GÜNDEM - 16 Kasım 2018 Cuma 10:43

“Avukat olmayanlara verilen temsil hakkı hukuki kırık çıkıkçıları doğurur”

A
A
A
“Avukat olmayanlara verilen temsil hakkı hukuki kırık çıkıkçıları doğurur”

Uluslararası Yüksek Mahkemeler Zirvesi’nde kabul edilen İstanbul Bildirgesi’ni değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erol Ulusoy, bildirgede geçen ‘avukat olmayanların da davalarda tarafları temsil edebilmesi’ önerisini “Bu ilke uygulanırsa ‘hukuki üfürükçüler’ türer, bu da adil yargılanma ilkesini zora sokar” şeklinde değerlendirdi.

Yargıtay’ın öncülüğünde 11-12 Ekim 2018 tarihinde İstanbul’da düzenlenen ‘Yargıda Şeffaflık’ konulu 4. Uluslararası Yüksek Mahkemeler Zirvesi’nde kabul edilen İstanbul Bildirgesi’nin, ‘hukuk eğitimi almamış olan kişilerin de, davalarda tarafları temsil edebilmesinin önü açılmalıdır’ ifadelerini içeren üçüncü maddesi tartışmalara neden oldu.

“Hukukun üfürükçüleri çıkabilir”

Konuyu değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erol Ulusoy, böyle bir uygulamanın gelmesinin ‘hukuk üfürükçülerini ve hukuk kırık-çıkıkçılarını’ doğuracağını ifade etti. Prof. Dr. Ulusoy, “Nasıl ki mimarlık ofisi, doktor muayenesi bulunmayan yerlerde mimar, doktor olmayanlar izin alarak mimarlık, doktorluk yapamıyorlarsa, avukatlık ofisi bulunmayan yerlerde de avukat olmayanlara bu izin verilemez. Bu ilke kabul edilirse tedavi için doktoru değil, kırık-çıkıkçıyı, üfürükçüyü tercih eden vatandaşlarımız gibi, hukuki yardım için avukatı değil, ‘hukukun kırık-çıkıkçılarını, hukukun üfürükçülerini’ tercih eden vatandaşlarımız ortaya çıkabilir” ifadelerini kullandı.


“Hukuki kaosa yol açabilir”

Avukatları ilgilendiren bir konunun, avukatların bulunmadığı bir toplantıda ele alınmasını doğru bulmadığını belirten Ulusoy, “Bildirgenin üçüncü maddesinin son fıkrasının son cümlesinde, ‘uygun hallerde, mahkemeler avukatlık yetkisi olmayan uygun kişilerin mahkeme nezdinde tarafları temsil etmesine izin verebilir’ şeklindeki ilke, sadece Yargıtay’ın tek başına kabul ettiği bir ilke değil, Zirveye katılan farklı ülke yüksek yargı temsilcilerinin ortaklaşa kabul ettiği bir ilkedir. Ancak bu ilke hayata geçirilirse, hukuki bir kaosa yol açılabilir. Zira böyle bir durumda mahkemelerimiz her başvuruyu ciddi ciddi değerlendirip, her isteyene ‘avukatlık’ yapma izni verebilir. Bunun aksine hareket edecek bir mahkemeyi ülkemizde bulmamız zor. Bu insanların davaya ciddi bir katkıda bulunamayacağının yanında, aksine, yargılamayı yavaşlatacaklarını ve adil yargılanma hakkının en önemli unsurlarından birisi olan, makul sürede yargılanma hakkının da sık sık ihlal edileceğini düşünüyorum” diye konuştu.

 

“Uzman avukatlık hayata geçirilmeli”

Aynı ilke içinde hukuki yardıma ihtiyacı olan dava taraflarının, kamu yararı için avukat tarafından temsil edilmesini teşvik etmenin de yargının sorumluluğu altında olduğunun kabul edildiğini de hatırlatan Ulusoy, “Asıl bu ilkenin bir an önce hayata geçirilmesi hukuk sistemimiz açısından elzemdir. Bunun yanında vatandaşın daha kaliteli hukuk hizmeti alabilmesi ve davaların daha hızlı çözülmesi için ‘uzman avukatlık’ kurumu, Yargıtay’ın iş yükünün azalabilmesi için de ‘Yargıtay avukatlığı’ kurumu bir an önce kurulmalı. Yüksek yargının öncelikleri bu noktalar olmalı” dedi.


“Mezunlarımıza bunu söylememeliyiz”

İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi olarak mezunlarının hakimlik ve savcılıktan ziyade daha çok avukatlığı tercih ettiğini ifade eden Ulusoy, “Öğrencilerimizi hakimlik ve avukatlık mesleğine hazırlamak için zorunlu hukuk derslerinin yanında ek özel dersler ve seminer, sempozyumlar, bilimsel çalışmalarla destekleyerek, vatandaşlarımıza iyi bir hukuki hizmet vermeleri için yetiştirmekteyiz. Mezun ettiğimiz öğrencilerimizden sadece avukat olanlara, “sınıf arkadaşlarınızdan hakim olanlar izin verirlerse, avukat olmayanlar da, karşınızda diğer tarafı temsilen dava takip edebilecek” demek zorunda kalmamalıyız” diyerek sözlerini noktaladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Uyuşturucu tacirleri ile polisin kovalamacası kamerada Aksaray’da polisin dur ihtarına uymayarak kaçan sürücü ile polis arasında kovalamaca yaşanırken, kovalama esnasında araçtan atılan poşette esrar maddesi çıktı. Kısa süren kovalamacayla yakalanan araç sürücünün ehliyetsiz olduğu belirlenirken, sürücü uyuşturucunun araçtan çıkmadığını belirterek ehliyetsiz olduğu için kaçtığını söyledi. Sürücü ve 2 arkadaşı kelepçelenerek gözaltına alındı. Olay, Kurtuluş Mahallesi Kurtuluş Caddesinde yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde bekçilerle birlikte rutin uygulama yapan İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ve Trafik Şubesi ekipleri uygulama noktasına yaklaşan 68 ES 022 plakalı otomobile dur ihtarında bulundu. İhtara uymayan araç sürücüsü fren yerine gaza basarak hızla uygulama noktasından kaçtı. Kaçan aracın peşine düşen polis ve şüpheliler arasında kovalamaca yaşandı. Kovalamaca esnasından araçtan bir poşet atılırken, atılan poşetten kubar esrar maddesi ele geçirildi. Bir süre devam eden kovalamaca sonucu araç 3 şüpheliyle birlikte yakalandı. Araç sürücüsü Ö.F.B. (37) ile araçta yolcu olarak bulunan H.E. (40) ve R.D. (23) kelepçelenerek gözaltına alınırken, araç sürücüsü Ö.F.B. araçtan atılmasına rağmen uyuşturucunun kendilerine ait olmadığını belirterek, “Ne alakası var. Arabada çıktı mı? Çıkmadı, arabadan çıkmadı abi. Bizlik bir şey yok ki. Ehliyetim yok, cezamı yedim zaten biraz önce” dedi. Araç sürücüsüne ehliyetsiz araç kullanmaktan 12 bin 977 TL, dur ihtarına uymamaktan bin 506 TL olmak üzere toplam 14 bin 483 TL para cezası kesilirken ara trafikten men edilerek otoparka çektirildi. Gözaltına alınan 3 kişi sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesine götürüldü. Olayla ilgili tahkikat başlatıldı.