SAĞLIK - 03 Eylül 2018 Pazartesi 11:37

'Aşırı korumacı büyüyen çocuklar okula alışmakta zorlanıyor'

A
A
A
'Aşırı korumacı büyüyen çocuklar okula alışmakta zorlanıyor'

Uzman Psikolog-Pedagog Dr. Reyhan Ateş Yücel, çocuklarda görülen okul fobisi hakkında açıklamalarda bulundu. Dr. Yücel, okul fobisinin sebebi tespit edildiğinde müdahalelerin kolaylaştığının önemine vurgu yaparak, okula uyumu kolaylaştıran etmenleri paylaştı.

Okul korkusu, okul fobisi ya da okulu reddetme, okuldan kaçma çocukluk çağında görülen okula ilişkin endişe bozukluklarıdır. Okul korkusunda, okulun kendisi sorunu tetikleyici bir etkene sahiptir. Çocuk okuldaki belirli bir şeye / kişiye / olaya karşı korku besleyebilir. Medicana International İstanbul Hastanesi Uzman Psikolog- Pedagog Reyhan Ateş Yücel okul fobisi hakkında önemli bilgiler paylaştı. Dr. Yücel, aşırı korumacı büyüyen çocukların okula alışmakta zorlandığının altını çizdi. 

''Çocuğun okuldan kaçmasının nedeni her zaman okul fobisi olmayabilir'' 

Okuldan kaçmanın, genellikle davranım bozukluğu tanısı alan çocuklarda rastlanan bir sorun olduğunu ifade eden Dr. Yücel, ''Bu davranış okul fobisi ile karıştırılmamalı. Okul fobisinde evden ayrılamama, ebeveyn ile birlikte olma isteği eşlik ederken okuldan kaçma davranışında çocuk eve gelmez hatta evdekilere bu durum ile ilgili yalanlar söyleyebilir. Bu çocuklarda kural dışı eylemler de söz konusudur ve okuldan kaçma nedeni evde kalmak değildir'' diye konuştu. 

Okul fobisinin daha karmaşık bir yapıya sahip olduğunu belirten Dr. Yücel, ''Okul fobisi, kuvvetli bir endişeye bağlı olarak çocuğun okula gitmeyi reddetmesidir. Çoğu zaman bedensel yakınmaların da eşlik ettiği (karın ağrısı, mide bulantısı, kusma gibi) bu nedenle evde kalmaya anne babayı ikna etmeye çalıştığı bir durumdur. Genelde çocuğun okula gitmek istememesindeki sebep ebeveyninden ayrılamama ile ilgilidir, sorunun asıl kaynağı ayrılık kaygısıdır. Dolayısıyla ayrılık kaygısı okul fobisini anlamak adına oldukça önemlidir'' dedi. 

''Okul sürecinde ayrılık kaygısı hem ebeveyni hem çocuğu etkiliyor'' 

Ebeveyni tarafından aşırı korumacı büyütülen çocuklarda sağlıklı bağlanmanın yerine bağımlı bir ilişki gelişebilir diyen Dr. Yücel, ''Annenin de çocuğuna bağımlı olduğu, ondan ayrılma ile ilgili ciddi sıkıntılar yaşadıkları gözlenir. Bu ebeveynler çocuklarına psikolojik ve fizyolojik olarak yakın olma gereksinimi duyarlar. Çocukların hikayelerine bakıldığında anaokuluna dahi verilmedikleri hatta evden annenin nezareti dışında pek uzaklaşmadıkları dikkat çeker. Yaşamın ilk yıllarındaki bu bağımlı ilişki okul başlangıç döneminde çocuğu da zorlamaya başlar. Ayrılık kaygısının iki taraf için de geçerli olduğu gözlenir. Bakım veren kişinin de çocuktan bir türlü ayrılamadığı, benzer semptomlar yaşadığı gözlenir. Anne ve baba tutumunun yanı sıra ailenin yaşadığı değişiklikler de okul fobisine neden olabilir. Örneğin anne babanın hastalığı, boşanması, evde kavgaların gözlenmesi okula karşı direnci artırabilir. Çocuk evde kalarak sorunları bir parça da olsa engelleyebileceği inancında olabilir'' şeklinde konuştu. 

''Okula başlamadan önce mutlaka çocuğunuzla beraber okulu gezin'' 

Dr. Yücel, sözlerini şöyle devem etti: ''Ebeveynler çocuklarını iyi gözlemlemeli, gerçekçi olmayan endişelerine, depresif durumlarına, korkularına ve sürekli tekrar etmeye başlayan somatik hastalıklarına dikkat etmelidir''. 
Dr. Yücel, okula uyumu kolaylaştırmak için ailelere şu önerilerde bulundu: ''Çocuğun uzun süreli ayrılıklarla baş edebilmesi için onu kısa sürelerle sizden ayrı kalmasına alıştırabilirsiniz. En ideali okul öncesi eğitimdir. Hangi okula gideceği konusunda birlikte fikir alış verişinde bulunun, onu da kararlarınıza dahil edin. Okulunu seçtikten sonra başlamadan mutlaka okul ziyaretinde bulunun. Hatta binanın içini, tüm yerlerini birlikte gezin. Aklındaki tüm soruları size sorması konusunda onu cesaretlendirin. Size önemli gibi gelmese bile çok basit olabilecek sorunları çözme konusunda ipuçlarını ona kazandırdığınıza emin olun. Gerekirse bunları okul başlamadan tekrarlayın, pekiştirin (kendi kendine tuvalete gidebilme; parasını çantasında saklama, kalemlerine kitaplarına sahip çıkma gibi). Okul malzeme alışverişine birlikte çıkın, onun da söz hakkının olmasına dikkat edin. Okulun başlayacağı ilk gün okula kolay ayrılabileceği bir yetişkinle gitmesini sağlayın. Çocuğunuzu önceden bilgilendirin, ayrı kalacağınızı gizlemeyin. Vedalaşmayı çok uzun tutmamalı çıkışta tam vaktinde onu bekliyor olmalısınız. Okuldan eve döndüğü ilk gün, yaşadıkları hakkında sohbet ederken, onu evde küçük bir sürprizle karşılayın. Uyum göstermede zorlanıyorsa konu hakkında bir uzmandan destek almaktan çekinmeyin''.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.