EĞİTİM - 05 Mart 2015 Perşembe 11:07

Avrupa eğitimi Türk öğrenciler için bir fırsat

A
A
A
Avrupa eğitimi Türk öğrenciler için bir fırsat

Esenyurt Belediyesi Dış İlişkiler Müdürlüğü ve Avrupa Birliği Türkiye Delagasyonu’nun ortaklaşa düzenlemiş olduğu ‘Avrupa ve Gençlik Konferansı’nda konuşan AB Küresel Araştırma Derneği Başkan Yardımcısı Dr. Can Baydarol, gelecek noktasında Avrupa ile yapılan en önemli anlaşmanın Erasmus olduğunu belirtti.

Baydarol, öğrencilerin Avrupa ile tanışmalarının Türkiye’de eksikliğini duyduğumuz bilimsel hayata katkısı olacağını da ifade etti.

Esenyurt Belediyesi Dış İlişkiler Müdürlüğü ve Avrupa Birliği Türkiye Delagasyonu’nun ortaklaşa düzenlemiş olduğu ‘Avrupa ve Gençlik Konferansı’nın ikinci oturumu İstanbul Esenyurt Üniversitesinde gerçekleşti. Avrupa Birliği Küresel Araştırma Derneği Başkan Yardımcısı ve Avrupa Takımı Akademisyeni Dr. Can Baydarol’un konuşmacı olduğu programa Esenyurt Belediye Başkan Yardımcısı Gazanfer Karakaş, Esenyurt Üniversitesi Dekanları, Öğretim Üyeleri ve çok sayıda üniversite öğrencisi katıldı.

AB ÜYELİĞİNE İNANÇ EROZYONU YAŞANIYOR

Türkiye’nin 1959’dan günümüze son derece inişli çıkışlı bir Avrupa Birliği grafiği olduğunu vurgulayan Dr. Can Baydarol, “Türkiye’nin AB ile macerası 31 Temmuz 1959 tarihinde başladı. Türkiye’nin AB ile ilişkilerine baktığımızda 1959’dan günümüze son derece inişli çıkışlı bir grafik karşımıza çıkıyor.3 Ekim 2005’te müzakerelere başladık ama hiçbir zaman için bu müzakerelere başlayıp da diğer ülkeler ile aynı koşullarda sürdürdüğümüzü söyleyemeyiz. Müzakereye oturan her ülke bir gün o masadan tam üye olarak kalkacağını bilerek oturur. Türkiye hala ne olacağını bilmeden orada duruyor. Toplumda yüzde 75’lere ulaşan AB üyeliğine bakışın şu an yüzde 25’lere kadar düştüğü bir inanç erozyonu yaşanıyor. Büyük olasılıkla Gümrük Birliği sürecinin iyileştirileceği, biraz daha genişletileceği başka bir paralel müzakere ortamına doğru gidiyoruz. Dolayısıyla tam üyelik beklentisinin yerini önceliği Gümrük Birliği, Tarım Ürünlerinin ve Hizmetlerin Serbest Dolaşımı gibi yeni başlıkların alacağı bir periyot bizi bekliyor” dedi.

AB TÜRKİYE’Yİ TAM ÜYE OLARAK ALMAYA HAZIR DEĞİL

Avrupa Birliği’nin kurulma aşamasını, “İkinci dünya savaşı sonrası 20 Milyon kişinin hayatını kaybettiği bir Avrupa’da barış projesi olarak ortaya atılan, insanların parayı silaha yatırmak yerine kalkınmaya yatırdıkları ideal” olarak tanımlayan Dr. Baydarol, “AB’ye girme süreci Türkiye’ye bağlı bir durum değil. Türkiye ne yaparsa yapsın karar alıcı mekanizma karşı taraf. Biliyoruz ki karşı taraf ekonomik güçlükler ve siyasi belirsizlik ortamı içerisinde Türkiye’yi tam üye olarak alamaya hazır değil” ifadelerine yer verdi.

ERASMUS GELECEK İÇİN EN İYİ ANLAŞMA

Gelecek noktasında Avrupa ile yapılan en önemli anlaşmanın Erasmus olduğunu belirten Baydarol, “Erasmus ile Avrupa tarafından gençlere bir fırsat sunuluyor. Bütün gençler Avrupa’da bir veya iki dönem geçirmek için büyük heyecan duyuyorlar. Çünkü bir yabancı ülkeye gitmek, orada okumak, eğitim olanaklarından yararlanmak hem kendini eğitim açısından değerlendirmesi hem de o toplumu tanıması ve ilerideki hayat tecrübelerine yapacağı katkılar açısından son derece önemli. Her yıl yüzlerce öğrenci üniversitelerin çeşitli bölümlerinden eğitim almak amacıyla Avrupa’ya gidiyor. Avrupa’dan da Türkiye’ye gelen öğrenciler de var. Sadece bizden oraya gidenlere bakmamak gerekiyor. Bizim çocukların eğitimleri açısından Avrupa Eğitimi gerçeği ile tanışmaları Türkiye’de eksikliğini çok duyduğumuz bilimsel hayatın gelişmesine büyük katkı sağlayacaktır” diye konuştu.

Konferans sonrası, Esenyurt Belediye Başkan Yardımcısı Gazanfer Karakaş AB Küresel Araştırma Derneği Başkan Yardımcısı Dr. Can Baydarol’a verdiği konferans ile ilgili teşekkür ederek plaketi takdim etti.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Sergen Yalçın sezon sonunda Antalyaspor’dan ayrılacağını açıkladı Antalyaspor Teknik Direktörü Sergen Yalçın, 2-1 mağlubiyetle sona eren Pendikspor karşılaşması sonrası yaptığı açıklamada, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık” dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında Antalyaspor, sahasında Pendikspor’a 2-1 mağlup oldu. Karşılaşmanın ardından basın toplantısında maçı değerlendiren Antalyaspor teknik patronu Sergen Yalçın, 3 puan kaybettikleri için üzgün olduklarını söyledi. Zor bir oyun olduğunu ve Pendikspor’un iyi mücadele ettiğini kaydeden Yalçın, 10 kişi kaldıktan sonra işlerinin zorlaştığını belirterek, “Aslında bayağı da bir pozisyon yakaladık. İkinci yarı maalesef oyunu çeviremedik. Böyle oyunlar da olabiliyor. Kaybettiğimiz için doğal olarak üzgünüz” dedi. Hakemi sert bir dille eleştirdi Karşılaşmanın hakemi Tugay Kaan Numanoğlu da sert bir dille eleştiren Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tugay Kaan Numanoğlu arkadaşımız olmasaydı belki biraz farklı bir maç olurdu. Özellikle ilk golü attıktan sonra oyuncumuz kafasına aldığı bir darbeyle yerde yatarken oyunu devam ettirip bana göre yüzde yüz ofsayt olan bir goldü. O çizgi nasıl çizildi bilmiyorum, kim çiziyorsa artık. Oyunun durması gerekiyordu. Çünkü oyuncumuz kafasına darbe aldı. Normal bir sakatlık değildi oyunu durdurmadı ve devamında bize golü yedirtti. Bu futbol sahalarında çok olan bir davranış değil. Oyunun devamında rakip oyuncular sakatlandığında hemen oyunu durdurup ve normal sakatlıklarda bile hemen doktorları sahaya davet etti sağ olsun bu arkadaş. Böyle hakemler Türk futbolunda olduğu sürece maalesef Türk futbol hiçbir şekilde güvenilirliği kalmayacaktır bundan sonrası için. Özellikle bu arkadaşı işaret ederek bunu söylüyorum. Gerçekten kendisi adına çok üzücü bir maç oynattı. Bırak oyuncuları oynasınlar. Kim kazanıyorsa kazansın. Seni ilgilendiren bir şey yok aslında. Sen normal maçını yönetebilirsin. Maalesef talihsiz bir gece geçirdi diye düşünüyorum." "Sezon sonu devam etmeme kararı aldık" Sezon sonu takımdan ayrılacağını da açıklayan Yalçın, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Tabii onların da bazı hedefleri, bizim de kendi adımıza hedeflerimiz var. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık. Oynayacağımız son üç maç Antalyaspor’da. Özellikle Sinan Başkan’a, yönetime değerli Antalyaspor taraftarına teşekkür ediyorum. Bizi burada çok iyi ağırladılar. Hiçbir sıkıntı yaşamadık. Güzel bir beş ay geçirdiğimizi düşünüyorum. İstediğimiz yere getirdiğimizi düşünüyorum. İnşallah önümüzdeki senelerde tekrar yollarımız karşılaşır” ifadelerini kullandı.
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.