı Gaziantep’te düğün sezonunun açılmasıyla altın fiyatlarındaki yükseliş vatandaşları imitasyon ürünlere yöneltti. Kuyumcular ise vatandaşları altın alırken dikkat etmeleri yönünde uyardı. Gaziantep’te düğün sezonunun açılmasıyla beraber imitasyon ürünler reyonlarda yerini almaya başladı. Düğün hazırlığı sürecinde altın fiyatlarını araştıran vatandaşlar, altından ayırt edilmeyecek kadar gerçekçi olan imitasyon takılara rağbet göstermeye başladı. Gündelik yaşamında bilezik, yüzük, kolye, küpe gibi takılara ilgi duyan vatandaşlar altın fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle son dönemde imitasyon ürünlerin satıldığı mağazaları tercih etmeye başladı. Kuyumcular ise vatandaşları gerçek altın alırken dikkat etmeleri yönünde uyararak, “Vatandaşlar gerçek altın alırken güvenilir yerler dışında altın almaması gerekiyor. 50-100 TL ucuza alacağım derken daha düşük ve kalitesiz yerlerden almasınlar. Bu onlara farklı boyutta sıkıntılar açabilir” dedi. “Kuyumculuktan imitasyon sektörüne geçmeye karar verdik” Altın fiyatlarındaki yükseliş dolayısıyla imitasyona ilginin arttığını ve ayırt etmenin zor olduğunu söyleyen Çağatay Kasapoğlu, kuyumculuktan imitasyon sektörüne geçmeye karar verdiklerini ifade etti. Kasapoğlu, “Altın alan müşterilerin azalmasından dolayı bizde bu sektöre geçmeye karar verdik. Gerçek altından hiçbir farkı yok. Sadece işin duayeni olan kuyumcular anlayabiliyor. Normal vatandaş hiçbir şekilde ayırt edemez. Birebir altın işçiliğinde olan ürünlerdir” dedi. “İmitasyon ürünler 100 TL’den alıcı buluyor” İmitasyon ürünlerin her çeşidinin bulunduğunu ve ilginin en çok düz işçiliksiz bileziğe olduğunu söyleyen Kasapoğlu, “Gaziantep’te imitasyon bileziklerde en çok düz işçiliksiz olan ürünler, lazer bilezik, burma bilezik, kibrit çöpü ve ajda gibi modeller daha çok tercih ediliyor. Gelin adaylarının yanı sıra normal vatandaşlar aksesuar amaçlı alıyor ve gelinlere göre daha fazla rağbet gösteriyorlar. Bundan 2-3 yıl öncesine kadar talep daha az oluyordu. İmitasyon ürünlerde ortalama fiyatlarımız ise la kaplama ürünlerde 100 TL’den başlarken altın kaplama ürünlerde ise 150 TL’den başlıyor” ifadelerini kullandı. “Günlük 15’e yakın vatandaş gerçek altın sanarak bize getiriyor” Vatandaşların imitasyon ürünleri gerçek altın sanarak getirdiğini söyleyen kuyumcu Cuma Kaya, “İmitasyon ürünler insanları dolandırmak için de kullanılıyor. Gerçek altın yerine sahte olan yani imitasyon ürünü tercih ediyorlar. Piyasa da ise aşırı derecede imitasyon ürün çoğaldı. Bize günlük 15’e yakın vatandaş gerçek altın sanarak imitasyon ürün getiriyor. Fiyatlar çok yüksek olduğu için vatandaşlar ister istemez imitasyona yöneldi. 10 gramlık gerçek altın bilezik bir vatandaşın asgari ücretini fahiş derecede aşıyor. Dolayısıyla vatandaşlarda bundan dolayı mecburen imitasyona yöneliyor” şeklinde konuştu. “Bazı imitasyonları biz bile ayırt edemiyoruz” İmitasyon ürünlerin fark edilemeyecek kadar kaliteli üretildiğini söyleyen Kaya, vatandaşlara dikkat etmeleri yönünde uyarılarda bulunarak, “Bir sarraf olarak ayırt etmek kolay ama bazı imitasyon ürünler geliyor biz bile ayırt edemiyoruz. Ateşe vurmadığımız sürece zorlanıyoruz. Çeşit çeşit piyasaya sürülüyor. Yarı gerçek yarı sahte olan var bakırı fazla karışan var. Vatandaşlar gerçek altın alıyorlarsa eğer güvenilir yerler dışında altın almaması gerekiyor. 50-100 TL için daha düşük ve kalitesiz yerlerden altın almaması lazım. Bu onlara farklı boyutta sıkıntılar açabilir. Altının oyunu olmaz” diye konuştu.