EKONOMİ - 12 Ağustos 2022 Cuma 20:05

Bakan açıkladı, bin 300 tarım kredi markete kasap reyonu açılacak

A
A
A
Bakan açıkladı, bin 300 tarım kredi markete kasap reyonu açılacak

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, “Bin 300 tane tarım kerdi market var. Bu marketlerde inşallah özellikle kasap reyonunu et süt kurumu tabelasıyla donatacağız. Kardeş kuruluş kardeş organizasyon olarak tarım kredi marketlerde de bu etlerin satışını sağlayacağız, hem et süt kurumunu, hem üreticimizi, hem de tüketicimiz lehine bir adım atmış olacağız" dedi.

Mersin'e gelen Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, eski Maliye Bakanı Lütfü Elvan, Vali Ali Hamza Pehlivan ile AK Parti ve MHP'li milletvekilleriyle birlikte Erdemli ilçesine bağlı 2 bin 300 rakımda Toroslarda bulunan Sarıpınar Yaylası’na gitti. Burada Sarıpınar Koyun Keçi Birliği tarafından düzenlenen üreticiler buluşmasında Yörükler Bakan Kirişci'yi davul zurna eşliğinde halayla karşıladı. Bakan Kirişci üreticilerle bir araya gelmesinin ardından bir Yörük çadırına giderek hem bilgi aldı hem de ikram edilen ayranı içti.

Bakan açıkladı, bin 300 tarım kredi markete kasap reyonu açılacak

Undaki destek yem de de verilecek

Toprak Mahsulleri Ofisi'ni merkez bankasına benzeten Bakan Kirişci, “Arpa alımında TMO şuana kadar, daha bundan sonra alıma da devam ediyor. 4.4 milyon tona geldi. Yani bu izlediğimiz politikalarla oldu. Peki buradaki arpayı üretici kullanıyor, yani hayvanına yediriyor, o da et, süt almaya çalışıyor, doğru. Daha önce uygulamış olduğumuz arpa desteğimiz İnşallah bunun üzerinde tekrar çalışıyoruz. Bu arpa desteği konusunda bir de regülasyon var bizde, un regülasyonu. Yani un sanayicisine tüketici ucuz ekmek yesin diye buğdayı bugün için 7 bin 450 liradan aldığımız buğdayı 4 bin 500 liradan veriyoruz. Neredeyse 3 bin lirasını biz regülasyon çerçevesinde bunu kamu kendi üzerine alıyor. Aynısının benzerini İnşallah yemle ilgili de, yem sanayi üzerinden bu üretim maliyetlerinin ana unsuru olan bu yem sektöründe bu tür girdileri sübvanse ederek, regüle ederek oralardan da siz değerli üreticilere destek vereceğiz" dedi.

Bin 300 tarım kredi markete et reyonu

Hükümetin 2002 yılında göreve geldiğinde 31.7 milyon küçükbaş hayvan olduğuna dikkat çeken Bakan Kirişci, “Şu anda 57.5 milyon küçükbaşımız var. Yine 9.8, 9.9 milyon civarında büyükbaşımız vardı, onları da biz 18 milyona çıkardık. Ama biz kesinlikle ve kesinlikle bu bütün hayvan varlıklarımızı adım adım takip ediyoruz. Buradan hareketle de atılması gereken adımları da zamanında, yerinde ve dozunda atmaya çalışıyoruz. Bir diğer konuda ikinci yol da çünkü canlı hayvan varlığımızda bir artış var, bunun belirli ölçülerde eritilmesi lazım. Nasıl yapacağız bunu, içeride et tüketimini teşvik ederek. Bunun için ne yaptık, et süt kurumu olarak küçükbaş hayvan etinde yüzde 25 indirime gittik. Biz asla, almış olduğumuz canlı hayvanların fiyatlarında bir indirime gitmedik. Biz bunun üreticimizin de lehine olsun diye yaptık. O nedenle bizim bu davranışımızı kimse yanlış değerlendirmesin. Biz buradaki şişkinliği, buradaki yığılmayı kısmi de olsa azaltalım ve bizim küçükbaş hayvan üreticimiz bundan pozitif yönde olumlu manada etkilensin istedik. Dolayısıyla öbür tarafta da tüketici bundan memnun. Yani şuanda bizim Et Süt Kurumu satış mağazalarımızın önünde kuyruklar oluyor. Ama tarım kredi, bin 300 tane tarım kerdi market var. Bu bun 300 tane tarım kredi marketlerde inşallah bunlarda da özellikle kasap reyonunun et süt kurumu tabelasıyla donatacağız. Kardeş kuruluş kardeş organizasyon olarak tarım kredi marketlerde de bu etlerin satışını sağlayacağız. Böylelikle hem et süt kurumunu, hem de üreticimizi, hem tüketicimizi herkesin lehine bir adım atmış olacağız" diye konuştu

“Üreticinin ürettiğine nankörlük eden sizin cevap vermeniz gerekir"

Konuşmasını sürdüren Bakan Kirişci, “Bu üreticinin ürettiğini nankörlük eden, ürettiğini görmezden gelen, bu ülkede bir şey üretilmiyor diyen, yaygara koparanlara sizin cevap vermeniz gerekir. Eğer bu ülkenin ayağına bir taş değerse biliniz ki sadece Müslüman ülkeler değil, bütün mazlum milletler, onlarda bu ülkenin düşeceği durumdan Allah muhafaza zarar görür. Dünyada süper güçler vardı değil mi. Bir tarafta Amerika, öbür tarafta Rusya, bir tarafta Çin, diğer tarafta Avrupa. Rusya Ukrayna savaşında kim orada ağabeylik rolü üstlendi, Türkiye. Birleşmiş Milletler sadece resmi olarak bulundu. Ama bütün operasyon, bütün görüşmeler sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye tarafından yürütüldü" ifadelerini kullandı.

"Şu anda ortalık bizim buraların tabiriyle süt liman"

Olağanüstü bir dönemden geçildiğine değinen Bakan Kirişci, “Yani birisi size bundan üç yıl önce bir virüs çıkacak, bu virüs ortalığı kasıp kavuracak ve herkes bir acz içerisinde hareket edecek. O kendisini dünyanın süper gücü zanneden ülkeler bile artık acziyetlerini kendileri kabul edecekler dese hepimiz, hadi canım sende derdik. Am bunların hepsini gördük mü, gördük. Fakat bu ülke hamdolsun pandemi de dahil olmak üzere hiçbir şeyin kıtlığını ve yokluğunu yaşamadı arkadaşlar. Ayçiçeği yağı ile ilgili bir girişimde bulunuldu, art niyetli çevreler onlarda gerekli derslerini aldılar. Ve ondan sonra şuanda ortalık bizim buraların tabiriyle süt liman. Dolayısıyla sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde hükümetimizin izlemiş doğru politikaların bir tezahürüdür" şeklinde konuştu.

Halil İbrahim Varlı-Hüseyin Yıldız

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’de orman yangınlarıyla mücadele için ‘orman benim’ kampanyası düzenlendi İzmir’de orman yangınlarıyla mücadele adına ‘orman benim’ etkinliği düzenlendi. Etkinlik kapsamında öğrenciler, yangına sebebiyet verebilecek atıkları toplayarak ormanı çöplerden arındırdı. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından, orman yangınlarının sayısını azaltmak ve temiz orman hassasiyetini oluşturmak amacıyla tüm Türkiye’de ‘orman benim’ kampanyası düzenlendi. Gerçekleştirilen kampanya ile başta insan faaliyetlerinin yoğun olduğu ormanlardan geçen yolların kenarları olmak üzere, ormanlardaki çöpler ve yangına sebep olabilecek maddeler temizlendi. Etkinlik kapsamında öğrenciler İzmir’in Gaziemir ilçesinde bulunan Sarnıç ormanlık alanında çöpleri topladı. Etkinliğe İl protokolü, Gaziemir Kaymakamı ve İzmir Valisi Süleyman Elban katılım gösterdi. Etkinliğe dair açıklamalarda bulunan Vali Elban, “Yaz dönemleri geldiğinde yüreğimiz ağzımızda oluyor. Çünkü hem oksijen kaynağımız hem toprağımızın yenileyen, ülkemizin doğal güzelliğini sağlayan, su kaynaklarını koruyan, hem de iklim dengesini koruyan orman varlığımız maalesef ciddi bir orman yangını tehdidi altında. Gün geçmiyor ki de ülkemizin herhangi bir köşesinde orman yangınlarıyla bir üzücü bir haber gelmesin. Dolayısıyla başta Tarım Orman Bakanlığımız olmak üzere tüm kurum kurmuşlarımız, illerdeki Orman Bölge Müdürlüğü’nüz ve diğer kurumlarımızın tamamı orman yangınlarıyla ilgili sürekli yeni yöntemler, yeni çalışmalar yürütüyorlar” diye konuştu. “Birçok atık doğrudan orman yangınına neden oluyor” Bu yılda özellikle ormanla ilgili iki amaç kapsamında çalışmaların sürdüğünü ifade eden Vali Elban, “Bunlardan ilki orman yangınlarında önemli bir oranı kapsayan örtü yangınları. Ormandaki çalı ya da kuru otlar şeklinde olan örtüler başlamış olan yangınların daha çabuk yayılmasına, genişlemesine neden oluyor. Bugün Bakanımız Muğla Merkez’de bizler de 81 ilde diğer valilerimizle birlikte ormanlarımızdaki çabuk yanmanın ya da başlamış yangının hızlı yayılmasını önlenmesiyle ve örtülerin temizliğiyle ilgili bir kampanya başlatıyoruz. İkincisi ise vatandaşlarımız tarafından ormanlarda eğlence, dinlenme, piknik veya çeşitli amaçlarda kullandıktan sonra ya da orman kenarına giderken buralara çok fazla madde ve çöp atılımı oluyor. Bu nedenle bir sonraki kullanıcılar maalesef burayı kullanırken gerçek anlamda zorlanıyorlar. Öbür tarafta da atık diye atılan cam kırıkları olmak üzere birçok atık da doğrudan orman yangınına neden oluyor. Yapılacak çalışmalarla örtülerin temizlenmesi ve yangına, kirliliğe neden olan çöplerin temizlenmesiyle ilgili bir çalışma yapılacak. Bununla ilgili bir farkındalık oluşturmak, yavrularımıza bu bilinci aşılamak ve kamuoyuna bunu duyurmak için bütün illerimizle birlikte biz de İzmir’imizde bu çalışmayı başlatıyoruz. Bu yıl hiç orman yangının olmadığı ya da en az yangının olduğu bir yıl geçiririz diye temenni ediyoruz” dedi.
Samsun OMÜ ile Kilis 7 Aralık Üniversitesi arasında iş birliği anlaşması Ondokuz Mayıs Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi (OMÜ-TTO) ile yeni bir teknoloji transfer ofisi kurulan Kilis 7 Aralık Üniversitesi arasında iş birliği protokolü imzalandı. OMÜ Rektörlük binasında düzenlenen törenle protokol metnine OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal ile Kilis 7 Aralık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Doğan Karacoşkun imza attı. Törene OMÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Selim Eren ve Prof. Dr. Murat Terzi de katıldı. İmzalanan anlaşmayla karşılıklı olarak üniversite-sanayi iş birliklerinin kurulması, girişimcilik, AR-GE, inovasyon ve sosyal kalkınma gibi alanlarda ortak faaliyetler ve projelerle ilgili etkinliklerin düzenlenmesi hedefleniyor. Bir yıl geçerli olacak protokole göre, herhangi bir üniversite bünyesinde hazırlanacak araştırma projelerinin tarafların faaliyet ve ilgi alanına girmesi durumunda, söz konusu projenin taraflarca müşterek olarak yürütülmesini sağlamak amaçlanıyor. Bilgi alışverişi amacıyla uzmanların karşılıklı olarak ilgili birimlerde seminerler vermesi ve uygulamaya yönelik konuları aktarmak üzere derslere katılması da hedefleniyor. Her iki üniversitenin öğrencilerine staj imkânı tanınmasını da amaçlayan protokolle lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin de istihdam edilmesi planlanıyor. Anlaşmayla ayrıca OMÜ’nün geliştirdiği Jobsocial Mobil Uygulaması ile uzmanlık ve staj konularında bilgi aktarımında bulunmak da hedefler arasında yer alıyor. Rektör Ünal: Üniversiteler arasındaki iş birliğini daha da güçlendirerek kalıcı etkiler oluşturmak istiyoruz. İmza törende değerlendirmelerde bulunan OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Önceki yıllarda iki üniversite arasındaki iş birliği, eğitimden ar-geye pek çok alanda fayda sağladı. Bugün ise Teknoloji Transfer Ofisleri (TTO) üzerinde bu iş birliğini daha da güçlendirerek kalıcı etkiler oluşturmak istiyoruz. Bu nedenle güçlü bir yapıya kavuşmuş olan OMÜ-TTO ile yeni kurulan KİYÜ-TTO arasında bir iş birliği başlatacağız. Bu iş birliği, tecrübe paylaşımı ve süreç yönetimi üzerine olacak. Amacımız, üniversitelerimizdeki uzmanların sektörün ihtiyaçlarını karşılaması için ortak bir cevap bulmalarını sağlamak. Bu, sektörde tanınan uzmanlarımızın yetiştirilmesine ve öğrencilerimizin staj, iş bulma ve tecrübe kazanma olanaklarının artmasına katkı sağlayacak” ifadelerini kullandı. “İki üniversitenin farklı bölgelerde olmasını bir dezavantaj olarak görmüyoruz” Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, “İki üniversitenin farklı bölgelerde olmasını bir dezavantaj olarak görmüyoruz; aksine bölgeden gelen öğrencilerimizin ciddi bir potansiyeli var. Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa gibi şehirlerden gelen öğrencilerimiz bulunmakta. Dolayısıyla bu anlaşma sadece resmî kurumlara değil aynı zamanda bölgeye ve bölge halkına da katkı sağlayacak. Bizim ürettiğimiz ve geliştirdiğimiz % 100 yerli ve millî bir uygulama olan Jobsocial da uygulama marketlerinde yerini aldı. Üretilen bu platform, üniversitelerimizdeki imkânları sektörle birlikte paylaşmamızı sağlayacak. Gelecekte daha verimli ve etkili projelere de imza atmayı umuyoruz” dedi. Rektör Karacoşkun: "Üniversitemizin TTO’sunu kurarken OMÜ’nün bilgi birikiminden ve tecrübesinden faydalanmak bizi memnun ediyor" TTO kurulumunda OMÜ’deki bilgi birikiminden ve deneyimlerinden yararlandıklarını belirten Kilis 7 Aralık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Doğan Karacoşkun ise “Kilis 7 Aralık Üniversitesi olarak Yükseköğretim Kurulu Başkanımız Prof. Dr. Erol Özvar ve Yükseköğretim Kurulu üyelerinin destekleriyle teknoloji transfer ofisimizi kurduk. Ancak teknoloji transfer ofislerini geliştirmek, belli bir süreç gerektirir. Bu süreçte ekibimizle birlikte büyük bir gayretle çalışıyoruz. OMÜ’nün bu alandaki deneyimlerinden faydalanarak, teknoloji transfer ofisinin yönetiminde yer alan arkadaşlarımızın ve hocalarımızın diğer süreçlerin yönetiminde iş birliği içinde hareket etmelerinin üniversitemiz için önemli sonuçlar sağlayacağına inanıyorum. Geçmişte farklı alanlarda başlayan iş birliklerinin bu alanda da devam etmesi, OMÜ’nün uzun yılların birikimiyle oluşturduğu tecrübenin, birikimin ve deneyimin genç bir üniversite olarak bizim yeni süreçlerimize katkı sağlaması bizi memnun ediyor” diye konuştu. İmza töreni hatıra fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.
Samsun Samsun’da “Türkçüler Günü” kutlandı SAMSUN (İHA) – Samsun’da “Türkçülük Günü” Atatürk Anıtı’nda düzenlenen program ile kutlandı. Türk Ocakları Samsun Şubesi üyeleri tarafından Türkçülük Günü dolayısıyla Atatürk Anıtı’nda program düzenlendi. Anıta çelenk sunumu ile başlayan tören, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile devam etti. Daha sonra söz alan Türk Ocakları Samsun Şube Başkanı Prof. Dr. Mustafa Çağatay Tufan, günün anlam ve önemine dair konuşma yaptı. “Türk gençleri her şartta devletinin temel ilkelerine sahip çıkacağını göstermiştir” Türklerin her şartta devletin temel ilkelerine sahip çıkacağını gösterdiğine değinen Başkan Mustafa Çağatay Tufan, “3 Mayıs bir bayram değildir, bir matem günü de değildir. 3 Mayıs Türkçülerin günüdür. Türk gençlerinin her şartta devletinin temel ilkelerine sahip çıkacağını dost düşman herkese göstermiştir. 80 yıl sonra bu meydan da bizleri buluşturan da bu ruhtur. Cumhuriyetimizi kurarken atalarımızın ödemiş olduğu bedelleri, bugün onu korumak için bizlerin de ödemeye hazır olduğumuzu belirtmek isterim. Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerini ve Türk vatandaşlığı tanımını tartışmaya açmak vatana ihanettir. Bu vatanın adı Türkiye; milletin adı Türk, dilimiz Türkçedir. İstiklal Marşı, Anayasa’nın ilk dört maddesi, Türk vatandaşlığı tanımı, millî devlet ve üniter yapı ile problemi olanların Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde hiçbir şekilde idari makam işgal etmelerine izin verilmemelidir. Sığınmacı ve düzensiz göçmenler meselesi kangren olmaktadır. Ülkenin demografisi ve millî kimliği tehdit altındadır. Bu, ileride ciddi güvenlik problemleri doğuracaktır. Türkçülük ruhunu gönüllerde ateşleyen merhum Hüseyin Nihal Atsız ve Başbuğ Alparslan Türkeş olmak üzere 3 Mayıs 1944’ün kahramanlarını saygı ve özlemle anıyor, Allah’tan mekanlarının cennet, makamlarının yüksek olmasını diliyorum” dedi. Ocak üyeleri, konuşmanın ardından anıt önündeki programı sonlandırırken, mezarlıklardaki programlar için merhum Türkçülerin kabirlerine gittiler.