GÜNDEM - 22 Temmuz 2014 Salı 21:03

Bakan Eker, Türkiye İhracatçılar Meclisi üyelerini kabul etti

A
A
A
Bakan Eker, Türkiye İhracatçılar Meclisi üyelerini kabul etti

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye’nin İsrail mallarını boykot edip etmeyeceğine ilişkin, “Bizim İsrail’e ihracatımız 236 milyon dolarken, ithalatımız 41 milyon dolar. Bu yüzden Türkiye’nin aleyhine bir durum söz konusu değil” dedi.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyükekşi ve beraberindeki heyeti kabul etti. Eker, toplantı öncesinde Türkiye’nin gıda ve tarım sektöründeki durumu ve yapılan çalışmalar hakkında açıklamalarda bulundu. Eker, İhracatın yaklaşık 20 milyar dolarının gıda ve tarım sektörlerinden geldiğini belirterek, “Son 10 yıl içerisinde verimliliği arttırmak suretiyle gerek gıda gerek tarım hammadde ihracatının arttırılmasına katkı sağladık” dedi.

“İŞLETME ÖLÇEĞİMİZİ BÜYÜTMEMİZ GEREKİYORDU”

Türkiye’de verimliliğin önündeki en büyük sorunun işletme ölçeğinin büyütülmesi olduğunu belirten Eker, “15 Mayıs gününde ihraç zoruyla tarım arazilerinin bölünmesinin önüne geçecek düzenlemeyi yaptık. Bu 21. yüzyılın Türkiye’sinde tarım sektörünün gelişmesi açısından çok önemliydi. Çünkü geçen 10 yıl içerisinde yaptığımız bütün çalışmalar mevcut işletme ölçeğiyle verimliliği arttırmaya dönüktü. Ama bu bir yere kadar gider, bir yerden sonra karşımıza işletme ölçeğiyle ilgili temel mesele çıkar. Büyük ölçekli işletmelere sahip ülkelerle rekabet edebilmemiz için işletme ölçeğini büyütmemiz gerekiyordu” şeklinde konuştu.

Eker, Türkiye’nin biyoçeşitlilik zenginliği dikkate alınması gerektiği vurgulayarak gıda sanayisinin gelişmesiyle alakalı Türkiye’nin potansiyelinin büyük bir kısmının değerlendirilmesine yönelik çalışmalar, hayvancılığı destekleme kapsamına aldığımız hayvansal yetiştiricilik veya ürünlerle ilgili faaliyetler geçen zaman içerisinde Türkiye’de hayvancılık alanında et ve süt ihracatı alanında da yeni adımlar atıldığını bildirdi.

“CUMHURİYET TARİHİNDE İLK OLARAK 8 BİN BAŞ GEBE DÜVE İHRACAT BAĞLANTISI YAPILDI”

2013 yılının Nisan ayının başından itibaren Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelere Türkiye süt ve süt ürünleri satabilir hale geldiğini açıklayan Eker, “2013 yılının sonunda Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa hayvancılıkta kendi yetiştirdiği damızlık dişi materyalleri ihraç etme aşamasına geldi ve başlattık. Cumhuriyet tarihinde ilk olarak 8 bin baş gebe düve ihracat bağlantısı yapıldı. Şu anda da ihracat devam ediyor” dedi.

“HAYVANCILIK İHTİSAS BÖLGELERİ KURUYORUZ”

Geçen yılın TÜİK kayıtlarına göre 1,5 milyar dolar üzerinde hayvansal ürün ihracatı gerçekleştiğini ifade eden Eker, konuşmasına şöyle devam etti:
“İhracata dönük üretimin yapılması ve bunların daha verimli bir şekilde üretilmesi daha rekabetçi olması yönünde altyapıyla ilgili bir takım çalışmalarımız var. Örneğin, Hayvancılık İhtisas Bölgeleri kuruyoruz. Şu anda Diyarbakır, Amasya, Çubuk’ta bunların inşaları bitti. Yenilerini kuruyoruz. Bunların da ihracatçılarımız için önemli potansiyel olduğunu söylememiz gerekiyor. Tarımsal üretimin kalitesinin arttırılması, tüketici sağlığı açısından güvenilir gıda arzı yönüyle de önemli.”

“TÜRKİYE GIDA BAKIMINDAN DIŞ TİCARET AÇIĞI OLMAYAN BİR ÜLKEDİR”

Eker, 2014 yılında Türkiye’nin tarım sektörü yaklaşık 62 milyar dolar Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) ile dünyadaki 190 ülke içerisinde 7. sırada yer aldığını açıklayarak, “Türkiye, AB üyesi ülkeler içerisinde de bu hacimle 1. sıraya yükselmiş durumda. Bunun 20 milyarlık kısmını biz ihraç ediyoruz. Türkiye gıda ve tarım sektöründe net ihracatçı bir ülkedir. Türkiye gıda bakımından dış ticaret açığı olmayan bir ülkedir. Nüfusumuzun yüzde 23’lük kısmı da hala tarım sektöründe çalışıyor. Tarım sektörü bu yüzden de önemli bir sektör halinde. Bu sahada çalışan tüm kuruluşları biz partner ve paydaş olarak görüyoruz. Bu amaçla bir araya geldiğimiz ve sektörün sorunlarını konuşmayı amaçladığımız bu toplantının da hayırlara vesile olmasını diliyorum” diye konuştu.

Eker, İsrail’in Türkiye mallarına yönelik boykotuna karşılık Türkiye’nin de İsrail mallarını boykot edilip edilmeyeceğiyle ilgili soruya, “Bizim İsrailli vatandaşlarla bir sorunumuz yok. İsrail yönetimi zalimce bir tavır sergiliyor. Böyle bir boykotun olduğuna yönelik bilgim yok. Zaten bizim İsrail’e ihracatımız 236 milyon dolarken, ithalatımız 41 milyon dolar. Bu yüzden Türkiye’nin aleyhine bir durum söz konusu değil” diye yanıtladı.

“HEDEFİMİZ 60 MİLYAR DOLAR”

TİM Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyükekşi de toplantı öncesinde Bakan Mehdi Eker’e desteklerinden dolayı teşekkür ederek, “Toplam ihracat içindeki 20 milyar dolarlık gıda ve tarım oranını hedefimiz olan 60 milyar dolara çıkartmak istiyoruz. İnşallah bu toplantı da Türkiye ihracatına katkı sağlayacak” dedi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Osman Küncü, minibüsün çığ altında kaldığı günü anlattı Van-Bahçesaray karayolunda yaklaşık 4.5 ay önce çığ altında kalan minibüsün sahibi, yol açılınca yakınları ile bölgeye geldi. Van’da 133 gün önce Bahçesaray yönüne ilerleyen Osman Küncü yönetimindeki minibüs ile Temir Sabırlı yönetimindeki hafif ticari kamyonette bulunan toplam 10 kişi, 3 bin rakımlı Karabet Geçidi inişinde kar ve tipiye yakalandı. Mahsur kalanlar, ekiplerden yardım istedi. Çığ riski nedeniyle ulaşıma kapatılan bölgeye ekipler ulaşamayınca, araçları terk eden 10 kişi, 9 kilometrelik yolu yaya olarak yürüyüp, ilçeye ulaştı. Terk edilen 2 araç ise daha sonra çığ altında kaldı. Bölgeye gelen araç sahipleri, minibüs ve hafif ticareti aracı küreklerle kurtarmaya çalıştı. Temir Sabırlı, beraberindekiler ile birlikte karayolları ekiplerinin yardımı ile çığ altında kalan aracını kurtarırken, Osman Küncü ise çığ minibüsünü şarampole yuvarlandığı için bir şey yapamadı. İlerleyen günlerde hava şartlarının kötüleşmesi sonucu yol tamamen trafiğe kapandı. Yaklaşık 4.5 aydır kapalı bulunan yol, Perşembe akşamı ulaşıma açıldı, araç trafiğine Cuma günü izin verildi. İsmail Küncü ve beraberindeki yakınları yolun açılmasıyla 4.5 aydır çığ altına minibüsünün yanına geldi. İçerisinde bulunan bazı malzemeleri çıkarırken, minibüsün çıkarılması için yetkililerden yardım talebinde bulundu. Aracı çığ altında kalan İsmail Küncü, 4.5 ay önce yaşananları anlattı. Bahçesaray denildiğinde 4-5 Şubat 2020 yılında meydana gelen ve 42 kişinin hayatını kaybettiği çığ faciasının aklına geldiğini ifade eden Küncü, "Olay halen ilk günkü gibi taze. Orada şehit olanlara Allah’tan rahmet, kederli ailelerine sabır diliyorum. 22 Aralık 2023 tarihinde saat 13.20 sularında Van’dan Bahçesaray’a hareket ettik. Karabet Geçidi’ne geldiğimde kar yağışı ve tipi başladı. Bu alana geldiğimizde iki araçtan birinin kara saplandığını gördük ve onu çıkarmaya çalıştık. Onu çıkardığımız sırada önümüze çığ düştü. Çığ düşünce burada mahsur kaldık. Bizde araçlarımızı bırakıp yaya olarak Bahçesaray’a gittik. Bizden sonra gelen çığlar aracımı aşağı sürükledi. Yaklaşık 4.5 aydır aracım kar altında bekliyor" dedi. "Aracımın burada olması uykularımı böldü" Resmi olarak yolun bu gün açıldığını ifade eden Küncü, "Kaymakam beyden izin bekliyorum. İzin veremeden aracımı çıkaramam. Burada halen çığ tehlikesi olduğundan dolayı kaymakam beyin iznini bekliyoruz. Yol açılınca aracımın durumunu merak ettim ve buraya geldim. Acaba yerinde duruyor mu, yoksa daha aşağıya kaymış mı. Aracım çığ altına kaldıktan sonra zaman zaman geldim. Belki 20 seferden fazla geldim. Aracımın burada olması uykularımı böldü, çoğu geceleri uyuyamadım . Aracımı buradan kendi imkanlarımla çıkaramam. Büyük bir masraf ister. İnşallah yetkililer yardımcı olur" diye konuştu.
Samsun Vezirköprü Geleneksel Çocuk Oyunları Şenliği Samsun’un Vezirköprü ilçesinde İlkokullarda Fiziksel Etkinlikler(İFET) ve Geleneksel Çocuk Oyunları Şenliği (GÇOŞ) kapsamında düzenlenen yarışmalarda ilçe birincileri belli oldu. 30 Nisan ve 2 Mayıs 2024 tarihlerinde Okul Sporları Faaliyet Programı’nda yer alan İlkokullarda Fiziksel Etkinlikler ve Geleneksel Çocuk Oyunları Şenliği İlçe Birinciliği Vezirköprü Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü Köprülü Mehmet Paşa Spor Salonunda gerçekleştirildi. Geleneksel oyunları unutmamak adına düzenlenen yarışmalara ilçedeki ilkokullardan yoğun bir katılım oldu. Toplamda bin 100 öğrenci ve 78 sınıfın katıldığı ilçe birinciliği yarışmaları izleyenlere keyifli anlar yaşattı. 1-2-3 ve 4. sınıfların yer aldığı İlkokullarda Fiziksel Etkinler (İFET), her sınıf düzeyi için belirlenen oyunlar ile yapıldı. 1.sınıflar El Değdirerek Bayrak Koşusu, 2.sınıflar Dairesel Bayrak Koşusu, 3.sınıflar Çift Ayak Atlama 4. sınıflar Fasulye Torbası Atma oyununda yarıştılar. 5-6-7 ve 8. Sınıfların yer aldığı Geleneksel Çocuk Oyunları şenliğinde ise 5.sınıflar Yağ Satarım Bal Satarım, 6.Sınıflar Mendil Kapmaca, 7.Sınıflar Kaleli Yakan Top, 8.Sınıflar Halat Çekme oyunlarında yarıştılar. Şenliklere katılarak yarışmaları izleyen ilçe kaymakamı Özgür Kaya ve Belediye Başkanı Av. Murat Gül, yarışmaların sonrasında çocuklarla bir araya gelerek sohbet ettiler. Ödül törenine Vezirköprü Kaymakam Özgür Kaya, Vezirköprü Belediye Başkanı Av. Murat Gül, İlçe Milli Eğitim Müdürü Resul Özata, İlçe Milli Eğitim Şube Müdürleri Burak Akça, İbrahim Sezer ve Murat Güven, Vezirköprü Gençlik ve Spor İlçe Müdürü Mehmet Uyar katıldı. Toplamda 240 öğrenciye ve okullara ödülleri dağıtıldı. Vezirköprü Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü Mehmet Uyar, "Birinci olan okullar Samsun’da düzenlenecek olan İFET ve GÇOŞ yarışmalarında ilçemizi temsil edecekler. Okullarımıza başarılar diler, katılım sağlayan okullarımıza da teşekkür ederiz" dedi.
Gaziantep Baklava yapımını kolaylaştıran makineler talep görüyor Baklava üretiminin kalbi olan Gaziantep’te, baklavacı makinesi tamir ve satışı yapan usta Mehmet Cihan, baklava yapımını kolaylaştıran makinelerine olan ilginin son zamanlarda arttığını belirtti. Geleneksel tatlı baklavanın üretim sürecini hızlandıran ve daha az emek gerektiren bu makineler, hem ev kullanıcıları hem de profesyonel üreticiler tarafından tercih ediliyor. Usta Cihan, Makinelerin, baklava yapımında en zorlu adımlardan biri olan yufka açma işlemini otomatikleştirdiğini ve bu sayede, daha hızlı ve standart kalitede üretim yapmanın mümkün olduğunu ifade etti. Baklava sektöründe yaşanan bu teknolojik gelişme, Gaziantep’teki baklavacıların işlerini büyütme ve daha geniş pazarlara ulaşma şansını artırıyor. “Baklavacılar için büyük bir avantaj oldu” Baklava makinesi hakkında bilgi veren Cihan, “Çocukluğumdan beri tamir işlerine ilgim vardı. Önce baklavacı ustasıydım. Yanıma gelen baklava makinası yapan ustaların eline bakarak makine tamirciliği mesleğini çözdüm. Türkiye’nin yüzde 50’sine hizmet vermekteyiz. Sahada çalışanlarımız var. Baklavacılıkta makine tamircisi eksikliğini gördüm. En iyi şekilde makine tamirciliği yapmak istedim. Bu makineler tatlı ve baklava yapıyor. Baklavacılar için büyük bir avantaj oldu. Süre sıkıntısı yaşamadan baklavayı kısa sürede yapmayı kolaylaştırıyor. Ramazan öncesi ve ramazan sonrası baklava makinesine ilgi çok fazlaydı. Bu yoğunluk hala devam ediyor. Çünkü baklavacı ve tatlıcılar için büyük bir avantaj bu makineler” diye konuştu.
Ankara Palandöken: “Perakende yasası tüketiciyi enflasyondan korur” Enflasyonla mücadeleden randıman alabilmek için Perakende Yasası’nın zaman kaybedilmeden düzenlenmesi gerektiğini ifade eden TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Perakende yasası tüketiciyi enflasyondan korur. Herkes kendi işini yaparsa rekabet edebilme şansı doğar” dedi. Herkesin kendi işini yaparak rekabet edebilme şansı olması gerektiğinin altını çizen Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Tedbirin en başta alınması lazım. Yani göç yolda düzelir mantığı bu enflasyonun baskılanmasına, yapılan bu kadar çalışmanın heba olmasına mani olamıyor. Herkes kendi işini yapacak ve rekabet edebilme şansı olacak. Esnafı siz mağazanızda tezgâhtar, çiftçiyi tarlada işçi yaparsanız, enflasyonun önlenmesi ile ilgili tedbirleri yasal zorunluluk haline getirmezseniz her şey heba olur. Yazın deniz malzemesi, ilkbaharda badana, boya, hırdavat malzemesi, sonbaharda okulların açılmasıyla birlikte kırtasiye malzemesi gibi 415 meslek dalını ilgilendiren tüm ürünler tek bir yerde satılırsa fiyatların düşmesini beklemek gerçekçi olmaz. Yapılacak şey belli. Anayasa’nın 173. Maddesinde belirtildiği gibi devletimiz esnaf ve sanatkarı koruyucu tedbirleri vakit kaybetmeden almalıdır” diye konuştu. “Mesleki eğitime önem verilmesi baba ocağında olur” Usta çırak ilişkisinin ve Ahilik kültürünün olmadığı sistemde enflasyonla mücadelenin mümkün olmadığını ifade eden Palandöken, “Esnafın çalıştığı alanlardaki tüm iş kollarında usta çırak ilişkisinin olmadığı yerlerde fiyatları aşağı çekmek mümkün değil. 900 yıldır süregelen Ahilik felsefesinin temel amacında ben siftah ettim komşum etmedi deyip ona iş göndermek, alışveriş için yönlendirmek var. Eğer bunun gibi kaliteli ve vasıflı ticaret olmazsa tekelci zihniyetle fiyatlar her gün biraz daha artar. Çünkü tek bir tuşla tüm vilayetlerdeki fiyatları kontrol edebiliyorlar. Konuyla ilgili yapılan çalışmalar var ancak mesleki eğitime önem verilmesi baba ocağında olur. Verilen hizmetin Ahilik kültürüne uygun bir şekilde, çırak-kalfa-usta yetişmesine katkı sağlaması hem kültürümüz açısından hem de enflasyonla mücadele açısından çok önemli” şeklinde konuştu.