POLİTİKA - 15 Şubat 2018 Perşembe 15:12

Bakan Canikli, ABD Savunma Bakanı’nın komik teklifini açıkladı !

A
A
A
Bakan Canikli, ABD Savunma Bakanı’nın komik teklifini açıkladı !

Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, ABD’li mevkidaşı Mattis’in kendilerine, YPG/PYD’yi PKK’ya karşı savaştırmayı teklif ettiğini, kendilerinin de bu örgütlerin aynı olduğunu, birbirleriyle savaşmalarının mümkün olmadığını söylediğini açıkladı.

Milli Savunma Bakanı Canikli, ABD'li mevkidaşı James Mattis ile yaptığı görüşmeye ilişkin Brüksel’de açıklamalarda bulundu. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Canikli, Mattis ile gerçekleştirdiği görüşme kapsamında ağırlıklı olarak PYD/YPG terör örgütüne verdikleri desteğin aynı zamanda PKK terör örgütünün güçlenmesine sebep olduğunu ve bu durumun Türkiye için artan oranda bir ulusal güvenlik tehdidi teşkil ettiğini ifade ettiğini açıkladı.

"Geldiğimiz an itibariyle PYD/YPG’nin PKK’nın organik bir parçası olduğu konusunda hiçbir tereddüt ve şüphe kalmamıştır" diyen Canikli, “Mattis’le YPG/PKK arasındaki organik ilişkiyi tüm açıklığıyla ortaya koyan belgeleri paylaştık. Ayrıca Amerikan yetkililerin ve resmi makamlarının da PYD/YPG’nin bir terör örgütü olduğu, PKK’nın Suriye milislerinden ibaret olduğu şeklindeki açıklamalarını ve yayınlarını da kendisine hatırlattım. Özellikle CIA online yayın organında PYD ve YPG terör örgütü, PKK’yı Suriye milisleri olarak tanımlamakta açık ve net bir şekilde ve amacının da Suriye’nin kuzeyinde otonom bir siyasi yapılanma olduğu belirtilmektedir. Bu açıkça ABD’li yetkililer tarafından da PYD ve YPG örgütünün PKK ile organik bağ içerisinde oldukları, aynı sözde kadro tarafından yönetildiği tespit edilmiş ve belirlenmiştir. Bunu kendisine hatırlattık” dedi.

“SDG, tamamen PKK tarafından kontrol ediliyor”
"ABD’nin terör örgütleriyle değil Türkiye’yle müttefikiyle müşterek çalışması gerektiğini, doğru yöntemin bu olduğunu Sayın Mattis’e ifade ettik" diyen Canikli, “Mattis’in yaklaşımı PYD/YPG’nin terör örgütü olduğunun dökümanlarını paylaşmamızdan sonra bu örgütü PKK’dan ayırabilecekleri şeklinde hatta PKK’ya karşı savaştırabilecekleri şeklinde açıklamaları oldu. Bizde bunun mümkün olmadığını, gerçekçi ve rasyonel bir hareket olmayacağını ve hiçbir zaman PYD/YPG’nin PKK yapılanmasından ayrılmasının mümkün olmadığını, hele PKK’ya karşı savaştırılmalarının mümkün olmadığını kendilerine söyledik. Çünkü örgütün kendisi zaten aynı yerden yönetiliyor ve aynı amaç için terörist faaliyetlerine devam ediyorlar. Böyle bir şeyin rasyonel olmadığını söyledik. Fakat onlarda böyle bir kabul var. PYD/YPG’yi PKK’dan ayırabilecekleri ve bizim açımızdan tehlike olmaktan uzaklaştırabilecekleri şeklinde bir kabulleri var. Biz bunun olmasının mümkün olmadığını düşünüyoruz. Bunu kendileriyle paylaştık. Sonuç itibariyle PYD ve YPG’nin SDG’nin içinden tamamen ayıklanması gerektiğini ifade ettik. SDG’nin tamamen PKK tarafından kontrol edildiğini ve diğer unsurların göstermelik olduğunu açıkladık. SGD’nin PKK’nın unsuru olduğunu kendisiyle net bir şekilde paylaştık” ifadelerini kullandı.

“PYD/YPG terör örgütü, DEAŞ’la yakın işbirliği içerisinde”
Beklentilerinin terör örgütleriyle işbirliği yapmak değil tamamen müttefikiyle yani Türkiye’yle çalışmanın doğru olduğunu ifade ettiğini aktaran Canikli, “Ayrıca DEAŞ’la mücadelede de bugüne kadar NATO ittifakı içerisinde DEAŞ’la doğrudan kendi silahlı kuvvetlerini ileri sürerek mücadele eden tek ülkenin Türkiye olduğunu, El-Bab operasyonu ve Fırat Kalkanı operasyonu ile bunun gerçekleştirildiğini diğer ülkelerin Amerika dahil doğrudan DEAŞ’la mücadelede silahlı unsurlarını devreye sokmayıp, aracılar vasıtasıyla başka silahlı unsurlar üzerinden DEAŞ’la mücadele ettiklerini kendilerine ifade ettik. Bu nedenle bizim Zeytin Dalı operasyonumuzun DEAŞ’la mücadeleye zarar vermeyeceğini, olumsuz yönde etkilemeyeceğini ve dikkati dağıtmayacağını onlarla paylaştık. Çünkü bizim özellikle Fırat Kalkanı Operasyonu’nda DEAŞ’la son derece etkin bir mücadele yürüttüğümüzü ve halen devam ettiğimizi ifade ettim. Ayrıca PYD/YPG terör örgütünün DEAŞ’la yakın işbirliği içerisinde olduğu, bazı DEAŞ unsurlarını Türkiye’ye karşı şu anda gerçekleştirdiğimiz Zeytin Dalı Harekatı’nda Türkiye’ye karşı kullandığını tespit ettiğimizi Mattis’le paylaştık” diye konuştu.

“PYD/YPG, DEAŞ’lı teröristleri bize karşı savaşmaları karşılığında serbest bırakıyor”
Canikli, “Hapishanelerde PYD/YPG’nin elinde bulunan DEAŞ’lı teröristleri bize karşı savaşmaları karşılığında serbest bıraktığını, Deyrizor’da Afrin’de ve Menbiç’te serbest bıraktığını ifade ettik. Bunun bilgilerini de kendisiyle doyurucu bir şekilde paylaştık. Mattis bunun mümkün olmayacağını, DEAŞ’la ittifak içerisine girdiğinde kendisinin sonu olacağını bildiği için böyle riskli bir adım atmayacağı şeklinde bir ifadesi oldu. Ama terör örgütlerinin her zaman birbirleriyle bu noktada işbirliği içerisinde olabileceklerini ifade ettik. Ayrıca Rakka’da somut olarak dünyanın gözü önünde DEAŞ’lı teröristleri PYD ve YPG’nin serbest bıraktığını ve bunu herkesin gördüğünü, canlı canlı izlediğini paylaştık.PYD ve YPG’nin DEAŞ ile yakın işbirliği içerisinde olduğu ve kendi çıkarları doğrultusunda DEAŞ’ı gerektiği zaman kullandığı ve işbirliğine girdiğini de Sayın Mattis’le paylaştık. Sonuç itibariyle ABD’nin Türkiye’nin terörle mücadele hususundaki hassasiyetine saygı duydukları, Türkiye’nin sınır güvenliğini temin etmek amacıyla teröristlere karşı yürütülen bu mücadelede anlayışlı olduklarını ifade ettiler ve PKK terör örgütü ile Irak’ta yapılan mücadelede bundan sonraki dönemde kendilerinin aktif daha somut net destek verecekleri özellikle istihbaratla bağlantılı olacak şekilde destek vereceklerini Sayın Mattis ifade etti. Henüz bir kararlılık görmedim ama YPG ve PYD’nin de PKK gibi bir terör örgütü olduğu gerçeği bütün boyutlarıyla ortaya konulunca da oradan tabi bir çıkış yapmaları gerekiyor. Aslında bunun bir kabul edilebilir bir model ortaya koymaları gerekiyor. YPG ve PYD’nin PKK’dan tamamen ayrılacağını hatta onlara karşı savaştırılacağını sağlayacakları şeklindeki ifade de aslında bu çabaların bir parçası olarak görüyoruz ama sorunu çözmüyor. Yani YPG ve PYD terör örgütünün şu anda arazide sonuç itibariyle müttefikimiz ABD ile birlikte ortaklık yaptığı şeklindeki gerçeği değiştirmiyor. Esas yapılması gereken ABD’nin YPG ve PYD ile ilişkisini tamamen sonlandırması ve bugüne kadar verilen silahların da geri alınması. Silahların geri alınması konusunda bir plan zerinde çalıştıklarını ifade etti Sayın Mattis. Özellikle ağır silahlarla ilgili, önümüzdeki günlerde göreceğiz. Afrin’de terörist unsurlara hiçbir şekilde silah sağlamadıklarını ifade etti Mattis. Orada kullanılan silahların kendilerine ait olmadığını ifade etti. Sonuç olarak çok ciddi bir silahlanma içerisinde olduklarını tespit ettiğimiz söyledik. Sonuç itibariyle birileri bu silahları verdi. Kimin olduğunu bilmiyoruz tabi. Araştırmalarımız devam ediyor” şeklinde konuştu.

Bakan Canikli, "Terörle mücadele için ayırdıkları kaynak olarak düşündüklerini ve planladıklarını söylüyor. Bunu SDG üzerinden çünkü onların tezi DEAŞ ile mücadeleyi SDG yapıyor. SDG’ye bu mücadelesi için, DEAŞ ile mücadelesi için aktarılan kaynak olarak görüyor. Ancak bu kaynağın SGD için dominant unsur olan PYD-YPG terör örgütü tarafından kullanıldığı ve DEAŞ ile mücadele için değil Türkiye’ye karşı saldırı ve eylemleri için kullanıldığını ve kullanılacağını ifade ettik ve sürekli de hatırlatıyoruz kendilerine” ifadelerini kullandı.

“Genel Sekreterin açıklamaları son derece olumlu”
Basın açıklamaları sırasında Türkiye’nin terörden en fazla etkilenen ülke olduğunu ifade eden Stoltenberg ile gerçekleştirdiği görüşmesine değinen de Canikli, “Genel Sekreterin açıklamaları son derece olumlu. Bugüne kadar terörle mücadelelimizi en iyi anlayan isimlerden bir tanesi. Bunun için teşekkür ediyoruz. İkili görüşmemizde de benzer değerlendirmeleri yaptı. Orantılı kullanılması ifadesi genel ifade. Bütün görüşmelerde, çalışmalarda gündeme gelir söylenir. Temenni ifadesidir. Son oturumda da yine NATO üyelerine de bilgi verdik. Sivil zayiatı konusundaki TSK’nın ve Türkiye’nin hassasiyetini aktardım” şeklinde konuştu.

Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Canikli, açıklamalarını şu şekilde tamamladı:
“Sayın Mattis’e YPG-PYD’nin PKK’ya karşı ayrıştırılması ve hatta mücadele etmesi konusunda bir politikayı önerince bunun gerçekçi olmadığını PKK’nın bir parçası olduğunu ve orada yapılması gerekenin YPG ve PYD’nin tamamen SDG’nin dışına çıkarılması ve ABD’nin hiçbir şekilde daha sonra ilişkiye girmemesi PYD ve YGP ile, bu ilişkiyi sonlandırmasının ancak doğru çözüm ve yöntem olacağını kendilerine ifade ettik. PKK’ye mücadelemizde ABD’nin desteğinin artacağını ABD Mattis’in ifadesiyle bize aktardı. PYD’-YPG’nin Suriye’nin kuzeyinde demografik yapıyı değiştirdiğini ve bunun ileriye yönelik olarak çok tehlikeli çatışma alanlarını tetikleyeceğini ifade ettik. Bunun 2012 öncesi demografik yapıya dönüştürülmesiyle bu riskin ortadan kaldırılabileceğini ifade ettik, örnekler de verdik. Münbiç’te diğer şehirlerde PYD-YPG’nin yani PKK’nın nüfus yapılanması ile ilgili çalışma yaptığını Arapları, Türkmenleri ve kendisine biayet etmeyen Kürtleri oralardan uzaklaştırdığını ve buraların nüfus yapısını değiştirdiğini bunların da mutlaka düzeltilmesi gerektiğini ve bunlarım sorumluluğunun da şuan da büyük bir oranda ABD’nin üzerinde olduğunu ifade ettik. Münbiç’te bu olaylar başlamadan nüfusun yüzde 95’i Arap idi. Bugün Arap nüfusu düşmüştür. Bu da PYD-YPG’nin bu politikasının suçudur. Ayrıca insanlık suçudur. Münbiç’te ABD’nin de varlığı var. Bu düzeltme işlemini ABD’nin mutlaka yapması, sadece Münbiç’te değil nüfus yapısı değiştirilen bütün yerlerin olayların başlamadan önceki yapısına getirilmesi konusunda ABD’nin adım atması gerektiği ve bu konuda bir şekilde çözüm bulması gerektiğini kendilerine hatırlattık.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Benzin yüklü tanker kaza yaptı: Patlama riskine karşı D-130 Karayolu trafiğe kapatıldı, evler tahliye edildi Kocaeli’nin Gölcük ilçesi D-130 Karayolu’nda seyir halinde olan benzin yüklü tanker, önce üst geçit köprüsüne ardından ise 3 araca çarptı. Tankerin çekici kısmı koparken benzin ise yola saçıldı. Patlama riskine karşı yolun iki şeridi de trafiğe kapatılırken, çevredeki evlerde tahliye edildi. Edinilen bilgiye göre, Gölcük ilçesi D-130 Karayolu Yalova istikametine seyir halinde olan benzin yüklü tanker sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde araç, refüjdeki demir korkuluklara çarparak karşı şeride geçti. 150 metre boyunca duramayan tanker üstgeçit köprüsünün ayağına, ardından park halindeki iki kamyonete çarptı. Daha sonra karşı şeritten gelen hafif ticari araca çarpan tankerin çekici kısmı koptu. Kopan çekici, D130 Karayolu’ndan karşı sokağa uçtu. Kazada tanker sürücüsü hafif şekilde yaralanırken benzin ise yola saçıldı. İhbar üzerine olay yerine sağlık, polis, itfaiye ve AFAD ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri yaralı hastaneye kaldırırken, polis ekipleri ise patlama riskine karşı D130 Karayolu’nun Yalova ve İzmit istikametini trafiğe kapattı. Ayrıca çevrede bulunan binalardaki vatandaşlar da tahliye edildi. Şehir merkezinden trafik akışı sağlanıyor. Ayrıca itfaiye ve polis ekipleri vatandaşları bölgeden uzaklaştırmaya devam ediyor. İtfaiye ekipleri, patlama riskine karşı bölgeyi köpüklüyor. Patlamaya karşı tehlike olduğu için evler tahliye edildi. Çok korktuk" Patlama riskine karşı evden çıkarılan Aysel Sütlüce, “Polisler anons etti ve korkarak hemen dışarı çıktık. Kaza yapan tanker araçları ezmiş. Patlamaya karşı tehlike olduğu için evler tahliye edildi. Çok korktuk" dedi. Ömer Çengel ise "Tanker 3 aracı çarpmış. Tankerden devamlı benzin akıyor. Polisler evi boşalttı. Şu an dışarıda bekliyoruz" diye konuştu.
Ankara Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler Resmi Gazete’de Çalışmak için bulundukları ilden başka illere giden mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin yaşadıkları sorunların giderilmesine yönelik yapılacak çalışmalar ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak Resmi Gazete’de yayımlanan ’Mevsimlik Tarım İşçileri ile İlgili 2024/5 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’ ile mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler getirildi. Genelge kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve aileleri için geçici yerleşim alanları oluşturulacak ve bu alanlarda eğitim, sağlık, ulaşım ve sosyal hizmetler sunulacak. Genelgeye göre, valilikler tarafından mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olarak çalıştığı yerlerde iklim şartlarına uygun, emniyetli ve estetik prefabrik yapılar kullanılarak geçici yerleşim alanları kurulacak. Bu alanlar sel, su baskını gibi doğal afetlere karşı güvenli lokasyonlarda planlanacak ve yerleşim yerlerine elektrik, su ve kanalizasyon hizmetleri sağlanacak. Valiliklerce hazırlanan eylem planlarında belirlenen alanlara ilişkin tahsis veya protokol belgesi Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi’ne (e-METİP) aktarılacak. Sağlık hizmetleri Genelgede sağlık hizmetleri kapsamında, il sağlık müdürlükleri tarafından mevsimlik tarım işçileri ve ailelerine yönelik aşılama, kronik hastalık taramaları ve mobil sağlık ekipleri ile sağlık hizmetleri sunulacak. İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda personelinin istihdamının sağlacağı belirtilen genelgede, ”İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda sağlık personelinin istihdamı sağlanacak ve hizmet ihtiyacına göre personelin çalışma saatleri düzenlenecektir. Çalışan sağlığının korunması ve geliştirilmesi kapsamında il sağlık müdürlüklerince gerekli bilgilendirme faaliyetleri yapılacaktır” ifadelerine yer verildi. Eğitim hizmetleri Genelgeye göre çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. İl milli Eğitim Müdürlüklerince; geçici yerleşim alanlarında eğitim ve sosyal faaliyetler için oluşturulan merkezin, öncelikle çocuklar için etkin bir eğitim merkezi olarak kullanılmasının sağlanacağına dikkati çekilen genelgede şu ifadelere yer verildi: "Çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. Mevsimlik tarım işçilerinin zorunlu eğitim çağındaki çocuklarının eğitimlerini devam ettirmek üzere konu hakkında Milli Eğitim Bakanlığının ilgili yönerge/genelge hükümleri uygulanacaktır. Bu hususta şartlı nakit transferi gibi özendirici tedbirler etkin şekilde uygulanacak, çocukların okul kıyafetleri ve malzemeleri valiliklerce sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları aracılığıyla temin edilecektir. İl milli eğitim müdürlüklerince; mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının daimi ikametgahlarındaki okullarına döndüklerinde öğrenme kayıplarına yönelik telafi/yetiştirme eğitimleri yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçileri, daimi ikamet ettikleri illere geri döndüklerinde çalışma ve iş kurumu il müdürlükleri, halk eğitimi merkezleri ve mesleki eğitim merkezlerince; işçiler arasında yaygın eğitim ihtiyacı olanlar tespit edilerek eğitim ihtiyaçları karşılanacak, yetişkinlere okuma-yazma ve/veya meslek edindirme kursları, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile sosyal-kültürel faaliyetler düzenlenecektir. Özel eğitim ihtiyacı bulunan çocuklar rehberlik araştırma merkezi müdürlükleri tarafından eğitim imkanlarından faydalandırılacaktır. Mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarının eğitime erişimlerinin sağlanması amacıyla il/ilçe milli eğitim müdürlükleri bünyesinde kurulan ekiplerin görevleri süresince ulaşım ihtiyaçlarının giderilmesi için gerekli tedbirler Valiliklerce alınacaktır." Genelgeye göre, İçişleri Bakanlığı, mevsimlik tarım işçilerinin güvenli bir şekilde seyahat etmeleri için gerekli trafik denetimlerini artıracak ve gece saatlerinde yolculuk yapmamaları sağlanacak. Geçici yerleşim alanlarının korunması ve asayişin sağlanması için kolluk kuvvetleri tarafından düzenli devriyeler yapılacak. Sosyal hizmetler Aile ve sosyal hizmetler il müdürlüklerince sosyal hizmetler kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin bilgilendirilmesi sağlanacağı kaydedilen genelgede kadın, çocuk, engelli ve yaşlıların sunulan hizmetlerden yararlanacağı vurgulandı. Okul çağına gelmemiş çocuklar için ise aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından geçici yerleşim alanlarında eğitim ve bakım hizmetleri için personel görevlendirilebilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sunulan gezici kütüphane, gezici müze ve benzeri hizmetlerin geçici yerleşim alanlarında faaliyet göstermesi amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile koordineli çalışmalar yürütüleceği aktarılan genelgede şunlar yer aldı: "Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarına yönelik sosyal ve sportif faaliyetler yürütülecektir. İl Müftülüklerince mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin inanç ve ibadet ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli tüm tedbirler alınacak; çocuk işçiliğinin önlenmesine ve çocukların zorunlu eğitime devam etmelerinin sağlanmasına ilişkin olarak ailelerin bilgilendirilmesine yönelik çalışmalara destek verilecektir." Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi (e-METİP) Mevsimlik tarım işçisi olarak daimi ikametgahı dışında bir başka ilde çalışmak amacıyla geçici olarak yer değiştirenlerin ve ailelerinin kimlik bildirimleri, bu kişilerin yaşadıkları geçici yerleşim alanlarındaki kolluk kuvvetlerince alınacağı vurgulanan genelge şu şekilde devam etti: "Bu bildirimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile elektronik ortamda paylaşılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için teknik altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığına e-METİP’e kayıtlı olan mevsimlik tarım işçilerinin ve aile bireylerinin kimlik numaralarını bildirecektir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kullanılmakta olan Milli Eğitim Bakanlığı e-Okul Yönetim Bilgi Sistemi’nde yer alan mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarına ilişkin kayıtlar e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin kimlik numaraları her sağlık hizmeti sunumunda alınarak, sunulan hizmetlere ilişkin bilgiler kişisel verileri içermeyecek şekilde e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Sağlık Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gerekli gördüğü takdirde e-METİP’in etkinliğinin artırılması amacıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarından protokole gerek duymadan kişisel verileri içermeyecek şekilde veri talebinde bulunabilecektir. Tarım alanlarının geniş bölgelere yayılması nedeniyle mevsimlik tarım işçilerinin kayıt altına alınması sürecinde kolluk kuvvetlerine kolaylık sağlamak amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı taşra teşkilatı başta olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları, muhtarlar ile ziraat odaları birlikleri ve mevsimlik tarım işçisi çalıştıran tarla veya bahçe sahipleri/işleticileri ve işverenler tespit ettikleri/çalıştırdıkları mevsimlik tarım işçilerini kolluk kuvvetlerine bildirecektir.
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.