GÜNDEM - 13 Temmuz 2020 Pazartesi 14:11

Ayasofya Camii’nde geniş güvenlik önlemleri

A
A
A
Ayasofya Camii’nde geniş güvenlik önlemleri

Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması kararının ardından cami önünde geniş güvenlik önlemleri alınmaya devam ediyor. 24 Temmuz’da kılınacak ilk vakit namazıyla ibadete açılacak olan Ayasofya Camii’nde vatandaşlar barikatların gerisinde o tarihi günü bekliyor.

Ayasofya Camii, 86 yıl sonra yeniden cemaatine kavuşuyor. 24 Temmuz'da ibadete açılacak camide üst düzey güvenlik önlemleri alınmaya devam ediyor. Yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgi gösterdiği Ayasofya Camii çevresinde polis barikatlarıyla girişler tamamen kapatılırken, camii çevresine gelen vatandaşların üstleri ve çantaları aranıyor. Polis TOMA’ları ve özel harekat polislerinin de çevrede güvenlik önlemleri aldığı görülürken, 24 Temmuz’da kılınacak ilk vakit namazına kadar camii çevresinde ibadet edilmesine izin verilmiyor.

Öte yandan Ayasofya meydanına gelen vatandaşlar bol bol hatıra fotoğrafı çekilirken, kimileri ise Ayasofya Camii’nde kılınacak ilk vakit namazı için sabırsızlandığını ifade ediyor.

Ayasofya’nın camiye çevrilmesinden dolayı büyük sevinç yaşadığını ifade eden Osman Zeki Bergal, “Mekke ve Medine ne ise burası da aynı. Burası İslamiyetin bir sembolüdür. Açıldığında ben gerçekten çok mutlu oldum. Gözlerimden yaş geldi. Açıldığı gün ben gece vaktine kadar buradaydım. Allah burayı açanlardan, sebep olanlardan, burası için mücadele edenlerden razı olsun. Ben daha önce burayı müzeyken gezmiştim, ama içim buruktu. Benim ecdadımın yeri kapalı olduğu için” dedi.

Ayasofya Camii’nde ilk açıldığı gün namaz kılmak istediğini söyleyen Taner Kızılkaya, “Benim düşüncem geç kalınmış bir karar. Kılıç hakkı bu. İstanbul’un fethinde Fatih Sultan Mehmet Han ilk namazını Ayasofya’da kılmıştı. Ayasofya İstanbul’un bir simgesi diye düşünüyorum. İmkanım olsa ilk açıldığı gün burada ibadet etmek isterim” şeklinde konuştu.

Bu karardan mutluluk duyduğunu ifade eden Medeni Satı, “Ben son derece mutluyum. Yerinde bir karar olduğunu düşünüyorum. Hükümetimizin aldığı bu kararı destekliyorum. Biz dünya tarihinde tüm kültürlere, tüm inançlara saygılı bir halkız. İçindeki motiflerin de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açıklamasına göre karartma yapılarak kapatılacağı söyleniyor. Ülkemiz için hayırlı olsun. Olması gereken bir karardı. Geç kalınmıştı. Mutluyum bu anlamda” ifadelerini kullandı.

İlk Cuma namazını Ayasofya Camii’nde kılacağını söyleyen Yener Yurtsever, “Burası Fatih Sultan Mehmet’in tapulu yeri. Kimsenin karışmaya hakkı yok. Türkiye Cumhuriyeti’nin almış olduğu bir karar ve çok sevindim. İnşallah o gün nasip olursa ilk cuma namazını burada kılacağım” dedi.

Caner Sönmez

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Suyun 50 kilometrelik yolculuğu başladı, yüzde 50 kayıp kaçak moral bozdu Sivas Belediyesi ve Devlet Su İşleri (DSİ) 19. Bölge Müdürlüğü iş birliğiyle yürütülen proje kapsamında, 50 kilometre uzaklıkta ki Pusat Özen barajdan kentin içme suyunu karşılayan 4 Eylül barajına yapılan ishale hattı tamamlandı. Geçtiğimiz yıllarda etkili olan kuraklık nedeniyle kentin içme suyu ihtiyacının bir kısmını karşılayan 4 Eylül barajında su seviyesi dip noktaya gelmişti. Kentte alınan geçici önlemler kapsamında ara ara su kesintileri yapılmıştı. Bu soruna çözüm arayan Sivas Belediyesi, Devlet Su İşleri (DSİ) 19. Bölge Müdürlüğü iş birliğiyle kolları sıvamış ve yaklaşık 50 kilometre uzaklıkta bulunan Pusat Özen Barajından 4 Eylül Barajına su takviyesi yapılabilmesi için ishale hattı tamamlandı. Proje tamamlanarak baraja su verilmeye başlandı. Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun ise projenin tamamlanmasının su sıkıntısının yaşanmayacağı anlamına gelmediğini ifade etti. “Şehirdeki kayıp ve kaçak oranı yüzde 50 civarında” Başkan Uzun, hatlarda çok ciddi anlamda kayıp ve kaçakların olduğunu belirterek; “Hatlarda ki kaçaklar için bir mücadele sürecini başlatacağız. Ben bunlarla ilgili özellikle Türkiye’nin bazı önde gelen kişileriyle, firmalarıyla şu an görüşmeler yapıyorum. Şehrin özellikle su yönetimini sağlıklı bir şekilde kurabileceğimiz bir sistem oluşturacağız. Bunun için de SKADA ismini vermiş olduğumuz bir sistem kuracağız. Bu sistemle birlikte suyun yönetimini inşallah gerçekleştireceğiz. Sivas’ın önümüzdeki yüz yıllık dönemde herhangi bir su kesintisi yaşamadan sağlıklı bir su yönetim sistemi oluşturmak istiyoruz. Şu an itibariyle herhangi bir sıkıntı görmüyoruz. Ama 2029-30 yılları arasında dünyada çok şiddetli kuraklıklar bekleniyor. Yani dünyada bir küresel ısıma var ve bunu getirmiş olduğu bir küresel iklim kriziyle kesinlikle karşılaşacağız. Sivas’taki doğal afetlerin başında da kuraklık geliyor. Hatlardan başlayarak kayıp ve kaçaklarla mücadele etmek istiyoruz. Şu an şehirdeki kayıp ve kaçak oranı yüzde elli civarında. Tabii bu hemen bizim 22 günde çözeceğimiz bir sorun değil. Bununla ilgili çok ciddi anlamda çalışmalar gerekiyor. Ama önümüzdeki günlerde şu an araştırmalarımızı yapıyoruz. Uzmanlarla bir araya geleceğiz. Ve şehrin su yönetimini sağlıklı bir hale getireceğiz” dedi. “Şehir gelecekte özellikle ciddi anlamda sorunlar yaşayabilir” Kentin gelecek yıllarda ciddi anlamda su sorunu yaşayabileceğini ifade eden Uzun, “ Şu an itibariyle barajın kendisini toparladığını görüyoruz. 2022 tarihinde artık o en alt çamur tabakası dediğimiz en alt tabakadan su çekilirken şimdi artık barajın biraz toparladığını görüyoruz. Tabii bu ishale hattıyla birlikte Pusat Özlem Barajı’ndan da düzenli bir su aktarımı var ama bu da tabii şehrin su sorununu bitirmedi. Bunu özellikle ifade etmek istiyorum şöyle bir algı oluşmasın. İshale hattı tamamlandı ama şehrin sorunu bitmedi. Şehir gelecekte özellikle ciddi anlamda sorunlar yaşayabilir. Hatta Pusat Özen Barajı’na da çok yüklenmemek gerekiyor. Sonuçta burası tarımsal sulama amaçlı kurulan bir baraj. Buradaki üretimin de özellikle çevresinde aksamaması gerekiyor. Bunun için yapılması gereken en önemli husus tabii ki kayıp ve kaçakla mücadele. Kayıp ve kaçakla bizim hedefimiz. Şu an yüzde 50 olan, kayıp kaçak oranını eğer yüzde otuzlar gibi bir seviyeye çekebilirsek çok büyük bir başarı elde etmiş olacağız” şeklinde konuştu.
Trabzon Prof. Dr. Tevfik Özlü: “Astım ve KOAH hastaları çöl tozuna dikkat etmeli” Son günlerde Afrika ve Arabistan çöllerinden rüzgar ile taşınan tozun ülke üzerindeki hava kalitesini etkilediğine dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Astım ve KOAH başta olmak üzere akciğer hastalarımız bu konuda dikkatli olmalılar. Çünkü havada izin verilen miktarların üzerinde bulunan toz ve gazların solunması akciğer hastalarımızın dengesini bozabilir, astım ve KOAH alevlenmelerine neden olabilir” dedi. Medical Park Karadeniz Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, Afrika çöl tozları hakkında uyarılarda bulundu. Son günlerde Afrika ve Arabistan çöllerinden kalkan tozun ülke üzerindeki hava kalitesini etkilediğine değinen Prof. Dr. Özlü, “Astım ve KOAH başta olmak üzere akciğer hastalarımız bu konuda dikkatli olmalılar. Çünkü havada izin verilen miktarların üzerinde bulunan toz ve gazların solunması akciğer hastalarımızın dengesini bozabilir, astım ve KOAH alevlenmelerine neden olabilir. Bu hastaların hava kirliliğinin arttığı dönemlerde acile başvuru ve ölüm oranlarının arttığına dair daha önce yaşanmış büyük hava kirliliği epizotlardan bildirilen veriler vardır” diye konuştu. “Astım ve KOAH hastalarında şikâyetler ortaya çıkabilir” Bu dönemde astım ve KOAH hastalarının şikâyetlerinin artabileceğini dile getiren Prof. Dr. Özlü, “Hastalarımızın şikâyetleri ortaya çıkabilir, var olan yakınmaları artabilir, mevcut tedavileri yetersiz kalabilir. Nefes darlığı, öksürük, balgam, hırıltılı solunum gibi yakınmalarınız ortaya çıkmışsa veya bu yakınmalarının şiddet ve sıklığında artma varsa, genel durumunuzda bir bozulma hissediyorsanız, uykudan uyandıran şikâyetleriniz oluyorsa hemen hekiminize başvurulmalıdır” şeklinde konuştu. “Tozun yoğun olduğu saatlerde dışarı çıkılmamalı” Tozun yoğun olduğu saatlerde dikkat edilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Özlü, “Özellikle tozun yoğun olarak hissedildiği saatlerde dışarıya çıkmayınız, pencerelerinizi kapalı tutunuz. Dışarıya çıkmanız mutlaka gerekli ise maske kullanınız” dedi. “Çöl tozu gözlerde kurumaya neden olabilir” Çöl tozlarının bireyi olumsuz etkileyebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Özlü, “Çöl tozları gözlerde ve ciltte kurumaya, tahrişe, kaşıntı ve kızarıklık gibi yakınmalara neden olabilir. Eşya ve yüzeylerde çizilmelere, tahriplere, boyalarda deformasyona da yol açabilir. Çöl tozları ile taşınan mantarlar solunabilir ve duyarlı konakçılarda akciğer enfeksiyonlarına neden olabilir” ifadelerini kullandı.