ASAYİŞ - 29 Eylül 2022 Perşembe 13:49

Azra Haytaoğlu’nun katili intihar etti, baba emin olmak için Diyarbakır’a geldi

A
A
A
Azra Haytaoğlu’nun katili intihar etti, baba emin olmak için Diyarbakır’a geldi

Antalya'da üniversite öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu'nu katili Mustafa Murat Ayhan, tutuklu bulunduğu Diyarbakır 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevinde intihar etti. Baba Mustafa Haytaoğlu, emin olmak için kente gelerek savcıdan bilgi aldı.

Antalya'da üniversite öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu'nu öldürüp, cesedini 13 parçaya ayırdığı suçlamasıyla ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Mustafa Murat Ayhan, tutuklu bulunduğu Diyarbakır 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevinde intihar etti. Azra Gülendam Haytaoğlu'nun babası Mustafa Haytaoğlu, Münevver Karabulut olayında dile getirilen şüphe üzerine kente gelip savcı ile görüştükten sonra emin oldu.

Rıdvan Kılıç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara OSB’ler yıldızlarını arıyor Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) tarafından her yıl yapılan OSB Yıldızları Araştırması’nın başvuruları başladı. OSBÜK Başkanı Memiş Kütükcü, 81 ildeki organize sanayi bölgelerini ve organize sanayi bölgelerindeki 67 bin sanayi kuruluşunu kapsayan araştırmanın bu yıl dördüncüsünün yapılacağını söyleyerek, tüm OSB sanayicilerini araştırmaya katılmaya davet etti. Organize sanayi bölgelerinin Türkiye’nin sanayi üretiminin yüzde 45’ini gerçekleştirdiğinin altını çizen Kütükcü, OSB’lerde üretim yapan her fabrikanın ülkenin geleceği için kritik öneme sahip olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: “Organize sanayi bölgelerimiz ülkemizin 81 ilinde üretimin, istihdamın ve ihracatın lokomotifi haline geldi. Bugün organize sanayi bölgelerimizde üretim yapan 67 binin üzerindeki fabrikamızda 2 milyon 600 bin insanımız istihdam ediliyor. OSB’lerimizin ve fabrikalarımızın başarısı sadece ülkemizde değil, dünyada takdir görür hale geldi. OSBÜK olarak biz de, OSB’lerimizin ve OSB sanayicilerimizin başarısını Türkiye ve dünya kamuoyuyla paylaşmak için başlattığımız çalışmalardan birisi olan OSB Yıldızları Araştırmamıza devam ediyoruz. Bu yıl dördüncüsünü yapacağımız bu araştırma ile organize sanayi bölgelerimizde üretim yapan sanayi işletmelerimizi En Çok Satış Yapan 100 Firma, En Çok İhracat Yapan 100 Firma, En Çok İstihdam Sağlayan 100 Firma, En Çok Kadın İstihdamı Sağlayan 100 Firma gibi 10 farklı kategoride değerlendiriyor, bu firmalarımızın başarısını kamuoyuyla paylaşıyoruz. 81 ildeki tüm OSB sanayicilerimizi, her yıl marka değeri daha da artan OSB Yıldızları Araştırmamıza başvurmaya davet ediyorum.” OSB Yıldızları Araştırması’na son başvuru tarihinin 2 Eylül 2024 olduğunu hatırlatan Kütükcü, başvuruların https://osbyildizlari.osbuk.org/ adresinden yapılabileceğini sözlerine ekledi. OSB Yıldızları Araştırması Kategorileri şöyle: “2023 yılı verilerine göre; OSB’lerde En Çok Satış Yapan İlk 100 Firma, OSB’lerde En Çok İhracat Yapan İlk 100 Firma, OSB’lerde En Çok İstihdam Sağlayan İlk 100 Firma, OSB’lerde En Çok Kadın İstihdamı Sağlayan İlk 100 Firma, OSB’lerde En Çok AR-GE Harcaması Yapan İlk 50 Firma. 2022-2023 yılı değişimine göre; OSB’lerde Satışını En Çok Artıran İlk 100 Firma, OSB’lerde İhracatını En Çok Artıran İlk 100 Firma, OSB’lerde İstihdamını En Çok Artıran İlk 100 Firma, OSB’lerde Kadın İstihdamını En Çok Artıran İlk 100 Firma, OSB’lerde AR-GE Harcamasını En Çok Artıran İlk 50 Firma.”
Hatay Annesinin şırıngayla beslediği genç kızın tek hayali ’anne’ diyerek seslenebilmek Hatay’da depremde kafasına aldığı darbe sonrası çenesini hareket ettiremez hale gelen ve aylardır konuşamayan Yeliz Seyyar’ın tek hayali kendisini şırıngayla besleyen annesine ‘anne’ diyerek seslenebilmek. Kahramanmaraş merkezli depremler Hatay’da büyük yıkıma yol açmış ve 25 bine yakın insan vefat etmişti. Depreme Defne ilçesi Çekmece Mahallesi’nde yakalanan Seyyar ailesinin 16 yaşındaki kızı Yeliz Seyyar, enkaz altında kaldı. Ailesi tarafından kurtarılan genç kız, kafasına aldığı darbe sonrası çenesinde kemik kaybı yaşadı ve çenesini hareket ettiremez hale geldi. Hastanedeki tedavi sürecinin ardından Antakya ilçesinde konteyner kentte yaşamaya başlayan aile, genç kızı elleriyle şırıngayla besliyor. Ailesiyle sadece yazılı olarak iletişim kurabilen Seyyar’ın tek isteğiyse anneler gününde annesine ‘anne’ diyerek seslenebilmek. "Kızımın en çok bana sarılıp anne ve baba diyerek kendini sevdirmesini istiyorum" Kızının en çok anne diyerek sarılmasını isteyen fedakar anne Fatma Seyyar, "6 Şubat depreminde enkazda kaldık. Evimiz yıkıldı. Enkazda ben, kızım ve oğlum kaldık. Biz hafif atlattık ama kızımın çenesi koptu. Abisi hastaneye götürdü. Geçen zaman boyunca çenesinde kemik yok. Çene nakli yapılması gerekiyor. Anneler gününde kızımın bir hediye getirip ’Anne, anneler günün kutlu olsun’ demesini çok isterim. Ama onu şimdi diyemiyor. Kızımı şırıngayla besliyorum. Kızımın sağlığına dönmesini istiyorum. Kızımın en çok bana sarılıp anne ve baba diyerek kendini sevdirmesini istiyorum. Anne demesini istiyorum. Kendi eliyle yemeğini yemesini istiyorum. Dişlerinin olmasını istiyorum. Çenesi ve dişleri yok. Kızımın kendi yemeğini yemesini istiyorum" ifadelerini kullandı.
Diyarbakır Anneler Günü, Dürümlü şehitlerinin yıldönümünde ailelerinin acısını katladı Terör örgütü PKK mensuplarınca 12 Mayıs 2016’da Diyarbakır’ın Dürümlü mezrasında 15 ton patlayıcı yüklü kamyonun infilak ettirilmesi sonucu hayatını kaybeden 16 kişi, aile fertleri tarafından Anneler Günü’nde anıldı. PKK’lı teröristlerin, Bingöl’ün Genç ilçesinde gasbettikten sonra patlayıcı yükledikleri kamyonu Dürümlü mezrasında infilak ettirdiği saldırıda yaşamını yitirenlerin aile fertleri tarafından anıldı. Katliamın yıldönümü Anneler Günü’ne denk gelmesi ailelerin acısını katladı. İki oğlu ve bir torununu terör saldırısında kaybeden anne Saniye Yaman, İHA muhabirine Kürtçe konuşarak, 3 evladının öldüğünü, 8 yıldır onlardan ayrı olduğunu söyledi. Her şeyin içinde parçalandığını belirten Yaman, “Canları, öldükleri zaman, parçaları hepsi aklıma, gözümün önüne geliyor. Evet, Anneler Günü’nü kutlarlardı. Fistan, tülbent getirirlerdi” dedi. Aileden gelin Bahar Yaman, Anneler Günü’nün sessiz, çok buruk geçirdiklerini ifade etti. Yaman, (Saniye Yaman için), “Onun için bugünün anlamı büyük. Komşuyuz, çocukları bugünü unutmazdı, görüyorduk. Çocukları Anneler Günü’nde onun gönlünü hoş edecek hediyeler getirirdi. Bugün ise yok. Çocukları, torunu yok. Ölüm yıldönümleri. İlk günkü gibi acısı yüreğinde taze. Hepimiz için geçerli, çünkü biz aileyiz. O günü tarif edemiyorum” diye konuştu. Babasını ve iki kardeşini kaybeden Recep Yaman ise annelerin hepsi mağdur, gözleri çocuklarının yolunda olduğunu dile getirdi. “Hepsi bize hediye getirecekti diye bekleyecekti. Hepsi umutsuz, hediyesiz kaldılar. Hem Anneler Günü, hem de şehitlerimizin ölüm yıldönümü aynı güne denk gelmesi daha da acıları da büyüdü” diyen Yaman, şunları söyledi: “Her yıl aynı günü sanki şehitlerimizi yeni defnediyoruz gibi o acıyı yaşıyoruz. Gördüğünüz gibi terör örgütü Kürt-Türk ayırt etmiyor. Onların meselesi Türkiye’yi bölmek. Bu şehitlerimiz hepsi Kürt. Onların zihniyeti ile İsrail’in zihniyeti aynı. Benim gözüm de ikisi de terör. Çoluk, çocuk, kadın demeden katlediliyor. Burada da aynı şekilde PKK da yapıyor. Terör örgütü, çoluk, çocuk, Türk, Kürt demeden katlediyor. “
Aksaray Aksaray’ın organik sarımsağı Rusya ve Almanya antibiyotiğinde Aksaray topraklarında üretilen organik sarımsaklar Rusya ve Almanya’daki antibiyotik ilaç sanayilerine gönderiliyor. Nüfusunun yüzde 80’nin tarım ve hayvancılıktan geçimini sağladığı Aksaray, tarım ve hayvancılık üretimindeki birçok kalemde ülke genelinde sıralamada ilk 10 içerisinde yer alırken, sarımsak üretiminde de oldukça başarılı olan tarım kentinde ilk ve tek olarak üretilen organik sarımsaklar Rusya ve Almanya’ya gönderilerek antibiyotik ilaç sanayinde kullanılıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı organik tarım sertifikalı sarımsaklar Rusya ve Almanya’da da birçok analize girerek yüzde yüzlük bir organik raporuna sahip. “Ürettiğimiz sarımsaklar yüzde yüz organik ve doğaldır” Aksaray’ın merkeze bağlı Acıpınar köyünde üretimi yapılan organik sarımsaklar Uğur Öngün tarafından üretilip yurtdışına ihraç ediliyor. Üretim ve ihracatla ilgili bilgiler veren Uğur Öngün, organik sarımsağın Aksaray topraklarında üretildiğini belirterek, “Organik tarım, normalde geçiş 1-2-3’ten sonra tam organiğe geçiliyor. Şu an organik tarımda 6. yılımız. 2017’den bu yana organik tarım ile uğraşıyoruz. İnşallah 2024’ün, yani 7. yılımızın hasadını bu yıl alacağız. Verimde herhangi bir düşüklük yok. Organik tarımda biz herhangi bir kimyasal kullanmıyoruz. İnsan sağlığına zararlı herhangi bir kimyasal kullanılmıyor. Sadece su, deniz yosunu ve leonardit, yani doğal madenlerle beslemelerini yapıyoruz. Rusya’ya Türkiye’den sarımsak ihracatını ilk biz yaptık. O zaman sürecinden beri Rusya’ya ihracat olarak çalışıyoruz. Şu an Avrupa pazarımız var. Organik tarım sertifikamızla giriyoruz zaten pazarlarımıza. Ürünlerimiz yüzde yüz doğal ve organiktir. Zaten bu yabancı ülkelere girerken bakanlıktan onaylı sertifikalarla giriyor. O ülkede de ayrıca bir analize giriyor. Oralarda da tam organik olarak testlerden geçiyor. Türkiye’de tek organik sarımsak olarak üretimimiz var. İlk etapta zaten biz 10 dönüm ile başlamıştık. Şu an 100 dönüme yakın bir organik sarımsak üretimimiz var. 100 bin metrekareden organik sarımsak olarak en düşük aldığımız verimler 200 ton bandında” dedi. “Organik sarımsaklarımız yurtdışında ilaç sanayi ve gıda sektöründe kullanılıyor” Yurtdışındaki ilaç firmalarından talep geldiğine dikkat çeken organik sarımsak üreticisi Öngün, “Biz bunu 2017 yılında Rusya’ya ilaç firmasına vermiştik. İçindeki selenyum ve germanyum oranlarının, diğer bir takım değerlerin yüksek geldiği zaten analiz raporlarımızda vardı. İlk etapta Rusya’ya antibiyotik firmasına girmiştik. 2017 yılından bu yana biz zaten Rusya ile çalışıyoruz. Ama bu Rusya Ukrayna savaşından dolayı biraz etkilendik. Gönderim tonajımız biraz daha düştü. O yüzden Avrupa pazarına giriyoruz. Bu yılki hedefimiz de inşallah ilaç sanayi olarak bir firmadan talep aldık. Orada görüşmelerimiz var ve Almanya’da büyük bir alışveriş merkezinin Ceo’su ile görüşme yaptık ve bizden talep ettiler. Tabii ki organik şartıyla talep oldu. Biz buradan çalışmalarımızı yaptık, raporlarımızı gönderdik. Şu an Rusya ve Almanya’ya halen gönderiyoruz. Sırada Polonya ve Hollanda da var. Ben daha çok İngiltere pazarına girmeyi istiyorum. Organik sarımsaklarımız yurtdışında özellikle ilaç sanayi ve gıda sektöründe kullanılıyor” diye konuştu.
Bitlis İncekaya Krateri doğal manzarasıyla hayran bırakıyor Bitlis’in Tatvan ilçesinde bulunan İncekaya Krateri, doğal manzarasıyla görenleri kendine hayran bırakıyor. Tatvan ilçesine bağlı İncekaya köyünde yer alan İncekaya Krateri, mağarası ve görüntüsüyle dikkatleri çekiyor. Dünya’nın ikinci büyük krateri olma özelliğine sahip Nemrut Kraterinden sonra ilçedeki ikinci krater olan İncekaya Krateri, ilçenin önemli turizm destinasyonları arasında bulunuyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in 1500’lü yıllarda İncekaya (Por) köyünde yaşayan dedesi Hüseyin Dede’nin (Bapir-i Kal) Türbesi de bu köyde bulunuyor. Gerek türbe ziyareti, gerek mağara ziyareti ve gerekse doğal güzelliği görmek için her gün onlarca kişi köyü ziyaret ediyor. Van Gölü kıyısında saklı kalmış doğal güzelliği fotoğraflamak isteyen bir grup fotoğraf sanatçısı, yaklaşık bin 800 rakım yükseklikte bulunan kraterin zirvesine çıkarak doğal güzelliği fotoğrafladı. Krater zirvesine ulaşmak için yaklaşık 1 buçuk saat zirve yürüyüşü yapan fotoğraf sanatçıları, gördükleri manzaraya adeta hayran kaldı. Farklı çekim teknikleri ve dron çekimleri ile krateri fotoğraflayan grup, krater ve bölgenin doğal güzelliklerine dikkat çektiler. “Krater olma özelliğine sahip" İncekaya Krateri ile ilgili bilgi veren Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Öğretim Üyesi ve Doğa Fotoğrafçısı Oktay Subaşı, İncekaya Kraterinin ilçede bulunan iki kraterden biri olduğunu ifade etti. Uzun yıllardır bölgeyi fotoğraflayan Şubaşı, bölgenin doğal güzelliklerine dikkat çekerek, “İncekaya Krateri, Nemrut Kraterinden sonraki ikinci kraterimiz. Bölgedeki bu coğrafi oluşumlar, volkanik özelliklerinden kaynaklanıyor. İşte bu volkanik özelliklerinden dolayı zaman içerisinde bu yükseltiler ve bu koylar oluşmuştur. Bölgede ayrıca müthiş bir doğa güzelliği var. Çeşitli bitkiler, kelebek ve kuş türleri açısından da yine görülmesi gereken yerlerden biri. Bu gün bizlerde fotoğrafçı arkadaşlarımızla birlikte Tatvan ilçemizin güzel mekanlarından biri olan İncekaya köyüne geldik. İncekaya köyü, gerçekten gelip görülmesi gereken güzel yerlerden biri. Bizlerde fotoğrafçı arkadaşlarımızla birlikte bu güzelliği fotoğraflamak için zirve tırmanışı yaptık. Yaklaşık bir buçuk saatlik bir yürüyüşün ardından zirveye ulaştık. Karşımızda masmavi Van Gölü kıyısında bulunan İncekaya köyümüz var. Muhteşem bir manzarası var. Şimdi bu güzel ve özel alanı fotoğraflıyoruz. Burası görülmesi gereken güzel yerlerden biri, herkese gelip görmeyi tavsiye ediyoruz” dedi. "Hayran kaldık” Fotoğraf Sanatçısı ve Dron Pilotu Hakan Okay ise, ilk defa zirveden görme imkanı bulduğu İncekaya Kraterine hayran kaldığını söyledi. Uzun soluklu bir zirve yürüyüşü sonrasında zirveye ulaştıklarını anlatan Okay, “Bu gün bir birinden değerli fotoğraf sanatçısı ağabeyimizle İncekaya köyünü görüntülemek için zirveye çıktık. Karşımızda doğal görüntüsüyle bizleri hayran bırakan bir görüntü var. Buradan dron çekimleri başta olmak üzere farklı tekniklerle bol bol çekimler yaptık. Bir birinden değerli kareler yakaladık. İnşallah çekmiş olduğumuz görüntü ve fotoğraflarla bu köyümüzün eşsiz güzelliğini daha da tanınır hale getireceğiz. Burası bölgemizin doğal güzelliklerinden sadece biri. Bölgemizin buna benzer birçok doğal güzelliği mevcut. Bizlerde bu vesile ile herkesi bu doğal güzellikleri gelip görmeye ve gezmeye davet ediyoruz” şeklinde konuştu.