POLİTİKA - 04 Mart 2017 Cumartesi 14:06

Bakan Fikri Işık: 'Almanya ve Hollanda’nın tavrını anlamak mümkün değil'

A
A
A
Bakan Fikri Işık: 'Almanya ve Hollanda’nın tavrını anlamak mümkün değil'

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Almanya ve Hollanda’nın bakanların referandum etkinliklerine izin vermemesine sert tepki göstererek, "Almanya ve Hollanda’nın tavrını anlamak mümkün değil. Bunlar her fırsatta Türkiye’ye demokrasi dersi veren ülkeler. İfade özgürlüğü deyip kıyamet kopartıyorlar. Faşist bir uygulamadır" dedi.

Kocaeli ve Sakarya’da görev yapan medya kuruluşlarının temsilcileri ile bir araya gelen Milli Savunma Bakanı Fikri Işık önemli açıklamalarda bulundu. Almanya ve Hollanda'nın tavrıyla ilgili konuşan Bakan Fikri Işık, "Orada yaşayan 3 milyon insanımız referandumda oy kullanacak. Propaganda hakkı, bilgi edinme hakkı demokratik bir hak değil mi?

Bunu hangi gerekçe ile son dakikada iptal ediyorsunuz. Sayın bakanlara verilmeyen izin sayın Baykal’a veriliyor. Bunu anlamak mümkün değil. Almanya ve Hollanda’nın zannediyorum iç politikası ile ilgili. Her iki ülkede de yakın zamanda seçim var. Maalesef bu noktada kendi iç kamuoyuna yönelik bir hareket içindeler. Bu biraz seçimlere yönelik seçmene mesaj. Avrupa’nın bugüne kadar savunduğu demokratik değerler ile taban tabana zıt olduğunun bir göstergesi. Her konuda bize Avrupa’yı örnek gösterenler eminim ki bundan ders çıkartıyorlardır. Avrupa’da son zamanda hızlı bir şekilde içe kapanma yaşanıyor. Avrupa siyasetinde maalesef aşırı uçlar güçlenmeye devam ediyor. Bunun hem Avrupa için, hem de Avrupa değerleri açısından büyük bir tehdit olduğunu söylememiz lazım. Bundan daha büyük bir tehdit bunların önünü almak için merkez partilerin onlardan daha radikal bir tavır belirlemiş olması. Almanya’da bir iktidar var. Güçlü bir merkez iktidar. Bu kadar güçlü bir merkez iktidar, Avrupa değerleri diye sunulan değerleri bize yasaklarsa bunun inandırıcılıklarını nasıl sağlayacaklar. Faşist bir uygulamadır. Türkiye Cumhuriyeti bakanı veya siyasi parti temsilcisine tanımadığınız propaganda hakkını terör örgütü PKK’ya tanıyacaksınız sonra da ‘Türkiye bizim dostumuzdur’ diyeceksiniz. Bu mümkün mü? Şu anda maalesef Avrupa’nın hemen hemen bütün ülkelerinde PKK her türlü propaganda faaliyetini hatta daha ilerisi haraç alma faaliyetini sürdürecek, buna karşılık siz hiç bir şey yapmayacaksınız" diye konuştu.

"Ben MHP’nin tavrında bir değişiklik beklemiyorum"

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Barzani’nin ziyaretinin ardından yaptığı eleştiriyi değerlendiren Bakan Fikri Işık, "Sayın Bahçeli’nin Anayasa değişikliği teklifini desteklemesi, AK Parti’nin bütün politikalarını benimsediği olarak değerlendirilemez. Türkiye’de sistem tıkanma noktasına geldi. Bir gövdede iki baş oluştu. Parlamenter sistemin köküne tuz ruhunu döken CHP oldu. 2007’de 367 garabetini bu milletin başına saran CHP’dir. 367 garabetini bu milletin başına bela eden ve parlamenter sistemi rafa kaldıran CHP’nin kendisidir. Bu iki başlılığın sürdürülmesinin mümkün olmadığını sayın Bahçeli de gördü. Daha önce birbirimizi karşılıklı sert bir şekilde eleştirdik, doğru ama sayın Bahçeli’nin ülkenin geleceği konusundaki hassasiyetini kimse inkar edemez. Bunu da ortaya koydu sayın Bahçeli. Elbette süreç içinde yol kazaları olur, yanlış anlamalar olur. Bunlarda oturulur konuşulur. Ben bu konuyu da yol kazası olarak değerlendiriyorum. Sayın Başbakanımız ile Sayın Bahçeli bu yol kazasını giderirler. Ben MHP’nin tavrında bir değişiklik beklemiyorum" diye konuştu.

"CHP’nin kendini kurtarma savaşıdır"

Cumhuriyet Halk Partisi’nin referandum sürecini, ‘Kurtuluş Savaşı’ olarak görmesini de değerlendiren Bakan Fikri Işık, "CHP’nin bu işi bir Kurtuluş Savaşı olarak lanse etmesini CHP açısından anlamak mümkün. Bu sistem hayata geçtiğinde hükümet olmak için halkın yüzde 50’sinin oyunu almanız gerekiyor. Bu yüzde 50 desteği CHP tarihine bakın hiç alamadılar. Hele hele Kemal Kılıçdaroğlu ile beraber yüzde 25’in altına CHP sabitlendi. Böyle bir sistem kabul edilirse, bugünkü CHP’nin bir daha iktidar olma şansı yok. Onun için bunun kabul edilip edilmemesi CHP açısından bir Kurtuluş Savaşı olabilir ama Türkiye için değil. Aslında bu referandum da ‘Evet’ neticesinin çıkması CHP için de hayırlı olacak. Bu referandum kabul edilirse CHP’de de bir değişim olacak. Sadece seçim dönemleri üslubu ayarlama, milletin ayağına gitme, milletin değerleri ile buluşma, ayakkabılı, ayakkabısız eve girme, cenaze namazında kenarda beklememe CHP’nin her seçimde seçmenle iletişim kılavuzu vardır ya bunu artık CHP içselleştirmek zorunda olacak. Başka türlü yüzde 25 bandını aşması mümkün değil. Onun için CHP’de bir değişim başlayacak. CHP’yi bir ele geçiren bir daha o koltuğu bırakmıyor. CHP açısından bir kurtuluş savaşı olabilir. Ama CHP yönetiminin kendini kurtarma savaşıdır" şeklinde konuştu. 

İsmail Gündüz - Refik Fidan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Khan “Pakistan ve Türkiye bir millet iki devlet” Düzce Üniversitesi Uluslararası Ofis Koordinatörlüğü tarafından düzenlenen “Türkiye Pakistan İlişkileri” adlı programda Pakistan Elçiliği Müsteşarı Qazi Saleem Ahmed Khan, Düzce Üniversitesi öğrencileriyle bir araya geldi. İstiklal Konferans Salonu’nda program öncesinde Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir’i ziyaret eden Qazi Saleem Ahmed Khan, Rektör Sözbir’le görüşme gerçekleştirdi. Daha sonra “Türkiye Pakistan İlişkileri” adlı programa geçildi. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Düzce Üniversitesi Uluslararası Ofis Koordinatörü Doç. Dr. Sibel Bayram, Pakistan Elçiliği Müsteşarı Qazi Saleem Ahmed Khan’a davetlerini kabul ederek Düzce Üniversitesi’ne geldiği için teşekkür etti. Ülkemizin, Pakistan’ı resmi olarak tanıyan ülkelerin başında geldiğini belirten Doç. Dr. Sibel Bayram, her iki ülke arasındaki ziyaretler ve anlaşmalarla bu dostluk ilişkisinin daha da güçlendiğini ifade etti. Geçmişten günümüze iki ülkenin tarihi ilişkilerinden söz eden Doç. Dr. Bayram, iş birliğini daha da geliştirmek istediklerini söyledi. Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, “Türkiye Pakistan İlişkileri” programına katılım sağladığı için Pakistan Elçiliği Müsteşarı Qazi Saleem Ahmed Khan’a teşekkür ederek sözlerine başladı. Üniversite olarak Pakistan Büyükelçiliği’ni ziyaret ettiklerini dile getiren Sözbir, iyi bir köprü kurarak ilişkileri geliştirmek ve öğrenci sayısını artırmak istediklerinin altını çizdi. Proje üretimi ve birlikte program düzenleme gibi birçok noktada ortak çalışmanın önemi üzerinde duran Sözbir, programın hayırlı olmasını temenni etti. Konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet edilen Pakistan Elçiliği Müsteşarı Qazi Saleem Ahmed Khan, çok değerli bir konuda program düzenlendiğini ifade ederek, her iki ülke arasındaki tarihi mirasın yüz yıllara dayandığını belirtti. Ortak din ve inanca sahip Pakistan ve Türkiye için en iyi tanımın “Bir Millet İki Devlet” olduğunu söyleyen Qazi Saleem Ahmed Khan, kalpten kalbe bir ilişkisi olan iki ülkenin bayraklarındaki ay yıldız sembolünün de aynı olduğunu sözlerine ekledi. İki ülkenin en zor zamanlarında birbirine yardımcı ve destek olduğuna işaret eden konuk Müsteşar; ekonomik ve sosyal bağların daha da güçlendiğini, Türkiye ve Pakistan üniversiteleri arasındaki ilişkilerin de geliştirilmesinin önemini dile getirerek programın düzenlemesinde emeği olan herkese teşekkür etti. “Türkiye Pakistan İlişkileri” adlı program, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir tarafından Pakistan Elçiliği Müsteşarı Qazi Saleem Ahmed Khan’a hediye takdimiyle son buldu.