POLİTİKA - 06 Eylül 2019 Cuma 17:09

Bakan Akar'dan kritik helikopter uçuşu mesajı

A
A
A
Bakan Akar'dan kritik helikopter uçuşu mesajı

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Suriye'de güvenli bölge konusunda hiçbir gecikmeye tahammüllerinin olmadığını belirterek, "Müşterek kara devriyesinin de 8 Eylül’de başlamasını planladık. Buraya ilişkin bir genel mutabakat var. Bu çerçevede belirlenmiş faaliyetlerin belli bir sıra ve tempoda yapılmasını bekliyoruz, bu konuda ilerlemeyi arzu ediyoruz” dedi.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberindeki komutanlar ile birlikte Yüksek Askeri Şura kararları kapsamında vekaleten yürüttüğü 2’nci Ordu Komutanlığına asaleten atanan Korgeneral Sinan Yayla’yı makamında ziyaret etti. Akar ve komutanlar, görev teslimi gerçekleştirilen Yayla’yı tebrik ederek, başarı diledi. Ziyarete Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz de katıldı. Ziyaret sonrası açıklamalarda bulunan Bakan Akar, Suriye'de güvenli bölge konusunda şunları söyledi:

“Başlangıçtaki görüşmelere ‘Oraya hiçbir şekilde Türk askeri giremez’ diye başladılar. Temaslar bir ay, iki ay devam etti. En son Ağustos'taki görüşmelerde belli bir program dahilinde, belli bir takvim üzerinde genel bir mutabakat oluştu. Biz Münbiç’i de Rakka’yı da unutmadık, verilen sözlerin tutulmadığını da unutmadık. Bunlar olmadığı için biz Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı Harekatlarını tek başımıza yaptık. Bu konudaki kararlılığımız gayet açık.”

Yapılan takvim kapsamında Birleşik Müşterek Harekat Merkezi’nin Akçakale’de faaliyete geçtiğini anımsatan Akar, “Orada bir Türk general ve bir ABD’li general ile onlara bağlı subaylar çalışmalara başladı. Önce İHA, sonra helikopter uçtu. 3’üncü müşterek helikopter uçuşunu gerçekleştirdik. Helikopter uçuşlarını tahkimatın tahribi dahil arazide yapılan, yapıldığı iddia edilen her şeyi bizzat görmek için bir imkan ve fırsat olarak değerlendiriyoruz. Müşterek kara devriyesinin de 8 Eylül’de başlamasını planladık. Buraya ilişkin bir genel mutabakat var. Bu çerçevede belirlenmiş faaliyetlerin belli bir sıra ve tempoda yapılmasını bekliyoruz. Bu konuda ilerlemeyi arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“Gecikmeye tahammülümüz yok”

“Terör örgütü YPG’nin PKK’dan farkı yoktur. YPG’nin PKK’dan farklı olduğunu söylemek en azından bizim aklımıza hakarettir. İstihbarat raporları ve açık bilgiler bunu net olarak gösteriyor. Oradaki teröristlerin YPG’nin, tamamen PKK’nın aynısı olduğunu kanıtlıyor” diyerek sözlerini sürdüren Akar, Türkiye’nin verdiği tüm sözleri yerine getirdiğini, çalışmaları da bu şekilde sürdürdüğünü kaydetti. Akar, “Aynı şekilde karşı tarafın da verdikleri sözleri yerine getirmesini bekliyoruz.

Bizler bakanlar olarak, Genelkurmay Başkanımız, kuvvetlerimiz, heyetlerimizdeki general, amiral, subay, astsubaylarımız muhataplarına tekrar tekrar şunu söylüyor, ‘Gecikmeye, oyalanmaya tahammülümüz yok’. Niye? Çünkü geçmişteki olayları unutmadık. Dolayısıyla biz bir an önce üzerinde mutabık kaldığımız, teröristlerin geri çekilmesi, ağır silahların toplanması, tahkimatın tahrip edilmesi, orada müşterek devriyelerin başlaması, devriye üslerinin kurulması, uçak faaliyetlerinin bir an önce başlaması helikopter ve İHA sürdürülmesi.

Bu konuda ısrarlıyız, kararlıyız. Biz bu şekilde bu olayın gitmesi ve ülkemizin güneyindeki bu terör koridorunun tahribinden yanayız. Sınırlarımızın güvenliği, 82 milyonun emniyeti için çalışıyoruz. Beraber çalışalım. Olmadı mı, olmuyor mu? O zaman da B planımız da, C planımız da hazır. Sayın Cumhurbaşkanımızın da tekrar tekrar söylediği gibi biz stratejik ortaklık, müttefiklik ruhuna uygun, birlikte terörle mücadeleyi yapmak istiyoruz. Biz sonuna kadar görüşmeler yoluyla, mutabakatla bu işi götürmeye çalışıyoruz ama bu hep böyle olacak, hep bekleyeceğiz değiliz. Böyle bir şey yok” açıklamasını yaptı.

Akar, terörle mücadelenin artan bir kararlılık ve tempoda devam ettiğini belirterek, “Asil milletimizi terör belasından kurtaracağız” diye konuştu.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Bakan Özhaseki: “Depremden bu zamana kadar 76 bin kadar konutu teslim ettik” Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, deprem sonrası 76 bin konutun teslim edildiğini belirterek, "Önümüzdeki aydan itibaren her ay 10 bin, 15 bin ve 20 bin civarında bitirebildiğimiz evlerin kuralarını çekip, onları da hak sahiplerine teslim edeceğiz. Bu yılsonunda 200 bini bulmuş olacağız" dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, çeşitli temaslarda bulunmak üzere Hatay’a geldi. İlk olarak Antakya ilçesi EXPO yerleşkesinde bulunan Hatay Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret eden Bakan Özhaseki, şehrin farklı noktalarındaki şantiye alanlarını da ziyaret etti. Çalışmalar hakkında bilgi alan Bakan Özhaseki, ardından Mustafa Kemal Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Hatay İl Koordinasyon Toplantısı’na katıldı. Türkiye genelinde bin 240 şantiye alanının olduğunu belirten Bakan Özhaseki, bu zamana kadar yapımı tamamlanan 76 bin konutun da teslim edildiğini söyledi. “Depremden doğrudan ve dolaylı olarak 14 milyon insan etkilendi” Türkiye’nin 15 ay önce büyük bir felaketle karşı karşıya geldiğini hatırlatan Bakan Özhaseki, Hatay’da 9 saat arayla uzun süren iki tane şiddetli deprem olduğuna değinerek, “Bundan dolaylı veya doğrudan etkilenen insan sayısı 14 milyonu buldu. 18 tane şehrimizde de hasar var. Yapılan tespitlerde ara ara bu sayılar düşebilir ama ortalama 850 bin bağımsız birimin zarar gördüğünü biz de tescil etmiş olduk. Ülke olarak çok şükür büyük bir milletiz. Böyle bir milletin ferdi olmak ve üyesi olmak hepimiz için şereftir” dedi. “Türkiye genelinde bin 240 yerde şantiye alanımız var” Türkiye genelinde bin 240 yerde şantiye olduğunu ifade eden Bakan Özhaseki, AFAD’ın deprem bölgelerinde bildirmiş olduğu hak sahipliği sayısının 400 bin civarında konut ve 40 bin civarında da iş yeri olduğunu belirterek, “Mahkemelik durumlar nedeniyle arada sayılar değişiyor veya süreler uzatılıp yeni müracaatlar alınıyor. Bu sayının 500 bine doğru yaklaşacağını kabul ediyoruz. Biz bakanlık olarak 500 bin civarında konut ve iş yeri yapma planlamalarımızı sürdürüyoruz. Ülke genelinde şu anda bin 240 yerde şantiyemiz var. 110 bin kişilik bir çalışan ordusuyla bu işleri sürdürmeye gayret ediyoruz. Genel olarak bin 240 yerde şantiyemiz var. Hatay merkezde bugün arkadaşlarımız 68 yerde şantiyemizin olduğunu söylediler" diye konuştu. “Depremden bu zamana kadar 76 bin kadar konutu teslim ettik” Köylerde de hasar olduğunu dile getiren Bakan Özhaseki, “Bu köylerde önce normal inşaatlarımız devam ederken, deprem konusundaki uzman hocalarımızın tavsiyesiyle çelik evlere başladık. O çelik evlerimiz de çok hızlı bir şekilde devam ediyor. Şu ana kadar 76 bin kadar konut teslim ettik. Önümüzdeki aydan itibaren her ay 10 bin, 15 bin ve 20 bin civarında bitirebildiğimiz evlerin kuralarını çekip, onları da hak sahiplerine teslim edeceğiz. Bu yılsonunda 200 bini bulmuş olacağız. 400 bin civarında hak sahibinin 395 bin konut için bir ay içerisinde ihalesini yapacağız. Bunlara da en fazla bir yıl gibi bir süre veriyoruz. Ufak tefek aksamalar olabilir ama büyük ihtimalle gelecek sene ortası veya güz ayları gibi bütün konut ve iş yerleri için hak sahiplerinin tamamının haklarını inşallah bitirmiş ve teslim etmiş olacağız” ifadelerini kullandı.
İstanbul Eyüpsultan’da okul müdürünü silahla öldüren zanlı çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklanarak cezaevine gönderildi Eyüpsultan’da okuldan atılmasından sorumlu tuttuğu okul müdürünü silahla vurup hayatını kaybetmesine neden olan Y.K. çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklanarak cezaevine gönderildi.Eyüpsultan’da 7 Mayıs’ta meydana gelen olayda iddiaya göre yabancı uyruklu öğrenci Y.K. (17), okuduğu özel liseden atılmasından sorumlu tuttuğu ve aralarında geçen tartışma dolayısıyla husumet beslediği okul müdürü İbrahim Oktugan’ı odasında silahla vurarak ağır yaralamıştı. Hastaneye kaldırılan Oktugan hayatını kaybederken, olayın ardından yakalanan Y.K. gözaltına alınmıştı.TutuklandıEmniyetteki işlemleri tamamlanan suça sürüklenen çocuk Y.K., Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. Burada Savcılığa ifade veren Y.K., daha sonra çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe ‘kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.Hayati vücut bölgesine hedef alarak 2 el ateş ettiği belirtildiOlaya ilişkin detaylar ise Savcılığın sevk yazısında ortaya çıktı. Sevk yazısında, öldürülen Oktugan ile suça sürüklenen çocuk Y.K. arasında okulda ilişiğin kesilmesi ve aralarında geçen tartışma dolayısıyla husumet beslediğinin anlaşıldığı, 2023 Aralık ayında gerçekleşen olay sonrasında suça sürüklenen çocuğun ulaştığı ruhi sükûnete rağmen fiilini planladığı şekilde icra ettiği, böylece Y.K.’nın eğitimci Oktugan’ı silahla hayati vücut bölgesine hedef alarak 2 el ateş ettiği ve hayatını kaybetmesine neden olduğu belirtildi."Bu olaydan dolayı yaşananları kendime yediremedim’’Öte yandan suça sürüklenen çocuk Y.K.’nın Savcılıkta verdiği ifadesi ortaya çıktı. Y.K.’nın ifadesinde, ‘’2023’ün ilk döneminin ortalarında başka bir okuldan bu özel liseye kayıt oldum. Burada çeşitli sebeplerde hakkımda disiplin cezaları yazıldı, ben imzalamak istemedim. Aralık ayında sınıfımdayken disiplin cezalarından dolayı annemin geldiğini öğrendim. Müdür İbrahim Oktugan’ın odasına gittim, annemle oturuyorlardı. Anneme Arapça bir şeyler söylemek istediğim sırada müdür, ‘’Burası Türkiye, benim okulumda kimse bu şekilde başka dil konuşamaz’ dedi. Aramızda sözlü bir tartışma yaşandı. Annemin üzerine yürümesi üzerine polisi de aradık, daha sonra okulu terk ettik ve olaydan sonra bir daha okula dönmedim. Bizden aldıkları parayı da geri vermediler. Bu olaydan dolayı yaşananları kendime yediremedim’’ dedi.‘’Sabah anneme börek alacağımı söyleyerek çıktım, okula gideceğimden kimsenin haberi yoktu’’Olaydan 1 gün önce aynı okulda okuyan birini gördüğünü ve Aralık ayında yaşadığı olayın aklına geldiğini söyleyen Y.K. ifadesinin devamında, ‘’Tekrar sinir oldum. Müdürün hala okulda olup olmadığını sordum. Hala orada çalıştığını söyleyince 4 Mayıs günü 10 bin lira karşılığında aldığım tabanca ile okula gitmeye karar verdim. Sabah anneme börek alacağımı söyleyerek çıktım, okula gideceğimden kimsenin haberi yoktu. Kapıya geldiğimde selam verdim, bir anda kapı açıldı. Kimseye bir şey söylemeden hızlı bir şekilde müdürün odasına geçtim. Masada oturuyordu, beni görünce ayağa kalktı. Amacım ayaklarından vurmaktı ama bir anda kolunu havaya kaldırınca bana vuracağını düşünerek koluna doğru ateş ettim. 2 mermim vardı, ikisi de karnına geldi. Bana saldıracağını düşünerek ateş ettim. Sonrasında hızlıca odadan çıkıp geldiğim kapıya yöneldim ve silahı yere doğru tutarak ‘peşimden gelmeyin’ dedim. Kapıya koşup kapıyı zorladım, açılmayınca birinden açmasını rica ettim. Bir çocuk da kapıyı açtı. Benim amacım öldürmek değildi, dövmekti. Eve geçtim ve börek götürdüm. Üzerimi değiştirdim. Bir süre sonra da silahı ve telefonumu Alibeyköy Barajı’na attım’’ ifadelerini kullandı.