POLİTİKA - 22 Şubat 2021 Pazartesi 19:19

Bakan Çavuşoğlu: 'PKK'nın 13 masum insanı öldürmesine dünya yine sessiz kaldı'

A
A
A
Bakan Çavuşoğlu: 'PKK'nın 13 masum insanı öldürmesine dünya yine sessiz kaldı'

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Kısa süre önce PKK terör örgütü Kuzey Irak'ta 13 masum insanı öldürdü ve dünya yine sessiz kaldı. Uluslararası dayanışma olmadan ve mevcut çifte standartlarla bu tehdidi ortadan kaldıramayız" dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi 46'ncı Oturumu'nun yüksek düzeyli bölümüne video konferans ile katılarak bir konuşma yaptı. Zorlukla geçen bir yılın geride bırakıldığını ifade eden Çavuşoğlu, "Covid-19 ne kadar zafiyete müsait ve karşılıklı bağımlı olduğumuzu gösterdi. Çok taraflılık taahhüdümüzü yenilemeye ihtiyaç duyuyoruz.

Pandemiyle mücadelede insan hakları temelinde bir yaklaşım şart. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, göçmenler, sığınmacılar ve özgürlüklerinden mahrum bırakılmış kişiler dahil tüm hassas grupların ihtiyaçlarına özen göstermeliyiz. Aşılara, ilaçlara ve tıp malzemelerine adil ve uygun fiyatlarla erişim hayati önemde. Küresel yardım çabalarımızın ve ülke içinde herkese bedava sağlık hizmeti tedarik etmemizin arkasındaki ilkeler bunlardır" şeklinde konuştu.

“20 yılda önemli reformlar yaptık”

Türkiye'nin 157 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa pandemiyle mücadelede yardım ettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Türkiye'de göçmenler ve sığınmacılar dahil herkese Covid-19 için bedava tedavi ve aşılama sağlıyoruz. İnsan haklarının yaygınlaşması ve korunması hükümetimizin temel önceliklerinden biri olmaya devam ediyor. Son 20 yılda önemli reformlar yaptık. Elbette, daha iyisi her zaman için mümkündür. Birçok terör örgütünün tehditlerine rağmen insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne olan bağlılığımız devam ediyor. Yargı reformu stratejisi, geçen yıl kabul edilen üç yasama değişikliği paketi ve yakında açıklanacak İnsan Hakları Eylem Planı bunun somut örnekleridir" diye konuştu.

Bakan Çavuşoğlu, yabancı düşmanlığı, ırkçılık, İslam karşıtlığı ve nefret söyleminin yükseldiğini kaydetti. İslam ve Müslümanlar aleyhindeki saldırgan yayınlar ve nefret söylemlerinin dünya çapındaki yaklaşık 2 milyar inananı tahkir ettiğini belirten Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Evet, ifade özgürlüğü demokrasilerin temel taşıdır, ancak bu özgürlük başkalarının kutsal değerlerini tahkir etme hakkı vermez. Bir arada yaşama kültürünü ilerletmedikçe, ortak demokratik değerlerimizi ve sosyal bütünlüğümüze zarar verme riski taşırız. Terörizm, insan hayatını hedef alan önde gelen küresel tehditlerden biri olmaya devam ediyor. Kısa süre önce PKK terör örgütü Kuzey Irak'ta 13 masum insanı öldürdü ve dünya yine sessiz kaldı.

Uluslararası dayanışma olmadan ve mevcut çifte standartlarla bu tehdidi ortadan kaldıramayız. PKK/YPG, DEAŞ ve FETÖ dahil çeşitli terör gruplarına masum insanlarını kurban veren bir ülke olarak terörün belirli bir ideolojisi olmadığını çok iyi biliyoruz. Suriye'de insanlar, rejim güçlerinin devam eden askeri saldırılarından ve terörist saldırılardan zarar görmeye devam ediyor. Türkiye'de geçici koruma altındaki 3,7 milyon Suriyelinin yanısıra, Suriye'nin kuzeyinde 5 milyon sivilin güvenliğine ve refahına doğrudan katkıda bulunuyoruz. BM'nin Suriye'ye yaptığı sınır ötesi insani yardımın yegane koridoru Türkiye'den geçmektedir. Bu koridor bile saldırı altında. Bu yardımı sürdürmek esastır. Dünyanın en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülkesi olarak uluslararası yükümlülüklerimize riayet ediyoruz ve ev sahipliği yaptığımız kişilerin insan haklarına ve onuruna saygı duyuyoruz."

“Kıbrıslı Türkler haksız izolasyona maruz kalmaya devam ediyor”

AB ve FRONTEX'in gözü önünde sürekli meydana gelen geri itme uygulamasının derin endişelere neden olduğunu vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, "İsrail, işgal altındaki Filistin topraklarında mutlak cezasızlıkla davranmayı sürdürüyor. Gazze'deki insanlık dışı abluka ve İsrail tarafından yasa dışı yerleşimlerin genişletilmesi insan hakları ihlali teşkil etmeye devam ediyor. Türkiye, Filistinlilerin başkenti Doğu Kudüs olan 1967 sınırlarını esas alan bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti kurmaya yönelik meşru arayışını desteklemeye devam edecek. Libya'da Tarhuna'da her gün yeni toplu mezarlar ortaya çıkarılıyor. İnsan Hakları Konseyi, faillerin adalete teslim edilmesine katkıda bulunmalıdır.

Çözüm için her türlü çabayı sarf etseler dahi Kıbrıslı Türkler insanlık dışı ambargolara ve haksız izolasyona maruz kalmaya devam ediyor. Bu baskılara rağmen Kıbrıslı Türklerin yaşayan bir demokrasi şeklinde işleyen kendi devletleri var. Dağlık Karabağ'da artık sürdürülebilir bir barış için tarihi bir fırsat var. Güney Kafkasya'da bölgesel sahiplenmeye dayalı barış ve refah girişimlerini desteklemeye devam edeceğiz. Ermenistan'ın da barışın ortağı olmayı seçmesini umuyoruz. Türkiye, Ermenistan'ın attığı her olumlu adıma olumlu cevap verecektir. Gürcistan'ın toprak bütünlüğü ve egemenliği temelinde Abhazya ve Güney Osetya ihtilaflarının barışçıl çözümünü de desteklemeye devam edeceğiz. Türkiye, Kırım dahil Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü destekliyor. Kırım Tatarlarının tarihi anavatanlarında özgür ve güven içinde yaşama arzularını desteklemeye devam edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki insan hakları durumunu da yakından takip ettiğini vurgulayan Çavuşoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"BM ve diğer uluslararası raporlardaki bulgulardan endişe duyuyoruz. Konuyla ilgili kaygı ve beklentilerimizi Çinli yetkililerle paylaşıyoruz. Bu konuda şeffaflık bekliyoruz. Türkiye, Çin'in egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterirken, Uygur Türklerinin ve diğer Müslümanların insan haklarının korunmasının öneminin de altını çiziyor. Yüksek Komiserlik heyetinin bölgeye olası ziyaretlerine ilişkin gelişmeleri takip etmeye devam ediyoruz. Çin'in daveti üzerine kendi milli heyetimizi de bölgeyi ziyaret etmesi için göndereceğiz. Jammu-Keşmir'deki mevcut kısıtlamaları hafifletmesi için Hindistan hükümetine çağrımızı yineliyoruz. Sorunun barışçıl yollarla ilgili BM kararları ve Jammu-Keşmir halkının meşru beklentileri temelinde çözülmesini diliyoruz. Myanmar'daki insan hakları ihlalleri, özellikle Rohingalara karşı işlenen suçlar endişe verici olmaya devam ediyor. Myanmar Silahlı Kuvvetleri'nin hükümeti askeri darbeyle ele geçirmesini de kınıyoruz. Türkiye, herkes için insan haklarının korunması ve geliştirilmesi için konseyle çalışmaya devam edecek."

Mehmet Kalay

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.