GÜNDEM - 04 Eylül 2015 Cuma 16:16

Aylan Kurdi'nin babası o anları anlattı

A
A
A
Aylan Kurdi'nin babası o anları anlattı

Bodrum’dan Yunanistan’a geçmeye çalışan ancak cansız bedenleri kıyıya vuran Kurdi ailesinin babası Abdullah Kurdi, denizin ortasında yaşadığı anları anlattı.

Bodrum’dan Yunanistan’a geçmeye çalışan ancak cansız bedenleri kıyıya vuran Kurdi ailesinin babası Abdullah Kurdi, bugün gerçekleştirilen cenaze töreninin ardından yaptığı açıklamada onları Yunanistan’a götüreceklerini söyleyen kişilerin aileden kişi başına 2 bin Euro aldıklarını belirtti. Kurdi, denizin ortasında motorun yandığını ve kaptanın kaçtığını söyledi.

Muğla’nın Bodrum ilçesinde, ailesi ile birlikte Kanada’ya gitmek için Yunanistan’a geçmeye çalışan ancak cesedi kıyıya vuran Kurdi ailesinin cenazeleri Kobani (Ayn el Arap)’de defnedildi. Baba Addullah Kurdi, cenaze töreninin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Baba Kurdi, İzmir’de 10 gün kaldığını kaydederek Bodrum’dan Yunanistan’ın daha yakın olduğunu söyledikleri için Bodrum’a gittiğini aktardı. Baba Kurdi, ikinci gün orada bir bota bindiklerini belirterek "Biz 6 kişiydik, kişi başına 2 bin Euro aldılar. Botun motoru denizin ortasında yandı 3-4 saat bekledik. Sahil güvenliği aramaya çalıştık, sonra geldiler” dedi.

Botla daha önce yine gitmeye çalıştıklarını kaydeden ve o bota 40 kişi bindiklerini söyleyen Abdullah Kurdi, daha önce onları götürmek isteyen insan tacirinin bu kez daha büyük bir bot bulduğunu söylediğini aktardı. Botun küçük olduğunu görünce çok şaşırdığını kaydeden Kurdi, şöyle konuştu: “Korktum onlar 'yakın, tehlike yok' dedi. Mesafenin kısa olduğunu söylediler ama kabul etmedim. Onlar bana güven dediler sonra 10 kişi bindik. Kısa bir süre sonra denizin ortasında kaldık, büyük dalgalar geldi sonra kaptan denize atladı bende dümenin başına geçtim. Büyük bir dalga geldi, olan oldu. Çocukları tuttum ama eşim çocuklarım öldü. Elimden bir şey gelmedi. Büyük oğlum öldü, sonra eşim sonra da Aylan öldü. Benim hikayem bu.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Başkan Pehlivan: "Menemen, Şehit Kubilay ve silah arkadaşlarını bağrına bastı" Şehit Asteğmen Kubilay ile şehit bekçiler Şevki ve Hasan, şehadetlerinin 95. yıl dönümünde Menemen’de törenle anıldı. Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, "Asteğmen Kubilay’ın, kent dışından gelen karanlık odaklar tarafından şehit edilişinin hiçbir izahı yoktur. Ancak Menemen, o günden bu yana Şehit Kubilay’ı ve silah arkadaşlarını bağrına basmış, aziz hatıralarını her zaman saygı, minnet ve sevgiyle yaşatmıştır. Her 23 Aralık’ta aynı inanç ve kararlılıkla burada olmaya devam edeceğiz" dedi. Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı, Menemen dışından gelen bir grubun ilçede başlattığı ayaklanma girişiminde şehit düşen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki, Yıldıztepe’de bulunan Kubilay Anıtı’nda anıldı. Düzenlenen törende Şehit Kubilay ve silah arkadaşları anılırken, Kubilay Anıtı’na çelenk sunuldu ve şehitlikte yatan vatan evlatlarının kabirlerine karanfil bırakılarak dualar okundu. "Şehit Kubilay’ı rahmet ve minnetle anıyoruz" Törene katılan ve 95 yıl önce bayraklaşan şehadetiyle İnkılap Şehidi olarak hafızalara kazınan Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ın aziz hatırasını her daim yaşattıklarını ifade eden Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, "Her 23 Aralık’ta burada, bu şehitlikte aynı inanç ve aynı kararlılıkla olmaya devam edeceğiz" dedi. "Dinmeyecek acı" Başkan Pehlivan, "İnkılap şehitlerimiz Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki; bu ülke için hiçbir zaman dinmeyecek bir acıdır. İlçemiz Menemen içinse tam anlamıyla derin bir yaradır. Asteğmen Kubilay’ın, kent dışından gelen karanlık odaklar tarafından şehit edilişinin hiçbir izahı yoktur. Ancak Menemen, o günden bu yana, Şehit Kubilay’ı ve silah arkadaşlarını bağrına basmış, aziz hatıralarını saygı, minnet ve sevgiyle yaşatmayı görev bilmiştir. Bu topraklarda doğan her Menemenli bilir ki; Şehit Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay sadece bir asker değildir. O, bir fikrin, bir inancın, bir Cumhuriyet idealinin temsilcisidir. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük eserim dediği Cumhuriyetimiz, uğruna şehit ve gazi olanların bizlere mukaddes bir emanetidir. Bu nedenle Şehit Kubilay’ı anmak, bu toprakların bağımsızlık ve özgürlük ruhuna olan bağlılığımızı tazelemektir. Onları hatırlamak, bu toprakların bağımsızlık ve özgürlük ruhuna olan sarsılmaz bağlılığımızı yeniden ifade etmektir. Şehit Asteğmen Kubilay’ın aziz hatırası bize, karanlığa karşı uyanık olmayı, ayrışmaya karşı birlik olmayı, umutsuzluğa karşı inancı korumayı öğretir. 23 Aralık tarihi, Menemen İnkılap Şehitleri’nin yası, saygıyla anıldığı günün adıdır. Bu ve bunun gibi anmalar, siyasete malzeme yapılamayacak kadar kıymetli ve ağır konulardır. Tıpkı dinimiz, kutsal kitabımız, bayrağımız, vatanımız ve elbette Atamız gibi, siyaset üstüdür. Bu nedenlerle bizler, tıpkı 10 Kasım’da Atatürk’ü andığımız gibi, her 23 Aralık’ta da Şehit Kubilay’ın yasını tutuyor, saygı ve minnetle anıyoruz. Ülkesi ve milleti için karanlığa karşı bedenini siper eden tüm şehitlerimizi bir kez daha saygı, minnet ve hürmetle anıyorum. Böylesine karakterli, cesur ve vatanına adanmış evlatlar yetiştiren kıymetli ailelerine de şükranlarımı sunuyorum" dedi.