GÜNDEM - 08 Nisan 2021 Perşembe 12:56

Bakan Karaismailoğlu: 'Kanal İstanbul’un önemi ve aciliyeti görülecektir'

A
A
A
Bakan Karaismailoğlu: 'Kanal İstanbul’un önemi ve aciliyeti görülecektir'

Bakan Karaismailoğlu, “İstanbul, Dünya ticaretinin odak noktalarından birisi olmaktadır. Bugün 12 milyar ton olarak gerçekleşen ticaret hacminin \% 90’ı deniz yolu ile taşınıyor. Dünya ticaret hacminin 2030’da 25 milyar, 2050’de de 90 milyar ton olarak gerçekleşeceğini öngörmekteyiz. Dünyada büyüyen ticaret hacmi ve gelişen ticaret yolları dikkate alındığında Kanal İstanbul’un önemi ve aciliyeti görülecektir” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz ve Karadeniz Bölgeleri (İMEAK) Deniz Ticaret Odası'nın (DTO) Tuzla'da bulunan Piri Reis Üniversitesi Konferans Salonu'nda gerçekleşen Nisan Ayı Meclis Toplantısı'na katıldı.

2003 yılından bugüne, denizcilikte kat edilen mesafeyi ifade eden Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “Değerli Sektör Temsilcileri, bildiğiniz üzere son 19 yılda tersane sayımızı 37’den 84’e çıkardık. Gemi imalatımızdaki yerlilik oranını, \% 60’dan, \% 80 bandına çıkarmayı hedefliyoruz. 500 Groston üzeri gemilerle ilgili gemi geri dönüşüm verilerine göre, Türkiye 2019 yılında 1,1 milyon groston ile Avrupa’da lider, Dünya’da da 3. sırada yer almıştır. Bu miktar, 2020 yılında 1,5 milyon grostona çıkmıştır. Dünyanın önde gelen yat imalatçısı olan ülkemiz, 2020 yılı mega yat projelerinde, Dünya’da 3. sırada yer almaktadır.
Limanlarımızdaki yük, yolcu ve ticaret verileri de şu şekildedir; 2003’de limanlarımızda elleçlenen yük miktarı 190 milyon tondan, tam 496 milyon tona çıkardık. Aynı dönemde 2,5 milyon ton olan elleçlenen konteyner miktarını, 4,5 kattan fazla artırarak, 11,6 milyon tona yükselttik. Kabotaj hattımızdaki yük taşımacılığımızı 59 milyon tona, araç taşımacılığımızı da 10,9 milyona ulaştırdık. Toplam dış ticaretimizde 53 milyar dolar olan denizyolu payını, \% 279 artırarak, 215,8 milyar dolara yükselttik. Türk ticaret filomuz, 2003’te 8,9 milyon dedveyt ton ile 17. sırada iken, bugün 28,9 milyon dedveyt ton ile 15. sıraya çıktık. Denizyolu ile gerçekleşen dış ticaret taşımalarımız 2003’de sadece 149 milyon ton iken, 2020 verilerine göre \% 245 artış ile 365,4 milyon ton olarak gerçekleşti.

Uluslararası düzenli Ro-Ro hatlarında taşınan araç sayısı 2003’de 220 bin 345 iken, 504 bin 752 araca ulaştı. Türkiye’nin toplam dış ticareti içinde deniz yolu değeri, 2003’de 57 milyar dolar iken, 2020 yılı itibariyle, 215,8 milyar dolara yükselttik.

Denizcilik sektörüne son 17 yılda 8,6 milyar liralık ÖTV desteği sağladık. 2020 yılında Dünya konteyner taşımacılığı \% 4 oranında küçülürken, aldığımız tedbirlerle küçülmemiş, hatta artmıştır.
Bir yılı aşkındır tüm Dünya’yı etkisi altına alan pandemi sürecinde, istihdam özeni gösterirken, lojistik pandemi kurallarını üst seviyede uyguladık. Pandemi süresinde, gemi insanı ve diğer sektör çalışanlarını ‘kilit çalışan’ ilan ederek, kısıtlamalardan muaf bir şeklide işlerimizi aksatmadan sürdürdük.
Gemi yenilemelerine de büyük önem veriyoruz. Hurdaya ayrılan Türk bayraklı gemilerin yerlerine Yeni Gemi İnşa Edilmesinin Teşviği Yönetmeliği’ni hazırladık. Yayınlanacak yönetmelikle, en yaşlı gemilerden başlamak üzere, yeni inşa edilecek yılda 5 gemiye ortalama 5 milyon lira teşvik vereceğiz. Bu desteğimizle hem kabotaj hattında çalışan gemilerimizi yenilemiş olacağız ve hem de gemi inşa ve geri dönüşüm sanayine ivme kazandırmış olacağız. Bunun yanında Marmara Denizi’nde kabotaj taşımacılığı yapan küçük tekneler yerine inşa edilecek gemilere de destek vereceğiz. Gemi adamlarımızın yetiştirilmesi konusunda armatörlerimizden, gemilerindeki Türk gemi adamı istihdamını artırmalarını bekliyoruz. Danimarka, Hong Kong ve Norveç ile imzaladığımız karşılıklı gemi insanı tanıma anlaşmalarıyla, Dünya deniz ticaret filosunda ilk 20’de yer alan bu ülkelerin gemilerinde gemi adamlarımız çalışabilecek. Yeni ülkelerle görüşmelerimiz devam etmektedir. Denizcilik eğitimi konusunda Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptığımız işbirliği neticesinde belirlediğimiz 6 adet proje lisesinde İngilizce dil öğreniminin yanı sıra mesleki bilgi ve beceriler de kazandıracağız. Buralardan mezun olan gençlerimizi yerli ve yabancı gemilerde istihdam imkanı tanıyacağız.

Deniz kazalarındaki insan faktörünü azaltmak amacıyla, gemi adamlarımızın modern bir eğitim merkezinde yetişmeleri amacıyla Deniz Emniyeti Eğitim Merkezi’ni hayata geçireceğiz. Fizibilite projesine bu ay başlayacağımız eğitim merkeziyle deniz eğitiminde dışa bağımlılığı azaltacağız.

Bakan Karaismailoğlu: 'Kanal İstanbul’un önemi ve aciliyeti görülecektir'

Bayan deniz öğrencilerimizin staj imkanlarını artırmak amacıyla, 12 deniz işletmemizle, Fırsat Eşitliği, İyi Niyet ve İşbirliği protokolü imzaladık. Önümüzdeki dönemde bu projenin kapsamını genişleteceğiz. 2023 yılına kadar 1 Milyon Amatör Denizci Projemiz, pandemi şartlarına rağmen ilerliyor. Projede bugüne kadar 832 bini aşkın amatör denizci belgesi verdik. Hedefimize vaktinden önce ulaşacağız. Mavi Vatandaki arama ve kurtarma sorumluluk sahamızı Doğu Akdeniz’de faaliyet gösteren milli gemilerimizin arama sahalarını da ekledik. Uluslararası Uydu Tabanlı Deniz ve Hava Arama Kurtarma Sistemimize, sanal uydu sinyal verici simülatörünü ekledik. Bu sistem Dünya’da sadece 3 ülkede vardır. Gürcistan, Ukrayna, İran, Irak ve Afganistan'a arama ve kurtarma kapsamında koordinatör ülke olarak hizmet veriyoruz. Ankara’daki Ana Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezi’mizi dünya standardında bir merkez haline dönüştürüyoruz. Bilgi ve iletişim imkanlarıyla denizciliğimizdeki dijitalleşme sürecini hızlandırdık. Sicil İşlemleri, Teknik Kütük işlemleri, Bağlama Kütüğü İşlemleri ve Gemi İsim İşlemleri yapılan eski yazılımları, yeni altyapısı ile tek çatı altında, UMURBEY yazılımı ile birleştirdik. Gemi ve su araçları için tüm işlemleri e-devlet sistemi üzerinden yapılmaktadır. Artık vatandaşlarımız bu işlemler için liman başkanlıklarına gitmek zorunda değildir. Türk Bayraklı gemilerimizin yabancı ülke limanlarında geçirdikleri liman devleti denetimlerinde tutuklanma yaşamadan ticari faaliyetlerinde gecikme yaşamalarının önüne geçilmesi amacıyla Pandemi nedeniyle yaşanan zorluklara rağmen 1110 denetim gerçekleştirdik. Paris Memorandum tarafından yayımlanan verilere göre, beyaz bayrak devlet sıralamasında, 7 basamak çıkarak 25.nci sıraya yerleştik. 2020’de de bu başarı sürdürülmüş ve tarihin en düşük tutulma sayısını elde ettik. Bu başarılar sayesinde Türk Bayraklı gemilerimizin denetim bürokrasisi ve bekleme süreleri kısaldı. Yat üretiminde Dünya’da önemli bir yere sahibiz. 2021 yılında yürürlüğe girecek Yat Kod ile 2023 yılında Türk Bayraklı yat üretimini artıracağız. Denizcilikte taşra teşkilatımızın organizasyon yapısında verimliliği artırmak amacıyla yenilikler yapacağız.

Denizde seyir emniyeti, can, mal ve çevre güvenliğinde gemi takip ve izleme sistemleri hayati önem taşımaktadır. 2003’de Boğazlarımızda, 2016’da İzmit Körfezi’nde, 2018’de İzmir Körfezi’nde ve son olarak 2019’da Mersin’de hizmete aldığımız sistemleri yerli sistemlerimizle yeniliyoruz. Yerli ve milli yazılımlarımız, yakın zamanda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Doğu Akdeniz’i kapsayacak olan Doğu Akdeniz Gemi Trafik Hizmetleri Projesi için kullanılacaktır. Bunun yanında Marmara Denizi’nin tamamını gemi trafik hizmetleri kapsamına alacağız. 5 adet yeni trafik gözetleme istasyonu vasıtasıyla 2 yeni hizmet sahası oluşturulacak. Bu çalışma ile, yakında yapımına başlayacağımız Kanal İstanbul da gemi trafiğinde izlenebilecektir. Boğazlardan geçen gemilerin denetimi ile birlikte tehlikeli yük miktarının istatistiki verileri tespit edilecek.
Temiz Denizlerde Emniyetli Denizcilik bilinci ile, denizi ve deniz çevresini korumak önceliklerimiz arasındadır. Bu amaçla, Tekirdağ’da 110 bin metrekarelik alana kurmuş olduğumuz ve ülkemizin prestij kaynağı olacak Ulusal Deniz Emniyeti Merkezi’ni kurduk. 2020 yılında petrol kirliliğine müdahale ekipman ve malzemesi ile donatarak mevcut kapasitemizi önemli oranda artırdık. Yat Limanlarında Güneş Enerjisi Sistemi Kurulması Projesi’ni en kısa sürede hayata geçireceğiz. Bu projeyle, yat limanlarının elektrik enerjisi ihtiyacının büyük bir bölümü kurulacak güneş enerjisi panelleriyle karşılanacak ve tesislerin enerji verimliliği artırılarak çevreye daha duyarlı hale gelmesi sağlanacaktır. Bunun yanında, denizcilik sektöründen kaynaklanan zararlı emisyonların azaltılması ve yeşil denizciliğin desteklenmesine yönelik AB Katılım Öncesi Yardım Aracı programı çerçevesinde AB’ye sunduğumuz projemiz ilk aşamayı tamamlamıştır. Proje kapsamında, gemilerimizde ve limanlarımızda çevre dostu, sürdürülebilir ve güvenli taşımacılık için kullanılacak yenilikçi teknolojilere finansal destek mekanizması oluşturulması planlanmaktadır. Denizcilik sektörümüze 52,5 milyon eurosu hibe, 150 milyon eurosu kredi olmak üzere toplam 202,5 milyon euro finansman sağlanması hedeflenmektedir. Oluşturulacak mekanizma ile düşük emisyonlu, alternatif yakıtlar ile çalışacak yeni gemilerin inşası veya konvansiyonel yakıtlarla çalışan mevcut gemilerin dönüşümü, liman tesislerinde liman elektriği gibi altyapıların kurulması ile sürdürülebilir enerji kullanımına yönelik çalışmaların desteklenmesi, LNG, Bio-LNG, Methanol, Yeşil Hydrojen ve Amonyak ile ilgili yakıt istasyonlarının kurulması gibi projelere finansal destek sağlanabilecektir” dedi.

“Dünyada büyüyen ticaret hacmi ve gelişen ticaret yolları dikkate alındığında Kanal İstanbul’un önemi ve aciliyeti görülecektir”

Konuşmasının devamında Bakan Karaismailoğlu, “Süveyş Kanalı’nda dev bir konteyner gemisinin kaza yaparak kanalı kapatması, Dünya üzerindeki kıtalararası önemli yol güzergahlarından Güney Koridoru sekteye uğratmıştır. Bu kaza ile aynı zamanda, kıtalararası diğer önemli yol güzergahlarını bir kez daha gündeme getirmiştir. Şunu öncelikle ifade etmek isterim ki, Tarihi İpek Yolu’nun canlandırılması için stratejik önem taşıyan ve Türkiye’den başlayarak, Kafkaslara, oradan da Hazar Denizi’ni aşarak Türkmenistan ve Kazakistan’ı takiben Orta Asya ve Çin’e ulaşan Orta Koridorun önemi bir kez daha anlaşılmıştır. Türkiye’nin önemli kilit noktası olan Orta Koridor, Süveyş Kanalı’nı takip eden Güney Koridora göre ulaşım süresi yaklaşık 15 gün daha kısadır. Diğer yandan yine Orta Koridor, Kuzey Koridora göre daha hızlı, ekonomik ve 2 bin kilometre daha kısadır. Bütün bu değerlendirmeler gösteriyor ki, Ülkemiz, Uzakdoğu’dan Avrupa’ya uzanan en hızlı, en güvenli, en kısa ve ekonomik bir hat üzerinde güçlü bir geçiş ve lojistik merkezi olmaktadır. Bunlara ek olarak, Karadeniz ve Hazar Denizi Havzalarının enerji ve yük potansiyeli ile birlikte, Afrika’dan doğacak üretimi ve tüketim potansiyeli, Akdeniz, Ege ve Marmara Denizi ile birlikte Türk Boğazlarının stratejik önemini artırmaktadır. Karadeniz ve Hazar Denizi’ndeki enerji ve yük hareketliliği Karadeniz ve Ege’deki liman yatırımlarımız bizlere, Orta Koridorun, Kuzey-Güney hattında bulunan İstanbul, Dünya ticaretinin odak noktalarından birisi olmaktadır. Bugün 12 milyar ton olarak gerçekleşen ticaret hacminin \% 90’ı deniz yolu ile taşınıyor. Dünya ticaret hacminin 2030’da 25 milyar, 2050’de de 90 milyar ton olarak gerçekleşeceğini öngörmekteyiz. Dünyada büyüyen ticaret hacmi ve gelişen ticaret yolları dikkate alındığında Kanal İstanbul’un önemi ve aciliyeti görülecektir.

Karadeniz’in bölgesel ticarette artan önemini hepimiz çok iyi biliyoruz. Tuna ve Ren nehri bağlantıları ile birlikte, Baltık ülkelerine hitap eden Köstence limanları ile Karadeniz ticaret havzası haline gelecektir. Ülkemiz de mevcut limanlar Rize-İyidere ve Filyos, gibi diğer liman yatırımlarının yanı sıra Kanal İstanbul ile, Karadeniz’deki güç ve etkinliğini artıracaktır. Bu havzanın Akdeniz ve açık denizlere açılmasında Kanal İstanbul’un önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Lojistik Master Planımız çerçevesinde oluşturduğumuz Talep tahmin modeli doğrultusunda 2050’de boğazlarımızdan yıllık 78 binin üzerinde geminin geçmesi öngörülmekte olup sadece boğazdan bu sayıda geminin geçmesi mümkün değildir. Türk boğazlarında yaşanan kazaları önlemek için her gün yeni önlemler almak zorunda kalıyoruz. Geçtiğimiz ay içerisinde, boğazlarımızdan geçen gemilerde taşınan tehlikeli yüklerin tanımını değiştirdik, böylelikle taşınan yüklerin içerdikleri riske karşı gerekli tedbirler alınabilecektir. Uluslararası Denizcilik Örgütü mevzuatında yer alan tanım artık boğazlarımızda geçerli olacaktır. Bununla birlikte, boğazlarımızdan geçen tehlikeli yüklerin çok daha fazla olduğunu açıklayacağımız istatistiklerde ortaya konulacaktır. Ülkemizin göz bebeği olan boğazlarımızı korumak için her türlü tedbiri almaya devam edeceğiz. Gemi hacimlerinin oldukça büyümesi ve tehlikeli maddelerin bu gemilerle taşınması boğazdaki tehlikenin boyutlarını daha da artırmaktadır. Mevcut İstanbul Boğazının keskin dönüşleri, dip akıntıları ve yoğunlaşacak trafiği ile önümüzdeki dönemde mega kent için büyük tehlikeler meydana getirecektir. Halen ortalama 16 saat süren bekleme süreleri önümüzdeki yıllar kat be kat artacaktır. Bu denli yoğunlaşacak İstanbul Boğazı’ndaki olası bir duraksama ciddi zararlara yol açacaktır. Muhtemel sorunlara karşı, İdeal bir su yolu olarak projelendirilen Kanal İstanbul, aynı zamanda dünyanın lojistik vizyon projelerinden birisi olacaktır. İmar planları tamamlanan Kanal İstanbul’un ihale çalışmaları devam ediyor. Kısa sürede başlayacak güç ve kararlılıktayız” dedi.

Bakan Karaismailoğlu, “3. havalimanını yapmayın, 3. Köprüyü durdurun. Kuzey Marmara otoyolunu yapmayın, hatta 1. Boğaz köprüsü şimdiki adıyla 15 Temmuz şehitler köprüsünü yapmayın, Hidro elektrik santrallerini yapmayın’ şeklindeki dayatmaları unutmadık. O zaman onların dediklerine boyun eğseydik, bugün ne İstanbul Havalimanı, ne Yavuz Sultan Selim Köprüsü, ne Avrasya tüneli, ne filyos limanı ne de Yusufeli Barajımız olurdu. Bizler devlet aklını temsil ediyor ve gelecek nesillerin daha zengin, daha gelişmiş bir Türkiye’de yaşaması için gelişmiş bir altyapıyı kuruyoruz” diye konuştu.

Aykut Zor - Muharrem Çam
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Balıkçılar ‘vatandaş uygun fiyata balık yesin’ diyerek ihracata kısıtlama istedi Akdeniz’de balık avının sona ermesinin ardından denizde kurulu olan çiftliklerde yetiştirilen balıkların fiyatlarında yapılan artışların diğer balıkların da fiyatını yükselttiğini söyleyen balıkçılar, ihracata kısıtlama istedi. Akdeniz’de 15 Nisan’da başlayan av yasağı 15 Eylül’e kadar devam edecek. Av yasağının başlamasından 3 hafta sonra özellikle denizde kurulu olan çiftliklerde yetiştirilen ve balıkların fiyatının belirlenmesinde etkin olarak kabul edilen levrek ve çipura türlerine yüzde 30 civarında zam geldi. Ortada balık fiyatlarının artmasına neden olacak bir gelişme olmadığına değinen balıkçılar, artışa tepki gösterdi ve tavukta olduğu gibi balıkta da ihracatın kısıtlanmasını istedi. 15 Nisan itibarıyla av yasağının başladığını hatırlatan Mersin Balıkçılar Derneği Başkanı Adnan Polat, "Uluslararası avcılık dediğimiz 12 milden sonra avcılığımız serbest, yine balık çeşitliliğimiz sürüyor" dedi. "Şu anda 250 TL’ye satmak zorunda kalıyoruz" Balık çeşitlerinde azalma olduğuna da dikkat çeken Polat, "30-40 çeşit balığımız varken şu an 10-15 çeşide düştü. Tazelik devam ediyor, çipura, levrek özellikle bu kültür balığına halkımız kılçıksız olması sebebiyle çok alıştı. Ancak sabah itibarıyla yüzde 30-40 zam yedik. Normalde 150 liraya aldığımız balık 200 liraya çıktı, 40-50 lira zam getirdiler. Bir hafta öncesine kadar 170 liraya 180 liraya çipura, levrek satıyorduk, şu an 250 liraya satmak zorunda kalıyoruz. Fiyatları duyan müşterilerimizin çoğu geri çekiliyor. ’Ben bir hafta önce 50 liraya aldım, birden 50 lira zam olur mu’ diyorlar" şeklinde konuştu. Polat, çipura ve levrek fiyatlarının diğer balık fiyatlarını belirlemede etken olduğunu, sardalyanın kasasını 300-400 TL’ye aldıklarını ancak onların da 700 TL’ye çıktığını kaydederek ihracatın kısıtlanmasını istedi.
Bursa Başkan Dalgıç: "Mudanyalılar deprem korkusuyla yaşamamalı" Bursa’nın Mudanya ilçesinde muhtemel bir deprem felaketine hazırlıklı olmak amacıyla üç farklı yöntemle çalışma başlattıklarını açıklayan Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, “Öncelikle depreme karşı Mudanyalıların can güvenliğini sağlamak istiyoruz” dedi. Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı ve BGC Yönetim Kurulu üyelerinin ziyaretinde açıklamalarda bulunan Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, deprem riskine karşı ilk olarak Mudanya’nın yapı envanterinin çıkarılacağını söyledi. Halkın can güvenliğini sağlamanın kamunun öncelikli görevi olduğunu ve bu amaçla Mudanya’yı depreme karşı hazırlamak için projeler üretildiğini ifade eden Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, binaların güçlendirilmesi için üç farklı yöntem uygulanacağını kaydetti. Başkan Dalgıç konu ile ilgili olarak şu açıklamayı yaptı; “İlk iş olarak Mudanya’daki yapıların envanterini çıkaracağız. Dönüşümde uygulayacağımız üç farklı yöntemin birincisi, çürük olduğu belirlenen yapıların yıkılarak yerlerine yeşil alan yapılması ve hak sahiplerinin daha güvenli bölgelere taşınması. Yani bir anlamda hem yapı stoğunda seyreltme yapılacak hem de Mudanya’ya yeni yeşil alanlar kazandırılacak. İkinci yöntemimiz yerinde dönüşüm çalışmaları olacak. 8 - 10 katlı yüksek binalara izin vermeden, çürük yapıların yerinde dönüşümünü sağlayacağız. Bir diğer yöntemimiz ise yatırımcı bularak ada bazında gerçek anlamda kentsel dönüşüm çalışmaları yapmak olacak.” Depreme hazırlık çalışmaları kapsamında Güzelyalı mahallesinin daha sorunlu bir bölge olduğunu söyleyen Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, “Bilindiği gibi Alüvyon, akarsular tarafından taşınan kil, kum, çakıl taşı gibi parçaların, suyun akış hızının azalması sonucu birikmesiyle meydana gelen tortulardır. Ne yazık ki Güzelyalı’nın zemini Alüvyon. Bu nedenle Güzelyalı’da zemin çok sıkıntılı. Burada Büyükşehir Belediyesi’nin de desteğiyle mahalle bazında bir kentsel dönüşüm başlatabiliriz” dedi. Mudanya Belediyesi’nin mali durumuna ve kurumsal yapısına ilişkin de bilgi veren Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, açıklamalarını şöyle sürdürdü; “Mali açıdan zor durumdayız ama gerekli dokunuşları yaparak belediye hizmetlerinin aksamadan devamını sağlayacağız. Personel sayımız çok fazla. İller Bankası’ndan ayda 14 milyon TL gelirken, sadece personel maaşı ödemelerimiz 38 milyon TL düzeyinde. 110 bin nüfusa yaklaşık 750 personelle hizmet veriyoruz. Bu sayıyı azaltacağız ve mülk satışlarıyla mali disiplini sağlayacağız. Mudanya Belediyesi’nin 110 milyon SGK, 20 milyon TL de vergi borcu var. Yaklaşık son 25 yıldır gelir getirici hiçbir çalışma yapılmamış. Belediyeye gelir getirici projeler üreteceğiz. Belediyemizin insan kaynakları ve finans departmanları yetersiz. Bunları düzenlerken Mudanya Belediyesi’nde kurumsallaşmayı da sağlayacağız.” Mudanya’nın doğal ve tarihi değerlerinin korunarak gelecek kuşaklara aktarılması gerektiğini sözlerine ekleyen Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, “Çok önemli değerlerimiz var. Sahilleri kullanma hakkının Mudanya Belediye’sine verilmesi için Büyükşehir Belediyesi’nden yetki devri isteyeceğiz. Toplam 45 kilometrelik sahil bandının temizlik, bakım ve işletme hakkını aldığımızda gelir getirici projeler üretebiliriz” dedi. Ziyarette Bursa Gazeteciler Cemiyeti’ne ve Bursa basınına ilişkin bilgi veren BGC Başkanı Nuri Kolaylı da, Bursa basının, özellikle yerel sorunları gündeme taşıyarak yol gösterici nitelikte yayın yaptığına dikkat çekti. Bursa’nın köklü basın kuruluşlarına sahip olduğunu ve en güçlü yerel medyanın Bursa’da görev yaptığını söyleyen BGC Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı, Bursa Gazeteciler Cemiyeti’nin 550 üyesiyle sektöre ve sektörde çalışan basın mensuplarına hizmet ürettiğini, sektörde yaşanan en büyük sorunun ise ’meslek yasası eksikliği’ olduğunu kaydetti. Meslek Yasası eksikliği nedeniyle bilgi birikimine sahip olmayan, basın meslek etik kurallarını bile bilmeyenlerin sektörde istihdam edilebildiğine dikkat çeken BGC Başkanı Kolaylı, "Sektörümüzde ne yazık ki tehdit ve şantaja varan sözde haberlere şahit oluyoruz. Bu kişileri BGC’ye üye almıyoruz, üye ise üyeliklerine son veriyoruz. Başka bir yaptırım uygulayamıyoruz. Rapor halinde detaylarıyla hazırlayarak Ankara’da siyasi parti temsilcilerine sunduğumuz Basın Meslek Yasası TBMM’de görüşülerek kabul edilirse, basının eski saygınlığını kazanması yönünde önemli bir mesafe almış olacağız, tehdit ve şantaja dayalı sözde haberciliği engelleyeceğiz" dedi. Ziyarete Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı’nın yanı sıra, Başkan Vekili Fuat Kars, Başkan yardımcıları İhsan Altıkardeş, Hakan Işıkkent ve Ahmet Akhan, Genel Sayman Tevfik Fikret Sönmez, Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet Ali Ekmekçi, Ersin Yıldıran, Nejat Kırbulut, Musa Öztürk ve Cemal Ekentok ile BGC Genel Sekreteri Sinan Tunç katıldı.