GÜNDEM - 08 Nisan 2021 Perşembe 12:56

Bakan Karaismailoğlu: 'Kanal İstanbul’un önemi ve aciliyeti görülecektir'

A
A
A
Bakan Karaismailoğlu: 'Kanal İstanbul’un önemi ve aciliyeti görülecektir'

Bakan Karaismailoğlu, “İstanbul, Dünya ticaretinin odak noktalarından birisi olmaktadır. Bugün 12 milyar ton olarak gerçekleşen ticaret hacminin \% 90’ı deniz yolu ile taşınıyor. Dünya ticaret hacminin 2030’da 25 milyar, 2050’de de 90 milyar ton olarak gerçekleşeceğini öngörmekteyiz. Dünyada büyüyen ticaret hacmi ve gelişen ticaret yolları dikkate alındığında Kanal İstanbul’un önemi ve aciliyeti görülecektir” dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz ve Karadeniz Bölgeleri (İMEAK) Deniz Ticaret Odası'nın (DTO) Tuzla'da bulunan Piri Reis Üniversitesi Konferans Salonu'nda gerçekleşen Nisan Ayı Meclis Toplantısı'na katıldı.

2003 yılından bugüne, denizcilikte kat edilen mesafeyi ifade eden Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “Değerli Sektör Temsilcileri, bildiğiniz üzere son 19 yılda tersane sayımızı 37’den 84’e çıkardık. Gemi imalatımızdaki yerlilik oranını, \% 60’dan, \% 80 bandına çıkarmayı hedefliyoruz. 500 Groston üzeri gemilerle ilgili gemi geri dönüşüm verilerine göre, Türkiye 2019 yılında 1,1 milyon groston ile Avrupa’da lider, Dünya’da da 3. sırada yer almıştır. Bu miktar, 2020 yılında 1,5 milyon grostona çıkmıştır. Dünyanın önde gelen yat imalatçısı olan ülkemiz, 2020 yılı mega yat projelerinde, Dünya’da 3. sırada yer almaktadır.
Limanlarımızdaki yük, yolcu ve ticaret verileri de şu şekildedir; 2003’de limanlarımızda elleçlenen yük miktarı 190 milyon tondan, tam 496 milyon tona çıkardık. Aynı dönemde 2,5 milyon ton olan elleçlenen konteyner miktarını, 4,5 kattan fazla artırarak, 11,6 milyon tona yükselttik. Kabotaj hattımızdaki yük taşımacılığımızı 59 milyon tona, araç taşımacılığımızı da 10,9 milyona ulaştırdık. Toplam dış ticaretimizde 53 milyar dolar olan denizyolu payını, \% 279 artırarak, 215,8 milyar dolara yükselttik. Türk ticaret filomuz, 2003’te 8,9 milyon dedveyt ton ile 17. sırada iken, bugün 28,9 milyon dedveyt ton ile 15. sıraya çıktık. Denizyolu ile gerçekleşen dış ticaret taşımalarımız 2003’de sadece 149 milyon ton iken, 2020 verilerine göre \% 245 artış ile 365,4 milyon ton olarak gerçekleşti.

Uluslararası düzenli Ro-Ro hatlarında taşınan araç sayısı 2003’de 220 bin 345 iken, 504 bin 752 araca ulaştı. Türkiye’nin toplam dış ticareti içinde deniz yolu değeri, 2003’de 57 milyar dolar iken, 2020 yılı itibariyle, 215,8 milyar dolara yükselttik.

Denizcilik sektörüne son 17 yılda 8,6 milyar liralık ÖTV desteği sağladık. 2020 yılında Dünya konteyner taşımacılığı \% 4 oranında küçülürken, aldığımız tedbirlerle küçülmemiş, hatta artmıştır.
Bir yılı aşkındır tüm Dünya’yı etkisi altına alan pandemi sürecinde, istihdam özeni gösterirken, lojistik pandemi kurallarını üst seviyede uyguladık. Pandemi süresinde, gemi insanı ve diğer sektör çalışanlarını ‘kilit çalışan’ ilan ederek, kısıtlamalardan muaf bir şeklide işlerimizi aksatmadan sürdürdük.
Gemi yenilemelerine de büyük önem veriyoruz. Hurdaya ayrılan Türk bayraklı gemilerin yerlerine Yeni Gemi İnşa Edilmesinin Teşviği Yönetmeliği’ni hazırladık. Yayınlanacak yönetmelikle, en yaşlı gemilerden başlamak üzere, yeni inşa edilecek yılda 5 gemiye ortalama 5 milyon lira teşvik vereceğiz. Bu desteğimizle hem kabotaj hattında çalışan gemilerimizi yenilemiş olacağız ve hem de gemi inşa ve geri dönüşüm sanayine ivme kazandırmış olacağız. Bunun yanında Marmara Denizi’nde kabotaj taşımacılığı yapan küçük tekneler yerine inşa edilecek gemilere de destek vereceğiz. Gemi adamlarımızın yetiştirilmesi konusunda armatörlerimizden, gemilerindeki Türk gemi adamı istihdamını artırmalarını bekliyoruz. Danimarka, Hong Kong ve Norveç ile imzaladığımız karşılıklı gemi insanı tanıma anlaşmalarıyla, Dünya deniz ticaret filosunda ilk 20’de yer alan bu ülkelerin gemilerinde gemi adamlarımız çalışabilecek. Yeni ülkelerle görüşmelerimiz devam etmektedir. Denizcilik eğitimi konusunda Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptığımız işbirliği neticesinde belirlediğimiz 6 adet proje lisesinde İngilizce dil öğreniminin yanı sıra mesleki bilgi ve beceriler de kazandıracağız. Buralardan mezun olan gençlerimizi yerli ve yabancı gemilerde istihdam imkanı tanıyacağız.

Deniz kazalarındaki insan faktörünü azaltmak amacıyla, gemi adamlarımızın modern bir eğitim merkezinde yetişmeleri amacıyla Deniz Emniyeti Eğitim Merkezi’ni hayata geçireceğiz. Fizibilite projesine bu ay başlayacağımız eğitim merkeziyle deniz eğitiminde dışa bağımlılığı azaltacağız.

Bakan Karaismailoğlu: 'Kanal İstanbul’un önemi ve aciliyeti görülecektir'

Bayan deniz öğrencilerimizin staj imkanlarını artırmak amacıyla, 12 deniz işletmemizle, Fırsat Eşitliği, İyi Niyet ve İşbirliği protokolü imzaladık. Önümüzdeki dönemde bu projenin kapsamını genişleteceğiz. 2023 yılına kadar 1 Milyon Amatör Denizci Projemiz, pandemi şartlarına rağmen ilerliyor. Projede bugüne kadar 832 bini aşkın amatör denizci belgesi verdik. Hedefimize vaktinden önce ulaşacağız. Mavi Vatandaki arama ve kurtarma sorumluluk sahamızı Doğu Akdeniz’de faaliyet gösteren milli gemilerimizin arama sahalarını da ekledik. Uluslararası Uydu Tabanlı Deniz ve Hava Arama Kurtarma Sistemimize, sanal uydu sinyal verici simülatörünü ekledik. Bu sistem Dünya’da sadece 3 ülkede vardır. Gürcistan, Ukrayna, İran, Irak ve Afganistan'a arama ve kurtarma kapsamında koordinatör ülke olarak hizmet veriyoruz. Ankara’daki Ana Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezi’mizi dünya standardında bir merkez haline dönüştürüyoruz. Bilgi ve iletişim imkanlarıyla denizciliğimizdeki dijitalleşme sürecini hızlandırdık. Sicil İşlemleri, Teknik Kütük işlemleri, Bağlama Kütüğü İşlemleri ve Gemi İsim İşlemleri yapılan eski yazılımları, yeni altyapısı ile tek çatı altında, UMURBEY yazılımı ile birleştirdik. Gemi ve su araçları için tüm işlemleri e-devlet sistemi üzerinden yapılmaktadır. Artık vatandaşlarımız bu işlemler için liman başkanlıklarına gitmek zorunda değildir. Türk Bayraklı gemilerimizin yabancı ülke limanlarında geçirdikleri liman devleti denetimlerinde tutuklanma yaşamadan ticari faaliyetlerinde gecikme yaşamalarının önüne geçilmesi amacıyla Pandemi nedeniyle yaşanan zorluklara rağmen 1110 denetim gerçekleştirdik. Paris Memorandum tarafından yayımlanan verilere göre, beyaz bayrak devlet sıralamasında, 7 basamak çıkarak 25.nci sıraya yerleştik. 2020’de de bu başarı sürdürülmüş ve tarihin en düşük tutulma sayısını elde ettik. Bu başarılar sayesinde Türk Bayraklı gemilerimizin denetim bürokrasisi ve bekleme süreleri kısaldı. Yat üretiminde Dünya’da önemli bir yere sahibiz. 2021 yılında yürürlüğe girecek Yat Kod ile 2023 yılında Türk Bayraklı yat üretimini artıracağız. Denizcilikte taşra teşkilatımızın organizasyon yapısında verimliliği artırmak amacıyla yenilikler yapacağız.

Denizde seyir emniyeti, can, mal ve çevre güvenliğinde gemi takip ve izleme sistemleri hayati önem taşımaktadır. 2003’de Boğazlarımızda, 2016’da İzmit Körfezi’nde, 2018’de İzmir Körfezi’nde ve son olarak 2019’da Mersin’de hizmete aldığımız sistemleri yerli sistemlerimizle yeniliyoruz. Yerli ve milli yazılımlarımız, yakın zamanda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Doğu Akdeniz’i kapsayacak olan Doğu Akdeniz Gemi Trafik Hizmetleri Projesi için kullanılacaktır. Bunun yanında Marmara Denizi’nin tamamını gemi trafik hizmetleri kapsamına alacağız. 5 adet yeni trafik gözetleme istasyonu vasıtasıyla 2 yeni hizmet sahası oluşturulacak. Bu çalışma ile, yakında yapımına başlayacağımız Kanal İstanbul da gemi trafiğinde izlenebilecektir. Boğazlardan geçen gemilerin denetimi ile birlikte tehlikeli yük miktarının istatistiki verileri tespit edilecek.
Temiz Denizlerde Emniyetli Denizcilik bilinci ile, denizi ve deniz çevresini korumak önceliklerimiz arasındadır. Bu amaçla, Tekirdağ’da 110 bin metrekarelik alana kurmuş olduğumuz ve ülkemizin prestij kaynağı olacak Ulusal Deniz Emniyeti Merkezi’ni kurduk. 2020 yılında petrol kirliliğine müdahale ekipman ve malzemesi ile donatarak mevcut kapasitemizi önemli oranda artırdık. Yat Limanlarında Güneş Enerjisi Sistemi Kurulması Projesi’ni en kısa sürede hayata geçireceğiz. Bu projeyle, yat limanlarının elektrik enerjisi ihtiyacının büyük bir bölümü kurulacak güneş enerjisi panelleriyle karşılanacak ve tesislerin enerji verimliliği artırılarak çevreye daha duyarlı hale gelmesi sağlanacaktır. Bunun yanında, denizcilik sektöründen kaynaklanan zararlı emisyonların azaltılması ve yeşil denizciliğin desteklenmesine yönelik AB Katılım Öncesi Yardım Aracı programı çerçevesinde AB’ye sunduğumuz projemiz ilk aşamayı tamamlamıştır. Proje kapsamında, gemilerimizde ve limanlarımızda çevre dostu, sürdürülebilir ve güvenli taşımacılık için kullanılacak yenilikçi teknolojilere finansal destek mekanizması oluşturulması planlanmaktadır. Denizcilik sektörümüze 52,5 milyon eurosu hibe, 150 milyon eurosu kredi olmak üzere toplam 202,5 milyon euro finansman sağlanması hedeflenmektedir. Oluşturulacak mekanizma ile düşük emisyonlu, alternatif yakıtlar ile çalışacak yeni gemilerin inşası veya konvansiyonel yakıtlarla çalışan mevcut gemilerin dönüşümü, liman tesislerinde liman elektriği gibi altyapıların kurulması ile sürdürülebilir enerji kullanımına yönelik çalışmaların desteklenmesi, LNG, Bio-LNG, Methanol, Yeşil Hydrojen ve Amonyak ile ilgili yakıt istasyonlarının kurulması gibi projelere finansal destek sağlanabilecektir” dedi.

“Dünyada büyüyen ticaret hacmi ve gelişen ticaret yolları dikkate alındığında Kanal İstanbul’un önemi ve aciliyeti görülecektir”

Konuşmasının devamında Bakan Karaismailoğlu, “Süveyş Kanalı’nda dev bir konteyner gemisinin kaza yaparak kanalı kapatması, Dünya üzerindeki kıtalararası önemli yol güzergahlarından Güney Koridoru sekteye uğratmıştır. Bu kaza ile aynı zamanda, kıtalararası diğer önemli yol güzergahlarını bir kez daha gündeme getirmiştir. Şunu öncelikle ifade etmek isterim ki, Tarihi İpek Yolu’nun canlandırılması için stratejik önem taşıyan ve Türkiye’den başlayarak, Kafkaslara, oradan da Hazar Denizi’ni aşarak Türkmenistan ve Kazakistan’ı takiben Orta Asya ve Çin’e ulaşan Orta Koridorun önemi bir kez daha anlaşılmıştır. Türkiye’nin önemli kilit noktası olan Orta Koridor, Süveyş Kanalı’nı takip eden Güney Koridora göre ulaşım süresi yaklaşık 15 gün daha kısadır. Diğer yandan yine Orta Koridor, Kuzey Koridora göre daha hızlı, ekonomik ve 2 bin kilometre daha kısadır. Bütün bu değerlendirmeler gösteriyor ki, Ülkemiz, Uzakdoğu’dan Avrupa’ya uzanan en hızlı, en güvenli, en kısa ve ekonomik bir hat üzerinde güçlü bir geçiş ve lojistik merkezi olmaktadır. Bunlara ek olarak, Karadeniz ve Hazar Denizi Havzalarının enerji ve yük potansiyeli ile birlikte, Afrika’dan doğacak üretimi ve tüketim potansiyeli, Akdeniz, Ege ve Marmara Denizi ile birlikte Türk Boğazlarının stratejik önemini artırmaktadır. Karadeniz ve Hazar Denizi’ndeki enerji ve yük hareketliliği Karadeniz ve Ege’deki liman yatırımlarımız bizlere, Orta Koridorun, Kuzey-Güney hattında bulunan İstanbul, Dünya ticaretinin odak noktalarından birisi olmaktadır. Bugün 12 milyar ton olarak gerçekleşen ticaret hacminin \% 90’ı deniz yolu ile taşınıyor. Dünya ticaret hacminin 2030’da 25 milyar, 2050’de de 90 milyar ton olarak gerçekleşeceğini öngörmekteyiz. Dünyada büyüyen ticaret hacmi ve gelişen ticaret yolları dikkate alındığında Kanal İstanbul’un önemi ve aciliyeti görülecektir.

Karadeniz’in bölgesel ticarette artan önemini hepimiz çok iyi biliyoruz. Tuna ve Ren nehri bağlantıları ile birlikte, Baltık ülkelerine hitap eden Köstence limanları ile Karadeniz ticaret havzası haline gelecektir. Ülkemiz de mevcut limanlar Rize-İyidere ve Filyos, gibi diğer liman yatırımlarının yanı sıra Kanal İstanbul ile, Karadeniz’deki güç ve etkinliğini artıracaktır. Bu havzanın Akdeniz ve açık denizlere açılmasında Kanal İstanbul’un önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Lojistik Master Planımız çerçevesinde oluşturduğumuz Talep tahmin modeli doğrultusunda 2050’de boğazlarımızdan yıllık 78 binin üzerinde geminin geçmesi öngörülmekte olup sadece boğazdan bu sayıda geminin geçmesi mümkün değildir. Türk boğazlarında yaşanan kazaları önlemek için her gün yeni önlemler almak zorunda kalıyoruz. Geçtiğimiz ay içerisinde, boğazlarımızdan geçen gemilerde taşınan tehlikeli yüklerin tanımını değiştirdik, böylelikle taşınan yüklerin içerdikleri riske karşı gerekli tedbirler alınabilecektir. Uluslararası Denizcilik Örgütü mevzuatında yer alan tanım artık boğazlarımızda geçerli olacaktır. Bununla birlikte, boğazlarımızdan geçen tehlikeli yüklerin çok daha fazla olduğunu açıklayacağımız istatistiklerde ortaya konulacaktır. Ülkemizin göz bebeği olan boğazlarımızı korumak için her türlü tedbiri almaya devam edeceğiz. Gemi hacimlerinin oldukça büyümesi ve tehlikeli maddelerin bu gemilerle taşınması boğazdaki tehlikenin boyutlarını daha da artırmaktadır. Mevcut İstanbul Boğazının keskin dönüşleri, dip akıntıları ve yoğunlaşacak trafiği ile önümüzdeki dönemde mega kent için büyük tehlikeler meydana getirecektir. Halen ortalama 16 saat süren bekleme süreleri önümüzdeki yıllar kat be kat artacaktır. Bu denli yoğunlaşacak İstanbul Boğazı’ndaki olası bir duraksama ciddi zararlara yol açacaktır. Muhtemel sorunlara karşı, İdeal bir su yolu olarak projelendirilen Kanal İstanbul, aynı zamanda dünyanın lojistik vizyon projelerinden birisi olacaktır. İmar planları tamamlanan Kanal İstanbul’un ihale çalışmaları devam ediyor. Kısa sürede başlayacak güç ve kararlılıktayız” dedi.

Bakan Karaismailoğlu, “3. havalimanını yapmayın, 3. Köprüyü durdurun. Kuzey Marmara otoyolunu yapmayın, hatta 1. Boğaz köprüsü şimdiki adıyla 15 Temmuz şehitler köprüsünü yapmayın, Hidro elektrik santrallerini yapmayın’ şeklindeki dayatmaları unutmadık. O zaman onların dediklerine boyun eğseydik, bugün ne İstanbul Havalimanı, ne Yavuz Sultan Selim Köprüsü, ne Avrasya tüneli, ne filyos limanı ne de Yusufeli Barajımız olurdu. Bizler devlet aklını temsil ediyor ve gelecek nesillerin daha zengin, daha gelişmiş bir Türkiye’de yaşaması için gelişmiş bir altyapıyı kuruyoruz” diye konuştu.

Aykut Zor - Muharrem Çam
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.