POLİTİKA - 23 Ekim 2020 Cuma 20:20

Bakan Akar’dan NATO Savunma Bakanları Toplantısı değerlendirmesi

A
A
A
Bakan Akar’dan NATO Savunma Bakanları Toplantısı değerlendirmesi

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye'nin NATO Savunma Bakanları Toplantısı sırasındaki teklifi üzerine Türkiye ve Yunanistan'ın ilan ettiği NAVTEX'leri iptal etme kararı aldığını belirterek, "NATO Karargahı'ndaki Daimi Temsilciliğimiz ve Askeri Temsilciliğimizdeki arkadaşlarımız bu konu üzerinde çalışıyorlar, önümüzdeki günlerde işlemlerini tamamlamalarını bekliyoruz ve konuyu takip ediyoruz" dedi.

Bakan Akar, yeni tip korona virüs (Covid-19) önlemleri kapsamında video konferans yöntemi ile gerçekleştirilen NATO Savunma Bakanları Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu.

NATO üyesi 30 ülkenin savunma bakanlarının katılımıyla video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen ve iki gün süren toplantıda bölgesel, küresel konularla savunma ve caydırıcılık konularının ele alındığını aktaran Akar, şunları söyledi:

"Türkiye olarak bütün görüşlerimizi ifade ettik. Özellikle NATO faaliyetleri çerçevesinde dile getirilen konular arasında bölgemizde, ülkemizde ve sınırlarımız ötesinde yaklaşık 8 milyon Suriyeli kardeşimiz hayatlarını idamesi için gayret gösterirken diğer taraftan Covid-19 ile mücadelemiz devam ediyor. Tüm bunlarla birlikte diğer tehdit, risk ve tehlikelere rağmen başlatmış olduğumuz operasyonların da kesintisiz şekilde devam ettiğini de ifade ettik. Ayrıca NATO'ya karşı karada, denizde ve havada yaptığımız bazı taahhütler var. Bu operasyonlarımız kesintisiz şekilde devam ederken bunları da eksiksiz, aksaksız ve başarılı bir şekilde arkadaşlarımızın yerine getirdiğini de orada gerekli somut bilgileri ortaya koyarak sayın bakanların dikkatlerine sunduk."

Toplantıda Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki gelişmelerin de ele alındığını bildiren Akar, "Barış ve istikrarın sağlanması için neler yapılması gerektiği konusundaki değerlendirmelerimizi ifade etme fırsatı bulduk. Bizim söylediğimiz temel konu, Güney Kafkasya'daki barış ve istikrarın sağlanmasının temel şartı, Ermenistan'ın işgal ettiği Azerbaycan'ın öz topraklarından çıkması ve burayı bir an önce terk etmesi. Bu hususu da konuşmalar sırasında dile getirdik" diye konuştu.

Türkiye'nin Azerbaycan Türkü ile beraber olduğunu, haklı davalarında Azerbaycan'ın yanında yer aldığını tekrar tekrar söylediklerini dile getiren Bakan Akar, toplantıda ele alınan diğer bir önemli konunun ise Ege ve Akdeniz'deki gelişmeler olduğunu söyledi.

"Bir teklif ortaya koyduk"

Türkiye'nin sorunların çözümünde uluslararası hukuktan, iyi komşuluk ilişkilerinden, diyalogdan ve siyasal çözümlerden yana olduğunu yineleyen Akar, "Bugüne kadar yaptıklarımızı ve beklentilerimizi açık ve net bir şekilde ortaya koyduk" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in görüşmesi sonrasında kararlaştırılan Türkiye-Yunanistan askeri heyetleri arasındaki "Ayrıştırma Usullerinin" ele alındığı teknik toplantıların NATO Karargahı'nda yapıldığını anımsatan Akar, şunları kaydetti:

"Bu toplantıları bizim ön koşulsuz olarak kabul ettiğimizi, dolayısıyla komşumuzun da aynı şekilde ön koşulsuz olarak toplantıya katılmasını bekliyoruz. Bu konudaki fikirlerimizi her zaman, her yerde söyledik söylemeye devam ediyoruz. Diğer taraftan da bugün 8'incisi yapılması gereken bu toplantının ertelenmesinden duyduğumuz hayal kırıklığını da toplantı sırasında ifade etme fırsatı bulduk. Biz diyaloğu, görüşmeleri, uluslararası hukuku desteklediğimizi, iyi komşuluk ilişkilerinden yana olduğumuzu ifade ederken Türkiye'nin hak ve menfaatlerinin korunması ve kollanması konusunda azimli ve kararlı olduğumuzu da herkesin bilmesi lazım. Bunları Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere ilgili bakanlarımız ve ilgili kurum kuruluşlarımızın yetkilileri ifade etti, etmeye devam ediyor."

“Türkiye hak ve hukukunun çiğnendiği hiçbir oldubittiye göz yummayacak”

Türkiye'nin hak ve hukukunun çiğnendiği hiçbir oldubittiye göz yummayacaklarını bir kez daha vurgulayan Akar, şöyle devam etti:

"Biz, Ege ve Doğu Akdeniz'de sorunların çözümünde daima hukuktan, diyalogdan ve siyasi çözümden yana olduk. NATO Genel Sekreteri de konuşmasında diyalog konusunu destekler açıklamalar yaptı. Komşumuz tarafından daha önce 29 Ekim'i kapsayacak şekilde bir NAVTEX ilan edilmiş biz de buna karşılık 28 Ekim'de NAVTEX ilan etmiştik. Bugünkü gelişmeleri değerlendirdik toplantının genel akışına, prensiplerine uygun bir şekilde bir teklif ortaya koyduk. İyi niyet göstergesi olarak, diyaloğu artırıcı bir katkı sağlamak maksadıyla bu NAVTEX'imizi iptal edebiliriz, siz de ederseniz.

Bunu son derece olumlu bulan Sayın Genel Sekreter teklifimizi destekledi. Daha sonra da Yunan mevkidaşımız da bunu desteklediğini, olumlu yaklaştığını ifade ettiler. NATO Karargahı'ndaki Daimi Temsilciliğimiz ve Askeri Temsilciliğimizdeki arkadaşlarımız bu konu üzerinde çalışıyorlar, önümüzdeki günlerde işlemlerini tamamlamalarını bekliyoruz ve konuyu takip ediyoruz."

Musa Erdoğan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.