SPOR - 20 Kasım 2017 Pazartesi 14:01

Aykut Kocaman: 'Kendi ilkelerimin dışına çıkarak devam etme kararı aldım'

A
A
A
Aykut Kocaman: 'Kendi ilkelerimin dışına çıkarak devam etme kararı aldım'

Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman, Osmanlıspor maçından sonra kendine güvenenleri yarı yolda bırakmak istemediği için yola devam etme kararı aldığını söyleyerek, "Kendi ilkelerimin biraz da dışına çıkarak devam etme kararının doğru olduğunu düşündüm. Milli takım arasında da oyuncularımla hiçbir şey olmamış gibi devam ettim" dedi.

Fenerbahçe, Süper Lig’in 12. haftasında sahasında karşılaştığı Demir Grup Sivasspor’u 4-1 mağlup etti. Mücadelenin ardından Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Skoru aldıktan sonra oyunu koruma kaygısına giriyoruz”

Takımın gerekli skoru bulduktan sonra oyunu koruma duygusu içine girdiğini ve bunun da kendilerini olumsuz etkilediğini belirten Aykut Kocaman, “Son haftalardaki oyunlarımızı izdüşümüydü. Skoru elde edene kadar daha derli topu bir takımdık. Ancak skoru aldıktan sonra koruma kaygısına giriyoruz ve yapmamız gerekenleri yapamıyoruz. Öndeyken de mutlaka gol yiyoruz. Bugün de öyle oldu. Oyundan vazgeçip uzun toplara dönen takıma döndük. İki tane top kaybından gol geldi. Ama bugün taraftarın golü yediğimiz andaki sahaya yansıttığı enerji çok faydalı oldu. O enerjinin de yardımıyla süreç bizim lehimize döndü. Rakibin de eksik kalması yardımcı oldu. Galatasaray’ın mağlup olduğu, Beşiktaş’ın puan kaybettiği haftada aldığımız bu galibiyet üst sıralar için umut verici oldu” diye konuştu.

Kendi ilkelerimin dışına çıkarak devam etme kararı aldım”

Süper Lig’in 11. haftasında deplasmanda oynanan ve 1-1 berabere sonra eren Osmanlıspor maçından sonra söylediği, ‘Ciddi bir başarısızlık var. Ben kendi adıma gerekeni yapacağım” sözlerine ve ondan sonra yaşanan sürece açıklık getiren Kocaman, şunları söyledi:
“Bir basın toplantısı yapmayı düşündüm. Ama sonra süreci olağan seyrine bıraktım ve olayları izleme haline geldim. Aslında duygu ve davranışlarım netti. Ancak öbür taraftan iki şey öne çıktı. Biri Alanyaspor maçında sonra yaptığım açıklamaydı. Diğeri de Fenerbahçe’nin zor zamanında, bir işe başlamışken sonuna kadar götürme ve güvenenleri yarı yolda bırakmama duygusuydu. Kendi ilkelerimin biraz dışına çıkarak devam etme kararının doğru olduğunu düşündüm. Milli takım arasında da oyuncularımla hiçbir şey olmamış gibi devam ettim. İşin doğrusu da bu.”

“Kalan 5 maçı kazanacak enerjiyi ortaya çıkarmak istiyorum”

Takımı çift forvet oynatırken diğer oyuncuların yerlerini değiştirmek zorunda kaldığını açıklayan tecrübeli çalıştırıcı, “Şu andaki oyuncu profilimiz pek çok yere döndürmeyi sağıyor. Ama çift forvete dönmeyi bazı oyuncuları gerçek pozisyonlardan iterek yapabilirim. Kafamdaki şey; kalan 5 maçı kazanacak enerjiyi ortaya çıkararak önce üst sıralarla puan farkını minimuma indirmek, sonra da devre arasında takımı ön görülebilir hale getirmek” şeklinde konuştu.

“Başkanın konuşması olumlu olmuştur”

Başkan Aziz Yıldırım’ın oyuncularla bir toplantı yaptığı söyleyen Kocaman, “Başkanların konuşmaları her zaman olumlu etki sağlar. Başkan oyuncularla toplantı yaptı ve mutlaka etkisi olmuştur. Umarım antrenmanda verilen nazar boncuğu da bundan sonraki süreçte işe yarar” dedi.
Aykut Kocaman aynı zamanda takım olarak Osmanlıspor maçından önce olduğu gibi olağan durumda yola devam ettiklerini sözlerine ekledi ve şöyle konuştu:
“Şu andaki durum Osmanlı maçı öncesi gibi işimize odaklı şekilde devam ediyoruz. Bunun dışında gelecekle ilgili altından kalkamayacağım bir şey söylemek istemem.”

“Oyunun karşılığını skorlara yansıtmayı öğrenmemiz gerekiyor”

Kocaman, oynadıkları oyunu skora da yansıtmaları gerektiğini dile getirerek, "Bu kadar bireysel hatanın olduğu ve bunun sonuçlara yansıdığı bir yerde oyunla ilgili bir şey söylemek doğru olmaz. Bizim önce bu oyunun karşılığını skorlara yansıtmayı öğrenmemiz gerekiyor. Maç kazanacak kadar atmasını beceriyoruz ancak kalemize topun girmesini engelleyemiyoruz. Koruma kaygısı öne çıkınca benimde istemediğim oyunu terk etme ve dağılma oluyor. Yapacağımız şey özgüveni arttırarak yapabileceklerimizi biraz daha arttırabilmek" dedi.

“Oyuncular oyunun dışına taşarsa herkesle problem yaşarız”

Mehmet Topal ile aralarında problem olduğuna dair çıkan iddialar hakkında da konuşan Aykut Kocaman, “Antrenmanlarda bütün oyuncuları saniye saniye izliyoruz. Bunlardan sonra antrenman ve çevresinde oyuncunun benimle problemi olursa olur. Benim oyuncuyla problemim olmaz. Son derece netimdir. Kafamda ne varsa onu söylerim. Eğer oyuncular oyunun dışına taşarsa herkesle problem yaşarız. Oyun dışına taşmayan, istediklerimizi yapan herkese de kapımız açık. Bireysel olarak kimseyle çatışma altına girmeyi doğru bulmuyorum. Birbirimizin performansları yukarıya çekmek zorunda olan insanlarız. Buna Mehmet Topal da dahil” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Hazine avcıları ahırdan tünel kazarak tümülüsün altını oydu Muş’ta yapısı itibarıyla piramitleri andıran topraktan yığma ve içinde mezar odası bulunan binlerce yıllık tümülüsler, definecilerin tahribatına uğrayarak yok olma ile karşı karşıya kaldı. Muş Ovası’nda yer alan ve antik dönemlere ait önemli yapılardan biri olan Yaygın Çarşı Tümülüsü, altın bulma iddiasıyla hazine avcıları tarafından tahrip edildi. Tarihi ve kültürel değer taşıyan bu tarihi eserin zarar görmesi, kamuoyunda büyük tepki uyandırdı. Tepenin yakınında bulunan bir ahırın içerisinden tünel kazarak tümülüsün altına kadar ilerleyen hazine avcıları, tümülüsün yanı sıra çevredeki diğer tarihi yapıları da tehdit ederek ciddi zararlara yol açtı. Hazine avcılarının izinsiz ve kontrolsüz kazı faaliyetleri, Yaygın’daki tarihi binaya da ciddi zarar verdi. Bu kazılar sırasında, binanın duvarlarında çatlaklar oluşurken temellinde ise ciddi hasarlar meydana geldi. Ahırdan kazılan tünel yağmurun yağması ile çökünce durumu fark eden vatandaşlar jandarma ve AFAD ekiplerine haber verdi. Olay yerine gelen ekipler, burada yaptıkları çalışmalar neticesinde konu ile ilgili soruşturma başlattı. Tarihi yapılara zarar veren hazine avcılarına tepki gösteren Maşallah Çelik, “Tepenin yakınındaki bir ahırın içinden tünel kazarak binanın altına kadar gelmişler. Yağmurların yağması ile tünel çöktü. Biz de fark ederek jandarmaya haber verdik. Jandarma ve AFAD gerekli incelemelerini yaptı. Burası tarihi bir yer, burayı korumamız lazım. Devletin desteği ile bu hazineciler yakalanmalı. Bina şu an çökme riski yüksek. Hazineciler binanın altını ağaç kütükleriyle destek vermişler. Bu bina ve bu tepe bizler için çok önemli” dedi.
Erzurum Güleç; “1 Mayıs emek ve dayanışma günümüz kutlu olsun” Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Teşkilatlanma Sekreteri Mehmet Güleç, 1 Mayıs gündemiyle ilgili yaptığı basın açıklamasında “1 Mayıs emeğin, emekçinin bayramını en içten dileklerimizle kutlarken alın terinin karşılığını alamayan emekçimizin sesini bu anlamlı günde bir kez daha haykırmak istiyoruz” dedi. Emeklinin, işçinin, memurun toplumun tüm kesimlerinin yaşanan ekonomik kriz ortamında, yüksek enflasyon ve artan geçim sıkıntısı karşısında olumsuz yönde etkilenmeye devam ettiği belirten Güleç, açılmasını şöyle sürdürdü; “Emekli maaşının yetersizliği emeklilerin birçoğunun çocuklarından destek almasına veya onların yanına sığınmalarına, çocuklarının ise artan geçim sıkıntısı ve giderek düşen alım gücü karşısında daha da zorlanmalarına sebep olduğu görülmektedir. Bu duruma büyükşehirlerde artan fahiş kira bedellerini de ekleyince durumun içinden çıkılmaz bir hal aldığı görülmektedir. Her sektör ve alanda yaşandığı gibi eğitim çalışanları üzerinde de ekonomik sorunların getirdiği yük gün geçtikçe daha da artmaktadır. Eğitim camiasının yığınla çözülmeyi bekleyen meseleleri sorunun bir boyutu iken artan ekonomik darboğazla birlikte yaşanan sıkıntılarda sorunun bir diğer boyutunu oluşturmaktadır. Yaşanan ekonomik buhran karşısında ne emekli öğretmenin aldığı emekli ikramiyesinin değeri kalmıştır ne de emekli öğretmen maaşıyla çocuk okutmak ve evlendirmek mümkün olabilmektedir. Şartların iyileştirilmesi gerekmekle birlikte hâlihazırda görev yapmakta olan ve bilhassa mesleğinde 10 hizmet yılını doldurmamış öğretmenlerimizin maaşlarının düşük oluşu eğitim camiamızın kıymetli emekçileri olan öğretmenlerimizin alın terinin ne kadar ödendiği gerçeğini de ortaya koymaktadır. Asla emeğin karşılığı olmayan ek ders ücretlerine de gerekli zammın yapılması ve büyükşehirlerde görev yapan memura kira desteği verilmesi elzemdir. Öğretmenin mali ve sosyal hakları yok denecek ölçüde emeğinin karşılığını almaktan uzaktır. Alelacele çıkarılan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun yetersiz ve birçok soruna davetiye çıkarıcı nitelikte olduğunu ifade etmiştik. Bu gün gelinen noktada Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun sorunlarla dolu olduğu ortadadır. Öğretmenler Odası’nda gelir dengesizliği oluşmuş ve hatta uçurumlar oluştuğu görülmüştür. Emekçilerimiz emeklerinin karşılığını alabilmeyi beklemekte, sosyal ve ekonomik hakları tanımlanmış, daha adil ve şartları iyileştirilmiş bir meslek kanunu beklemektedir. Çalışan memurlarımızın tamamı bayram ikramiyesinden faydalanmayı beklerken diğer yandan atanmayı bekleyen binlerce meslektaşımızı da hatırlatmayı emeğe saygının bir gereği olarak gördüğümüzü beyan etmek isteriz. Zira o kadar yıl okuyup, puanlarını alıp atanmayı bekleyen meslektaşlarımızın da biran evvel okullarına, öğrencilerine kavuşmalarını temenni ediyoruz. 9 aydır bekletilen ve mülakatın kaldırılacağına ilişkin söz verilen öğretmenlerimizin kontenjanlarının biran evvel gönülleri rahatlatacak bir sayıyla ilan edilmesini arzuluyoruz. Üniversitelerde görev yapmakta olan üniversite idari personelinin (GİH, THS, YHS, SHS, 4/B Sözleşmeli) en temel haklardan biri olan tayin/nakil hakları olmaksızın çalıştırılması 21. Yüzyılda kabul edilebilir bir durum değildir. Üniversitelerde görev yapan tüm personelin tayin hakkı için Üniversiteler Arası Atama ve Yer Değişikliği Yönetmeliği’nin hazırlanarak yürürlüğe girmesi gerekmektedir. Bu yönetmelikte yer değişikliğinin şartları, mazeret tayinleri, eğitim hakkı tayini, becayiş vb. düzenlemelerin net bir şekilde ifade edilmesi ve bu düzenlemelerin rektörlerin keyfi kararına bırakılmaksızın, torpil vb. durum söz konusu olmaksızın gerekli tedbirlerin alınması elzemdir. Bu çalışanlarımızla ilgili sürgün maddesi diye bilinen 13-b/4 geçici görevlendirme maddesinin tamamen kaldırılması, eğitim ve öğretim hizmet kolunda verilen zam, tazminat, üniversite ödeneği, teşvik vb. haklardan da faydalanmalarını sağlayacak şekilde yasal düzenlemelerin yapılması elzemdir. Tüm bu sorunların çözümü için TBMM Milli Eğitim Komisyonunu oluşturan vekillerimizi göreve davet ediyoruz. Bizlerde 1 Mayıs günü tüm teşkilatlarımızla birlikte Ankara’da meydanda olacağız. Her alanda emek sarf eden tüm emekçilerimizin bu emeklerinin karşılığını alabilmelerini temenni ediyor, birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs Bayramı’nı kutluyorum. Emekçilerimizin hakları için mücadele etmeye devam edeceğimizi bu vesileyle bir kez daha ifade etmek istiyorum.”