SPOR - 23 Eylül 2017 Cumartesi 22:58

Aykut Kocaman: 'Hakemin kararları sonuca etki etti'

A
A
A
Aykut Kocaman: 'Hakemin kararları sonuca etki etti'

Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman, 2-1 kazandıkları Beşiktaş derbisinin ardından konuştu. Kocaman, hakemin maçın sonucuna etki ettiğini söylerken, “Her takımı yenebilecek bir takımız. Oyuncularımı kutluyorum” dedi.

Karşılaşma sonrasında düzenlenen basın toplantısında mücadeleyi değerendiren Aykut Kocaman, çıkış aradıkları bir ortamda iç sahada son derece zor maçlar oynadıklarını söyleyerek, “Trabzonspor, Başakşehir ve Beşiktaş ile iç sahada oynadık. Şampiyonlar Ligi’nde çok değerli bir galibiyet almış iyi bir takımla oynadık. Özellikle öndeki 4 oyuncusu topu taşıma becerileri, uzun zamandır beraber oynama durumlarıyla son derece tehlikeli bir maç görünüyordu. Deplasmandaki grafiğimiz daha iyi görünse de iç sahadaki maçları kazanmamız gerekiyor. Bu kadar özgüven kazanmaya çalışırken, özgüveni yüksek bir takımla karşılaşmak kolay değildir. Son derece olumsuz kararlar olan, ağırlığı bizim aleyhimize verilen kararlar olan kötü bir maçtı. İstediğimiz şekilde gitmeyen bir maç olmasına rağmen, golü bulduk ve sonrasında rakibimiz eksik kaldı, sonra biz eksik kaldık. Bu büyük bir yıkımdı. Çok net bir gol pozisyonu vardı.

Ozan adına çok sevineceğimiz, kendi götürdüğü bir pozisyonu tamamlama fırsatı vardı. Ardından bir gol daha bulup hemen golü yedik. Olumsuz diyebileceğim bir takım faktörlere rağmen kazandık. Oyun olarak çok güçlü olmasak bile, bu maçı kazanma kararlılığını gösteren oyuncularımı kutluyorum. Sturm Graz, Vardar, Trabzonspor ve Başakşehir maçlarında saha hep doldu. Taraftarların bize verdiği krediye karşılık verememiştik. Bugünkü maç, onların karşılıksız desteğine cevap oldu. Onlar adına da mutluyum” ifadelerini kullandı.

“Hakemin kararları iki takımı da etkiledi”

Hakemin karşılaşmanın sonucuna etki ettiğini söyleyen Aykut Kocaman, “Her iki takım için de konuşulabilir bu. Trabzonspor maçında da aynı hakemdi. Konuşup konuşmamakta da kararsız kalıyorum ama konuşacağım. Takımımız son derece yetenekli oyunculardan kurulu. Bu takım ilerleyen zamanlarda daha da iyi olacak. Bu net şekilde görünüyor. Eğer şahsım adına ya da yönetim ve futbolcular çok önemli hatalar yapmazsa, bütün takımları yenebilecek güçte bir takımız ama hakemleri yenme şansımız yok. Bu maç özelinde konuşmuyorum. Fenerbahçe adına bir dönem bu anlamda bazı şeylerin doğru gittiğini söylemek zor. İki takım da bunları konuşabilir. Kendi adıma bizim aleyhimize yapılan hatalar daha çoktu” dedi.

“Şenol Güneş’in ne dediğini bilmiyorum”

Maç içerisinde bir pozisyonda Şenol Güneş’le göz göze gelmeleriyle ilgili konuşan Kocaman, “Cenk Tosun’un pozisyonunun ne olduğunu çözemedim ben o an. Cenk’in topu Isla’ya doğru attığını gördüm. 18 yıldır teknik direktörlük yapıyorum ama hiç diğer kulübelere bakmam. Bir anlık göz göze geldik ama hocanın bir şeyler söylediğini gördüm. Bana söylüyorsunuz dedim ama ne dediğini bilmiyorum” dedi.
Takımın sezon başındaki kadrodan çok daha farklı bir kadrosu olduğunu da söyleyen Aykut Kocaman, “Sezon başında bir araya geldiğimiz kadroyla şu andaki kadro arasında hemen hemen siyahla beyaz arasındaki kadar fark var. Herhangi bir çalışma yapma şansımız olmadı. Futbol sadece transfer yaparak başarıya ulaşılacak bir oyun değil. Futbol bir tekrar oyunu. Bu takımların en önemli özellikleri, çok fazla tekrar yapmaları. Baskı da dahil olmak üzere bir takım şeyleri otomatik yapmalı. Dar süreçler oluyor ve bu süreçlerde takımı bir araya getirerek aynı şeyleri yapmak kolay olmuyor, neleri yapmaları gerektiğini söyleyecek zamanı bulmak zor oluyor. Dünyadaki oyun anlayışı, rakibi oynatmayacaksınız, sonrasında oynayacaksınız, olmazsa set oyununa döneceksiniz” diye konuştu.

“Ozan daha da iyi olacak”

Ozan Tufan’ın günden güne iyiye gittiğini söyleyen Fenerbahçe’nin hocası, “Biraz evvel sözlerimin içinde vardı. Ozan’ın pozisyonu için de iyi olacağını düşündüğüm bir konuydu. İzleyici için de taraftar için de en vurucu nokta ya gol oluyor, ya da asist oluyor. O zaman düşünce değişiyor. Ozan iki yönlü bir orta saha. Bütün bunları yapabilecek morale ve durumu kavrama çabasına ihtiyacı vardı. Bu çabayı gösteriyor ve bunu devam ettirdikçe hem Fenerbahçe hem Türk futbolu kazanacak. Bu sadece Ozan için değil, bütün Ozan’lar için geçerli” dedi.

Mehmet Ekici’nin de yaklaşık 9 ay sonra futbol oynadığının altını çizen Kocaman, “Mehmet yaklaşık 9 ay sonra oynadı. İzleyenler ne hissetti bilmiyorum ama benim gördüğüm son derece istekliydi. Ama maç oynama ritmi hemen yerine gelmiyor. Bizim ne yapacaklarımız önemliydi ama Beşiktaş’ın savunma zaaflarının olduğunu düşünüyorduk ve Mehmet Ekici’nin futbol aklına ihtiyacımız vardı. Bir taraftan defansif pozisyon alma, bir taraftan da ofansif pozisyon alması önemliydi. İkinci yarıda 1 kişi eksik kalınca bu değişikliği yapmamız gerekti. Eğer eksik kalmasaydık da 10-15 dakika sonra bu değişikliği yapacaktık zaten” açıklamasında bulundu.

“Bunların kimseye faydası yok”

Maç sonunda Fenerbahçe futbolcuların ve tribünlerin yaptığı tezahüratın hatırlatılması üzerine konuşan Aykut Kocaman, “Bu olaylar her sahada oluyor ve toplumumuzun genel yapısı buraya gitti. Öfkeye nefrete ve şiddete katılmıyorum. Herkesin bu durumdan haz duyması bana doğru gelmiyor. Özellikle milli takımların oynadığı maçlarda olağanüstü bir şiddet ve nefret var. Bunun kimseye faydası yok. Gelişimi örseleyen ve olumsuzluğa götüren bir durum. Ben bunlardan uzak kalmaya çalışıyorum. Nefret dili futbol ortamını sarmış durumda. Rekabet umarım devam eder. Eskiden olmayan ama şimdi olan rakamları konuşuyoruz. Futbolun iyi tarafı bunları konuşmak. Ben elimden geldiğince katkı sağlamaya çalışacağım” diyerek sözlerini noktaladı. 

Bozhan Memiş - Uygar Aydın
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Hitit’in “Anne Üniversitesi" başladı Hitit Üniversitesi Kadın ve Aile Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen Hitit Anne Üniversitesi başladı. Bu yıl Çorum Valiliği ile Alaca, Bayat, Boğazkale ve Laçin Kaymakamlıkları işbirliğinde hayata geçirilen Hitit Anne Üniversitesine 65 anne ve anne adayı katılıyor. Programa katılan kursiyerlere Hitit Üniversitesi kampüslerindeki derslikler ve laboratuvarlarda mikrobiyoloji, ev kazaları, ebru atölyesi, müzik atölyesi, bağımlılıkla mücadele, eşler arası iletişim, akılcı ilaç kullanımı, kültürümüzde kadın ve aile konularında eğitimler verilecek. Eğitimler sonrasında ise Hitit Anne Üniversitesi 2024 yılı öğrencileri için mezuniyet töreni düzenlenecek. İlk ders öncesi öğrencilerle bir araya gelen Hitit Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nurcan Baykam, Anne Üniversitesi ile kişisel gelişime katkı sağlamak, aile içi iletişim, ebeveynlik gibi konularda farkındalığı geliştirmeyi hedeflediklerini söyledi. Önceki yıllardan farklı olarak Hitit Anne Üniversitesinin bu yıl Alaca, Bayat, Boğazkale ve Laçin ilçelerinden 65 anne ve anne adayına yönelik gerçekleştirildiğini kaydeden Prof. Dr. Baykam, “Hitit Üniversitesi olarak topluma hizmet faaliyetleri çerçevesinde etkinlik ve programlarımızı gerçekleştiriyoruz. Bu noktada en önemli programlarımızın başında da Anne Üniversitesi programı geliyor. Hitit Anne Üniversitesini bu yıl Çorum Valiliğimiz ile işbirliği içinde farklı bir konseptte düzenliyoruz. Valilik ve üniversite olarak ilçelerimizdeki kadınlarımıza da bir dokunuş yapmak istedik. 4 ilçemizden 65 anne ve anne adayımızı misafir ediyoruz. Yine mikrobiyolojiden akılcı ilaç kullanımına, ebrudan müzik atölyesine kadar farklı alanlarda eğitimler düzenliyoruz. Amacımız, kursiyerlerimizin hem kişisel gelişimlerine katı sağlamak hem de hafızalarda yer edinecek güzel bir anı bırakmak. Bu çerçevede başta Çorum Valiliğimiz olmak üzere Alaca, Bayat, Boğazkale ve Laçin Kaymakamlığına desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum. 2024 yılında aramıza katılan değerli anne ve anne adaylarımıza keyifli ve faydalı bir ders dönemi diliyorum.” şeklinde konuştu. Anne Üniversitesi’nde dersler 13 Mayıs’ta sona erecek. Hitit Anne Üniversitesinden mezun olacak kadınlar için 14 Mayıs günü de mezuniyet töreni düzenlenecek.
İstanbul İbadete açılan Kariye Camii’ne yerli ve yabancı turistler akın etti İbadete açılan Fatih’teki Kariye Camii’ne yerli ve yabancı turistler akın etti. Vatandaşlar 79 yıl sonra camide namaz kıldı. Tarihi yapı hakkında konuşan Sanat Tarihi Uzmanı ve Bilim Kurulu Üyesi Hayri Fehmi Yılmaz, “Bir bölümü ibadet, bir bölümü de ziyaret için kullanılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğümüz büyük bir emekle, olağanüstü bir bütçeyle bu yapının ömrünü uzatabilmek için böyle bir proje yaptı. Şimdi bu görkemli anıt İstanbul’a yeniden hediye edildi” dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde olan ve 21 Ağustos 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile cami statüsüne çevrilen İstanbul’daki Kariye Camii düzenlenen törenin ardından ibadete açıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ankara’dan canlı bağlantıyla katıldığı törenle ibadete açılan camiye yerli ve yabancı turistler akın etti. Vatandaşlar, 79 yılın ardından Kariye Camii’nde namaz kıldı. Duvarlardaki bezemeleri inceleyen yabancı turistlerden bazıları ise dürbün kullandı. Tarihi camiye giren yerli ve yabancı turistler, göz kamaştırıcı yapıda bol bol fotoğraf çekti. “Theodore Metokhites, Hz. İsa ve Hz. Meryem’in hayatını anlatan çok zengin resim programları hazırlamış” Kariye Camii’nin tarihi ile restorasyon sürecini anlatan Sanat Tarihi Uzmanı ve Bilim Kurulu Üyesi Hayri Fehmi Yılmaz, “Kariye Camii, İstanbul’un en ilginç anıtlarından ve çok katmanlı yapılarımızdan biridir. Bizans devrinde, muhtemelen 6’ıncı yüzyıldan bu yana bu yapının varlığından haberdarız. Bu yapı, bütün Bizans döneminde 11’inci, 12’inci ve 14’üncü yüzyıllarda defalarca kez yenilenmiş. 1316-1321 yılları arasında Theodore Metokhites isimli bir devlet, bilim adamı ve edebiyatçı bu yapıyı büyük ölçüde yenilemiş. Çok etkileyici birçok ek ile genişletmiş. Bu yapının etrafına birtakım birimler de ilave edilmiş. İçinde bulunduğumuz bölümü kendisi için bir mezar anıtı olarak düzenlemiş. Yapının da içerisinde Hz. İsa’nın ve Hz. Meryem’in hayatını anlatan çok zengin resim programları hazırlamış. Bu anlamda Bizans dünyasının en ilginç anıtlarından biri. Fetihten sonra bir süre bakımsız kalan bu yapı 1509 yılında Atik Ali Paşa tarafından cami haline getirilmiş. Kendisi devşirme olan paşa, kendisinin kişisel dönüşümü gibi bu binayı da dönüştürmüş. Bizans manastırının kilisesi olan bu yapıyı cami haline getirmiş. Bu yapı Osmanlı Cihan Devleti dönemi boyunca cami olarak kullanılmış. Fakat yapının içindeki mozaikler ve freskolar yani eşsiz bezemelerinin bir kısmı Osmanlı Dönemi’nde de açık kalmış. Yapıyı ziyaret eden seyyahlar 16’ıncı ve 17’inci yüzyılda bu yapıda açıkta gördükleri bazı tasvirleri hep anlatmışlar. Uygarlık tarihi açısından önemlidir. Resimler nasıl Bizans kültürü açısından önemliyse bu yapının korunma süreci, eserlerin yaşayabilmesi de Osmanlı Devleti açısından enteresan” dedi. “Bir bölümü ibadet, bir bölümü de ziyaret için kullanılıyor” Kariye Camii’nin bir bölümünün ziyaret, bir bölümünün de ibadet için kullanılacağını söyleyen Yılmaz, “1945’te bir yeni karar alınmış ve yapı içindeki bütün mozaik ve freskoların açığa çıkarılması için büyük projeler yapılmış. Yaklaşık 12 yıl boyunca burada bir restorasyon yapılmış. 12 yılın sonunda tamamlanan restorasyonda sonra yapı bir müze olarak ziyarete açılmış. Aşağı yukarı yine restorasyon 12 yıl sürdü. 2012’den itibaren başlayan bir sürecin sonunda bu yapının restorasyonu tamamlandı. Şimdi de yine iki fonksiyonlu. Bir bölümü ibadet bir bölümü de ziyaret için kullanılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğümüz büyük bir emekle, olağanüstü bir bütçeyle bu yapının ömrünü uzatabilmek için böyle bir proje yaptı. Şimdi bu görkemli anıt İstanbul’a yeniden hediye edildi. O yüzden çok şanslıyız” ifadelerini kullandı. “Rabbim buranın açılış konuşmasının duasına ‘amin’ demeyi nasip etti” Kariye Camii’ni ziyaret eden Şerafettin Şeker, “Daha evvel de gelmiştim. Restorasyonunu çok beğendim. Rahmetli eşimin mezarı için gelmiştim ama demek ki Rabbim bana nasip etti. Sur diplerinde bulunanlara Fatiha okudum. Sur dibinde bir çiçek açmış, ‘mutlaka bir şehit düştü galiba burada diye’ onun fotoğrafını çekmiştim. Şeker ailesine atacaktım. Buraya gelmem tesadüf olmaz, tabii ki tevafuk. Rabbim buranın açılış konuşmasının duasına amin demeyi nasip etti” şeklinde konuştu. “Türkiye’miz için Allah hayırlı etsin” Hatun Hafik ise, “Çok güzel. Türkiye’miz için Allah hayırlı etsin. Çok iyi bulduk. Yapandan ve açandan Allah razı olsun” diye konuştu. “Bence Ayasofya’nın açılması kadar değerli bir olay” Nadir Koçak ise, “Dört gözle, sabırsızlıkla bekliyorduk. Açılacağını duyar duymaz koşa koşa geldim. Bence Ayasofya’nın açılması kadar değerli bir olay. Burası sadece bir cami değil, ayrıca kültürlerin birleşmesi. Eminim Hristiyan dünyası da bundan mutlu olmuştur. Onlara da ziyarete açık olacak zaten. Çok sevindik, hayırlı olsun diyorum” ifadelerini kullandı.