KÜLTÜR SANAT - 12 Ekim 2017 Perşembe 15:26

Ataşehir Kitap Şenliği başladı

A
A
A
Ataşehir Kitap Şenliği başladı

Anadolu Yakası’nın en büyük kitap şenliklerinden Ataşehir Kitap Şenliği’nin bu yıl 2’ncisi gerçekleşiyor. Gerçekleşen şenliğe katılan başta öğrenciler olmak üzere katılımcılar; onlarca yazar, yayınevi ve binlerce kitapla buluştu.

Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün öncülüğünde düzenlenen, organizasyonunu Eğitimevi’nin üstlendiği bu sene 2’ncisi gerçekleşen Ataşehir Kitap Şenliği başladı. Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürü Ertuğrul Bilican, şenlikle ilgili, “Yaklaşık 200 bin eser, 200’e yakın yayınevi, onlarca yazar ve sanatçımız, çok sayıda katılımcılar bizim için çok heyecan verici bir etkinlik. Ama sizinle asıl paylaşmak istediğim bizim için heyecan verici olan çalışmamız ise 'Çınarın Gölgesinde’ projemiz' diyerek Ataşehir eğitim ailesi olarak bizim hayalimiz. Gerçekleştirmeyi niyet ederek adım adım gerçekleştirdiğimiz bir proje. Nedir bu projenin özü? Okuma ve değerler eğitimi odaklı bir proje. Bu proje kapsamında biz öğrencilerimizle kitap okuyoruz. Öğrencilerimiz her gün bir saat kitap okuyor. Öğretmen eğitimlerimiz var. Öğretmenlerimiz başta olmak üzere okul müdürlerimiz de kitap okuyor. Ama tüm bu okumalar değer odaklı. Tüm bu çalışmalarımız değer odaklı çalışmalar. İnanıyoruz ki değer odaklı olmayan hiçbir çalışmanın katkısı ve anlamı yok. Biz ancak çalışmalarımızı değer odaklı yürütürsek bir anlam ifade eder. Bundan hareketle ‘Çınarın Gölgesinde’ üst ismi ile 2016-2017 de projemizi başlattık. Neden çınarın gölgesi? Çınar bizim medeniyetimiz, tarihimiz, kültürümüz. Bunların gölgesinde çalışacağız” şeklinde konuştu.

Eğitimevi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ali Ortadeveci, eğitime gönül vermiş birisi olarak, Türkiye’nin her yerinde kitaplarla, kitap severleri buluşturacaklarının sözünü verdi.

"Mumlarımızı yakmaya başladık"

"Okumaya yönelik bir çalışma yapıyorsak çocuklarımız kitapla, sanatçıyla, yazarla yüz yüze getirelim" diyen Bilican, yazarların öğrencilerin ruhuna dokunabilmesi gerektiğini söyledi. Çocukların kitaplarla buluşmaları için diye kitap şenliğini yaptıklarının altını çizen Bilican, "İlk başladığımızda acaba nasıl yapabiliriz diye düşünüyorduk. Gerçekten başarılı olduğumuzu gördük. Bu yıl bir adım ileri gittik. Şimdi meydandayız. Daha hazır ve daha organizeli bir şekilde çalışma yapıyoruz. Dikkatinizi çekmek istediğim bir konu var. Bu kitap şenliğini belediye düzenlemiyor. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü düzenliyor. Sıfır bütçe ile sponsor destekleriyle ve kitaba okumaya gönül veren yazarlarımız, sanatçılarımızın destekleri ile düzenliyoruz. Ne yaparsak yapalım çocuklarımıza değer odaklı bilgi vermekle kendimizi yükümlü görüyoruz. Kendi adımıza üzerimize düşeni yapıyoruz. Şikayet edenlerden değil çözüm üretenlerden olalım. Karanlıkta mumlar yakalım diyerek mumlarımızı yakmaya başladık. Bize bu süreçte katkı sunan herkese çok teşekkür ediyoruz” şeklinde konuşmasını sonlandırdı.

Polisler çocuklara hikaye kitabı okudu

Ataşehir İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı polisler, ilköğretim çocuklarına hikaye kitabı okudu. Çocuklar, polis abla ve ağabeylerinin kitap okumalarını çok sevdiklerini belirtip, büyüdükleri zaman polis olacaklarını söylediler. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Osmaniye Dedesini çizmesiyle yeteneği ortaya çıkan otizmli Okan’ın resimleri hayran bırakıyor Osmaniye’de yaşayan otizmli ressam Okan Mert Gönül, hayata resim yaparak tutunuyor. Okan’ın yeteneğini ortaya çıkaransa 9 yaşındayken boş kağıda çizdiği dedesinin resmi oldu. Osmaniye’de yaşayan 14 yaşındaki otizmli Okan Mert Gönül’ün resim çizmeye olan ilgisi 9 yaşında fark edildi. Ailesi tarafından resim yapması için verilen kağıtlara dedesinin resmini çizen Okan’ın yeteneğini gören ailesi onu resim yapmaya yönlendirdi. Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde açılan resim kurslarında aldığı eğitimlerle yeteneğini geliştiren Okan, yaptığı resimlerle kendine hayran bırakıyor. Bugüne kadar birçok kişisel resim sergisi açan çocuğun en büyük hayali üniversite okuyup ressam veya resim öğretmeni olmak. Oğlunun küçüklüğünden beri resme merakının olduğunu ama yeteneğini dedesinin resmini çizdiğinde fark ettiklerini söyleyen anne Zübeyde Gönül, "9 yaşındayken dedesi misafirliğe gelmişti, sıkıldığında resim yapmak için eline kağıt kalem aldı. O zaman dedesini çizdi ve çok güzel çizmişti. Ondan dolayı biz bu yeteneğini fark edip kurslara gönderdik. Şu an gayet iyi durumda hayal gücü genişliyor daha çok resimle ilgilendikçe sosyalleşmesi de ilerliyor. Önceden çok içine kapanık, utangaç bir çocuktu ama şimdi gayet sosyal, herkesle konuşuyor utanması kalmadı, çekingenliği gitti. İnşallah ilerleyen zamanlarda ressam, resim öğretmeni olmasını isterim. Kendini tek başına idame edecek bir yere gelsin, biz olmadan da yaşayabileceği duruma gelsin" diye konuştu. Küçük yaştan beri ressam olmak istediğini ifade eden Okan Mert Gönül ise, "Ben resmi ilk defa 4 yaşındayken gördüm. Ben kendim ressam olmaya çalıştım, mümkün değildi. Her şey kalabalıktı ama şimdi büyüdüm resim kursuna gittim. Resim kursunda ayıcıkları çizdim milyonları çizmiştim. Daha sonra Gençlik Merkezi’nin kursuna gittim gölgeleri de yapabiliyorum, çiçeği yaptım, babamın resmini, dedemi, komşunun arabasını, ailemi çizdim" dedi. Gençlik merkezinde görevli Görsel Sanatlar Öğretmeni Sultan Öztürk, Okan’la çalışmalarının ilk aşamasına göre çok fazla yol kat ettiklerini belirterek, "Bu çalışmasındaki kat ettiği yol bizim için çok önemliydi. Bu yüzden ailesini de kutluyorum. Otizmin gerilemesinde veya duraklamasında yeteneği keşfedilen çocukların bu tür kurslarda çok etkisi olduğunu gözlemledik. Bu yüzden Okan’ın herkese örnek teşkil etmesini istiyoruz. Onu güzel sanatlar lisesine ve üniversiteye, fakülteye de hazırlayacağız kısmet olursa. Bu konuda gelişimini devam ettirecek ailesini bu çabalarından dolayı kutluyorum" dedi.
Osmaniye Dedesini çizmesiyle yeteneği ortaya çıkan otizmli ressam Okan’ın resimleri hayran bırakıyor Osmaniyeli otizmli ressam Okan Mert Gönül, hayata resim yaparak tutunuyor. Otizmli ressamın yeteneğini ortaya çıkaransa 9 yaşındayken boş kağıda çizdiği dedesinin resmi oldu. Osmaniye’de yaşayan 14 yaşındaki otizmli Okan Mert Gönül’ün resim çizmeye olan ilgisi 9 yaşında fark edildi. Ailesi tarafından resim yapması için verilen kağıtlara dedesinin resmini çizen Gönül’ün yeteneğini gören ailesi onu resim yapmaya yönlendirdi. Gençlik Spor Bakanlığı bünyesinde açılan resim kurslarında aldığı eğitimlerle yeteneğini geliştiren Gönül, yaptığı resimlerle kendine hayran bırakıyor. Bugüne kadar bir çok kişisel resim sergisi açan Gönül’ün en büyük hayali üniversite okuyup ressam veya resim öğretmeni olmak. Oğlunun küçüklüğünden beri resime merakının olduğunu ama yeteneğini dedesinin resmini çizdiğinde fark ettiklerini söyleyen anne Zübeyde Gönül, ’’9 yaşındayken dedesi misafirliğe gelmişti, sıkıldığında resim yapmak için elini kağıt kaleme aldı. O zaman dedesini çizdi ve çok güzel çizmişti. Ondan dolayı biz bu yeteneğini fark edip kurslara gönderdik. Şu an gayet iyi durumda hayal gücü genişliyor daha çok resimle ilgilendikçe sosyalleşmesi de ilerliyor. Önceden çok içine kapanık, utangaç bir çocuktu ama şimdi gayet sosyal, herkesle konuşuyor utanması kalmadı, çekingenliği gitti. İnşallah ilerleyen zamanlarda ressam, resim öğretmeni olmasını isterim. Kendini tek başına idam edecek bir yere gelsin, biz olmadan da yaşayabileceği duruma gelsin" diye konuştu. Küçük yaştan beri ressam olmak istediğini söyleyen Okan Mert Gönül, "Ben resmi ilk defa 4 yaşındayken gördüm. Ben kendim ressam olmaya çalıştım, mümkün değildi. Her şey kalabalıktı ama şimdi büyüdüm resim kursa gittim. Resim kursunda ayıcıkları çizdim milyonları çizmiştim. Daha sonra Gençlik Merkezi’nin kursuna gittim gölgeleri de yapabiliyorum, çiçeği yaptım, babanın resmini, dedemi, komşunun arabasını, ailemi çizdim" dedi. Gençlik Merkezi’nde görevli Görsel Sanatlar Öğretmeni Sultan Öztürk, "Okan’la çalışmalarımız ilk aşamasına göre çok fazla yol kat ettiklerini bu çalışmasındaki kat ettiği yol bizim için çok önemliydi. Bu yüzden ailesini de kutluyorum. Otizmin gerilemesinde veya duraklamasında yeteneği keşfedilen çocukların bu tür kurslarda çok etkisi olduğunu gözlemledik. Bu yüzden Okan’ın herkese örnek teşkil etmesini istiyoruz. Onu Güzel Sanatlar Lisesi’ne ve üniversiteye, fakülteye de hazırlayacağız kısmet olursa. Bu konuda gelişimini devam ettirecek ailesini bu çabalarından dolayı kutluyorum" dedi.
Artvin Artvin’de kurbanlık koçun güvenli yolculuğu Artvin’in Kemalpaşa ilçesinde küçükbaş hayvan besiciliği yapan Hakan Üçüncü, hastalanarak sürüden ayrılan kurbanlık koçlarını yaylaya götürmek için ilginç bir yöntem tercih etti. Üç koçu lüks cipinin bagajına yerleştiren Üçüncü, son koçu ise ön koltuğa oturtup emniyet kemerini takarak yaylaya götürdü. Her yıl yaz aylarında sürüsünü ilçeye bağlı Küçükova Yaylasına çıkartan Hakan Üçüncü, bu yıl 4 kurbanlık koçunun ayaklarında oluşan yaralar nedeniyle onları ilçede bırakmak zorunda kaldı. Bir süre sonra iyileşen koçları yeniden yaylaya götürmek isteyen Üçüncü, kurbanlık koçlarını lüks cipi ile yaylaya götürdü. Üçüncü, koçlardan üçünü bagaja yerleştirdikten sonra 4. koçu ön koltuğa koyarak emniyet kemerini taktı. Yol boyunca koçun emniyet kemeri takılı halde seyahat ettiği anlar, sosyal medyada paylaşıldıktan kısa süre sonra viral oldu. Koçun sakin bir şekilde cipin koltuğunda oturduğu ve emniyet kemerinin bağlı olduğu görüntüler, izleyenlerin gülümsemesine neden oldu. Üçüncü’nün çektiği videoda, "Koç, sakın sakın emniyet kemersiz gezmeyesin. Sanki Batum’a gidecek, yat aşağı, cipe de bindin son son" dediği duyuluyor. Video viral olduktan sonra Üçüncü, yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Doğduk doğalı hayvancılıkla uğraşıyoruz. Her yıl hayvanları otlata otlata Küçükova Yaylasına götürüyorum. Bu yıl da yaylaya çıkmadan önce dört hayvanım hastalandı, ayaklarında yara çıktı ve onları ilçede bırakmak zorunda kaldım. İyileştikten sonra arabama bindirip, emniyet kemerini takarak Kemalpaşa’dan Küçükova Yaylasına getirdim. Kurban Bayramı yaklaşıyor, bu koçları kurbana vereceğim. Son bir kez cipe binip gezmelerini istedim. Yolda giderken onlarla muhabbet ettim. Güvenli yolculuk etmeleri için emniyet kemeri taktım." Hakan Üçüncü’nün bu duyarlı ve ilginç yöntemi, sosyal medyada büyük ilgi gördü ve hayvan güvenliğine verdiği önem nedeniyle takdir topladı.