POLİTİKA - 18 Kasım 2019 Pazartesi 11:43

Bakan Çavuşoğlu duyurdu! 'Musul ve Basra konsoloslukları tekrar açılıyor'

A
A
A
Bakan Çavuşoğlu duyurdu! 'Musul ve Basra konsoloslukları tekrar açılıyor'

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: "Irak’ın tüm kesimlerine ulaşma hedefimiz doğrultusunda Musul ve Basra Başkonsolosluklarımızı yeniden faaliyete geçiriliyoruz. Necef ve Kerkük’te ilk kez Başkonsolosluk açılmasına yönelik çalışmalarımız da devam ediyor."

Bakan Çavuşoğlu, 2020 Merkezi Yönetim bütçe ve 2018 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin tek havza ülkesi olmadığını söyleyerek, ''Hiçbir zaman olmamıştır ve gelecekte de olmayacaktır. Dış politikamızı belirlerken bu gerçeği dikkate alıyoruz. Bugün birden fazla havzada dinamikleri olumlu yönde etkileyebilecek şekilde sahada ve masada güçlüyüz. Bu gücümüzün en çarpıcı örneklerinden birini, Suriye’nin kuzeydoğusunda yürüttüğümüz Barış Pınarı Harekatı ve hemen sonrasında ABD ve Rusya ile beş gün arayla müzakere ettiğimiz iki ayrı mutabakat teşkil etmiştir. Bu yaklaşım, Barış Pınarı Harekatı’ndan önce de devreye sokmaktan çekinmeyeceğimizi gösterdiğimiz üzere, barışın yolunu açmak için gerektiği takdirde sert gücümüzü kullanabilmeyi içermektedir'' ifadelerini kullandı.

“Dış temsilciliklerimizi 246’ya çıkardık”
Dış teşkilatların genişleme sürecinin devam ettiğini ifade eden Çavuşoğlu, ''2002 yılında 163 olan dış temsilcilik sayımız, bugün itibarıyla 142 Büyükelçilik, 13 Daimi Temsilcilik, 89 Başkonsolosluk, 1 Konsolosluk Ajanlığı ve 1 Ticaret Ofisi olmak üzere toplam 246’ya ulaşmıştır. Sadece temsilcilik sayımızı artırmakla kalmıyoruz. Teknolojideki baş döndürücü gelişmelerden azami istifade etmeyi ve diplomatlarımızı çağın gereklerine uygun araçlarla donatmayı da amaçlıyoruz. Bu doğrultuda geliştirdiğimiz 'Dijital Diplomasi' girişimimizi son Büyükelçiler Konferansımız vesilesiyle kamuoyumuzla paylaştık'' şeklinde konuştu.

“Barış Pınarı Harekatı, Fırat’ın doğusunda bir terör devleti oluşturmaya yönelik girişimleri akim bıraktı”
Suriye'nin 2011 yılından beri rehin alan ihtilafın 2019'da da en büyük sınamalardan biri olduğuna dikkat çeken Bakan Çavuşoğlu, ''Ülkedeki yıkımın devam ettiği bu yıl boyunca da ihtilafın kalıcı bir siyasi çözümle sona erdirilmesine ve ülkedeki otorite boşluğundan beslenen terör tehdidinin tamamen bertaraf edilmesine öncelik verdik. Ülkemizin bekasına ve vatandaşlarımızın hayatına kasteden PYD/YPG terör örgütüne karşı 9 Ekim’de başlattığımız Barış Pınarı Harekatı, Fırat’ın doğusunda bir terör devleti oluşturmaya yönelik girişimleri akim bıraktı. Suriye topraklarında göğüs göğse savaştığımız DEAŞ’a da, PYD/YPG’ye de karşı olduğumuzu, bu terör örgütleriyle kararlılıkla mücadele edeceğimizi ortaya koyduk. Türkiye’ye karşı kurulan her oyunu, bu meyanda Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğini tehdit eden tezgahları bozacağımızı gösterdik. Asılsız suçlamalara ve yaptırım tehditlerine rağmen, sahada ve masada yürüttüğümüz kararlı mücadele neticesinde, ABD ve Rusya Federasyonu meşru güvenlik kaygılarımızı, harekatımızın meşruiyetini ve sahada attığımız adımlarla oluşturduğumuz yeni statükoyu kabul etti. Kurmakta olduğumuz barış koridoruyla Suriyeli mültecilerin gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli geri dönüşleri için müsait bir ortam oluşturulmasına da öncülük ediyoruz. Nitekim, harekatın başlangıcından bu yana yerinden edilmiş kişilerin yüzde 50’sinden fazlası geri döndü'' diye konuştu.

“Musul ve Basra Başkonsolosluklarımızın yeniden faaliyete geçiriliyoruz”
Irak'ın tüm kesimlerine ulaşma hedeflerine yönelik olarak Çavuşoğlu, ''Irak'ın tüm kesimlerine ulaşma hedefi doğrultusunda Musul ve Basra Başkonsolosluklarımızın yeniden faaliyete geçiriliyoruz. Necef ve Kerkük’te ilk kez Başkonsolosluk açılmasına yönelik çalışmalarımız da devam ediyor. Irak’taki PKK varlığına karşı çabalarımızı da aralıksız sürdürüyoruz. Pençe Harekatımız neticesinde ülkemize terörist sızmalar önemli ölçüde azaltıldı. Tabiatıyla, Irak Türkmenlerinin güven ve huzur içinde yaşamaları ve her alanda adil temsillerinin sağlanması yönündeki çabalarımız aralıksız devam ediyor. Bu kapsamda Kerkük’ün statüsünün belirlenmesine yönelik süreçleri yakından takip ediyoruz'' dedi.

“110’dan fazla FETÖ mensubu ülkemize sınırdışı edildi”
''PKK’nın yurtdışı yapılanmasının baskı altına alınmasına ve faaliyetlerinin engellenmesine yönelik çabalarımız sürüyor” diyen Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

“Almanya ve İngiltere’de PKK sembolleri kullanan şahıslar hakkında çıkan mahkumiyet kararları kayda değerdir. PYD/YPG sözde komutanı PKK’lı terörist Ferhat Abdi Şahin’in ABD ve Almanya’ya seyahat edeceği yönünde çıkan haberler üzerine, adı geçenin tutuklanarak ülkemize iadesi talebimizi süratle anılan ülkelere ilettik. Bu taleplerimizi ısrarla takip ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın geçen haftaki ABD ziyareti sırasında da bu hususa özellikle eğildik. DEAŞ ile Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) içinde etkin rolümüz sürüyor. DMUK bünyesindeki en önemli çalışma gruplarından biri durumundaki Yabancı Terörist Savaşçılar (YTS) Çalışma Grubu’nun eş başkanıyız. YTS’ler konusunda kaynak ülkelerin üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmelerini teminen gereken tüm adımları atıyoruz. Nitekim, YTS’ler ülkelerine gönderilmeye başlandı. Geçen hafta Washington’da DMUK toplantısına katılarak, bu konulardaki öncelik ve beklentilerimizi muhataplarıma ilettim. FETÖ’nün yurtdışı yapılanmasına yönelik çalışmalarımız da sürüyor. Bugüne kadar girişimlerimiz neticesinde 110’dan fazla FETÖ mensubu ülkemize sınırdışı edildi. 38 ülkede FETÖ iltisaklı okul ve kursların faaliyetleri kısmen ya da tamamen sonlandırıldı, 19 ülkede ise okullar Maarif Vakfı’na devredildi.''

Türkiye-ABD ilişkileri
Bakan Çavuşoğlu Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri ilişkilerine değinerek, ''ABD’nin FETÖ ve PKK/YPG’ye ilişkin tutumun bunun temel nedeni. ABD’nin S400 tedariğimizi bağlamından koparıp alakasız konularla ilişkilendirmesi de sorunlar oluşturdu. ABD iç siyasetindeki kamplaşmanın da bu süreçte aleyhimize sonuçlar doğurduğunu görüyoruz. Meselelerin diyalog ve karşılıklı anlayış çerçevesinde çözülmesi için gayret ettik. Sayın Cumhurbaşkanımızın son ziyaretinde bu hususları kapsamlı şekilde ele aldık, dosyalar verdik. Barış Pınarı Harekâtımızla PKK/YPG’nin oyununu bozduk. Bilahare, 17 Ekim ortak açıklamasıyla, ABD harekatımızın meşruiyetini ve arazideki mevcudiyetimizi kabul etti. Alınan yaptırım kararları kaldırıldı. Operasyonumuz nedeniyle bizi baskı altında tutmak için ABD Kongresi’nde ülkemiz aleyhinde girişimler başlatıldı. Cumhuriyetimizin 96. yılını kutladığımız gün temelsiz iddialarla dolu iki tasarı ABD Temsilciler Meclisi’nde kabul edildi. Bunlardan, sözde 'Ermeni soykırımı' kararına (H.Res.296) Yüce Meclisimiz, yaptığı ortak açıklamayla en güzel cevabı verdi'' ifadelerini kullandı.

Türkiye AB ilişkileri
Avrupa Birliği üyeliğinin stratejik hedef olduğunu hatırlatan Bakan Çavuşoğlu, ''Reform gündemine hız verdik. Ancak, bugün AB’nin ülkemize karşı izlediği tutum haksız ve kabul edilemez bir nitelik taşıyor. AB, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında aramızda oluşan güven bunalımını aşacak adımları atmamıştır. İlaveten, terör örgütü ve yandaşlarının ortaya attığı asılsız iddialara itibar edilerek, Barış Pınarı Harekatı bağlamında olumsuz bir hava oluşturulmuştur. AB bölgesel ve küresel alandaki önemli gelişmeleri gerektiği şekilde takip edememekte, bunların neden ve sonuçlarını nesnel ve bütüncül bir şekilde değerlendirememektedir.Bunun son örneği, Balkanlar’da Arnavutluk ve Kuzey Makedonya’ya yönelik olarak alınan basiretsiz kararlarda da görüldü'' diye konuştu.

“Kıbrıs konusunda sırf müzakere etmek için masaya oturmayacağız”
Kıbrıs müzakereleri konusunda Çavuşoğlu, ''Milli davamız Kıbrıs konusunda sırf müzakere etmek için tekrar masaya oturmayacağımızı sizler huzurunda vurgulamak isterim. Yeni bir süreç başlayacaksa, iki tarafın siyasi eşitliğine ilişkin tüm muğlaklıkların önceden ortadan kaldırılması gerektiğini muhataplarımızın dikkatine getiriyoruz. Doğu Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip olan Türkiye’nin Kıbrıs Adası’nın batısında ve kuzeyindeki deniz alanlarında meşru hak ve çıkarları bulunmaktadır. Ülkemiz bunları korumak için gerekli tedbirleri almıştır, almaya da devam edecektir'' şeklinde konuştu.

“Uygur Türkleri’nin hayatlarını barış, huzur ve refah içinde sürdürmelerine önem veriyoruz”
Çavuşoğlu şunları kaydetti:
''Çin Halk Cumhuriyeti ile ilişkilerimiz karşılıklı ziyaret ve temaslarla sürdürülüyor. İhracatımızın çeşitlendirilmesi suretiyle ticaretimizin dengeli hale gelmesini hedefliyoruz. Uygur Türklerinin yaşamlarını barış, huzur ve refah içinde sürdürmeleri, temel insan haklarının gözetilmesi, dini özgürlüklerinin ve kültürel kimliklerinin korunmasına önem veriyoruz. Bu konuları Çin makamları nezdinde gündemde tutuyoruz. Önümüzdeki dönemde bölgeye bir ziyaret gerçekleştirilmesine yönelik plan bağlamında bunun modaliteleri ve kapsamına dair temas ve değerlendirmelerimiz sürüyor.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli 2 kız çocuğunu taciz ettiği iddiasıyla yargılanıyor Kocaeli’de kızının 11 ve 12 yaşlarındaki 2 arkadaşını taciz ettiği iddia edilen 52 yaşındaki sanığın, 2’şer kez 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapsi istendi. İddiaya göre; Kocaeli’de yaşayan H.N.Y. (11) ile S.N.B. (12) isimli kız çocukları, 2020’nin yaz aylarında ve 2022’nin ocak ayında arkadaşlarının babası İ.K. (52) tarafından cinsel istismara maruz kaldı. Çocukların bu durumu öğretmenlerine anlatmasıyla konu polise intikal etti. Suç duyurusunun ardından İ.K. gözaltına alındı. İfadesi alınan İ.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Sanık hakkında "Çocuğa karşı cinsel istismar" suçundan dava açıldı. Olayla ilgili açılan davanın duruşması Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuksuz sanık, tanıklar ve taraf avukatları katıldı. Olaya ilişkin dinlenen S.N.B’nin ablası Z.B., "Tam zamanını hatırlamamakla birlikte pandemi sonrasında kardeşim bana sanık ve kızı ile motosiklete bindiklerini söyledi. Kardeşim, sanığın motosiklette bacaklarına ve bikini bölgesine dokunduğunu söyledi. Emin olup olmadığını sorduğumda emin olduğunu söyledi. Kardeşimin cep telefonunu denetlemek amacıyla kontrol ettim. Kardeşim arkadaşına yolladığı mesajda kendisine dokunduklarını yazmıştı. Kardeşime mesajların ne olduğunu sorduğumda şaka olduğunu söyledi ve bana tepki gösterdi. Telefonunu kontrol ettiğim başka tarihte ise intihar etmek amacıyla hap içtiğini yazmıştı. Daha sonra olayı anneme anlattım. Ben anlatmadan önce de kardeşim olayı öğretmenine anlatmış. Daha sonra olay polise intikal etti" dedi. "Mağdurlar, iddia ettikleri eylemler tarihinden sonra da sürekli bize gelmeye devam etti" Tanık olarak dinlenen sanığın kızı ise "Mağdur kızlar benim arkadaşlarım olur. Evimize gelip giderlerdi. Kızlar bizim eve geldiğinde sürekli yanlarındaydım. İddia konusu olaylar yaşanmamıştır. Mağdurlar, iddia ettikleri eylemler tarihinden sonra da sürekli bize gelmeye devam etti. S.N.B. çok yalan söyler ve olayları abartarak anlatır. Bu huyu sebebiyle kendisiyle çok kavga ettiğimiz olurdu" şeklinde konuştu. Sanık ise suçlamaları kabul etmediğini belirtti. 2’şer kez 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapis talebi Cumhuriyet savcısı mahkeme heyetine sunduğu mütalaasında, sanık İ.K’nın her 2 çocuğa karşı işlemiş olduğu iddia edilen "çocuğa karşı cinsel sarkıntılık" suçundan ayrı ayrı 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, sanığın tutuksuz halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Adıyaman İsias Otel davasının ikinci duruşması başladı Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel’le ilgili davanın ikinci duruşması Adıyaman Adliyesi’nde başladı. 6 Şubat depremlerinde 39’u KKTC’li voleybol sporcusu, öğretmen ve antrenör olmak üzere toplam 72 kişinin hayatını kaybettiği Adıyaman’daki İsias Otel davasının ikinci duruşması Adıyaman Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesinde sabah saatlerinde başladı. 3’ü tutuklu toplam 11 sanığın yargılandığı davaya KKTC Başbakanı Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu, KKTC İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, KKTC Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, KKTC Ana Muhalefet Lideri Tufan Erhürman, otel enkazında hayatını kaybedenlerin aileleri ve çok sayıda kişi katıldı. Sabahın erken saatlerinde ellerinde kaybettikleri yakınlarının pankartlarıyla Adıyaman Adliyesine gelen aileler gözyaşlarına hakim olamadı. Burada aileler adına açıklamalarda bulunan, otel enkazında hayatını kaybeden Nazımcan Hartlap’ın annesi Hilal Düzgünce, “6 Şubat depreminin üzerinden 14 ay geçti. Bugün ortak davamız olan İsias Otel davasının ikinci duruşması yapılacak. Bizler İsias Otel’de 72 canımızı kaybettik. Rehberlerin ve şampiyon meleklerin anneleri, kardeşleri ve en yakınları buradayız. 14 aydır acımızı yaşayamıyor, faillerin yargı önünde hesap vermesi için mücadele ediyoruz. Tüm faillerin hak ettikleri şekilde ceza almaları ve aldıklarını görene kadar mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Daha sonra konuşan Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, "Ne olursa olsun bu dava adaletle sonuçlanana kadar hep birlikte olmaya devam edeceğiz. Katiller hesap verene kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Bu davada bilimin yol göstericiliğine güveniyoruz. Hukukun üstünlüğü kadar toplum vicdanının gücüne de inanıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti adaletinden tek beklentimiz, İsias cinayetinin faillerinin bizden aldıkları her canın bedelini ödemesidir” şeklinde konuştu. Bu davanın peşini hiçbir şekilde bırakmayacaklarını vurgulayan KKTC Başbakanı Ünal Üstel, "Bu depremde bizlerde çocuklarımızı kaybettik. Yavrularımızı kaybettik. Ve o günden bu güne kadar adalet arayışımız devam ediyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti adaleti güveniyoruz. Birinci duruşma bundan bir müddet önce başladı ve sonuçlandı. Bugün ikinci duruşma için biz KKTC olarak bütün kesimlerimizle buradayız. Hükumet olarak buradayız, bakan arkadaşlarımızla buradayız, muhalefet başkanıyla, milletvekilleriyle ve yavrularımızın anneleriyle, yakınlarıyla, halkımızla Adıyaman’a geldik. Çünkü bu çocuklar artık KKTC’nin davasıdır. Onların acıları hepimizin acılarıdır. Biz çocuklarımızı unutmadık unutturmayacağız. Ve adalet sonuçlanana kadar biz bu işin devlet olarak takipçisi olacağız. Ülke olarak, devlet olarak Adıyaman’dayız. Ve iananıyorum ki en iyi neticeyi de bugün değilse bile en yakın zamanda adalet tecelli edecek, suçlular ise gerekli cezayı alacak diye düşünüyorum” diye konuştu.