POLİTİKA - 10 Haziran 2019 Pazartesi 17:51

Bahçeli'den İzlanda açıklaması: Tek kelimeyle skandal ötesi

A
A
A
Bahçeli'den İzlanda açıklaması: Tek kelimeyle skandal ötesi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “İzlanda’da yaşanan rezaletler, sporun centilmenliğine, hoşgörü ruhuna aykırı kötü muameleler tek kelimeyle skandal ötesidir. İzlanda’yı kınıyorum, bu ülkeye verilen notayı da çok yerinde ve isabetli değerlendiriyorum. İzlanda ne yaparsa yapsın yenilmekten, başını öne eğmekten, insanlığın ve uluslararası spor camiasının vicdanında mahkum olmaktan kurtulamayacaktır” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal medya hesabından gündeme ilişkin açıklamada bulundu.
Türkiye - Fransa maçı ve sonrasında yaşanan olaylar hakkında sosyal medya üzerinden değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, şunları kaydetti:

"Başarının limitleri inancımıza bağlıdır. Hedefi olan, bu hedeflere uygun stratejiler geliştiren, hepsinden de mühimi inanan ve inandığı gibi mücadele eden insanlar, takımlar, hatta toplum ve milletler başarıyı her zaman hak etmişlerdir. Başarı bir son değil, bir süreçtir. A Milli Futbol Takımımız Konya’da muazzam bir başarı elde etmiş, milletimizi sevince boğmuştur. 2020 Avrupa Şampiyonası Elemeleri H Grubu 3.maçında dünya şampiyonu Fransa’yı 2-0 gibi çok net bir skorla yenmeyi başarmış, övünç madalyamız olmuştur. Teknik Direktör Sayın Şenol Güneş başta olmak üzere, teknik kadroyu, Federasyon Yönetimini, elbette Fransa’ya sahayı dar eden fazilet sahibi fedakâr futbolcularımızı yürekten tebrik ediyorum. Hepsiyle gurur duyuyorum, hepsini muhabbetle kucaklıyorum.

A Milli Futbol Takımımız alın teriyle, emeğiyle, gayretiyle, mücadelesiyle tarih yazmıştır. Ancak bunu hazmedemeyen, bundan rahatsız olanlar da ortaya çıkmaya başlamışlardır. İzlanda’da yaşanan rezaletler, sporun centilmenliğine, hoşgörü ruhuna aykırı kötü muameleler tek kelimeyle skandal ötesidir. İzlanda’nın tahammülsüzlüğü, nezaketsizliği, saygısızlığı elbette not edilmiştir.

A Milli Futbol Takımımızın bu ülkeye girişi esnasında uzun süre pasaport kontrol kuyruğunda bekletilmesi, eşyalarının teferruatlı aranması, futbolcularımıza yönelik saldırgan tavırlar tam bir kabalık ve komplodur. Hele hele mikrofon yerine fırça uzatan ahlaksızların futbolcularımızı taciz ve tahrik etmesi, sabırları zorlaması, iyi niyet kurallarını ihlal etmesi ayıptır, provokatörlüktür. İzlanda’yı kınıyorum, bu ülkeye verilen notayı da çok yerinde ve isabetli değerlendiriyorum. İzlanda ne yaparsa yapsın yenilmekten, başını öne eğmekten, insanlığın ve uluslararası spor camiasının vicdanında mahkum olmaktan kurtulamayacaktır. Sporu husumete dönüştürenler hem kaybedecek hem de haset içinde kıvranan, haya eksikliği yaşayan kendini bilmezler olarak anılacaklardır."

"Rum Yönetiminin, Fatih Sondaj Gemimizin çalışanları ve TPAO ile iş birliği yapan yabancı şirketlerin yöneticileri hakkında tutuklama kararı çıkarması hukuksuzdur, kepazeliktir"

Doğu Akdeniz'de Fatih Sondaj gemisi çalışanlarına ve TPAO ile iş birliği yapan şirket yöneticilerine tutuklama kararı çıkarılması konusuna değinen Bahçeli, "Doğu Akdeniz’de açıkça Türkiye’ye tuzak kurulmakta, kuyusu kazılmakta, egemenlik haklarına kast edilmektedir. Rum Yönetiminin, Fatih Sondaj Gemimizin çalışanları ve TPAO ile iş birliği yapan yabancı şirketlerin yöneticileri hakkında tutuklama kararı çıkarması hukuksuzdur, kepazeliktir. Kıbrıs Türklerini yok saymak, tarihsel haklarını gaspa teşebbüs ve tevessül etmek uluslararası hukuku çiğnemek, Türkiye’ye meydan okumaktır. Ülkemiz bu barbarca ve barış karşıtı hamleleri göğüsleyecek güç ve yeterliliktedir. Kıbrıs Türklüğü yalnız değildir, Doğu Akdeniz asla peşkeş çekilmeyecektir" ifadelerini kullandı.

"İşi gücü bırakıp şahsım ve partimizle ilgili spekülasyon yapan müfteri korosuna en iyi cevap 23 Haziran’da sandıkta verilecektir"

23 Haziran seçimlerine değinen Bahçeli, "23 Haziran İstanbul Büyükşehir Seçimlerine az bir süre kaldı. Cumhur İttifakı’nın başarılı olması konusunda samimiyiz, heyecanlıyız, İstanbul’a mitili atmış bulunuyoruz. Menfi propagandalarla itibar cellatlığına soyunanların yalanları, çarpıtmaları, çırpınışları sonuç vermeyecektir. Milliyetçi Hareket Partisi nerede diye ucuz ve uçuk soru soranlara, diyorum ki, İstanbul’un her yerindeyiz. Gözleri olup görmeyenler, kulakları olup duymayanlar, ağızları olup konuşamayanlar, üstelik kalplerinde mühür bulunanlar isteseler de bizi göremezler, hakkımızı teslim edemezler. İşi gücü bırakıp şahsım ve partimizle ilgili spekülasyon yapan müfteri korosuna en iyi cevap 23 Haziran’da sandıkta verilecektir. Bunların, yaşarmayan gözleriyle, kızarmayan yüzleriyle mağlubiyet yaşayacakları günler çok yakındır. El mi yaman İstanbul mu yaman anlayacaklardır" ifadelerini aktardı.

"Tarafsız değildir, samimi değildir, yeterli hiç değildir"

Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı İstanbul Belediye Başkan adaylarının ortak yayınını yönetecek moderatörün belirlenmesi konusunda açıklamalarda bulunana Bahçeli, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylarının katılacakları televizyon programı, bu programı kiminle yapacakları, yani moderatörün kim olacağı uzunca bir süredir tartışma ve polemik konusu haline gelmiştir. Bize göre iki adayın katılacağı televizyon programının en uygun moderatörü sakin, sabırlı, anlayışlı ve tarafsız yönleriyle temayüz etmiş Sayın Didem Arslan Yılmaz’dır. Tartışmaları ustalıkla yöneten, birikim ve tecrübesiyle öne çıkan Sayın Yılmaz’ın seçilmesi kanaatimce doğru olurdu.

Sayın Binali Yıldırım ile Sayın Ekrem İmamoğlu’nun 16 Haziran 2019 Pazar günü saat 21.00’de televizyonda karşı karşıya gelecekleri, moderatörün de sözde gazeteci İsmail Küçükkaya’nın olacağı bugün belli olmuştur. Hayret etmemek mümkün değildir! İsmail Küçükkaya’nın hangi vasıflarından dolayı böylesi önemli bir program için tercih edildiğini anlayabilmiş değilim. Bu şahsın Cumhur İttifakı ve MHP’ye husumet besleyen tavrı açıktır, bilinmektedir. Tarafsız değildir, samimi değildir, yeterli hiç değildir. Kaldı ki, FOX TV’nin yayın çizgisi de bulanık ve sorunludur. Şayet İsmail Küçükkaya’nın moderatörlüğü kesinleşirse, bilinsin ki, 16 Haziran 2019 tarihinde 21.00’den itibaren televizyon izlemeyeceğim, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adaylarının tartışmasını takip etmeyeceğim. MHP hakkın, haklının, halkın ve haysiyetin tarafındadır" dedi.

"Duruşumuz sağlam, mayamız temiz, fikriyatımız köklü ve güçlüdür. Türkiye’de Kürdistan ve Lazistan yoktur" Milliyetçi Hareket Partisi'nin bekanın savunucusu olduğunu aktaran Bahçeli, şunları aktardı:

"Özellikle ifade etmek istediğim bir başka konu ise şudur: Milliyetçi Hareket Partisi milli bekanın amansız savunucusudur. İlkelerimizden tavizimiz düşünülemeyecektir. Ülkülerimizden kopmamız akla bile getirilemeyecektir. Duruşumuz sağlam, mayamız temiz, fikriyatımız köklü ve güçlüdür.

Türkiye’de Kürdistan ve Lazistan yoktur. Bundan sonra da olamayacaktır. Olması yönünde heveslenenler varsa karşılarında daima Milliyetçi - Ülkücü Hareketi bulacaklardır. Sözümüzden dönmedik, sevdamızdan ödün vermedik, özümüzün öğütülmesine müsaade etmedik.

Dünden bugüne duruşumuz aynıdır. Milliyetçi Hareket Partisi’ni mesnetsiz yere eleştirenler, suskunluğumuzu yanlışa yoranlar, olgunluğumuzu ve sağduyumuzu tersten okuyanlar köksüzlüğe, kimliksizliğe, kozmopolit emellere hizmet eden kripto bedhahlardır. Bunlarla mücadelemiz ise sonuna kadar devam edecektir."  

Mevlüt Hasgül
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Aydın’da Nisan ayında gerçekleşen kazalarda 11 kişi hayatını kaybetti Aydın’da Nisan ayı içerisinde kent genelinde meydana gelen 754 trafik kazasında 640 kişinin yaralanırken 11 kişi de hayatını kaybetti. Trafik güvenliğinin arttırılması ve korunması için Aydın Valiliği gözetim ve denetiminde İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığına bağlı trafik ekipleri tarafından 2024 yılı Nisan ayı içerisinde toplam 137 bin 599 araç kontrol edilirken, 20 bin 361 araca da işlem yapıldı. Alınan önlemlere rağmen; trafik kurallarına uyulmaması nedeniyle 2024 Nisan ayı içerisinde Aydın sınırlarında toplam 297 maddi hasarlı, 446 yaralamalı ve 11 ölümlü olmak üzere toplam 754 trafik kazası meydana geldi. Bu kazalarda toplam 640 kişi yaralanırken, 11 kişi de hayatını kaybetti. Aydın Valiliği’nden yapılan açıklamada, "Valiliğimizce, ilimizde trafik güvenliği ve vatandaşlarımızın can ve mal emniyetinin daha etkin sağlanmasına yönelik olarak alınan tüm tedbirler arttırılarak aynı kararlılıkla ve gayretle sürdürülecektir. Trafik kurallarına uyan, trafik düzeninin sağlanmasına ilgi ve destekleriyle katkı sağlayan değerli vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Trafik kazalarının azalması için sürücü ve vatandaşlarımızın da daha duyarlı olmaları, özellikle hatalı şerit değiştirmemeleri, alkollü araç kullanmamaları, kural ihlali yapanların ise 112 nolu Acil Çağrı Merkezi telefonuna ihbar edilmeleri hususlarında vatandaşlarımızın bilgisine, desteklerine büyük ihtiyaç vardır" ifadelerine yer verildi.
Samsun OMÜ’de "I. Uluslararası Teknoloji Transferi Sempozyumu" Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) ev sahipliğinde; 39 ulusal, 6 uluslararası kurum desteği ile gerçekleştirilen ‘I. Uluslararası Teknoloji Transferi Sempozyumu’nda konuşan OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, "Teknoloji transferi, farkındalık gerektiren ve gelişmekte olan ifadesiyle tanımlanan ülkeler olarak bizim açımızdan zorunlu bir eylemdir. Zira bu transfer, dayanışma ve tatlı rekabet halinde olan millet ve medeniyetlerde yarışı sürdürmenin, dolayısıyla var oluşun ve etkinliği sağlamanın aracıdır" dedi. Temel bilimlerden mühendisliğe, sağlık bilimlerinden sosyal bilimlere kadar tüm alanlardaki teknolojik yeniliklerin dünya çapında sunulmasını, hatta ticarileşme süreçlerinin kolaylaştırılmasının hedeflendiği 45 paydaş üniversitenin destekleriyle düzenlenen ‘I. Uluslararası Teknoloji Transferi Sempozyumu’nun açılışı OMÜ Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı. Törende ilk olarak konuşan OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, "Medeniyetler, mekân, zaman ve etkinlik açısından ya birbirlerini besleyen ve güçlendiren ya da çatışan dolayısıyla imha eden bir ilişki ağına sahiptir. İhya ya da imha eyleminde etkinlik, bilgi, teknik ve üretilen teknoloji ile mümkün olabilmektedir. Bu sahnede ya dayanışma, ya da savaş görülebilmektedir. Bu ağda, bilgi esastır ve evrenseldir; ancak teknik ve teknoloji bilgi ile özelleştirilen; dolayısıyla ait olduğu zaman ve mekânda medeniyeti farklılaştıran güçlü araçlardır" diye konuştu. "Teknoloji, devletler arasındaki casusluk faaliyetlerinde öncelikli alan olarak değerlendirilmektedir" Teknoloji transferinin, gelişmekte olan ülkeler için zorunlu bir eylem olduğunu dile getiren Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Bugün sempozyumun konusu olan teknoloji transferi, farkındalık gerektiren ve gelişmekte olan ifadesiyle tanımlanan ülkeler olarak bizim açımızdan zorunlu bir eylemdir. Zira bu transfer, dayanışma ve tatlı rekabet halinde olan millet ve medeniyetlerde yarışı sürdürmenin, dolayısıyla var oluşun ve etkinliği sağlamanın aracıdır. Çatışma halinde olan medeniyetlerde ise, zaman ve mekânda güvenin teminatı, etkin olabilmenin de vaz geçilmez şartıdır. Zira satın alabiliyor hatta almış olmak, kısıtlı bir gücü ifade etmektedir. Teknoloji beraberine getirdiği değer, dil ve kavramlarla, her geçen gün kültür içinde, eklemlenen ama kendi üretmediği için başkalaşan alanı büyütmektedir. Bu nedenle teknoloji, devletler arasındaki casusluk faaliyetlerinde öncelikli alan olarak değerlendirilmektedir" şeklinde konuştu. "Birlikte isen güçlüsün, güçlü isen hak ve hukukun var" Gazze’de yaşanan savaştan, insan haklarından ve uluslararası hukuktan bahseden Prof. Dr. Yavuz Ünal şunları söyledi: "Bugün Gazze’de yaşananları, bu gözle yeniden okumak gerekmektedir. İnsan hakları, uluslararası hukuk, mahkeme, yargı, değer ve daha ne ürettiyse batı medeniyeti, hepsini yok etme pahasına, İsrail terör devletince sürdürülen soykırım ve ahlaksız savaşın içinde ve arkasında yerini aldı, hakikati artık gözümüzün içine sokuyorlar. Birlikte isen güçlüsün, güçlü isen hak ve hukukun var; aksi takdirde varlığının hiçbir anlamı yok. Irak, Libya, Suriye, Bosna, Arakan, Doğu Türkistan ve sıradakiler Türk milleti açısında Kuvâ-i Milliye ne ise, Filistin halkı açısından aynı değer ve misyona sahip şanlı direnişi, imanın sağladığı güçle bütün imkânsızlıklara rağmen kardeşlerimiz tarafından sürdürülen savaşı, zaferle taçlandırması için Rabbime dua ediyorum" “Üniversiteler arası iş birliğinin önemine inanıyoruz” Rektör Ünal konuşmasını şöyle sürdürdü: “Coğrafyalarımız farklı olsa bile, aynı medeniyetin çocukları olarak, milletlerimizin istiklal, kültür ve medeniyetimizin de güven ve beka sorunu yaşadığı bir dünyada, öncelikle birbirimize, birbirimizin imkân ve istidadına muhtacız. Mevcut bilginin transferi, teknik ve teknolojide becerinin paylaşımı; daha da önemlisi bilgi üretim süreçlerinin sağlıklı işleyebilmesi açısından imkânlarımızın paylaşılması, insan kaynaklarımızın verimli kullanılması, dolayısıyla bilgi üretiminin sağlanması ve maliyetinin düşürülmesi hayati önem taşımaktadır. Bu nedenle biz, üniversitelerimiz arasında ortak çalışma zeminini güçlendirme arayışı içindeyiz. Bu arayışın bir sonucu olarak ortaya çıkan, Üniversite-TTO ortaklığında ürettiğimiz ve marketlerde yerini alan ’JopSocial’ adlı mobil uygulamada, yapay zekâ yardımıyla, alanda uzmanlara erişimi kolaylaştıran ve hızlandıran; projelerde ortaklık, staj, iş ve çalışan bulma açısından da uygunluğu ölçümleyebilmekteyiz. Zira Teknolojik gelişme ve ürünler, onu geliştirebilecek beyinlerin, uygun yerlerde ve zamanlarda istihdamıyla mümkün olduğu her birimizin malumudur. Beyin göçü, bu nedenle risklidir.” "Bilgiyi değer zincirinde etkiye dönüştürmek için birlikte çalışmaya daha fazla ihtiyaç var" TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ise, "Türkiye artık araştırma yapmayı gerçekten öğrendi. Özellikle özel sektör çok kuvvetli ilerliyor. Özel sektör bu programda, Avrupa’nın desteklerinde üniversitelere göre çok daha hızlı ilerliyor. Yeni bir program açacağız. TÜBİTAK ile akademisyen hocalarımızın tamamladığı birçok proje var. Diğer tarafta da sanayinin projeleri var. Teknoloji transfer patentleme desteği var. Patent öncesinde birçok bilgi esasında sanayi ile çalışarak geliştirilebilecek durumdadır. Ama o tamamlanmış akademisyen projelerinin çoğunluğu rafta kalıyor. Sanayi de kendine yenilikçi konular bulmaya çalışıyor. O yüzden bu destek programı TÜBİTAK’ın AR -GE desteklerine, tamamlanmış olan projelere sanayi ile birlikte devam edilmek isteniyorsa özel bir destek programıdır. Baktığımızda patent lisanslamada çok başarılı değiliz. Sebeplerinden de bahsettim. Kültür, ihtiyaç analizi diyelim. Konunun kritikliğini konuşuyoruz. İnşallah gelecek yıllarda bunun 2’ncisi veya devamı geldiğinde bugünkü konuşmalarımızın üzerine sadece teknoloji üretmek değil, bunu patentleme değil, onu ticarileştirme noktasında etkisi oluşturma noktasında olur. Çünkü kendimize, insanlığı fayda ve rektör hocamızın dediği gibi Gazze’deki zulmü sonlandırmak için çok daha kuvvetli olmak zorundayız. Daha güçlü olmak zorundayız. Bizim de en iyi yaptığımız iş bilgi üretmek. Bu bilgiyi değer zincirinde etkiye dönüştürmek için birlikte çalışmaya daha fazla ihtiyaç var. Bugünkü toplantımızda teknolojiden değer üretmeye ve etki oluşturmaya odaklanmış durumdayız. Uzun bir süredir üzerinde tartıştığımız teknoloji transferi süreci, hepimizin yeni öğrendiği bir konu oldu ve bu toplantıda daha fazla sonuç üretmek için kararlıyız. Çünkü başarı için ilk adım, sonuç üretimine odaklanmaktır. Teknolojiden değer üretme konusundaki bilgilerimiz, teknolojiden etki oluşturmaya doğru olan bir dönüşümün temelini oluşturuyor. Ancak, bu dönüşümü gerçekleştirmek için ne yapmak istediğimizden çok, nasıl yapmak istediğimiz daha da önemli hale geliyor. İş birliği üzerine konuşuyor olabiliriz, ancak asıl ihtiyacımız olan birlikte iş yapma ve iş birliğiyle daha fazla sonuç üretme kültürünü benimsemektir. Teknoloji üretmek için iş birliği yeterli olabilir, ancak etki oluşturmak için birlikte hareket etme ve iş birliği yapmak oldukça önemlidir, daha önce birçok kez üzerinde konuştuğumuz gibi. Bu nedenle, bugün burada daha fazla sonuç üretmek için çabalıyoruz. Hepimizin katkılarıyla, teknolojiyi etki oluşturmaya dönüştürme yolunda adımlar atmaya hazırız" ifadelerini kullandı. "Teknoparkta’ki yatırım yapan firmaların yüzde 90’ı sanayi üretimi üzerine çalışmalarını yürütmektedir" Organize Sanayi Bölgeleri yerine, ‘Organize Teknoloji Bölgeleri’ denilmesi gerektiğini söyleyen Samsun Valisi Orhan Tavlı, “Teknoloji transferi noktasındaki çalışmalarda özellikle OMÜ, Samsun Üniversitesi (SAMÜ), Samsun Teknopark, Samsun Ticaret Odası oldukça iyi ilerlemeler kaydetti. Bu gelişmelerle birlikte Samsun’da faaliyet gösteren organize sanayi bölgelerinin sayısı da 14’e çıktı. Şehrimizin bütün dinamiklerini bir araya getirmeye çalışıyoruz. Şehirde bir üniversite kurulacaksa, bunun temeli topluma dayanmalı. Toplum her zaman işin içerisinde olmalı. Samsun, insan kaynağı açısından çok güçlü bir şehir. Bereketli topraklara sahip olan Samsun; Kızılırmak Deltası, Yeşilırmak, Vezirköprü ile birlikte tarım alanında oldukça verimli bir şehirdir. Tarımla birlikte ticaret ve sanayi de bu güce eşlik ediyor. Geldiğimiz noktada artık Organize Sanayi Bölgeleri yerine ‘Organize Teknoloji Bölgeleri’ demek gerekiyor. Ayrıca teknoloji üretim gündeminde Teknopark’taki yatırım yapan firmaların yüzde 90’ı sanayi üretimi üzerine çalışmalarını yürütmektedir. Organize sanayi bölgelerini, Samsun Teknopark ve OMÜ ile bir araya getirmeye çalışıyoruz. Şehrin bütün dinamikleri ile iş birliği yaparak Samsun’u geliştirmek istiyoruz. Aynı zamanda büyük şehirlerde işinin uzmanı olan Organize Sanayi Bölge müdürlerini buraya transfer ettik. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile birlikte yürüttüğümüz çalışmalarda kalkınma ajanslarımız ve kurumlarımız sahada etkinlik gösteriyorlar. Samsun’da düzenlenen teknoloji sempozyumunun Samsun’a, ülkemize ve özellikle de tüm insanlara hayırlı olmasını temenni ediyorum" açıklamasında bulundu. 2 gün sürecek olan sempozyumda Malezya Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Datuk Ts. Dr. Ahmad Fauzi Ismail, Endonezya IPB Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Satrıa ve Özbekistan Alfraganus Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Makhmudov Muhammadismoil Mukhıtdınovıch davetli konuşmacı olarak katıldı. Samsun Valiliği, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı , Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu , Türk Patent ve Marka Kurumu, Ulusal Ajans, Üniversite Sanayi İşbirliği Merkezleri Platformu, Tıbbi Tanıtım ve Pazarlama katılımıyla hibrit olarak gerçekleştirilecek olan programda; 6 farklı ülkeden 23’ü yabancı bilim insanı olmak üzere toplamda 500 bilim insanı katılacak. Düzenlenen programa ayrıca Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Selim Eren, Prof. Dr. Sevim Alışır, Prof. Dr. Murat Terzi, Genel Sekreter Prof. Dr. İdris Varıcı, çok sayıda üniversite rektörü, kamu kurum ve kuruluşları yöneticileri, akademisyenler, sektör temsilcileri ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Elazığ Özel bireyler ‘Hıdırellez’de doyasıya eğlendi Elazığ’da özel bireyler, Hıdırellez etkinliğinde doyasıyla eğlendi. Elazığ Belediyesi ile Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü ortaklığında özel bireylere yönelik Hıdırellez etkinliği düzenlendi. Ahmet Tevfik Ozan Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen ve Elazığ Belediyesi Mehteran Takımı’nın gösterisi ile başlayan etkinlik, Fevzi Çakmak İlkokulu öğrencilerinin sergilediği yöresel halk gösterisi ile devam etti. Ardından özel bireylere sırasıyla halat çekme, kaşıkla yumurta taşıma ve çuval yarışmaları düzenlendi. Aileleriyle birlikte etkinliğe katılan özel bireyler, gönüllerince eğlenerek keyifli dakikalar geçirdi. Elazığ Belediye Başkan Yardımcısı Nazif Bilginoğlu, “Baharın müjdecisi olan Hıdırellezi’nizi tebrik ediyorum. Türk İslam geleneğinde de yeri olan bu güzel günümüzün bir şenlik havasında geçmesi için gayret gösteren çocukları, gençleri, eğitimcileri ve velileri tebrik ediyorum” dedi. Kültür ve Turizm İl Müdürü Ahmet Demirdağ, “Hıdırellez, aslında, yardımlaşmayı, yeni bir uyanışı, baharı ve yeniden doğuşu temsil eden onu bir arada beraberce kutlamayı geleneksel kutlama haline getiren önemli bir etkinliğimizdir. Biz de bu farkındalığı devam ettirilmesi, toplumumuzda yaygınlaşması adına bugün hep beraber Hıdırellez’i kutluyoruz” diye konuştu. Etkinliğe, Vali Yardımcısı Recep Gündüz, Belediye Başkan Yardımcısı Nazif Bilginoğlu, İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Yiğit, Kültür ve Turizm İl Müdürü Ahmet Demirdağ, öğretmenler, aileler ve öğrenciler katıldı.