EĞİTİM - 27 Aralık 2019 Cuma 13:16

Bahçeşehir Koleji İskenderun Kampüsü yeni yerleşkesine taşınıyor

A
A
A
Bahçeşehir Koleji İskenderun Kampüsü yeni yerleşkesine taşınıyor

Bahçeşehir Koleji İskenderun Kampüsü’nün 2020-2021 eğitim-öğretim yılında yeni yerleşkesine taşınacağı bildirildi. Çift Dilli Eğitim uygulanacak kampüsün yeni yerleşkesinin duyurulduğu basın toplantısında kampüsün yeni yerleşkesinde Anadolu ve Fen Lisesinin de bulunacağının bilgisi verildi.

Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Dağ, Bahçeşehir Koleji İskenderun Kampüsü’nün 2020-2021 eğitim-öğretim yılında yeni yerleşkesine taşınması sebebiyle basın toplantısı düzenledi. Dağ, konuşmasında İskenderun'un eğitim potansiyelinin yüksek bir şehir olduğuna vurgu yaparak, "Bahçeşehir Koleji olarak buradaki yüksek potansiyele sadece sayısal olarak bakmıyoruz. Buranın genç nüfusu, değerleri ve kapasitesi ile çok yüksek bir donanıma sahip olduğunu biliyoruz. Öğrencilerimize çocuklarımıza ve gençlerimize çok güveniyoruz. Nitekim bu potansiyeli ülkemizi gelişmiş ülkeler seviyesine getirebilecek potansiyel olarak görüyoruz. Biz 27 yıldır geleceğimizi yetiştiriyoruz ve bundan da gurur duyuyoruz" dedi.

“Eğitimde çok ciddi bir akademik alt yapı oluşturulmalı”
"Biz öğrencilerimizi evrensel bilim ve teknolojinin tüm süreçlerini bilen ve üretebilen öğrenciler olmalarını istiyoruz" diyen Dağ, "Öğrencilerimizi her yönü ile gelişebilen, kendi potansiyeli ne ise bunun daha da üzerine çıkabilen ve bulunduğu şehrin, ülkenin, dünyanın değerlerine de sahip çıkan bireyler olarak yetiştirmek istiyoruz. Bu açıdan eğitimde çok ciddi bir akademik alt yapı oluşturulması ve yatırım yapılması lazım. Biz bu nedenle İskenderun'u tercih ettik ve yanılmadığımızı görüyoruz. Karşılığında öğretmenlerimizden, öğrencilerimizden ve velilerimizden akademik anlamda çok iyi başarılar alıyoruz. İskenderun'a değer katacağımıza ve İskenderun'un çok daha iyi yerlerde olacağına inanıyorum" diye konuştu.

“Yeni kampüsümüzde Anadolu ve Fen Lisesi de olacak”
Eğitimde yeni hedeflerinin olduğuna vurgu yapan Dağ, "Türkiye'de 12 yıldır kodlama ve robotik eğitimi veriyoruz. 5 yaşından itibaren öğrencilerimizi kodlama ile tanıştırıyoruz. Bu konuda iki yıl önce Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bizim uygulamalarımızın raporlarını istedi. Şu anda devlet okullarında robotik ve kodlama dersleri var. Bu bizim için övünç kaynağı. Çünkü biz bu yeni eğitim modelini hem özel hem de devlet okullarında uygulanmasını sağlayabiliyoruz” şeklinde konuştu. Dağ, İskenderun'da 2020-2021 eğitim döneminde Anadolu Lisesi ve Fen Lisesi kademelerinin de bulunacağını ekledi.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Dünya pazarında Türk Kuruyemişi ve kuru meyve tercihi yükseliyor 3 kıtada yer alan 30 farklı ülkeye Türkiye’den kuruyemiş ve organik ürünler ihraç ediliyor. Kuru meyve kategorisinde, tüketicilerin ilk tercihi genellikle kayısı olurken, kuruyemişte ise Antep fıstığı öne çıkıyor. Açılış konuşmasını Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yaptığı Uludağ Ekonomi Zirvesi Sapanca’da devam ediyor. Bu yıl 13’üncü kez düzenlenen zirve, Türkiye ve dünya genelinden birçok iş dünyası lideri ve akademisyeni ağırlıyor. Dün açılış konuşmaları ve ilk gün oturumlarının olduğu zirve, bugün ise çeşitli paneller ile devam ediyor. İş insanları sektörleri ile alakalı konuları zirvede değerlendirirken, kuru yemiş ve kuru meyve ihracatındaki artış dikkat çekti. 3 kıtada yer alan 30 farklı ülkeye Türkiye’den kuruyemiş ve organik ürünler ihraç ediliyor. Kuru meyve kategorisinde tüketicilerin ilk tercihi genellikle kayısı, kuruyemişte ise Antep fıstığı olduğu ifade edildi. Türk ürünlerini diğerlerinden ayrılan en büyük özelliği ise organik tarım yöntemlerine dayalı olarak üretilmeleri oluyor. Organik tarım yöntemlerine dayalı olarak yetiştirilen Türk organik kuru meyve ve kuruyemişi global pazarda daha fazla tercih edilmeye başlandı. 3 kıtada yer alan 30 farklı ülkeye Türkiye’den kuruyemiş, kuru meyve ve bakliyat ihraç ettiklerini belirten Orgibite CFO’su Gökçen Şeker, Türkiye’den ihraç ettikleri ürünlerin genel profili hakkında bilgi vererek, tüketicilerin kuru meyve kategorisinde kayısı ve kuruyemişte Antep fıstığını tercih ettiğini dile getirdi. Ayrıca, Türk ürünlerinin diğerlerinden ayıran en önemli özelliğin organik tarım yöntemlerine dayalı olarak üretildiğinin altını çizdi. “En büyük fark organik tarım yöntemlerine dayalı olarak yetiştirilmeleri” Panel sonrası açıklamalarda bulunan Gökçen Şeker, Türkiye’den ihraç edilen kuru meyve ve kuruyemişlere en yoğun talebin Amerika Birleşik Devletleri’nden geldiğini belirtirken, Avrupa Birliği ülkeleri, Orta Doğu ve Asya pazarlarındaki ülkelerin de Türk ürünlerine ilgi gösterdiğini vurguladı. Türkiye’nin tarımsal potansiyeli ve ürün kalitesinin global pazarda rekabet avantajı sağladığını ifade eden Şeker, Türkiye’den 30 farklı ülkeye kuru meyve, kuruyemiş ve bakliyat gönderdiklerinin altını çizdi. Şeker, ayrıca ürün portföyleri içinde en çok tercih edilenin kuru meyve kategorisinde kayısı, kuruyemiş kategorisinde ise Antep fıstığı olduğunu belirtti. Türk organik ürünlerinin diğerlerinden farkının, organik tarım yöntemlerine dayalı olarak yetiştirilmesi olduğunun önemini anlatan Şeker, "Sağlık bilincine sahip tüketicilerin tercih sebebi haline geldi. 2023 yılında hem organik hem de konvansiyonel ürün ihracatında önemli bir artış yaşandı. Bu artışın devam edeceğine inanıyoruz. 2024’ün ikinci yarısı ve 2025 yıllarında organik kuru meyve, kuruyemiş ve bakliyat ihracatını artırarak global pazardaki varlığımızı güçlendirmeyi hedefliyoruz" dedi. “Dijital dönüşüm ile dünyada rekabet gücümüzü artırdık” Dijital dönüşümün, hem iç pazarda hem de dış pazarda rekabet gücünü artırdığını vurgulayan Şeker, "Dijital platformlara yapılan yatırımlarımızla, online satış kanalları ve dijital pazarlama stratejileri sayesinde organik ürünlerimizin geniş kitlelere ulaşmasını sağladık. Bu durum, hem müşteri memnuniyetini hem de operasyonel verimliliği artırmamıza imkan tanıdı. Dijitalleşme, tüketicilere daha hızlı ve etkili bir şekilde ulaşmamızı ve onların ihtiyaçlarını daha iyi anlamamızı sağlıyor. Ayrıca, Türk kuru meyve, kuruyemiş ve bakliyatlarının dünya genelinde tanınırlığını ve talebini artırmaya yönelik pazarlama stratejilerimizde de dijitalleşme önemli bir rol oynamaktadır" diye konuştu. “Organik ürünlerin sertifikalandırılması” Gökçen Şeker, pazarlama ve markalaşmanın önemine vurgu yaparak, "Türk organik ürünlerinin tanınırlığını artırdık. İhracat rakamlarını artırmak için, kalite standartlarının yükseltilmesi ve pazar çeşitliliğinin önemli olduğunu biliyoruz. Markalaşma çalışmalarını önemseyerek lojistik süreçlerde de verimliliği arttırdık. Ar-Ge yatırımları ve yeni pazarlara açılım da ihracatı artırmak için etkili stratejilerdir. Bununla birlikte, organik ürün ihracatını artırmak için, sektör olarak organik tarımın teşvik edilmesi ve organik ürünlerin sertifikalandırılması önemli. Pazarlama ve markalaşma çalışmalarıyla organik ürünlerin bilinirliğinin artırılması ve yeni pazarlara açılım sağlanması gerekmektedir" şeklinde konuştu.
Çanakkale Deprem bölgesindeki köy çocukları için verilen konsere, bilet yerine ayakkabıyla girdiler Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi tarafından “Müzikle Umuda Yolculuk” konseri gerçekleştirildi. Konsere gelenler, deprem bölgesindeki köy çocukları için verilen konsere, bilet yerine ayakkabıyla girdiler. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi, İletişim Fakültesi, Kurumsal İletişim Direktörlüğü ve Sosyal Sorumluluk Projeleri Koordinatörlüğü tarafından ortaklaşa organize edilen “Müzikle Umuda Yolculuk” konseri düzenlendi. Konsere, seyirciler, bilet yerine 28-42 numara yeni spor ayakkabı ile giriş sağladı. Bu ayakkabılar köy okullarındaki çocuklara ulaştırılacak. Bu konserle birlikte, ihtiyaç sahibi çocuklara yardım edilmesi amaçlanıyor. Konseri Çanakkale Belediye Başkanı Av. Muharrem Erkek, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, Çanakkale İl Emniyet Müdürü Selim Arıcı, Sosyal Sorumluk Koordinatörü Doç. Dr. Hicran Özlem Ilgın, akademisyenler, öğrenciler ve çok sayıda öğrenci izledi. Sosyal Sorumluk Koordinatörü Doç. Dr. Hicran Özlem Ilgın, “Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi toplumsal faaliyetlerinden bir yenisini daha gerçekleştiriyor. Şahane bir konser verilecek. Konserde temel amacımız köy okullarındaki öğrenciler için izleyici, dinleyicilerden birer spor ayakkabı getirmesini istedik. Bugün gelen misafirlerimiz bilet yerine spor ayakkabı getirdiler. Bu ayakkabılar bayramdan önce köy okullarındaki minik öğrenciler ile buluşturulacak. Konserde müzik ve sahne sanatları fakültesi orkestrası ile barış koromuz sahne alacak” dedi. Projeye spor ayakkabı ile destek vererek, konseri izlemeye gelen Osman Acar, “İhtiyacı olan çocuklar için bu birlikteliğin sağlanmış olması çok önemli. Bizde çorbada ki tuz misali bu katkıyı yapabildiğimiz için kendimizi çok mutlu hissediyoruz” diye konuştu.